T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Politik: Başörtüsünü Polemik Konusu Yapmaktan Çıkaralım. N'olur!

Kahraman Maraş'ta Fransızlara karşı silahlı direnişi BAŞÖRTÜSÜNE TASALLUT olayı başlatmıştı.Aslında Anadolu'daki bütün direniş hareketinin asıl hareket noktası da aynıydı.Bu ülkenin insanları için başörtüsü; tıpkı ceddinin mezarları, tıpkı cami, tıpkı ezan gibi bir BAYRAK'tır.Bu ülkenin insanları her türlü çileyi çeker.Yoksulluğu, haksızlığı, horlanmayı, hattâ evlatlarının ölümünü bile TEVEKKÜLLE karşılar.Ama iş bayrağına, bayraklaşan kutsallarına uzanan ellere geldi miydi, gözü kimseleri görmez.Orada ayağa kalkar.Ve babasının oğlu da olsa, herşeyi göze alıp - o elleri kırmadan da oturmaz.
Buna ister cahillik deyin, ister gericilik, ister vandallık...

Bu, bu ülkenin insanının tarihinden gelen, genlerinde olan bir REFLEKS'tir.

İstese de başka türlü davranamaz.

Bugüne kadar gösterdiği sabrı sizi sakın yanıltmasın.

O sabır Kahraman Maraş'ta da, Anadolu'da da başlangıçta hep vardı.

Sonra sabır taşı çatladı, bent yıkıldı. Önüne geleni sildi süpürdü.

Ölenler öldü, kalanlar kaldı, bayraklarının ve bayraklaşmış kutsallarının tekrar emniyette olduğunu gördüğünü gören halk, bıraktığı yerden gariban hayatına geri döndü.Başörtüsüne el uzatmakla, dil uzatmakla yanlış yapıyorsunuz.Ateşle oynuyorsunuz.Eğer Türkiye'de anarşi çıkarmakla görevli bir resmî Yahudi Ajanı değilseniz (*)Lütfen politika malzemenizi, husumet konunuzu değiştirin. Başka bir konu bulun.Bu ülkenin, bu insanların iyiliği için...
Kendi iyiliğiniz için...

Ve hepimizin iyiliği için...

N'olur!


(*) Hakaret maksatlı değildir. Onlar da görevlerini yapıyorlar.


* * * * * * * * *


Bakın, aşağıdaki yazı geçen yaz Le Monde ve Stern'de yayınlanmıştı:

UCUNCU DUNYA SAVASI TURKIYE'DEN CIKABILIR:

Turkiye, son ve buyuk bir hesaplasmaya dogru gidiyor.

Bu ulke korkuldugu gibi irka ya da dine dayali bir bolunme yasamadi. Daha korkunc ve daha temel bir bolunmeyle sakatlandi.

Cumhuriyet boyunca suren "kulturel bolunme" artik iyice keskinlesti.

Simdi bir yanda, ayakkabilarini sokak kapisinin onunde cikaran, kadinlarinin basini orttugu,
hic dansetmemis, hic kari koca birlikte lokantaya gitmemis, hic tiyatro seyretmemis, evlerinde floresan lamba yakan, iyi egitim alamamis, dini inanclari kuvvetli kalabalik bir kitle var.

Diger yanda ise egitimin butun nimetlerinden yararlanan, bir dugun salonunda ya da kolej partisinde dansetmis, sinemaya giden, cok fazla olmasa da kitap okumus, evi nispeten daha zevkli dosenmis, kizlarin flortune izin verilmese bile goz yumulan, Allah'a inanan ama ibadete pek aldirmayan, kadinlarinin basini ortmedigi, Sarabin kalitesinden pek anlamasa da kadin erkek bir arada gidilen bir gezmede icki de icmis, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kiyasla cok gelismis hisseden bir grup var.

Bu iki grubun yasam tarzi birbirinden kopuk.

Hayatlari, zevkleri, inanislari birbirinden farkli.

Hatta birbirine dusmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmis, asagilanmis, itilip kakilmis.

