Manzara-i Umumiye’nin Kulakları

Mustafa Saka
mim.saka@googlemail.com

Mitolojiye göre, öldükten sonra yerine geçecek bir oğlu olmamış Frig (Ankara) Kralı Gordios’un. Ankara’nın ileri gelenleri toplanmışlar Kral ölünce; yeni kralın kim olacağını, kimi nasıl kral yapacaklarını tartışmışlar, fakat bir karara varamamışlar kendi aralarında. Kâhinler girmiş içeriye; “Merak etmeyin” demişler, “şu andan itibaren Ankara’ya ilk kim girerse araba ile, kral o olacaktır.”

Merakla beklemişler...

Kırık dökük bir öküz arabası ile hasta anasını ve ormancı babasını taşımakta olan bir “köylü çocuğu” girmiş ilk olarak şehre.

Masal bu ya, kral olmakla kalmamış; tanrılar arasındaki bir çalgı yarışmasında jüri üyesi de yapmışlar Midas’ı. Musaları (Perileri) bile durdurup kendini dinleten “Lir” dururken, kavalı beğenmiş tabiî çoban Midas. Tanrı Apollon çok sinirlenmiş buna; “bu kulaklar insan kulağı olamaz” demiş ve eşek kulağına çevirivermiş Midas’ın kulaklarını.

Halktan saklamaya çalışmış kulaklarını Midas. Bir tek berberi bilirmiş; onu da ölümle tehdit etmiş. Fakat günden güne, büyüye büyüye içine sığmaz olmuş bu sır; ıssız bir yerde, kör bir kuyuya boşaltmış içini berber: “Kral’ın kulakları eşeeek!!!” Sular sazlara, sazlar rüzgâra, rüzgârlar her yere yaymış bu sırrı. Berberin canına okumuş tabiî Midas, ama ne fayda; duymayan kalmamış Midas’ın eşek kulaklarını.

Tanrılara yalvarmış Midas; “N’olur düzeltin şu kulaklarımı.” diye.. Tanrılar düzeltmiş kulaklarını Midas’ın. Düzeltmişler düzeltmesine de... Canı kulaklarındaymış galiba ki, ölüvermiş köylü çocuğu Midas.

The Economist Dergisi, "Dünya sahnesinde bir köylü çocuğu" başlığıyla haber yaptığı Fethullah Gülen için, tırnak içinde "peygamber" demiş.

Yahudi-Hristiyan Batı kültürünün peygamber telâkkîsi farklıdır; “kral” demek istiyor The Economist. "Kendi ülkesinde şerefle ve biraz da şüpheyle karşılanıyor" imiş müstakbel Kral. CHP dışındaki bütün siyâsî partilerle bağlantıları varmış. Hatta, “Türk Emniyeti’nin yüzde 70’i Gülen sempatizanı" imiş, “bir İçişleri Bakanı”na göre. Ancak, ordu "çok şüpheli" kalmayı sürdürüyormuş.

Ordu “çok şüpheli” kalmaya devam ededursun, «Gülen Cemaati’nin yapılanmasını inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, TMK’da yer alan “cebir ve şiddet” unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen “beraat” kararını oybirliği ile onayladı. Böylece Gülen, “şeriat devleti kurmak amacıyla yasadışı örgüt oluşturmak” suçundan aklanmış oldu. Gülen’in Türkiye’ye dönebilmesi önünde hiçbir yasal engel kalmadı.» (7.3.2008, Gazeteler)

Ve “Midas’ın Kulakları” kadar bir kulak resmi ile süslenmiş olan bir başka haber, “Siz Kimsiniz?” diye başlıyor... “Kimdir bu vatan, millet ve demokrasi düşmanları?” diye devam ediyor...

«Siz kimsiniz? Önce bazı gazetecileri dinlediler. Son olarak Elektronik Harp Dairesi Başkanı Tuğgeneral Münir Erten'ın konuşmalarını gizlice kaydettiler. Görevi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı yapılacak elektronik casusluk faaliyetlerini engellemek olan bu komutanlığın içine sızdılar ve büyük bir ihanetle Kuzey Irak harekatından önce harekatın ne zaman yapılacağını yayınladılar. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in konuşmalarını gizlice dinleyip yayınladılar. Şimdi de çok kritik görevlerde bulunan bir Cumhuriyet savcısının ses kayıtlarını yayınlıyorlar. Dünyanın her demokratik ülkesinde böylesine dinleme skandalları karşısında devlet çapında soruşturma açılır, o devletin resmi istihbarat başkanlığı devreye girer. Örneğin Türkiye'de MİT, devletin bekasına yönelik bu casusluk faaliyetine karşı harekete geçer. Gerekirse parlamento düzeyinde araştırma başlatılır. İnsanların özel hayatları devletin içerisinde yuvalanmış bu "tetikçi zihniyet" tarafından her gün delik deşik ediliyor. Peki kimdir bunlar? Kimdir bu vatan, millet ve demokrasi düşmanları? Böylesine gizli dinlemeleri sokaktaki sadece vatandaş yapamaz. Gelişmiş teknoloji gerekir. Bu nedenle olayın boyutları vahim denecek noktadadır. Geçmişte bakanları, kritik görevdeki bürokratları dinleyen bu "tetikçi grup" şimdi başta TSK olmak üzere devletin en köklü ve hassas kurumlarını yıpratmak için bütün güçleriyle çalışıyorlar. Hürriyet.com.tr olarak demokrasiyi ve devleti tehdit eden bu "ihanet çetesine" karşı yetkilileri göreve davet ediyoruz.» (8.3.2008, Hürriyet)

Son bir haber daha...

«CHP ile Genelkurmay arasındaki görülmemiş gerginlik, karşılıklı bildirilerle devam ediyor. CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Hakaret ederek haklılığınızı kanıtlayamazsınız. Hakaret, haksızlığın karinesidir” vurgusu yapıldı. Açıklamada, Atatürk’ün “1919 senesi mayısının 19. günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye: ...” (Nutuk) ifadesine göndermede bulunarak, “CHP, ‘Manzara-i Umumiye’yi tarih penceresinden ibretle seyretmektedir.” denildi.» (6.3.2008, Gazeteler)

1919’dan daha ağır şartlar altında 2008 Türkiyesi!

Din’i ve Vatan’ı namus bilmeyenler ile Lir dururken Nutuk hatmeden veya Gülen’in salya sümük vaazlarını dinleyenlerin Türkiyesi...

Boynuzları ve eşşek kulakları da var şimdiki “manzara-i umumiye”nin...


(9 Mart 2008, Baran Degisi, 62. Sayı)

mim.saka@googlemail.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.