[ANADOLU HABER] Vatikan ve İslam /2/

Vatikan ve İslam /2/ Muhammed Ammara

Papa II. John Paul'un Nisan 2005'te ölmesiyle Vatikan'da resmi görevli birçok kişi işini kaybetti. Ancak bir kaç kişi hariç. İşini kaybetmeyenlerden bazıları şunlardı:

1- Papa'nın ölüm haberini açıklayan ve geçici müdür görevini üstlenen Yaver Kardinal Eduardo Martinez Somalo.

2- Cenazede bir konuşma yapan ve eski Papa'nın hayat hikâyesini anlatan Kardinal Joseph Ratzinger.

Ratzinger 16. Benedictus unvanıyla Papa seçilmesi savunduğu fikirler nedeniyleydi. 14. Benedict (1740-1758) rasyonalizme ve aydınlanmaya düşman bir Papa'ydı. 5. Benedict ise (480-547) Batıda Hıristiyanlığının yerleşmesini sağlayan ve günümüz de takip edilen batı ruhbanlığın temelini atan rahip ve Papa'ydı.

- 2004'te ise 16. Benedictus daha Papa seçilmeden Papalık görevini üstlenmişti. Vatikan'daki güçlü adam konumundan hareketle Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olmasına karşı olduğunu, çünkü Türkiye'nin müslüman bir ülke olduğunu söylemişti.



-2005 Nisanında ölen Papa II. John Paul'un cenaze törenini aktaran Amerikan Newsweek dergisi 19/4/2005 tarihli sayısında beklenen haberi veriyordu: Papa İslam'la yüzleşiyor. Zira uluslararası terör (İslam), doğu bloku ülkelerindeki Komünizmden kaynaklanan sorunları adeta siyah beyaz televizyona çeviriyor. İslam'ın fundamental ve modern yapısıyla bir güç olarak ortaya çıkması teolojik ve yüksek diplomatik bilgisi olan lider bir rahibin mevcudiyetini gerekli kılıyor.



-Yeni Papa Avrupa'nın kalbinde cereyan eden bu İslam tehlikesiyle başedebilmeli. Çünkü gelecek nesilleriyle birlikte göçmen Müslümanlar Kilisenin daha önce karşılaşmadığı sosyal ve dini bir güç odağı haline geliyor.



Bu bildiriyle Newsweek, yeni aşamada yeni Papa'nın yeni görevlerini sıralıyordu. Eski Papa'nın "Komünizm'le savaşma" rolü, yeni Papa'dan beklenen "İslam'la savaş" rolüyle kıyaslanamaz.



-Kardinal Joseph Ratzinger Papalığı üstlendikten sonra (16.Benedictus olarak):



1- "Dinlerarası diyalog" komitesi kaldırıldı. Yerine "kültürlerarası diyalog" komitesi getirildi. Katoliklik dışında diğer dinlerin gerçekten semavi din olduğunu reddeden "Egemen Mesih" belgesine uygun olarak.



2- "İslamo Cristiano" dergisinin yayınını da durdurdu. Ayrıca Almanya'nın Köln şehrinde Müslüman temsilcileri kabul ederken şöyle diyecekti: "Müslümanlar kalplerindeki kini söküp atmalı, fanatizmin tüm türleriyle ve şiddete sebep olabilecek herkesle savaşmalıdırlar."



- Eylül 2005'te ise İslam ve Müslümanlara karşı şiddetli ırkçı ve öfkeli yazılarıyla tanınan İtalyan kadın gazeteci Oriana Fallaci'yi kabul etti.



- 18/4/2006 tarihinde Fransa'nın ünlü gazetesi Le Monde'nin yazarı Henry Tincq'in Papa'nın İslam'ın yayılmasına engel olması gerektiği üzerine bir makalesi yayınladı: Papanın ağzından şunları yazıyordu: "İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlık tarzı tevhidi bir din değildir. Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın mensup olduğu aynı vahye mensup değildir."



