KONTRGERİLLA: LAİKLİK SUİKASTLERİYLE AMAÇLANANLAR

LAİKLİK SUİKASTLERİYLE AMAÇLANANLAR 1990 yılının başında Muammer Aksoy'la başlayıp ardı ardına gelen ve en son halkasını da Uğur Mumcu'nun oluşturduğu 90'lı yıllar suikastleriyle neler amaçlanmış olabilir? Bu bölümde çeşitli kesimlerin bu konudaki yaklaşımları sergilenmeye çalışılmıştır. YERYÜZÜ, ARALIK'90, "Kontrgerillanın Maskesi Düştü": "..(1990 yılı içinde öldürülen Aksoy, Emeç, Dursun ve Üçok) radikal laik akımın sol kanadına mensup kişilerdi (Uğur Mumcu da ilave edilebilir listeye). (Bu yüzden kontrgerilla tarafından rahatça kurban edildiler denilebilir. Cümlenin hemen devamındaki yorum da ilginç.) Radikal laik akımın sağcı isimlerinin değil de bu isimlerin öldürülmesi elbette, sol güçlerden laik cepheye militan bir taban oluşturma operasyonudur. Nitekim, bu isimlerin cenaze törenlerinde, sol kanat gençliğinin yer alması, atılan sloganlar, başlatılan kampanyalar da gösteriyor ki, amaç müslümanlarla solcuları kapıştırmaktır. Solun bütünüyle böyle bir oyuna alet olmadığı, ancak bir kesimin hayli hevesli olduğu gözlendi..." Yeryüzü ilginç bir noktayı yakalamış!.. İdeolojileri yıkılınca boşlukta kalan solun, sistemi tekrar sorgulayarak başa bela olması, ya da daha önemlisi, sisteme yegane alternatif durumuna gelen islami antiemperyalist cepheye kayma tehlikesi böylece bertaraf edildi ya da en azından asgariye indirildi de denebilir. TERÖR VE GÜNEYDOĞU SORUNU, Fehmi Koru, S.48: "..Her eylemden sonra tedirgin hale gelen çıkacak yasaları, yasakların yumuşatılmasını kısıtlayıcı yasa maddelerinin tümüyle kaldırılmasını engellediler..." TERÖR VE GÜNEYDOĞU SORUNU, Fehmi Koru, S.78: "..'Laik' kesimi hedef alan terör, üniversite hocalarının, aydınların 'Kahrolsun irtica' diye sokağa dökülmesine, Evren'in önüne gelen yasayı vetosuna, başörtülü genç kızlara zulmün devam etmesine yaradı... Körfez bunalımı sırasında işlenen her cinayetle, Türkiye biraz daha fazla Amerikan çizgisine yanaştı. Olağanüstü Hal uygulamasının devamı oylanacakken işlenen cinayetler, milletvekillerini uzatma yönünde oy kullanmaya sevketmekte... Milletvekili olmaktansa ne yaptığını bilen terörist olmak sonuç almak bakımından daha emin..." MİLLİ GAZETE, 31 OCAK'93, Ahmet Kekeç'in yazısından: "..Mumcu'nun öldürülmesi Türkiye'deki demokratikleşme çabalarını sekteye uğrattı. Resmi söylem kendisine çıkış yolu arıyordu, bunu buldu. Sivilleşme ve liberalleşme istekleri büsbütün tarihe karışmasa da, en azından akamete uğradı. Örneğin darbecileri yargılayacak malum anayasa değişikliği bundan böyle meclisten geçemeyecek. İmam-Hatip'lilerin Harp okullarına alınmasını sağlayan yasa tasarısı komisyondan okey almasına rağmen geri çekilecek. Sivil direniş grupları Milli Güvenlik Kurulu'nun işlevini kolay kolay tartışamayacak. Faili meçhul cinayetler sürecek. Kontrgerillanın üzerine gidilemeyecek. Parlamentonun üzerindeki demoklesin kılıcı kalkmayacak. Ülkeyi generaller yönetmeye devam edecek." MİLLİYET, 31 OCAK'93, Derya Sazak'ın yazısından: "..İlginçtir... İran alerjisi ile Uğur Mumcu'nun öldürülmesi ardından bazı kesimlerde ortaya çıkan köktendinciliğe isyan, Türkiye'de rejimin yeni güvencelere bağlanması senaryosuna uygun düşmektedir. Eğer böyleyse, terör daha da tırmanacak demektir..." CUMHURİYET, 30 OCAK'93, "Doğu Perinçek 'Cinayetten CIA..'": "..Doğu Perinçek şöyle diyor; "Türkiye ile İran arasında gerginliği kışkırtmak isteyenler Uğur Mumcu'nun kişiliğinde amaçlarına çok uygun hedef seçmişlerdir. Bir parmak Türkiye'ye sürekli İran hedefini gösteriyor. Bir imalathane sürekli İran düşmanlığı üretiyor. Türkiye-İran savaşını kışkırtmak amacıyla tezgahını kuran CIA ekibinin karargahı ABD-Türkiye Dostluk Derneği'dir..."" HÜRRİYET, 29 OCAK'93, Zeynep Göğüş'ün yazısından: "..Bana öyle geliyor ki, birileri Türkiye'yi bölme planını çoktan yaptılar. Senaryoyu adım adım uyguluyorlar. Mumcu'nun ölümü, bunun bir parçası. Planı her kim yaptıysa, amacı Türkiye'yi İran'la kapıştırmak, çünkü o zaman, Türkiye'nin parçalanması daha kolay olacak; darbeler vs., ortalık iyice karışacak. Ve Türkiye, dış dünyaya açılımını durduracak, içine dönecek. Londra'dan bu düşüncelerle döner dönmez, Jak Kamhi'ye suikast girişimi haberini alıyoruz. Kamhi, Türk özel sektörünün Avrupa Topluluğu ile ilişkilerini yıllarca başarıyla yürütmüş bir Türk musevisi... Plan muhteşem. Biz bu oyuna gelmeyecek kadar akıllanmış olmalıyız. Zaten Başbakan da önceki gün Mumcu suikastiyle ilgili olarak, "Tuzak sezilmiştir" demedi mi? Öyle Hizbullah falan, yemezler beyler."


--
We are in the world as words are in a book. Each generation is like a line, a phrase...

Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.