"Din çocukça bir efsane"

İnsanların bir anı diğer anına uymaz. Bu yüzden insanların en önemli anı ölürken ki son düşünce ve inanç durumudur.İslam Peygamberi nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz diyerek özetlemiştir bu durumu.İnanmak ya da inanmamak bana aslında kısa bir ömürde de olsa insanların kendilerini tanrı gibi görmesi ve Tanrı dâhil kimseyi beğenmeyerek kendisini kutsamaya çalışması kaynaklı gizli bir ben kutsayıcılık dini ile, olası gerçeklerin sırlarını aramak merakı arasında gidip gelişlerin sonucunda ben ya da o tercihi ile karşılaşması sonucu ben, benim. İddiasının inanmamak ya da inkar şeklinde tezahürü ile, O (Tanrı) tercihi sonucu kendisinin evrenin merkezi olmadığı gerçekliğini kabulünün sonucu Onun varlığını kabul yani ikrarın tezahürü ile inandık demektir.Bu konuda insanlar arasında Einstein ile sıradan bir köylü arasında fark yoktur.Çünkü her ikisi de kainattan pek azıcık bir parçayı analiz ederek bir sonuca vardıklarını sanırlar. Köylü otlara çiçeklere böceklere iklime ve tabiat ile göklere bakar Bilim insanı ise köylünün baktığı şeylerin pek azcık farkı olan mesafelere bir tür dürbünle bakar. Sonra bir karara varırlar, var ya da yok. Ama ikisi de gerçeği ıskalamışlardır. Çünkü bu durumun Güneşe daha yakın olmak konusundan uzun boylunun daha kısa boylu olandan ben güneşe daha yakınım çünkü boyun on santim daha fazla iddiasına benzer.Çünkü Allah vardan ve yoktan müstağni olan bu iki kelimeyi ve kapsadıkları anlamları da yaratandır.Yani var diyenler varlıklar arasında onu bulamaz ancak varlığını gösteren işaretlere rastlar ve var derler. Doğru derler.Çünkü aslında tüğm gördükleri her şey Allahın Ez zahir=Açıkça görünen isim ve sıfatını görebildikleri kadarını görmüşlerdir.Yok diyenler yine mevcut varlıklar arasında arayıp bulamazlar ve yok derler doğru derler. Çünkü aradıkları şey kendi zan ve vehimleri olduğundan bulamadıklarını zannetmektedirler halbuki zan ve vehimlerinin doğruluğunu bulmuş ve Allahın Ez Zahir ismini gördükleri halde fark edememişlerdi. (Bu durumu fark edenler Evreni tanrı diye nitelediklerinden yine yanılmışlardır. Çükü gördükleri Ez Zahir isminden bir kesittir. İslami deyimle bunlar ehli vahdeti Şuhud= Tanrı görünen kainattır diyenler fırkası denir.)Çünkü tanrıyı sıfır ya da bir'in içine sığdırmaya çalışırlar ve sığdıramazlar. Güçleri tükenip havsalaları çalışmaz hale geldiğinde varabildikleri noktadaki durumu sonuç ilan ederek kurtulmaya çalışırlar.Bunun nedeni ille de Tanrı kavramını var ya da yok diye tanımlamak zorunda kalan bir PC=Bilgisayar gibi çalışan beyin denilen sınırlı ve düalitik=ikilik=tek çift ak kara vs. sistemle çalışmak zorunda olan bir organları ile bu kararı vermek zorunda olduklarını zannetmeleridir. (Bu konu Akılla değil duygu ile hissedilebilen bir durum olup Aklın duyguları dışlamadan verdiği kararlar ile varılabilecek bir sonuçtur. Bu yüzden İslam da akıl başta, iman kalptedir. denir.)Varı ve yoku anladıklarını sanırlar ama bu iki kelimenin dışında çok başka bir olasılık olabileceğini düalitik mahkumiyetle sınırlı olduklarından düşünemezler. Tanrı Vardır çünkü varlık aynasında arayanlar varlığını keşif etmiştir.Tanrı yoktur çünkü yokluğunu arayanlar onu yokluk dedikleri muhayyel yokluk aynasında bulup yokluğunu ispat ettiler. Çünkü vardan ve yoktan münezzeh olan Allah nerede arasan orada olan olarak varlıkta da yoklukta da tecelli ettiğinden iki taraftan biri varlıkta diğeri yoklukta buldular. La=yok=olamaz= mümkün değil=Sıfır=Eksi=negatifİlla=Olmasa olmaz=mutlaka=şart=kesinlikle=Vacip=Bir=artı=PozitifLa İlahe illa AllahaPeki yok ne demektir bilirmisiniz? Yok varın tersinden ispatıdır.Mesela bir şey için yok demek aslında o şeyin var olduğunu ama şimdiki zaman ve mekânla sınırlı olduğumuz alanda bulunmadığını veya algılama alanımızda olmadığı veya algılayamadığımızı anlatmakta kullandığımız kelimedir. Yok kelimesi.Elma yok dediğinizde aslında elmanın var olduğunu da ispat etmiş olursunuz.Hiç olmayan ve olması da mümkün olmayan bir şeyi insanın dile getirmesi mümkün değildir. Birisi gereksiz bir hırıltı çıkarıp bunun olmadığını söyleyemez. Çünkü zamanın ve mekânın bir anında o hırıltılı ses ya artık vardır ve ya zaman zaten bir boyut olduğu için gelecekte var olan o sesin zamanı gelmiş ve sahneye çıkmıştır.Bu konuda pek çok şey konuşulabilir. Ama şu kadarını söyleyeyim. Bilim insanlarının ispata çalıştığı pek çok şey Peygamberlerin varlığını çoktan haber verdiği şeylerdir.Bir ayet güneşe kasem ile ondan ışığını alan Aya dediğinde insanlar dünyayı tepsi gibi düz sanıyorlardı. Güneş gündüz geliyor ay gece geliyordu ışığını alacak şekilde nerede buluşabilirdi ki.Kuran yıldızların yerlerine and olsun Bilseniz bu çok büyük bir kasemdir ayetini dediğindeİnsanlar görüp durdukları yıldızların nice bin yıllar ve milyon yıllar önce o gördükleri yerlerin o yıldızın çok gerilerde kalmış gönderdiği ışıkları olduğunu ve o yıldızın o noktadan milyonlarca sene önce o noktayı terk etmiş olduğunu kim bilebilirdi ki.Ama Allah Peygamberine gönderdiği kitapta bunu ve daha pek çok şeyleri açıklıyordu.Sanırım inkâr= ret etmek, ikrardan= onaylamakdan çok daha zor bir iş.İyi dileklerimleA.D.Şimşek
14 Mayıs 2008 Çarşamba 10:54 tarihinde ertan sayar

