BİRTAKIM İslâmcılar ve modern/asrî Müslümanlar işi iyice azıttılar. Ben görmedim, sözde İslâmî bir tesettür defilesi yapılmış. Bizzat görmedim, anlattılar defilenin başlıca özellikleri şunlarmış:
Bir başka zaman, bikini mayo giyip arz-ı endam eden birtakım malum ve mahut manken kadınlar, bu sefer o biçim tesettürlü kıyafetler sergilemişler, podyumlarda salına salına, kırıta kırıta tak tak çat çat yürümüşler.
Birtakım hacılar, “çok dindar” Müslüman erkekler bunları zevkle ve ilgiyle seyretmişler. Aracıkta namaz kılanları bile görülmüş... Böyle dindarlığa can kurban...
Bu esnada ilahîler okunmuş, dua etme numaraları yapılmış. Renkler, ışıklar, sesler, tak tak tak tok tok tok manken yürüyüşleri.
Ağızlar kulaklarda... Oh ne güzel, oh ne moderin, oh ne çağdaş...
İslâm tarihi 1400 küsur yıl boyunca böyle rezalet görmedi!...
Moda defilesi olur, manken olur, bunlar bazen mayo, bazen elbise teşhir edebilir ama böyle şeyler İslâm adına, Müslümanlık adına yapılamaz.
İslâm dini ve şeriatı, genç, güzel, cazibedar, seksî, fıkırdak genç kadınların erkeklere elbise teşhir etmesine izin vermez.
Böyle defileler, böyle teşhirler fısktır, fücurdur, günahtır, ayıptır.
Diyanet ve büyük İslâm cemaatleri, turuk-i aliye-i islâmiyye, ulema, meşayih bu konuda bildiriler yayınlamalı ve yapılan günahı takbih etmelidir (kötülemelidir).
Kutsal tesettür kurumu ve değeri böyle âdi ticaretlere, bezirganlıklara alet edilmemelidir.
İlahî tokatlardan ve şamarlardan korksunlar.
Bendeniz vaktiyle gaflet edip bir kere böyle bir tesettür defilesine gitmiştim. Bu sonuncusu büsbütün rezalet olmuş.
Böyle şeyleri Batılılar, mürtedler, dinden uzaklaşmışlar, çağdaşlar yapabilir ama dinibütün Müslümanlar yapamaz.
Yapacaklarsa bari sırf kadınlar için yapsınlar, erkekleri sokmasınlar.
Kimseyi üzmemek için tenkitlerimi son derece yumuşak yapıyorum.
İslâm’da böyle şeyler olur, Müslüman böyle şeyler yapabilir diyorlarsa, buyursunlar yirmi kadar Müslüman ülkenin fetva makamlarına, büyük ulemasına, meşayihına soralım. Hiçbiri evet demeyecektir, fetva ve ruhsat vermeyecektir.
İslâm dininde Allah’tan korkmak vardır. Lütfen Allah’tan korkalım, tevbe istiğfar edelim ve bir daha böyle fuhşiyyat, azgınlık, münker şeyler teşhir etmeyelim.
Kıtlığa, Yokluğa, Pahalılığa Hazırlanınız
BENİM şahsî görüşüm değil, dünya çapında uzmanlar söylüyor, “ABD bir şirket olsaydı çoktan iflasını ilan ederdi...” Kim mi söylüyor? ABD’nin dört başkanına (Reagan, Ford, Baba Bush ve Clinton) danışmanlık yapmış Stephen M. Studdert.
Dünya dehşetli bir krize gidiyor. Afrika ve Asya ülkelerinde açlık isyanları yayılacaktır.
Bizdeki temel gıda maddeleri; ekmek, pirinç, bulgur, yemeklik yağ kısa zamanda ne kadar pahalandı... Pahalı ama şu anda piyasada mevcut... Yarın birçok gıda maddesi bulunmayacaktır.
Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır. Şu meşhur Karaoğlan Ecevit zamanında birçok ihtiyaç maddesi yoktu, halk kuyruklarda çile çekiyordu.
Türkiye’nin bir yılda çöpe attığı ekmek, Somali’nin bir yıllık ekmek tüketimi kadarmış.
İnsanlık çıldırmış... Zengin Müslümanların bir kısmı umursamazlık ve gaflet içinde.
Bir tarafta sefalet, açlık, perişanlık; öbür tarafta lüks, israf, aşırı tüketim, azgınlık...
Bu gidişin sonu çok kötüdür. Herkese laf anlatmak mümkün değildir. Şuurlu ve vicdanlı Müslüman kardeşlerime bazı tavsiyelerim olacak:
1. Lüks ve israfı bırakalım ve zühde, kanaate, tevazua, iktisada (tutumluluk) yönelelim.
2. Pirinç aşırı şekilde pahalandıysa bulgura, makarnaya yönelelim.
3. Mercimek, patates, nohut gibi ucuz, fakat doyurucu, besleyici, dengeli yiyeceklere iltifat edelim.
4. Asla israf etmeyelim. Kurudu, bayatladı diye bir ekmeği çöpe atmak Allah’ın aziz bir nimetine küfranda bulunmak demektir. Böyle yapanlar, günün birinde bir lokma kuru ekmeğe muhtaç kalabilirler.
5. İslâm’ın emrettiği paylaşma, yardımlaşma ahlâkı ile ahlâklanalım.
6. Komşumuz aç gecelerken, biz tok sabahlamayalım.
7. Kötü günler için şimdiden tedbir alalım.
8. Stok yapmamak şartıyla, bir kenara az miktarda yiyecek koyalım.
9. Merhametli olalım, fakirlere yardım edelim. Ta ki, Allah da bize rahmet eylesin.
10. Nemrud, Firavun ahlâkını bırakalım, Peygamber’in ahlâk ve sünnetine yapışalım.
Bazı beyinsizleri duyar gibiyim: “Ekmek bulamazsak, pasta yeriz.”
Ya pasta da bulamazsanız? O zaman ne (...) yersiniz?
Liselerde Ahlâk ve Karakter Terbiyesi
BİR öğretmen dostum anlattı: Almanya’dan gurbetçi bir aile yurda kesin dönüş yapmış. Lise öğrencisi oğulları burada tahsiline devam edecek. Müracaat ettiği okulda, hangi sınıfa alalım diye bir imtihan yapmışlar. Coğrafya sorusu olarak Türkiye’nin beş ilini say demişler. Sınav yazılı oluyor, çocuk üç il yazabilmiş. Alman okullarında Türkiye coğrafyası okutulmuyor... Oradaki öğretmenlerden biri acımış, çocuğun kulağına iki il daha fısıldamış... Lakin o bunları kağıdına yazmamış. Sonra sormuşlar, “Yavrum biz sana yardımcı olmak istedik, niçin yazmadın?” Şu cevabı vermiş: “Onlar benim kendi bilgilerim değildi, yazmam dürüst bir hareket olmazdı...”
Okullarda bilgi ve kültürün yanında mutlaka ahlâk ve karakter terbiyesi de verilmelidir. Medenî Avrupa ülkelerinde bu var, bizde maalesef yok.
Yıl 1952, liseden mezun oluyorum. O yıla ait mezuniyet albümü için son sınıf öğrencilerinden para toplandı, meşhur Çituris Biraderler matbaasında kuşe kağıda, ciltli güzel bir kitap bastırılacak. Fotoğraflar çektirildi, okula bir karikatürist getirildi ve öğrencilerin karikatürleri çizdirildi ve sonunda kitap matbaada basıldı. Basıldı ama biz öğrenciler birer nüsha alamadık. Çünkü, toplanan para Çituris’lere verilmemiş, bu işi üzerine alan bir arkadaşımız zimmetine geçirmiş...
