Millet Yerinde Kalsın, Korkuya Gerek Yok
Cemaat.com-Memduh Atalay Milletin değerlerine savaş açanlar, milletin tercihini yok sayanlar, milleti varsaydıkları bir karanlıktan aydınlığa çıkarmak için "mücadele" ederken mücadele zeminlerini tanımıyorlar. Şair "iyi ki bilmiyor kalabalıklar" diyor ya, iyi ki bilmiyor kurtarıcılar diyorum ben de. Milli şifreyi çözemedikleri ve bilmedikleri için hep havanda su dövüyorlar. Varsayılan bir teori zemininde kurtarıcılığa soyunanlar teşhiste de tedavide de hastalıklı bir yaklaşım sergiliyorlar. İrtica ve karanlık güçler aldatmacalarıyla ürettikleri politika ve ithal izmlerini anne babalarına bile kabul ettirememenin sancısıyla bir düşünce sefaleti içerisindeler.Bu millet kendi ne kadar serazat ve laubali yaşarsa yaşasın idarecisini inançlı görmek ister. Hiçbir etik, hiçbir felsefe, hiçbir anlayış bu milletin nezdinde İslami değerlerden ileri tutulmaz tutulmamıştır.Millet kendi içsesini en aldatmacalı ve zorba dönemlerde bile bulmuş ve bu sesin yanında yer almıştır. Zaman zaman seçtiği sesler Asya'nın münafık siyasetçileri olsa da var olandan kendine en uygununu seçtiğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu böyle olagelmiştir.Türkiye'de İslami yöneliş ne partilerle ne
İlahiyat ve imam hatiplerle başlamıştır. "Allahaısmarladık" dışında devlet adamının Allah lafzını ağzına almadığı, "elif,lam, mim gibi ayetlerin anlamı yoksa birer sıfır koyar geçersiniz" dendiği dönemlerde başlamıştır. Devletin dine düşman dinsizliğe taraf olduğu zamanlarda, ezanın Türkçe okunduğu, camilere sandalye konulduğu meşum zamanlarda. Bizim kanepe koltuklarda hakkıyla sahip çıkamadığımız bu yönelişin kelle koltukta sahiplenildiği zamanlarda. Millet her zaman içsesini, varlık sebebini bulmuş ve onun düşmanlarını tanımada eşsiz bir feraset sahibi olduğunu kanıtlamıştır.Adnan Menderes, Turgut Özal gönüllerde taht kurmuşsa bu şahısların aydınlar tarafından anlaşılmadığı ilk zamanlarında bile millet bu kimseleri tanımış, bilmiştir.Hem inancını muhafaza etmeyi hem de cemiyeti ifsat edenlerin fesadını kavgasız, gürültüsüz engellemeyi bilmiştir. Bu millet kadar iç ve dış bozgunculara karşı mukavemetler oluşturan başka bir millet görülmemiştir. Yok yoksul bırakılsa da her sokak başına bir cami diken cömertliğini, kendi değerlerine sahip siyasi ve fikri teşekkülleri destekleme ferasetini kaybetmemiştir. Maruz kaldığı her baskıdan sonra daha güçlü bir dalgayı taşımasını bilmiştir. BU KEYFİYETİ MİLLET KAYBETMEDİKTEN SONRA NE YAPARLARSA YAPSINLAR SONUÇ ALAMAYACAKLAR.Ruhun da bir hafızası var ve bu hafıza hep muhafaza edilmiştir. Aydın kimselerin atladığı ayrıntıları bile atlamayan bir milletimiz var.Tahribat ve saldırı ne kadar güçlü olursa olsun, bu millet bir ramazanda bir kurbanda bir ezan sesinde bir hacı uğurlamasında içsesini keşfeder ve yeni mukavemetler oluşturur.Kurumların,Derneklerin, vakıfların mayasını oluşturan bu milli feraset yerinde oldukça açılan yada kapanan teşekküller özde bir yenilgi oluşturmaz. Onlar kazanmıyor biz kaybetmiyoruz. Faşizan laikliğin öfkesini kurumlara yöneltmesine millet için için gülüyordur.Nefes aldıran tüm çıkışlar bu "bitti artık" kesinliğinden sonra ortaya çıkmıştır.Türkiye'de fen edebiyat fakülteleri kurulurken bilimsel anlayışla yetişenlerin dini inkar edeceği beklentisiyle kurulmuştur aslında. Şimdi buralarda milli ve İslami değerlerine sahip, çağcıl değerlerden beslenen, geleceği; bilim saplantılı laik faşizanlardan daha doğru kurgulayan bir nesil yetişmektedir. Siyasette, ticarette, eğitimde laik faşizanların yetişemeyeceği bir kalitede insanlar yetişmiştir. Laik, müphem anlamsız moral değerlerle yetişenler annelerini öldürecek ve ABD ordusun da paralı asker olacak kadar düşüş sergilerken milli ve İslami değerlerle yetişenler bu ülkenin medarı iftiharı olmaya devem ediyorlar. Benim annemin türbeye çaput bağlayan ilkelliğini, Anıtkabire gidip başörtülü kızları şikayet eden profesörün bilimselliğine tercih ediyorum. Tüyü bitmedik yetimin hakkına tecavüz olan ne kadar soygun, vurgun, talan varsa altından laik faşizanların yetiştirdiği kimseler çıkmaktadır. İslami ve milli değerlerle milletinin ruh köküne bağlı olanlar hem çağı anlamakta, hem birlikte yaşama çabası bakımından daha insani bir keyfiyet taşımaktadır ki, TÜRKİYE'NİN YEGANE ŞANSI BATI YA ÖYKÜNEN RUH KÖKÜNE YABANCI AYDINLAR VE ONLARI BENİMSEYEN İLKEL LAİK KİTLE DEĞİL MÜSLÜMAN TÜRKLERDİR.MİLLET YERİNDE KALSIN KORKUYA GEREK YOK!
