Yurt dışında Yaşayan Yeğenim mail kutusuna düşen Kutlu doğum haftası ile ilgili bazı itirazları konu alan bir yazıyı banada göndererek fikrimi sormuşdu. Bende aynı soruların muhatabı olabilecek başka arkadaşlarımızında ilgileneceğini düşünerek cevabımı gruplar ilede paylaşıyorum
Sevgili xxxxxxTürkiye'deki anti İslam yapının bu kutlu doğum haftasına karşı her türlü saldırısı oldu ve hepsi yanıtlandı. Hatta bazı paşaların Kutlu doğum haftasında kuran okuyan kız çocuklarının başörtülerine kâhyalığa kalkışması ve bu haftayı kutlayanları düşman ilan etmesi maskaralığı bile cevabını buldu. Gerekli milli tepkiyi de gördü. Bu itirazları yapanların şimdiye kadar ne Noel ne de yılbaşı kutlamalarına bir itirazı olmadığı gibi sevinçle kutlayanlardan oluşması da ayrıca düşündürücüdür.Türkiye Din, fikir, felsefe açısından İslam'ın ve Müslümanların en azgınca saldırıya uğradığı bir ülkedir.Çünkü İslam âlemi içinde uzun yıllar önderlik yapmış bu ülke İslam ülkelerinin arka bahçelerinden biri değil bilakis başı ve beynidir.Birinci dünya savaşının galipleri olan son haçlı orduları İstanbul dan çekilirken Türkiye yi aslında adına Türkiye Cumhuriyeti deseler de gizli bir Yahudi devleti şeklinde kurarak çekilmişlerdir. Bu çekilişte Türklerin kafasını ezip psikolojik olarak çökertmek sureti ile İslam'ı yeryüzünden silmek, hem Türkleri Türk den başka bir şeye dönüştürmek bu olmazsa da Hıristiyanlığa yaptıkları gibi, dinin aslını karıştırıp sulandırarak kaynağından uzaklaştırmak projesinde Türkiye yi o tarih den beri laboratuar olarak kullanmaktadırlar.Sadece zorla şapka giydirmek için binlerce insan idam edilmiştir. Bu bahane ile Müslümanlar tüm işyerlerinden kovularak devletin bürokrasisi başta Yahudiler olmak üzere azınlıkların ve masonların kontrolüne alınarak, dünyacı, heveslerine düşkün, çıkarcı kişiler öne çıkarılarak soysuzlaştırılmış. İstihbarat örgütlerinde ve derin devlet işlerinde kullanılmak üzere ırzına geçilerek eşcinselleştirilen veya fahişeleştirilen kişilerin militarist çeteler olarak kullanıldığı yapılar oluşturulmuştur. Bu saldırılar karşısında Müslümanlar kendi kimliklerini korumak için yasaklanmış olan simgelerden geride kalanlar ile kendilerini ifadeye devam etmişlerdir. Bunlardan sonuncusu da Başörtüsü dür. İşte bu mihval üzere Peygamberinin doğum gününü kutlamada İsa as. Mın doğum günü denilerek Türkiye de batılılar dan çok daha aşırı azgın ve sapkın şekilde karnaval gibi kutlanan yılbaşına alternatif kutlu doğum haftası kutlanmaları başlatılmıştır. (İsa as. In doğum günü konusunda itiraza gerek yok çünkü burada böyle imiş gibi sunulmaktadır yılbaşı ama dini olarak değil ahlaksızlıklar ve israf kumar gibi azgınlık ile kutlanarak)İşte bu yüzden İslam'ın her şeyine yalanlar ile saldıranlar bir süre sonra yalanlarının ciddi bir şeymiş gibi tartışılmasını sağlamanın ahlaksızlığın da başarılı olduklarını fark etmiş ve her İslami olayı bunu nasıl sulandırırız diye araştırma grupları kurarak çözümler aramışlardır.Bu yazıda aynı şer cephesinin ürettiği fitnelerden biridir. Bunlar tutmazsa başkalarını araştırırlar. Mesela F.G. Hoca bizim zamanımızda nüfus kâğıtlarına babamızın kafasından attığı tarih yazılırdı derse ki Atatürk'ünde doğum tarihi bilinmemektedir. Bilinen tarih 19 mayıs Samsuna çıktığı gün olarak Atatürk'ün önerisi ile olsun diyerek doğum günü olmuştur. Yılı bile kesin değildir 1881 mi 80- 82 mi diye tartışmalar vardır.Ama peygamberimizin doğumu kesin olarak bilinmektedir. Müslümanlar