EZANI ARAPÇA OKUDUĞUM İÇİN beni deli diye tımar haneye götürdüler

AFAKI İNLETİYOR İLAHİ, İSMİN NAMIN BU EZANLARKİ ELBET TEMELİDİR İSLAM,IN NİCE BİN MİNAREDEN, RİVAN OLUR GÖKLERE KALB-İ ZEMİN TİTREŞİR, NUR İNER HER BİR YERE BU EZAN Kİ ALLAH,A BU EZAN Kİ AŞKA DAVET BU MUHAMMADİ SEDA, BU NUR, BU BAŞKA DAVET.


1932 Tarihinde yere batan camiilerinde Ezan ilk defa Türkçe olarak okunmaya başladı.Yıllardır rasulun sünneti üzere okunan Ezandan kulakları ve gönülleri rahatsız olanlar rahatlamış, mü,minler ise derin bir üzüntü içinde kalmışlardı.Uzun bir süre bu şekilde devam etti.Ezanın Arapça okunması için bir takım şuurlu müslümanlar türlü mücadeleler vermişlerdir.Hacı muhyiddin Ertuğrul Efendi şöyle anlatıyor.Bu dertle ziyadesiyle dertlenen üstadımız Abdurrahman Balcı Etrafında bulunan tallebelerine: "Evlatlarım! Türkiyenin her bir vilayetinde Ezan,ı arapça okumayı başardığımızda inşaallah Ezan serbestleşecek.Zira Rasulullah,ı rüyamda gördüm.Bana bu şekil müjde verdi.Bu müjde üzerine biz 50'den fazla arkadaş biriktirdiğimiz paralarla,bu görevi yerine getirmek için yola çıktık.Her şehir ve her kasaba Ezan,ı arapça okuya bilmek için mücadeleler verdik.Her minareden indiğimizde görevliler tarafından tutuklanarak aylarca nezalette bekletildik.Kanuna karşı çıktığımız için, nezarette vucudumuza elektirik vererek toplu iğneleri tırnaklarımızla etlerimiz arasına acımasızca batırarak ve günlerce aç bırakarak her türlü işkencede bulundular. Hatta ölmemiz için vucudumuza zehir dahi akıttılar. Nezaretten çıktıklarında dahi minarelere koşarak, görevlerini ifaya yılmadan devam ediyorlardı. Sadık Çakır Tepe şöyle anlatıyor:
EZAN,I ARAPÇA OKUDUĞUM İÇİN beni deli diye tımar haneye götürdüler.
Baş tabib beni yanına çağırarak: "oğlum! Ezan,ı niçin Arapça okuyorsunuz? Bak Türkçesi daha güzel" Ben ise doktora: "Doktor bey! Ben size isminiz Ahmet olduğu halde HANS- KİRKO desem olurmu?Hans hiç Ahmet yerini tutarmı? Bizim de (ALLAH-U EKBER )ifademizin yerini hiç birşey tutmadığı için bu denli işkencelere sabrediyoruz." Buna binaen Dr :"Bu adam deli değil velidir.Bu olsa olsa Allah-ın delisidir"beni hastahaneden çıkardı.Bir çokları ise geçim kaynağı olan ineklerini ve tavuklarını satarak Türkiye,nin her yerinde Ezanı Arapça okuyabilmek için gecelerini gündüzlerine kattılar.Ezan okunan her yeri kırmızı kalemle işaretliyorlardı. Hepsinin niyeti Ezanı n Arapça okunmasının yasaklanma kararının alındığı, TÜRKİYE Büyük Millet Meclisinde "EZAN'ı Muhammediyye'yi" Arapça okumak. Bu büyük cihad için hazırlıklar başladı.T.B.M.Meclisinde okuma görevini ERTUĞRUL ve OSMAN YAZ Efendi aldılar.T.B.M.Meclisine gire bilmek için kendilerine millet vekili dinleyici kartı almaları lazımdı."Bu hususta Kütahya millet vekili İhsan Şeref,ten"sizi mecliste dinlemek istiyoruz"diyerek dinleyici kartı aldılar. Devamını Muhyiddin Efendiden dinleyelim. 4 şubat 1949 Cuma günü Meclis binasına geldik ve kapıdaki görevlilere Millet vekili kartlarını göstererek içeriye girdik.Arkadaşlarımızla anlaştığımız üzere karşılıklı iki locaya gidip dinleyiciler arasında yerimizi aldık.Planımız şuydu Mecliste yapılan konuşmaların en hararetli anında ayağa kalkıp Ezan okuyacak, okuyana müdahele edilince diğerimiz Ezan,a devam edecektik.Nihayet beklediğimiz an geldİ.Millet vekilleri hararetli tartışırken ben hemen sol locodan ayağa kalkarak Ezan okumaya başladım.Meclis bir anda karıştı.Ve büyük bir şaşkınlık oldu.Ben HAYYEALAS- SALAH Lafzını henüz bitirmemişken vazifelilerden beni kolumdan yakalayarak,biri ağzımı kapatınca,vazifelinin elini ısırıp,ağzımın serbest kalmasını sağladım.Ve hemen nefes nefese HAYYEALA,L FELAH diyebildim.Ezanın bundan sonrasını başıma sert br cisimle vurdukları için devam ettiremedim.Planımız gereği hemen karşı locodan OSMAN YAZ kardeşim ayağa kalkarak, Ezan-ı Arapça olarak ALLAH(CC)nün ihsanıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde tamamlamış oldu.T.B.M.Meclisinde okuduğumuz Ezan yüzünden 9 ay hapis cezası aldık."Nihayet 18 yıllık zamandan sonra fedakar mücahidler sebebiyle minarelerin hasret kaldığı Arapça Ezan 16 Haziran 1950 tarihinde tekrar Arapça okunmaya başlandı

ELHAMDÜLİLLAH. MEST OLUR BÜTÜN CANLAR, TİTREŞİR KALB-İ ZEMİN TAZE BİR ÇİÇEK GİBİ, YÜZÜ GÜLER ÜLKEMİN İSTANBUL, MEKKE, BAĞDAT, MEDİNE, KUDÜS VE ŞAM DİNLER EZANLARINI, EY BİLAL SABAH AKŞAM

1 yorum:

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.