syr.ert@hotmail.com

Yazmış:


Gelmiş geçmiş en büyük dehanın şaşırtan görüşleri

En büyük kuramsal fizikçi Albert Einstein, yeni ortaya çıkan 1954 tarihli bir mektubunda, dinler için 'insan zaafının ifadesi, çocukça, ilkel efsaneler' diyor

Yahudi kökenli Albert Einstein, Musevilik için de 'en çocukça hurafelerin yeniden canlandırılması' diyor.

Milliyet Gazetesi'nin haberine göre gelmiş geçmiş en büyük kuramsal fizikçi olarak gösterilen Albert Einstein'ın, din ve Tanrı inancına itibar etmediği ve özellikle ömrünün son yılında bu kavramlar için "çocukça, ilkel efsaneler" nitelemelerinde bulunduğu ortaya çıktı.

'İlkel efsaneler'

The Daily Telegraph'ın haberine göre, ünlü bilim adamı, yeni ortaya çıkarılan ve 3 Ocak 1954 tarihini taşıyan bir mektubunda, dinlerin "çocukça" ve "ilkel efsaneler" olduğunu savunduktan sonra bu olgunun hangi zorlama ve incelikli yorum yapılırsa yapılsın değişmeyeceğini vurguluyor.

Einstein için dinin anlamı

Din ve Tanrı konusundaki görüşleri her zaman tartışma yaratan ve dinsel içerikli en ünlü sözü "Tanrı zar atmaz" olan Einstein, bu sözü nedeniyle Tanrı inancı olan bir bilim adamı olarak algılanıyordu. Ancak Einstein, yeni ortaya çıkan söz konusu mektubunda, filozof Eric Gutkind'in görüşlerine yanıt verirken, yaşamının son döneminde dini duygularının son derece zayıf olduğunu hatta din karşıtı görüşlere sahip olduğunu ortaya koyan ifadelere yer veriyor. Einstein, "Tanrı sözcüğü benim için insanın zaaflarının bir ifadesi ve ürünü olmanın ötesinde bir anlam taşımıyor. İncil de yüce bir kitap ama yine de ilkel efsanelerden oluşan bir koleksiyon ve aynı zamanda oldukça çocukca" diye yazıyor.

Yahudiler seçilmiş değil

Bu mektubu yazdıktan bir yıl sonra 76 yaşında ölen Einstein, kendisi de Yahudi olmasına rağmen eleştiri oklarını Yahudilerin inancı Museviliğe karşı yöneltmekten çekinmiyor.

Yahudilerin Tanrı tarafından seçilmiş bir kavim olduğu şeklindeki inancı geçersiz bulan Einstein, "Bence Musevilik de tıpkı öteki dinler gibi en çocukça hurafelerin yeniden canlandırılmasından başka bir şey değil. Mensubu olmaktan memnuniyet duyduğum ve zihnen bana çekici gelen Yahudiler de öteki insanlardan farklı özelliklere ve meziyetlere sahip değil" diyor.

Açık artırmada satılacak

"Hayat tecrübem Yahudilerin öteki insanlardan daha iyi olmadıklarını gösteriyor" diyen Albert Einstein, "Onların seçilmiş kavim olduğunu gösteren herhangi bir şey görmüyorum" ifadelerini kullanıyor.

Einstein'ın söz konusu mektubunun şimdiye kadar özel kişilerce muhafaza edildiği, İngiltere'deki Bloomsbury müzayede şirketi tarafından satışa çıkarılacağı ve 8 bin sterline
alıcı bulabileceği belirtildi.





Gönderin, blog oluşturun ve dünyanızı aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşın - Windows Live Spaces, hayatınızı paylaşmak daha da kolaylaştı! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla!

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.