hem Ay hem de Güneş takvimini kullanmışlardır.Osmanlı resmi olarak Rumi Roma Tarihini kullanmakta yanı sıra ikincil olarak ay takvimini de bazı dini konularda kullanmakta idi. Ayların bazı hususiyetleri olduğu için ay takvimi uzay zaman hesaplarında nedeni ileride ilim arttıkça açığa kavuşacak bir olaydır. (Kısmen tasavvufi ve bilimsel olarak bunu anlatmaya çalışabilirim ama hem uzun hem de noksan olacaktır) Ay takvimi ile devam ettirilmiştir. Çünkü bunlardan üç aylar Kuran da belirtilmiş bazı özellikleri olan ay ve günlerdir. Hâlbuki doğum tarihleri Müslümanlar da çok önemsenmediği halde söz konusu Allahın peygamberi olunca önem kazanmaktadır ve yaş hesabı daima güneş takvimine göre sayılmaktadır.Ay takvimi ile de güneş takvimi ile de doğum tarihi belli olan peygamberimizin doğum tarihine yakın tarih de doğmuş mümin ya da kafir bir sürü kişi bulunabilir. Tuhaf olan Peygamberlerinin doğumunu kutlayan Müslümanların durumu değil bu durumdan rahatsızlık duyan kafirlerin bunu bile, bize ne yahu diye geçemeyip kuduz köpekler gibi havlayacak bir şeyler arayışıdır.28 Şubat sürecinde Süleyman Demirel tek tip insan yetiştireceğiz demişti.İşte asıl sorun ve bu tek tip insan tipinin önünde engel teşkil eden ve kendisine gerici iddiası da oturmayan Rahmetli Barış Manço nun ölümü bile araştırılamamış zatürre diyerek kapatılmıştır. Çinliler tarafından Türklere karşı gen seçici virüs şeklinde üretilen ama geliştirme aşamasında laboratuar dan kaçırdıkları için sonuç alınamayan sadece istihbarat birimlerinin kullandığı zatürree hastalığı zannı veren Sars virüsü ile öldürülmesinin (eğer doğru ise) sebebi de budur. Bu işler uzaktan bakıldığı kadar basit değildir. Türkiye gerçekten pek çok karanlık noktalar ile dolu bir ülkedir. Türkiye Birinci dünya savaşı galipleri olan haçlıların İslam'ı imha laboratuarı olarak kullanılmıştır. Bu planın bazı siyasi gelişmeler ile duraksaması ayrıca tartışıla bilir.Peki dünya egemenleri neden bu işle bu derece meşgul olmaktadırlar sorusu sorulabilir.Batı kültürü ürettiği yahudi kapitalist sisteme alternatif olarak kominizm'i üretmiş ama buda insan denilen çok boyutlu varlığın arayışını durduramamış iflas etmiştir.Kapitalizm ise insanlığı her istediğini yapan bir mahluk haline getirmiş ama tatmin edememiştir.İnsanlık iflas etmiş ve basit zevkler ile tatmin edilemediğinden çeşitli sapıklıklara batmış ama insan bundan da zevk almaz olmuş ve ne aradığını bilemez duruma gelmiştir.Artık Yahudilerin kendi kavimlerine özel Yehova sı vardır. Onlar Yahova nın dünyayı içindekiler ile birlikte onlara verdiğine inanmaktadırlar. Bu yüzden dünya onlarındır. Diğer insanlar onların oyuncaklarıdır. Çeşitli oyunlar ile savaşlar çıkarıp ticaret yapmakta ve kıs kıs gülmektedirler. Ama bu oyun onların dahi artık canını sıkmaya başlamıştır. Hıristiyanların Cennette oturan Baba tanrıları ise ilim ilerledikçe yetersizleşmekte mekanın esiri halinde tasavvur edilen bir zavallıdır. Kainatın boyutları, sayıların sonsuzluğundan ileri de tirilyonlarca ışık yılı olarak anlatılmaya başlanacaktır. Dünyanın anlamı gittikçe küçülmekte zamanda ters akan takyonlar dan ve milyonlarca paralel boyutlardan söz edilmektedir. Makro kosmosun sonsuzluğu mikro kosmosda bir yerlerde aynı şekilde uzayıp giderken enerjiye dönüşerek başka frekanslarda sonsuzluğa gitmektedir. Cennetteki mekanın esiri tanrının gücünü çok aşan bilimsel bulgular vardır. Sadece dünya dönüyor dedi diye halkı Müslüman yapmaya çalışmakla suçlanıp