Konu: Derin Haber
Her şey onunla başladı
Kenan Evren darbe yaptı, 171 kişi işkencede can verdi. Gençler bir sağdan, bir soldan asıldı! Turgut özal'ın yolunu açtı, Tayyip Erdoğan'a destek verdi. BOP'u ve eyaleti savundu...
Emekliliğin tadını resim yaparak çıkarıyor
1918 yılında Manisa'da doğdu. Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemde 12 Eylül askeri müdahalesi ile yönetime el koydu. Daha sonra kabul edilen anayasa ile Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı oldu. 9 Kasım 1989'da bu görevini tamamlayarak Marmaris'e yerleşti. Emeklililğinde resim sanatıyla ilgilenmeye başladı.
12 Eylül 1980 darbesinin mimarı Kenan Evren, Turgut özal'ın yolunu açtı, Erdoğan'a destek verdi, BOP'u savundu .
Bir sağdan bir soldan asıyorduk
Türkiye'de 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale olarak tarihe geçti. Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakanı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1960 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir baskı dönemi başladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve Kuvvet Komutanları tarafından oluşturulan askeri cunta Milli Güvenlik Konseyi adı altında 1983 genel seçimine kadar Türkiye'ye ilişkin tüm kritik kararları aldı. Darbe ardından geçen 3 yıl içerisinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi ve cuntanın belirlediği Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, 1982 yılındaki halk oylamasında, yüzde 92'lik "Evet" oyu ile büyük farkla kabul edildi. Halk oylamasında "Hayır" oyu kullananları sandık başında baskı altında tutmak için rengi dışardan görünen oy pusulaları kullandırıldığı iddia edildi ama bu sonucu değiştirmedi. Aynı halk oylamasında, Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi. Kabul edilen Anayasa'da, cunta üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde, seçimlerle iktidara gelen hiçbir hükümet tarafından kaldırılmadı ve 12 Eylül liderlerinin dokunulmazlığı sürdü. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şerîat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği yürüyüş gösterildi.
Kenan Evren ve kuvvet komutanlarından oluşan askeri cunta, Milli Güvenlik Konseyi adı altında kritik kararlar aldı. Anayasanın geçici 15. maddesi ile cunta üyelerinin ömürboyu yargılanması engellendi. Seçimlerle iktidara gelen hiçbir hükümet, bu maddeyi kaldıramadı
özgürlükler askıya alındı, ünlü siyasetçiler hapse atıldı
12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri darbe ile ülke yönetiminin başına geçen Evren, 9 Kasım 1982 tarihine kadar "Devlet, Milli Güvenlik Konseyi ve Genelkurmay Başkanı", 1 Temmuz tarihine kadar "Cumhurbaşkanı, Milli Güvenlik Konseyi ve Genelkurmay Başkanı" olarak görev yaptı. Darbe ile Türkiye'deki bütün özgürlükler askıya alındı. Yaklaşık 100 bine yakın insan gözaltına alınıp, işkenceden geçirildi. 171 genç, işkence sonucu öldürüldü. Evren, "İşkenceleri ben mi yaptım" diyerek kendisini savundu. Onlarca genç, idam edilirken, bunların en dikkat çekeni 16 yaşında olmasına rağmen yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren oldu. Darbeden sonra ilk idam edilenler ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu ve sol görüşlü Necdet Adalı oldu. Birçok siyasetçiyi hapse attırdı. Bunlardan en önemlileri Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel'di. Evren'in, "Asmayalım da besleyelim mi?", "Adalet yerini bulsun diye bir sağdan bir soldan asıyorduk.", "İdamları imzalarken ellerim hiç titremedi." sözleri unutulmayanlar veciz (!) sözler arasında yerini aldı
12 Eylül darbesinin ardından Türkiye'de özgürlükler rafa kalktı. Yaklaşık 100 bin vatandaşımız gözaltına alınıp, işkenceden geçirildi. Bu işkenceye dayanamayan 171 genç hayatıhnı kaybetti. Merhum Alparslan Türkeş ve Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel gibi ünlü siyasiler hapsi boyladı.