Arkadaşlarının albüm paralarını zimmetine geçiren tazecik genç ileride ne olur? Hortumcu olur, düzenbaz olur, haram yiyici olur, hırsız olur...
Ahlâklı, faziletli, terbiyeli, karakterli, şerefli, namuslu, haysiyetli bir öğrenci kopya çeker mi? Kesinlikle çekmez. Çünkü böyle bir şey hırsızlıktır.
20 Nisan’da İzmit’te bir sohbet konuşması yaptım. Dinleyicilerimin içinde temiz liseli gençler vardı. Okullarda kopya çekiliyor mu diye sordum. Bol bol çekiliyormuş...
Okullarda, aile ocağında, toplumda gençlere ve çocuklara ahlâk ve karakter terbiyesi veremeyen bir toplum ileride dizlerini çok döver.
Oldukça bilgili ve kültürlü, lakin ahlâk ve karakter boyutu yok... Böyle bir kişi canavardır, kurttur.
Cumhuriyetçiyim diyor ama faziletsiz, böyle cumhuriyetçi olmaz. Cumhuriyet fazilet rejimidir. Fazilet yoksa gerçek cumhuriyet de yoktur.
Dindar geçiniyor, namaz kılıyor ama ahlâkı düzgün değil. O da gerçek dindar değil, dindar kılıklı bir sahtekârdır.
Türkiye’deki ahlâksızlık, faziletsizlik, karaktersizlik beni çok korkutuyor.
Ahlâklı ve faziletli vatandaş hiç yok değil ama bugünkü sayıları ve ağırlıkları yetmez.
Ahlâk iledir nizam-ı âlem...
Bir başka zaman, bikini mayo giyip arz-ı endam eden birtakım malum ve mahut manken kadınlar, bu sefer o biçim tesettürlü kıyafetler sergilemişler, podyumlarda salına salına, kırıta kırıta tak tak çat çat yürümüşler.
Birtakım hacılar, “çok dindar” Müslüman erkekler bunları zevkle ve ilgiyle seyretmişler. Aracıkta namaz kılanları bile görülmüş... Böyle dindarlığa can kurban...
Bu esnada ilahîler okunmuş, dua etme numaraları yapılmış. Renkler, ışıklar, sesler, tak tak tak tok tok tok manken yürüyüşleri.
Ağızlar kulaklarda... Oh ne güzel, oh ne moderin, oh ne çağdaş...
İslâm tarihi 1400 küsur yıl boyunca böyle rezalet görmedi!...
Moda defilesi olur, manken olur, bunlar bazen mayo, bazen elbise teşhir edebilir ama böyle şeyler İslâm adına, Müslümanlık adına yapılamaz.
İslâm dini ve şeriatı, genç, güzel, cazibedar, seksî, fıkırdak genç kadınların erkeklere elbise teşhir etmesine izin vermez.
Böyle defileler, böyle teşhirler fısktır, fücurdur, günahtır, ayıptır.
Diyanet ve büyük İslâm cemaatleri, turuk-i aliye-i islâmiyye, ulema, meşayih bu konuda bildiriler yayınlamalı ve yapılan günahı takbih etmelidir (kötülemelidir).
Kutsal tesettür kurumu ve değeri böyle âdi ticaretlere, bezirganlıklara alet edilmemelidir.
İlahî tokatlardan ve şamarlardan korksunlar.
Bendeniz vaktiyle gaflet edip bir kere böyle bir tesettür defilesine gitmiştim. Bu sonuncusu büsbütün rezalet olmuş.
Böyle şeyleri Batılılar, mürtedler, dinden uzaklaşmışlar, çağdaşlar yapabilir ama dinibütün Müslümanlar yapamaz.
Yapacaklarsa bari sırf kadınlar için yapsınlar, erkekleri sokmasınlar.