İÇSESİMİZİN SİYASİ YAPISI MENDERSLE BİTTİ Mİ? HAYIR!
FEN EDEBİYAT FAKÜLTALERİ İNAÇSIZLIĞA ZEMİN OLDU MU? HAYIR!
TÜRKÇE İBADET SAFSATALARI MİLLET NEZDİNDE KABUL GÖRDÜ MÜ? HAYIR!
BAŞÖRTÜLÜ KIZLAR TABUSAL ALANDAN KOVULMAKLA PES ETTİ Mİ? HAYIR!
BEDİÜZZAMAN, SÜLEYMAN HİLMİ, NECİP FAZIL UNUTULDU MU? HAYIR!
REFAH PARTİSİ KAPATILMAKLA SONUÇ ALINDI MI? HAYIR!
PİYONLARLA TARİKATLAR ÜZERİNDE OLUŞTURULAN ŞÜPHELER KABUL GÖRDÜ MÜ? HAYIR!
TÜRK İSLAM DEĞERLERİNE SAHİP KİŞİ VE KURUMLAR SOKAĞA DÖKÜLDÜ MÜ? HAYIR !Yarın elbet bizim elbet bizimdir!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Cemaat.com-Memduh Atalay Milletin değerlerine savaş açanlar, milletin tercihini yok sayanlar, milleti varsaydıkları bir karanlıktan aydınlığa çıkarmak için "mücadele" ederken mücadele zeminlerini tanımıyorlar. Şair "iyi ki bilmiyor kalabalıklar" diyor ya, iyi ki bilmiyor kurtarıcılar diyorum ben de. Milli şifreyi çözemedikleri ve bilmedikleri için hep havanda su dövüyorlar. Varsayılan bir teori zemininde kurtarıcılığa soyunanlar teşhiste de tedavide de hastalıklı bir yaklaşım sergiliyorlar. İrtica ve karanlık güçler aldatmacalarıyla ürettikleri politika ve ithal izmlerini anne babalarına bile kabul ettirememenin sancısıyla bir düşünce sefaleti içerisindeler.Bu millet kendi ne kadar serazat ve laubali yaşarsa yaşasın idarecisini inançlı görmek ister. Hiçbir etik, hiçbir felsefe, hiçbir anlayış bu milletin nezdinde İslami değerlerden ileri tutulmaz tutulmamıştır.Millet kendi içsesini en aldatmacalı ve zorba dönemlerde bile bulmuş ve bu sesin yanında yer almıştır. Zaman zaman seçtiği sesler Asya'nın münafık siyasetçileri olsa da var olandan kendine en uygununu seçtiğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu böyle olagelmiştir.Türkiye'de İslami yöneliş ne partilerle ne
İlahiyat ve imam hatiplerle başlamıştır. "Allahaısmarladık" dışında devlet adamının Allah lafzını ağzına almadığı, "elif,lam, mim gibi ayetlerin anlamı yoksa birer sıfır koyar geçersiniz" dendiği dönemlerde başlamıştır. Devletin dine düşman dinsizliğe taraf olduğu zamanlarda, ezanın Türkçe okunduğu, camilere sandalye konulduğu meşum zamanlarda. Bizim kanepe koltuklarda hakkıyla sahip çıkamadığımız bu yönelişin kelle koltukta sahiplenildiği zamanlarda. Millet her zaman içsesini, varlık sebebini bulmuş ve onun düşmanlarını tanımada eşsiz bir feraset sahibi olduğunu kanıtlamıştır.Adnan Menderes, Turgut Özal gönüllerde taht kurmuşsa bu şahısların aydınlar tarafından anlaşılmadığı ilk zamanlarında bile millet bu kimseleri tanımış, bilmiştir.Hem inancını muhafaza etmeyi hem de cemiyeti ifsat edenlerin fesadını kavgasız, gürültüsüz engellemeyi bilmiştir. Bu millet kadar iç ve dış bozgunculara karşı mukavemetler oluşturan başka bir millet görülmemiştir. Yok yoksul bırakılsa da her sokak