'İrtica entrikalarında türban yaygaraları''

'İrtica entrikalarında türban yaygaraları''



A.

Raif Öztürk'ün yazısı
BAŞÖRTÜSÜ! TÜRBAN? & Uçuşan anketler?

Özellikle bu günlerde, ortada uçuşan birçok anket var. Zaten Türkiye'mizde, kalkınmada, büyümede, sanayileşmede, ekonomide, insan hakları ve özgürlüklerinde, ne zaman kayda değer bir hız ile iyileşme başlasa, mutlaka ya irtica entrikaları ya da türban yaygaraları başlatılır. Bunlara alıştık… Evet, irtica, türban, laiklik ve benzeri teraneler, kabak tadı vermeye başladı. Gerçi halk bunları artık yemiyor, bu adamlar kendileri çalıp kendileri oynuyor… Köşemizi, bu konularla meşgul etmeye bile değmez, fakat işiyle gücüyle meşgul bazı temiz zihinlerin, bu yaygaralardan etkilenmemesi için, tekrar arz etmek istiyorum. Önce; temcit pilavı gibi ikide-bir piyasaya sürülen, şu "TÜRBAN"ı tanıyalım. Türban; genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılan, başa veya fes, kavuk gibi bir iç şapkanın üzerine sarılan uzun başörtüsüdür. Müslüman ve sih toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır. (Bkz. Geniş kapsamlı lügatler ve ansiklopediler.) Etimolojik olarak türban nedir? Türban kelimesinin kökeni, Farsça dulband kelimesine dayanır. Türkçe'de tülbent olarak kullanılan bu kelime, Fransızca 'ya turban olarak geçmiştir. Bu nedenle Türkçede halen tülbent veya başörtüsü anlamlarında da kullanılır. (A.g.k.) Türkiye'mizde ise türban kelimesi, maalesef çok istismar edile gelmiştir. Türban, o malûm 28 Şubat sürecinde, başörtülü öğrencilere büyük sempati duyan halk ile üniversite öğrencilerini birbirinden koparmak için, bir İhsan Doğramacı üretimiydi, ama tutmadı. Bir takım kurum ve çevreler bu tabire, mal bulmuş mağribî gibi sarıldılar. Üniversiteli öğrenciler ve halk, hep "başörtüsü" ifadesini tercih ettiler. · Şimdi ise, bazı gelişmeleri tökezletmek isteyen kurum ve kişiler, "türbanlı sayısı arttı, başörtülü azaldı" teranesini gündeme getirdiler. (Aşağıda tekrar değinilecek.) ******* Başörtüsü ve türban, şimdiki ortamda ne anlama geliyor ya da getiriliyor? Bildiğiniz gibi, bir süre önce çok yaygın olarak, türban yorumlarında "siyasi simge" tanımlaması ve YÖK'ün "başörtüsüne değil, türbana karşıyız" açıklamaları vardı. Şu çelişkiye bakınız ki, gerçek türbana Yüce dinimiz de karşıdır. Çünkü türban ile çene altı ve boyun örtülmez. Oysa Kur'ânın tarifinde, boyunun örtülmesi de esastır. "SİYASİ SİMGE" olayı ise bir şaşırtma, bir saptırma, bir kafa karıştırmadan ibarettir. Hani 'bağcıyı dövme bahanesi' çıkarmak için, 'bağdan üzüm çalmak' gibi bir şey… · Allah aşkına, yakıcı ve kavurucu Ağustos sıcağında, üç kuruşluk bir siyasi şov için baş örtülür mü hiç? Örtülse de şov sonrası çıkarılmaz mı? Bu sürekli fedakârlık, ancak ve ancak Yüce yaratıcımızın emri olduğu için yapılabilir… Sonra, başörtüsü ile atıfta bulunulan siyasi parti, bugün % 2,5'lara düştü. Başörtüsü ise hâlen % 70'lerdedir. Ayrıca "siyasi simge" uydurmacası, en fazla 30-40 yıla kadar uzanıyor. Başörtüsü emirlerinin ise, 1400 yıldan daha fazla mazisi var. Yani İslamiyet'in doğuşuyla hüküm altına alınmış bir olaydır... İşte, ilgili âyeti kerîmelerden sadece bir tanesi: 24. Âyet, 31. Sûre . : "Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler..." İlâhî emir, yorum gerektirmeyecek kadar net, değil mi? Bir de, şu modernleşme asrımızın gereği olarak, başörtüsünde de (örtünme kurallarına sadık kalmak kaydıyla) bazı güzelliklerin, modaya uygun sergilenme gerçeği vardır . Bu güzelliklere genelde, genç, kültürlü, zengin ve yüksek tahsilli kızlar