Hasan Ahmet Evliyaoğlu
Çanakkale geçmişimizde ki Hiroşima, Nagasakidir. Bir atom bombası değil belki ama düşen küfrün tek bilek, tek millet olarak, topyekün saldırısıydı. Savaşta alamadıklarını, barışta aldılar. Sömürü topraklarımızı değil, beyinlerimizi işgalle gerçekleşti.
Çanakkale, bir tarihin bitişinin işaretiydi. Belkide vahşi bir saldırının kimyasal silahtan tehilkeli haliydi. Tozdumanla havaya savrulan cesetlerin ve verilen şehtlerin sayısı atom bombasından aşağı kalır değildi. Çanakkale'de bize saldıranların sayı ve ismini bir kez daha vermek ve hafızaya nisyanın isyanıyla bildirmek gerek. Eski düşman şimdilerde nasıl dost? Küfür ittifak halinde İslam'ın merkezine saldırıya geçmişti. Kazanmaktaki hırsları yaptıkları yığınaktan belliydi.Hamilton savaşı kazanmaları gerektiğini, aksi halde ellerinde ki müslüman sömürgeleri tutamayacaklarını, yanında ki kumandan Birdwood'a viskisini kaldırmış şerefe derken, söylüyordu.
Peygamberimiz @:
"Küfür tek bir millettir." diye doğru söylemişti. Kanıtı da ortadaydı.
General Hunter-Weston'un sık sık tekrarladığı; "kayıpdan bana ne?" sözü rehber edinilmişti. Tek hedefleri payitahtı ele geçirmek, Çarlık Rusyası'na komiznime karşı yardım etmekti. Tabi en büyük hedefleri de sömürgeleri korumak ve genişletmekti. Vahşi batının gözü açtı. Halen de aç.
Afrikada inanlar açlıktan, bunlarda tokluktan ölüyorlardı. Ruhlarında doyumsuzlukla futursuzlaşıyor, canavarlaşıyorlardı. İslam medeniyetinin güzelliğini savaşta bile Mehmet'lerimiz onlara gösteriyordu. Osmanlı Ordusu, düşmanına bile merhamet eden bir orduydu. Sayısız örnekleri vardı.
Bu ordunun en büyük genç komutanlarından ve İngiltere'nin savunma bakanı Churchill, takviye kuvvetleri habire boğaza gönderiyordu.Savaşın sonunda kumandanlarına:
Çekmecesinden çıkardığı Kur'an'ı göstererek; "Biz bu Türkleri, bu Kitap'tan uzaklaştırmadıkça, savaş meydanlarında yenemeyiz." demesi meşhurdur. Savaşta dünyayı başımıza yığıp, elde edemedikleri zaferleri, içimizdeki ihanet şebekeleriyle nasılda başarmışlar, bunu anlamak ve idrak etmek durumundayız.
Bunun için; bu savaşı, büyüklüğünü,düşmanlarımızın amaçlarını,ecdadımızın imanını çocuklarımıza çok iyi anlatmalıyız. Milli Eğitim Bakanlığı bu işi bir eğitim seferberliğinin parçası saymalı, Çocuklarımızı Çanakkale'ye götürüp, anlatmalıyız.Geçmişin acılarını göstermeliyiz ki, bu günlerin geçmiş acılara dönmemesi için idrakle, ruhlarına atinin şuurunu, mazinin acılarıyla yoğursunlar.
Dünyanın gelmiş,geçmiş ve gelmesi de muhtemel en büyük savaşını iyi anlamalı ve anlatmalıyız.Müttefik kafirleri davul ve zurnalarla karşılamak için, limanlara akın eden Osmanlı tebası gayri müslimlerin, bugün kurşun gibi maneviyatımıza nasıl kastettiklerini göstermemiz lazım. Sarıldıkları malzemelerin, Çelik tabyaların yapamadığını yapmak için nasıl kullanıldığını göstermek lazımdır.
Bugün kafir işgalcilerin kumandanlarının anladığını, kendi çocuklarımıza anlatamazsak savaşı kazanmış sayılmayız. Zaten ecdadın meydanda kazandığını kaybetmedik mi? Nerde o ruh? Bırakmadılar ki! O ruhtan eser kalmasın, istiyorlar.
Bakın müttefik orduları Başkumandanı General Jean Hamilton ne diyor:
"…Evet insan ruhunu yenmek mümkün olmuyor. Dünyada hiçbir ordu bu kadar sürekli ayakta kalamaz. Sadece bugün 1800 şarapnel attık. Aylardan beri savaş gemilerimiz mevzilerini bombalıyor. Son derece hırpalanan Türkleri koruyan Cenab-ı Allah'larından ayırmak için başka ne yapılabilir!…"
Beşinci Osmanlı Ordusu Kumandanı Mareşal Liman von Sanders de:
"Bir asker için mutluluk denen birşey varsa, Türklerle omuz omuza savamaktır diyebilirim.
Fakir insanlardı; buğday kırığından yapılmış çorba en önemli yemekleriydi; sağlıksız su içerlerdi;çamur barınaklarda yatarlardı; fakat en modern silah ve araçlarla donanmış düşmanlarına karşı aslanlar gibisavaşırlardı.. Bu insanların kalblerinde sadece ve sadece ulvi bir vatan sevgisi vardır. Ölüme onlar kadar gülümseyerek giden bir millet verdi daha görmedim."
Not: 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma programları vesilesiyle çocuklarımıza ve kendimize Çanakkale'yi iyi anlatalım. Bu arada sahasında en iyilerden biri olan; Mehmet Niyazi'nin "Çanakkale Mahşeri" kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Selam ve dua ile… 15:09 02.03.2008
Hasan Ahmet Evliyaoğlu
<hasanahmetevliyaoglu@gmail.com>
http://www.gencmusalli.com/archives/426
http://www.gencmusalli.com/archives/426
canakkale ruhu bugun epeyce uzak kaldigimiz bir degerimiz.yasanan turkiye ve siyaset gercekleri bunu kanitliyor.insanlarimizin sessiz isgale karsi takindiklari vurdumduymaz tavir size ne anlatiyor.akibetimiz hayrola
YanıtlaSilcanakkale ruhu bugun epeyce uzak kaldigimiz bir degerimiz.yasanan turkiye ve siyaset gercekleribunu kanitliyor.insanlarimizin sessiz isgasle karsi takindiklari vurdumduymaz tavir size ne anlatiyor.akibetimiz hayrola
YanıtlaSil