Kimseyi üzmemek için tenkitlerimi son derece yumuşak yapıyorum.
İslâm’da böyle şeyler olur, Müslüman böyle şeyler yapabilir diyorlarsa, buyursunlar yirmi kadar Müslüman ülkenin fetva makamlarına, büyük ulemasına, meşayihına soralım. Hiçbiri evet demeyecektir, fetva ve ruhsat vermeyecektir.
İslâm dininde Allah’tan korkmak vardır. Lütfen Allah’tan korkalım, tevbe istiğfar edelim ve bir daha böyle fuhşiyyat, azgınlık, münker şeyler teşhir etmeyelim.
Kıtlığa, Yokluğa, Pahalılığa Hazırlanınız
BENİM şahsî görüşüm değil, dünya çapında uzmanlar söylüyor, “ABD bir şirket olsaydı çoktan iflasını ilan ederdi...” Kim mi söylüyor? ABD’nin dört başkanına (Reagan, Ford, Baba Bush ve Clinton) danışmanlık yapmış Stephen M. Studdert.
Dünya dehşetli bir krize gidiyor. Afrika ve Asya ülkelerinde açlık isyanları yayılacaktır.
Bizdeki temel gıda maddeleri; ekmek, pirinç, bulgur, yemeklik yağ kısa zamanda ne kadar pahalandı... Pahalı ama şu anda piyasada mevcut... Yarın birçok gıda maddesi bulunmayacaktır.
Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır. Şu meşhur Karaoğlan Ecevit zamanında birçok ihtiyaç maddesi yoktu, halk kuyruklarda çile çekiyordu.
Türkiye’nin bir yılda çöpe attığı ekmek, Somali’nin bir yıllık ekmek tüketimi kadarmış.
İnsanlık çıldırmış... Zengin Müslümanların bir kısmı umursamazlık ve gaflet içinde.
Bir tarafta sefalet, açlık, perişanlık; öbür tarafta lüks, israf, aşırı tüketim, azgınlık...
Bu gidişin sonu çok kötüdür. Herkese laf anlatmak mümkün değildir. Şuurlu ve vicdanlı Müslüman kardeşlerime bazı tavsiyelerim olacak:
1. Lüks ve israfı bırakalım ve zühde, kanaate, tevazua, iktisada (tutumluluk) yönelelim.
2. Pirinç aşırı şekilde pahalandıysa bulgura, makarnaya yönelelim.
3. Mercimek, patates, nohut gibi ucuz, fakat doyurucu, besleyici, dengeli yiyeceklere iltifat edelim.
4. Asla israf etmeyelim. Kurudu, bayatladı diye bir ekmeği çöpe atmak Allah’ın aziz bir nimetine küfranda bulunmak demektir. Böyle yapanlar, günün birinde bir lokma kuru ekmeğe muhtaç kalabilirler.
5. İslâm’ın emrettiği paylaşma, yardımlaşma ahlâkı ile ahlâklanalım.
6. Komşumuz aç gecelerken, biz tok sabahlamayalım.
7. Kötü günler için şimdiden tedbir alalım.
8. Stok yapmamak şartıyla, bir kenara az miktarda yiyecek koyalım.
9. Merhametli olalım, fakirlere yardım edelim. Ta ki, Allah da bize rahmet eylesin.
10. Nemrud, Firavun ahlâkını bırakalım, Peygamber’in ahlâk ve sünnetine yapışalım.
Bazı beyinsizleri duyar gibiyim: “Ekmek bulamazsak, pasta yeriz.”
Ya pasta da bulamazsanız? O zaman ne (...) yersiniz?