Türkiye'yi küresel ekonominin işgaline açtı
12 Eylül 1980 darbesinin ardından siyasi partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından da yargılandı. Bu durum, siyasi partilerin sürekliliği konusunda tarihsel sorunlar yaşayan Türkiye'de siyasi temsilin demokratikleşmesi önünde yeni bir engel oluşturdu, siyasi gelenekler geçici de olsa alt-üst edildi. 6 Kasım 1983 genel seçimine, kapatılan eski siyasi partilerin hiçbiri katılamadı. 1982 yılında hazırlattığı Anayasa'yı onaylayarak cuntayı destekleyen seçmen, cuntanın işaret ettiği emekli Orgeneral Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi yerine Turgut özal liderliğindeki Anavatan Partisi'ni Türkiye'yi yönetmek üzere seçti. Daha sonra, siyasi yasakların kalkması ile eski liderler ve eski kadrolar, yeni partiler ile seçimlere katıldı. 1983 yılındaki genel seçimde Turgut özal'ın Başbakan olması ile Türkiye ekonomisinin küresel entegrasyonu da başlamış oldu. Bu anlamda, tasarlamadan da olsa, 12 Eylül cuntası, içe dönük kapalı bir ekonomiye sahip olan Türkiye'yi olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile küresel ekonominin bir parçası haline getiren gelişmeleri tetikledi.
Eyalet tartışmasını alevlendirdi
12 Eylül askeri yönetimi döneminde, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun da Konsey üyesi olarak görev yapmışlardı.
Darbenin mimarı Orgeneral Kenan Evren, yıllar süren suskunluğunu, bir süre önce "Eyalet Sistemi için gerekli çalışmaları yapmıştık" sözleriyle bozdu. Kelimenin tam anlamıyla Türkiye'yi şok eden bu açıklama sonrasında, Türk kamuoyu bir kez daha kendisini idari sistemin sorgulandığı sonuçsuz tartışmaların içinde buldu. 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, tartışmaların giderek alevlendiğini gördüğünde bu kez de "Ben eyalet sistemi önerdim, ancak 'federasyon' olarak yazıldı" şeklinde bir açıklama yapma ihtiyacı duydu. Söylediklerinde suç unsuru olmadığını savunan Evren'e göre, darbenin 27 yıl sonrasında kendisine karşı çıkanlar "12 Eylül nedeniyle kuyruk acısı olanlar" dan başkası değildi. Kenan Evren'in açıklamaları üzerine Muğla Cumhuriyet Başsavcısı inceleme başlattı. Evren'in savunması bir kez daha gazetelere yansıyordu: "Federasyon demişim gibi, Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma açılması söylenmiş. Biz münakaşa, tartışma kültürüne sahip değiliz. Böyle bir fikir atılmış ortaya. Bunun iyi tarafını da kötü tarafını da savunanlar olur. Gazetelerde çıkıyor, bazıları uygun görüyor. Uygun gören yazılar da var. Birbirimizle kavga ediyoruz. Kıyametler koptu. Bu bir düşünce özgürlüğü. Eski cumhurbaşkanı olarak bu işin halledilebilmesi için tartışılsın istedim. Bunu çok kimse biliyor ve söyleyemiyor. Ben biliyorum. Herkes söylüyor ama cesaret edip ortaya atan yok. Ben bu cesareti ortaya attım. Bana kuyruk acısı olanların hoşuna gitmiyor. 12 Eylül'den dolayı. Tabii ki kuyruk acısı olanlar 'aferin, iyi söylüyor'mu diyecekler, karşı çıkacaklar. Mahsurlu da olabilir. Ben tartışılsın istiyorum." Turgut özal'ın yolunu açan Evren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdi ve BOP'u savundu.
Evren, yıllar süren suskunluğunu eyalet tartışmalarını alevlendirerek bozdu. Tartışmaların giderek büyüdüğünü görünce, "Ben eyalet sistemini önerdim, ancak federasyon olarak yazıldı" açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Bu sözleri nedeniyle Muğla Başsavcılığı, Evren hakkında inceleme başlattı.
Darbeden, ABD'nin haberdar olduğu iddiaları gündemde
Darbenin ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa bir süre içinde sona ermesi, güvenlik güçlerinin şiddet eylemlerini darbe öncesinde neden önlemediği ya da önleyemediği sorularını da beraberinde getirdi. ABD yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze tarafından "bizim çocuklar işi bitirdi" anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması ise 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı. 7 Kasım 1982'de kabul edilen Anayasa ile Türkiye'nin 7. cumhurbaşkanı olan Kenan Evren'in görev süresi 9 Kasım 1989 tarihinde doldu. 12 Eylül askeri darbesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihine son derece çarpıcı istatistiklerle birlikte girdi. Toplam 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı.300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
YENİçAĞ
--
-------------------------------------------------------
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
---------------------------------------------------
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.