başına bir cami diken cömertliğini, kendi değerlerine sahip siyasi ve fikri teşekkülleri destekleme ferasetini kaybetmemiştir. Maruz kaldığı her baskıdan sonra daha güçlü bir dalgayı taşımasını bilmiştir. BU KEYFİYETİ MİLLET KAYBETMEDİKTEN SONRA NE YAPARLARSA YAPSINLAR SONUÇ ALAMAYACAKLAR.Ruhun da bir hafızası var ve bu hafıza hep muhafaza edilmiştir. Aydın kimselerin atladığı ayrıntıları bile atlamayan bir milletimiz var.Tahribat ve saldırı ne kadar güçlü olursa olsun, bu millet bir ramazanda bir kurbanda bir ezan sesinde bir hacı uğurlamasında içsesini keşfeder ve yeni mukavemetler oluşturur.Kurumların,Derneklerin, vakıfların mayasını oluşturan bu milli feraset yerinde oldukça açılan yada kapanan teşekküller özde bir yenilgi oluşturmaz. Onlar kazanmıyor biz kaybetmiyoruz. Faşizan laikliğin öfkesini kurumlara yöneltmesine millet için için gülüyordur.Nefes aldıran tüm çıkışlar bu "bitti artık" kesinliğinden sonra ortaya çıkmıştır.Türkiye'de fen edebiyat fakülteleri kurulurken bilimsel anlayışla yetişenlerin dini inkar edeceği beklentisiyle kurulmuştur aslında. Şimdi buralarda milli ve İslami değerlerine sahip, çağcıl değerlerden beslenen, geleceği; bilim saplantılı laik faşizanlardan daha doğru kurgulayan bir nesil yetişmektedir. Siyasette, ticarette, eğitimde laik faşizanların yetişemeyeceği bir kalitede insanlar yetişmiştir. Laik, müphem anlamsız moral değerlerle yetişenler annelerini öldürecek ve ABD ordusun da paralı asker olacak kadar düşüş sergilerken milli ve İslami değerlerle yetişenler bu ülkenin medarı iftiharı olmaya devem ediyorlar. Benim annemin türbeye çaput bağlayan ilkelliğini, Anıtkabire gidip başörtülü kızları şikayet eden profesörün bilimselliğine tercih ediyorum. Tüyü bitmedik yetimin hakkına tecavüz olan ne kadar soygun, vurgun, talan varsa altından laik faşizanların yetiştirdiği kimseler çıkmaktadır. İslami ve milli değerlerle milletinin ruh köküne bağlı olanlar hem çağı anlamakta, hem birlikte yaşama çabası bakımından daha insani bir keyfiyet taşımaktadır ki, TÜRKİYE'NİN YEGANE ŞANSI BATI YA ÖYKÜNEN RUH KÖKÜNE YABANCI AYDINLAR VE ONLARI BENİMSEYEN İLKEL LAİK KİTLE DEĞİL MÜSLÜMAN TÜRKLERDİR.MİLLET YERİNDE KALSIN KORKUYA GEREK YOK!
İÇSESİMİZİN SİYASİ YAPISI MENDERSLE BİTTİ Mİ? HAYIR!
FEN EDEBİYAT FAKÜLTALERİ İNAÇSIZLIĞA ZEMİN OLDU MU? HAYIR!
TÜRKÇE İBADET SAFSATALARI MİLLET NEZDİNDE KABUL GÖRDÜ MÜ? HAYIR!
BAŞÖRTÜLÜ KIZLAR TABUSAL ALANDAN KOVULMAKLA PES ETTİ Mİ? HAYIR!
BEDİÜZZAMAN, SÜLEYMAN HİLMİ, NECİP FAZIL UNUTULDU MU? HAYIR!
REFAH PARTİSİ KAPATILMAKLA SONUÇ ALINDI MI? HAYIR!
PİYONLARLA TARİKATLAR ÜZERİNDE OLUŞTURULAN ŞÜPHELER KABUL GÖRDÜ MÜ? HAYIR!
TÜRK İSLAM DEĞERLERİNE SAHİP KİŞİ VE KURUMLAR SOKAĞA DÖKÜLDÜ MÜ? HAYIR !Yarın elbet bizim elbet bizimdir!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.