Ahlaksız Bir Dünyada Ahlaklı Yaşamak Umut Gençliğinin liselilere yönelik konferanslarından birini daha umutla yapmış bulunuyoruz. "Ahlaksız Bir Dünyada Ahlaklı Yaşamak" konferansıyla Adnan İnanç'ın katılımıyla vakfımızda düzenlenmiştir.
Ahlaksız bir dünyada ahlaklı yaşayabilmenin imkânı, hayatın özünde olanı dizelere, satırlara dökmeye çalışmamaktan başlar. Hayatın özünde olan, insanın özünde kalmalıdır. Gülü yerinden ederseniz, gül solar. Ahlakı çok konuşup da hayatınıza geçirmezsek, ahlak sizin hayatınızın değişmez prensiplerinden değilse boşu boşuna konuşuyoruzdur ahlakı… Ve orada insanoğlu haddini aşmış olur. Hayat, özünde bulundurduklarıyla güzeldir. Hayattaki o özle bağını yitirmeyen insan, hayatını tatlı bir rayiha ile bütünleştirir. Helva demekle nasıl helva tadı alamıyorsak, kavanozda bulunan balı kavanozun dışından yalayarak nasıl bal tadını alamıyorsak; hayatın özünde bulunanlarla bağımızı koparırsak da hayatın tadını alamayız. Değişmeyen tek olgu değişimdir. Hayatta her şey değişir, değişmeyen ise tevhit ve ahlaktır. 2500 yıl önce Platon nasıl ahlaktan bahsetmişse, Aristo ahlakı düşünmüşse ve eserler bırakmışlarsa arkalarından, eserleri hiç eskimemiş bilakis gün geçtikçe önemleri artmıştır. Ahlak öteden beri insanlığın kadim problemidir. Hiçbir peygamber, filozof, önder gösteremezsiniz ki ahlaktan bahsetmemiş olsun. İster modern dünyada, ister Hıristiyan camiasında isterse de Budizm'de olsun tüm liderler ahlaktan bahsederler. Hiçbir hareket önderi ahlaktan bağımsız konuşmamıştır. Platon "Bilgi ahlakı doğurur" derken büyük bir yanılgının içine düşmüştür. İdeal ahlak teorisinde ahlak bilgiden elde edinilmez zaten. Aristo ise ahlakın tanımını yaparken siyaset üzerindeki felsefeden yola çıkmıştır. Sokrat ahlakı çok önemsemiş, İslam metafiziği ile uyumlu ilkeler ortaya koymuştur. 18. yy.da Kant, İslam Medeniyeti'ne en yakın, en uyumlu ahlak tanımını ortaya koymuş ve teorisiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. 19. yy.da Schopenhauer ve Nietzsche ahlak ile ilgili telkinlerde bulunmuşlardır. Bu konularda İslam Medeniyeti'nde Şuhreverdi'nin eserleri özellikle incelenmesi gerekir. Tarihte bu kadar kendi ahlak ilkelerini hiçe sayan başka bir topluluk var mıdır acaba? Bu kadar birikimini elinin tersiyle iten ve kendi değerlerine yabancılaşan bir topluluk?... Faziletli bir topluluk, erdemli bir topluluk nasıl olur da değerlerini hiçe sayar?... Tasavvuf, ahlakın kapısıdır adeta… Tasavvuf insanı mükerrem insan, yani kerem sahibi insan yapar. Tasavvuf, ahlakı diriltir… Ahlakı kaybetmiş medeniyet ortada kalmış bir medeniyettir ve yok olmaya mahkûmdur. Bakınız Osmanlı Devleti ne zaman ki ahlaki olarak yozlaştı o zaman yıkılmaya ve parçalanmaya başladı. Bakınız Ad kavmine, Lut kavmine, Semud kavmine hep ahlaktan dolayı nasıl çürüdüklerini ve çöktüklerini, helak olduklarını göreceksiniz… Ahlakı yeniden ayağa kaldırmak, diriltmek gerekir. Bir insanın "açım, susuzum!" diye bağırması o insanı doyurmaz, su ihtiyacını gidermez. Eğer bir insan Kuran okuyorsa, sadece okuyorsa yani hayatına geçirmeyip hayatını inşa etmiyorsa, diriltmiyorsa Kuran onun hidayetine vesile olmaz. Biz içinde bulunduğumuz medeniyetin, zenginliğinin farkında değiliz. Sadi'den, Molla Sadra'dan, Ruşeni'den hiç okumamış bir ümmetiz, batılılarsa bizden aldıklarını itiraf ede ede hikâyeleri bizlere satıyorlar. Bostan ile Gülistan'ı kaç kişi okudu, ya da ismini duydu en azından?... Siz Allah ile Allah'ın hayata koyduğu kurallar hakkında savaşamazsınız. Eğer bu hayatta ahlaken doruğa çıkmak istiyorsanız, ahlakın aktif bir öznesi olmak zorundasınız, pasif bir nesnesi değil… Herkes nefsini önüne koysun ve kendisini sorguya çeksin… Eskiler "Âlim olmak ayrı, adam olmak apayrı" der. Çocuğunuzu küçük yaşta gönderirsiniz medreseye, büyüyünce âlim olur. Lakin adam olmak apayrıdır. Eğer acı başına yağıyorsa buna tahammül etme bilinci gösterebiliyorsa bir kişi, bu apayrıdır. Sabır nedir? Derin bir tevekküldür. Acıyı yüzünü buruşturmadan tahammül etme sanatıdır. Ahlak işte sabırdır, sabırla ikame etmedir hayatı. Bu anlamda kişi, ya etrafındakileri değiştirir, değişmesine vesile olur; ya da kendisi değişir. Yaşadığımızın çağın şahidi olmak için, ahlaklı olmak şarttır. Bu tebliğdir aynı zamanda. Fedakârlık kadar etkili bir tebliğ yöntemi yoktur… İbadetlerin ruhu ahlaktır. Ahlaksız bir ibadet, ibadet olmaktan çıkar. İbadet hayatın her alanında var. Bize düşen hidayet meşalesi olmaktır, insanları yargılamak değil… Söz bitmedi, Umut Yaşıyor! Umut Gençliği
--
Bana ulaşmak için: dosta333@gmail.com
" HAYAT BIR UYKUDUR, OLUNCE UYANIR INSAN; SEN ERKEN DAVRAN OLMEDEN ONCE UYAN..."
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.