Simdi bu grup siyasal olarak orgutlendi. Kalabaliklar. Ve her secimi kazanacak siyasi bir gucleri var artik.

Ikinci grup ise azinlikta. Ve artik bir daha secim kazanma ihtimalleri yok.

Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya cikiyor.

Daha Batili olan "ikinci grup", Bati'nin siyasi degerlerini kabul ederse bir daha asla iktidari ele
geciremeyecegini bildigi icin Bati'ya ve Bati'nin demokratik degerlerine dusman oluyor.

Yasam tarzi olarak Bati'ya soguk bakan kesim ise iktidari ancak Bati'nin kriterlerini kabul ederek ele gecirebilecegini bildigi icin Bati'yla iliskileri gelistirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kulturel parcalanmada "ordu" onemli bir role sahip.

Eger, birinci grubu desteklerse ve Bati'nin demokrasisi burada kabul gorurse, ordu da iktidarini kaybedecek.

Aslinda birinci grubun cocuklarindan olusan ordu, kendi iktidarini surdurebilmek icin, kendisine benzemeyen ikinci grupla isbirligi yapiyor. Bir anlamda kendi koklerine ihanet ediyor.

Bu iki grup siyasi iktidar icin son kez carpismak uzere hareketlenmis gozukuyorlar.

Birinci grup ekonomik olarak da guclu artik. Anadolu'da uretim yapiyor, "devletle" arasi iyi
olmadigi icin malini dis dunyaya satiyor, para kazaniyor, siyasi orgutunu destekliyor.

Ikinci grubun parasal guc olarak da kuvveti azalmis.

Dis dunyayla is yapan, disardan borclanan buyuk burjuvazi, Turkiye'nin ancak demokrasiyle
normallesebilecegine inanan entelektuel kesim, devletin yapisinin degismesi ve dunyayla butunlesmesi gerektigini dusunen bir grup burokrat da artık birinci grubu destekliyor.

Yargi, ordu ve burokrasinin tamamı degilse de onemli bir kismi ikinci grubun arkasinda.

Ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidari elinde tutmasinin mumkun olmadigini kavradigindan simdi siyaset ve demokrasi disinda bir cozumun pesinde.

Cumhurbaskani secimi kavganin keskinligini ve iki tarafin niyetlerini acikca ortaya koydu.

Ordudan darbe uman ikinci grup artik secim de istemiyor.

Peki, darbe olursa ne olur?

Turkiye'de sonu belirsiz, kanli bir catisma cikar.

Avrupa ve Amerika bu darbeye karsi cikmak zorunda kalir.

Silahini ve parasini Bati'dan alan bir ordu ve ulke, Bati'dan koptugunda ne yapacak?

Darbeciler Rusya ve Iran'la ortaklik kurmak isteyecek.

Rusya, Turkiye, Iran blokunun dunyanin butun dengelerini degistirecegi, Avrupa'yi kucuk kitasina hapsedecegi, Kafkaslar'i, Afganistan'i, Pakistan'i kendi gucune katip Cin'le isbirligi yapabilecegi icin Turkiye'deki catlama dunyada buyuk bir catlamaya yol acacak, eger Ucuncu Dunya Savasi cikacaksa, sanirim, bu catlamadan cikacaktir.

O zaman ne yapacaksiniz?

Bugun Turkiye'de kamplasan ve bolunen insanlarin da, Turkiye'yi Avrupa disina itmeye calisan Avrupa'nin da, Turkiye politikasinda "ikili" oynayip, kurnazlik ettigini sanan Amerika'nin da bu senaryoyu bir dusunmesini isterim dogrusu.

Turkiye'de yaklastigi gorulen kanli bir catismanin butun dunyayi yakmasi sandiginiz kadar uzak bir ihtimal degil.

Hic unutmayin ki ilk dunya savasi tek bir tabancanin patlamasiyla baslamisti.


Le Monde ve Stern
--
PRIMUM NON NOCERE
http://ismetsoner.spaces.live.com/
(Kızgınlıkla karar almayın, mutluluktan uçtuğunuzda söz vermeyin. İkisi de sarhoşluk ânıdır, akıl başta değildir)
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.