sahip çıkıyorlar. · Aslında medyanın ve ortalığı bulandırmak isteyenlerin belirttikleri, "türban örtme oranı 4 kat arttı" dedikleri sadece bu modernleşme olabilir. Bunun da gerçek türban ile hiç alakası yoktur. Bu gelişmeden korkmak yerine, bu güzellikler alkışlanmalı ve takdir edilmelidir. İslâm'ın emri olan 'bilinçli örtünmeye' karşı olanlar, bunu açık-seçik söyleyemedikleri için, bu güzel gelişmelere de "türban" demek ile halka yedireceklerini zannediyorlar. Görülüyor ki halk bu yaygaraları da hiç ciddiye almıyor. Aynen şapka konusu gibi… ******* Şimdi gelelim birbirileriyle çelişkili anketlere: Araştırmacılardan TESEV ve A. & G. v.d. üç yılda başı açık sayısı % 4 arttı derken, KONDA ise tam aksini "Türban takma oranı 4,7 kat (!) arttı." diyerek akıl ve mantık dışı bir biçimde iddia ediyor. Bundan neler kast edildiğini, lütfen tekrar düşününüz… · İnsaflı yorumculuk, bu sonuçları "tehlike sinyali" gibi sunmak yerine, bir "toplum gerçeği" nin altını çizmek için kullanmalıdır. Ve tüm yetkililer; "neden bu toplum gerçeğine göre bir yasal çerçeve oluşturulmuyor?" sorusuna odaklanmalıdırlar. Hangi araştırmaya bakarsanız bakın, Türkiye'de çok büyük çoğunluk başını örtüyor. Anketlerin şu yönüne çok dikkat edilmeli, hasıraltı ya da sümen altı edilmemelidir: · Toplumun yüzde 69,4'ü başını, dînî veya geleneksel biçimde örtüyor. · Çok büyük bir çoğunluk (Başı açık hanımlar dâhil % 78'i) üniversitelerdeki başörtüsü yasağına karşıdır. · Toplumun yüzde 70'ini potansiyel baskı altında tutmanın hiçbir faydası yoktur. Bu halk, HAK bildiğini yapıyor. Memurların, şu an bile şapkasız gezmesi yasalara göre suçtur. Buna rağmen, görevi başında "şapka takan" tek bir memur var mı?... Demek ki, nehirler aksi istikamette akmaya zorlanmakla, tersine akıtılamazmış… ******* Konu biraz uzadığı için, bir komedi ile sizleri dinlendirmek istiyorum. Milliyet Gazetesi'nin "yüzyılın anketi" ve "yılın gazetecilik olayı" diye tanıttığı "dindarlık anketinde" öyle bir soru vardı ki evlere şenlik. (07.12.2007) · Kadınlara ait bir soruya bakınız: "Hangi sıklıkla Cuma namazı kılarsınız?" Cevaplar çok daha komik , çünkü bu araştırmanın sonuçlarına göre: Başörtülülerin yüzde 65'i, türbanlıların yüzde 71.1'i, çarşaf ve peçelilerin ise yüzde 73'ü Cuma namazlarını kaçırmıyor! Hey gidi cahillik, hırs ve masa başı anketi hey… · Bu yüzdelere göre, cumalarda kadın yığılmaları olmalı değil mi? Oysa ben 40 yıldır Cuma namazı kılıyorum ve hiç denk gelmedim! Temel bir dini kuraldır, kadınlar evde veya camide Cuma namazı kılmazlar. ******* Peki, konu bu kadar açık ve net iken, inadına sürdürülen türban tartışmasının altındaki asıl gerçekler, neler olabilir? İşte konu ile ilgili bir haber: Bilim adamları, durduk yerde başlatılan yapay 'türban' tartışmasının altındaki gerçeği açıkladı. YÖK Başkanlığı'na yapılacak atama öncesi amaç, Köşk'ü etkilemek... · YÖK'ün yanı sıra rektör atamalarını da etkilemeyi amaçlayan kampanyanın bir hedefinin de, çıkarılacak sivil Anayasa olduğu da hatırlatıldı. Akıl ve mantık ile yapılması gereken siyasi çekişmeler için, halkın büyük çoğunluğunun üzerine titrediği ve ibadet titizliğinde önem verdiği konuları istismar etmek, yanlıştır, ayıptır ve nihayet âcizliktir. —"Şuurlu ve bilinçli baş örtme oranının, inadına artmasının önemli bir sebebi bunlara tepki de olabilir", diye düşünüyor, hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum...


--
We are in the world as words are in a book. Each generation is like a line, a phrase...

Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.