- İtalyan Senetör ve yazar Marcello Pera ile beraber "Without Roots: The West, Relativism, Christianity, Islam" (Köksüzlük: Batı, Görecilik, Hıristiyanlık ve İslam) adında bir kitap yazarak korkularından bahsetti. En önemli üç korku şunlardır:



Birincisi: Hıristiyan Avrupa'da doğum oranlarının giderek azalması, Almanlar, İtalyanlar ve İspanyollar başta olmak üzere bir kaç halkın bu yüzyılın sonuna doğru kendi ülkesinde azınlık statüsüne düşmesi



İkincisi: Nesli azalan bu Hıristiyan Avrupalı halkların yerini Afrika'dan ve İslam dünyasından gelen Müslüman göçmenler alacaktır. Bu durum 21. Yüzyılda Avrupa'nın İslam dünyasının bir parçası olacağı endişesini doğurmaktadır.


Üçüncüsü: Birçok Avrupalı için Hıristiyanlığın sadece "bir zamanlar Hıristiyan olan" ailelere mensup olmak şekline dönüşmesi.



- Papa 16. Benedictus'un Yahudilerle olan ilişkisine gelince, yeni Papa Vatikan'ın bu konuda izlediği yolu takip etti: Yahudilerle yakınlaşma, onların şantajlarına boyun eğme, Yahudilerin Hıristiyanlığı ve İsa Mesih'i tanımalarını beklemeden "İsa Mesih'i İsrail'in içerisine yerleştirme" yoluna gitme.



Katolik dünyasının Başrahibi -ki Nazi Ordusunda askeri geçmişi vardır- görüldüğü kadarıyla bu geçmişi nedeniyle Yahudi şantajının bilincindedir. Yahudilerden bahsederken "aziz kardeşlerimiz" ifadesini kullandığını görüyoruz. Selefi de onlardan "büyük kardeşlerimiz" diye bahsetmişti. Bu Papa (16. Benedictus) işi o kadar ileri götürdü ki Meryem (as) hakkında yazdığı kitabının adını "Sion'un kızı" koydu.



Bazı "hayalperestler" ya da "kara cahiller" başka bir ifadeyle bazı "kandırılanlar" Vatikan'ın İslam dünyasıyla diyalog konusunda, Papalığın İslam'a yönelik bu tutumu karşısında eli kolu bağlanmıştır. Vatikan'ın bu tutumu sadece, tek semavi dinin Katoliklik olduğunu, kurtuluşun ancak Katoliklikle olabileceğini iddia eden "Mesih'in egemenliği" belgesinden kaynaklanmıyor. Vatikan'ın Müslümanlarla diyaloğu sadece Müslümanları soğuk savaş esnasında "ateist" komünizme karşı "dindar" batı bloğunun yanına almaktır. O yüzden bu diyalogla ilgili olarak Batı Kapitalist Bloğunun çarkında dönen İslam ülkeleri dışında hiçbir kurum ya da kuruluş göremezsin. Vatikan bu diyalog yılları süresince ve tüm konferanslarında ne "İslam'ı semavi bir din, ne İslam'ın resulünü (sav) nebi ve resul ne de Kur'an-ı Kerim'i İlahi bir vahiy olarak kabul etmeyen" sabit tutumunu sürdürdü. İslam'ı sonradan ortaya çıkmış bir din olarak, başka bir deyişle Budizm, Hinduizm ve Zerdüştlük gibi "kültürel dinler" kategorisinde tanımlıyor. Vatikan temsilcilerinden İslam'ın semaviliğini kabul etmeleri istendiğinde Vatikan'ın ve Dünya Kiliseler Birliğinin cevabı açık ve kesindir.



Cidde'deki "Dünya Diyalog Forumu" ve İslam Konferansı örgütünün davetiyle 28-29 Ekim 2001'de Kahire'de Heliopolis Sheraton otelinde düzenlenen İslam-Hıristiyanlık arası diyalog konferansında olduğu gibi: Vatikan delegesi Rahip Halid Ekşe ve Dünya Kiliseler Konseyi temsilcisi Dr. Tarık Metri konferansın sonuç bildirisini imzalamayı reddetti. Çünkü bildiride "semavi dinler" ve "rabbani değerler" kelimeleri geçiyordu. "Biz İslam'ı semavi bir din, değerlerini de rabbani değerler olarak kabul etmiyoruz" dediler. Bu sözler Katolik Papaz Cristian Fanespin tarafından BBC Arapça bölümünün Kahire ofisinde 17/9/2006'de canlı olarak yayınlanan "Hedis es-Saat" (günün konuşması) adlı programda da tekrar edildi: "Biz İslam'ı semavi bir din olarak kabul etmiyoruz."

Bu makale Mehmet S. Direk tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.



--
Söz bitmedi, Umut Yaşıyor!

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.