engizisyon mahkemelerine sevk edilen bilim insanlarının yerini aradıkları konuların sırlarını Kuran da bulan bilim insanları almış ve eskiden sıradan insanlara hitap ettiği sanılan İslam dini ve kitabı artık bilimin gelişmesi ile gelişmiş araştırıcıların evet işte bu dedikleri bir yere oturmuş bulunmaktadır.Bu yüzden NATO Sovyetlerin çöküşünden sonra dağılmayı ret edip asıl büyük düşman olarak gördüğü İran'ın Cumhurbaşkanının yaşam tarzı gibi yer de minder de oturan şilte de yatan yerde yemek yiyen adamların Cumhurbaşkanlığı yaptığı ülkelerin engellenemezlerse çok hızlı bir şekilde batının vardığı noktayı sollayıp geçeceğinin farkına varmışlardır. İnsanların nazarında dünya hayatını bu kadar umursanmaz yapmasına şaşırdıkları İslam'ı kültürleri açısından yok edici etkisini fark ederek düşman konseptine almışlardır.Artık kızıl tehlike tepelenmiş ve batının tüm yaşam felsefesini alt üst edecek kılıçsız İslam ortaya çıkmıştır. O yüzden NATO kızıl tehlikeyi Yeşile çevirip yeşil tehlikeye karşı yeniden organize olarak İslam ülkelerine saldırmıştır.Bu saldırganlıkları aslında iç dünyalarındaki bir bozgunun sonucudur. Saldırı planlarının ise 11 Eylülden çok önce planlandığı bilinmektedir.Roma çok kuvvetli olduğunu sandığı dönemde o zamanın hak dinine giren Hıristiyanları vahşi hayvanlara atarak aslında iç dünyalarındaki korkularını vahşi hayvanlara öldürterek eğleniyordu ve ya eğlendiklerini sanıyorlardı. Sonra ise Roma Papalığın merkezi oldu. Şimdi Irakta bir milyonun üstünde insan öldüren ve milyonları evsiz yurtsuz bırakan canileri kadınlara kendileri tecavüz ederek onları aşağıladıklarını sanırken insanlığın gözünde de kendi gözlerinde de korkularını vahşi alt tabakalarına imha ettirdiklerini sanıp eğleniyorlar. Aslında korktukları gerçeklik ile yüzleşmeye başlıyorlar.NATO'nun bu durumu en çok Türkiye yi sıkıştırmıştır. Çünkü Halkı Müslüman olarak düşman tanımlamasına giren Türkiye'nin Ordusu NATO ordusudur. Yani bu durum Türk ordusunu Türk milleti ile karşı cephelere savurmuştur.Şimdi bu yüzden ABD de bu ikilemi çözememekte ve iki taraf arasında sıkışmaktadır. AB ülkeleri Türkiye ile bütünleşemezlerse ABD karşısında ihtiyar Avrupa tanımlaması ile kendilerine kötü bakılan bir ihtiyarlar evine dönmek üzeredir. Ne üretiyorsa en geri ülkeler bile onları üretmeye başlamıştır. Yakında miadını doldurmuş mesleklerin ustaları gibi yaşlı ve meslekleri de para etmeyen terzile, bakırcılar, sobacılar, vs. gibi eski günlerini yad eden fakir düşmüş ihtiyarlar olarak ölümü beklemeye başlayacaklardır. Asıl olan Türkiye'nin AB ye değil AB nin Türkiye ye daha fazla ihtiyacı olduğu anlaşıldığın da geç kalınmış olabilir.Türkiye de Müslüman yaşam ve dindar olmak şu sıralarda sosyal hakların tümü ile kaybına yol açan bir suçtur ve bir iş sahibi olanlar İslam'a sövmek durumuna düşmektedir. Özel sektörde dindarları çalıştırdığın da çeşitli yaptırımlara uğramaktadır.Fethullah Gülen Olayı. Kısaca FG diyeceğimBen eskiden beri bu cemaatin pek çok genci ile tanıştım konuştum. Bunlar nerede ise Türkiye'nin en becerikli gençleri, ilk Bilgisayar kullananları ve ilk dünya ile yakınlaşan kişilerinden oluşuyorlar. Çoğu da fakir ailelerin çocuklarıdır. Müslüman halk bunlara başlangıçta büyük maddi destek verdi Daha sonra ise 28 Şubat sürecinde dini yasaklara karşı kesin tavır almadığı için halk soğudu ve destek azaldı. Ama daha sonra yine destek vermeye başladı. Bu arada Kendilerini Atatürkçü olarak niteleyenlerin ne fikir