Liselerde Ahlâk ve Karakter Terbiyesi
BİR öğretmen dostum anlattı: Almanya’dan gurbetçi bir aile yurda kesin dönüş yapmış. Lise öğrencisi oğulları burada tahsiline devam edecek. Müracaat ettiği okulda, hangi sınıfa alalım diye bir imtihan yapmışlar. Coğrafya sorusu olarak Türkiye’nin beş ilini say demişler. Sınav yazılı oluyor, çocuk üç il yazabilmiş. Alman okullarında Türkiye coğrafyası okutulmuyor... Oradaki öğretmenlerden biri acımış, çocuğun kulağına iki il daha fısıldamış... Lakin o bunları kağıdına yazmamış. Sonra sormuşlar, “Yavrum biz sana yardımcı olmak istedik, niçin yazmadın?” Şu cevabı vermiş: “Onlar benim kendi bilgilerim değildi, yazmam dürüst bir hareket olmazdı...”
Okullarda bilgi ve kültürün yanında mutlaka ahlâk ve karakter terbiyesi de verilmelidir. Medenî Avrupa ülkelerinde bu var, bizde maalesef yok.
Yıl 1952, liseden mezun oluyorum. O yıla ait mezuniyet albümü için son sınıf öğrencilerinden para toplandı, meşhur Çituris Biraderler matbaasında kuşe kağıda, ciltli güzel bir kitap bastırılacak. Fotoğraflar çektirildi, okula bir karikatürist getirildi ve öğrencilerin karikatürleri çizdirildi ve sonunda kitap matbaada basıldı. Basıldı ama biz öğrenciler birer nüsha alamadık. Çünkü, toplanan para Çituris’lere verilmemiş, bu işi üzerine alan bir arkadaşımız zimmetine geçirmiş...
Arkadaşlarının albüm paralarını zimmetine geçiren tazecik genç ileride ne olur? Hortumcu olur, düzenbaz olur, haram yiyici olur, hırsız olur...
Ahlâklı, faziletli, terbiyeli, karakterli, şerefli, namuslu, haysiyetli bir öğrenci kopya çeker mi? Kesinlikle çekmez. Çünkü böyle bir şey hırsızlıktır.
20 Nisan’da İzmit’te bir sohbet konuşması yaptım. Dinleyicilerimin içinde temiz liseli gençler vardı. Okullarda kopya çekiliyor mu diye sordum. Bol bol çekiliyormuş...
Okullarda, aile ocağında, toplumda gençlere ve çocuklara ahlâk ve karakter terbiyesi veremeyen bir toplum ileride dizlerini çok döver.
Oldukça bilgili ve kültürlü, lakin ahlâk ve karakter boyutu yok... Böyle bir kişi canavardır, kurttur.
Cumhuriyetçiyim diyor ama faziletsiz, böyle cumhuriyetçi olmaz. Cumhuriyet fazilet rejimidir. Fazilet yoksa gerçek cumhuriyet de yoktur.
Dindar geçiniyor, namaz kılıyor ama ahlâkı düzgün değil. O da gerçek dindar değil, dindar kılıklı bir sahtekârdır.
Türkiye’deki ahlâksızlık, faziletsizlik, karaktersizlik beni çok korkutuyor.
Ahlâklı ve faziletli vatandaş hiç yok değil ama bugünkü sayıları ve ağırlıkları yetmez.
Ahlâk iledir nizam-ı âlem...
MEHMET ŞEVKET EYGİ/MİLLİ GAZETE
ZAMANINDA TESETTUR DEFILELERINI METHEDIPDE TESZETTUR MODASI PARISTEN GELMELI DIYEN BASKA BIRIMIYDI.MILLI GAZTEDEKI KOSESIND EYAZAN SEVKET EYGI DEGILMIYDI.HAFIZAI BESER NISYAN ILE MALUMDUR DERLER.AMA SEVKET BEYINKI NISYANIN OTESINDE BI DURUM.BUNADA SUKUR.REZALETIN NEREYE GELECEGI BELLIYDI.O YENI GORMUS.KAPITALIST MUSLUMAN ISADAMALRINA DUYRULUR.
YanıtlaSil