planında nede siyasi olarak bir bilgi üretemeyip daima biz adamı döveriz arkamızda devlet var havaları da onlardan halkı temelli kopardı. CHP nin hem milli irade karşıtı olması hemde Atatürke tek başına sahip çıkması onları Müslümanlar gözünde Putpereslerr olarak damgaladı. Profesör Atila yaylanın Atatürkçülük ilerlemeden daha çok gerilemeye tekabül eder sözü yüzünden yargılanıp mahkûm edilmesi de artık Atatürkçülük iddiasını övünülecek bir iddia olmaktan çıkarıp söyleyene tuhaf bakışların yöneldiği bir duruma düşürdü. Arada bir anıtkabire gidip milleti öte âleme şikâyet etmeleri ise bazılarını güldürdü bazılarını ise bunlar kafayı yemiş yahu diye şaşırttı.MHP gencliği ise bıyıkları kesildikten sonra çok ağırlarına gitti ve MHP den koptular kopmayanlarda iktidara gelince yakınlarına iş bulmak derdine düşmüştü. Bir kısmı da AKP vatanı satıyor hikâyeleri ile vatanı kurtarmaya çalışırken ellerindeki babalarının son kuruşuna kadar paralarını sonra geri almak ümidi ile seçimde tüketip şimdi kara, kara düşünür oldular. Genelde mesleksiz boşta gezer mitinglerde CHP liler ile birlikte kalabalık ederek suni yaşama mahkûm kişilerden oluşuyorlar. Aslında AKP kapanırsa en büyük zararı onlar görecekler.Bu durum Türkiye'nin ister istemez en işe yarar gençlerinin FG gençliğinden oluştuğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda bırakıyor Türkiye yi. Çünkü Devlet okulları artık boştagezer zavallılar yetiştiriyor. Özel okullar ise maaşlarından çok para harcayabilen gelirlerinin helal olması kuşkulu kesimlerin çocuklarına çok pahalı halkın ödemesi imkansız fiyatlardan kaliteli eğitim veriyorlar. Yani yeni bir haramzadeler nesli üretilmeye çalışılıyor.Bunu itiraf etmekten korkan Egemenler artık sonlarının geldiğini his ediyor ve her türlü çılgınlığı yapacak ve iç savaş çıkarmaya da kalkışabilecek şekilde durumu hayat memat (memat=ölüm) durumu gibi görüyorlar.Kısaca Bu kutlu doğum haftasına saldıranların yaptığı gibi asıl amacı Müslümanlara ve helal lokmaya saldırmak isteyenlerin haberlerini önemsemeyin. Bunlar gereksiz kakofoniler. Sonucu bunlar değil şimdilik bir süre daha ABD nin tutumu belirleyecek ve eski ata oynarlarsa durum ve değişim daha sancılı olacak ama bu ABD nin de Türkiye ye dolayısı ile beklide bölgeye son müdahalesi olacak çünkü tüm etkisini eski ata oynayarak kayıp edecek. Değişime oynarsa geleceği Türkiye'nin de dahil olduğu AB ile paylaşmak zorunda kalacakYukarıdaki konularda temas ettiğim kültürler mücadelesinde İslamın Tanrı hakkında ne dediğine gelince.İslam La İlahe İlla Allah diyor. Bunun birkaç tercümesini anlatmaya çalışalım. İlahlar yoktur illa Allah. Dişil İlah yoktur İlla AllahAllah dan başka ilah yoktur.İlah hükmünü yürüten demektir. Tanrı anlamındadır. her şeyin bir tanrı ile ifadesi mümkündür. Eski yunanlıların tanrıları insana hakim olduğunda hükmünü yürüten tanrılar ile doludur. Aşk ilahı kimi yakaladı da esir etmedi sözünü hükmünü yürütmedi.Buna Gazap ilahı,Yer, gök, bereket ,savaş, barış vs olarak uzatabiliriz. İslamda bu adların tümü ve daha fazlası Allahın tecellilerine verilen adlar olup tümü Allaha ait sıfatlardır ve insanda tecelli etmektedir.La illa kavramını bana bir papaz sormuştu yoktur tanrı vardır tanrı demek ne demektir diye. Verdiğim cevap uzundu ama özetlersek Vardan ve yoktan münezzeh Allah Demektir. Var ve yok kelimeleri mevcut değil iken ilk defa onları var edip söyleyen Allah o kelimelerinde yaratıcısıdır. Ama o kelimelerin kapsama alanının esiri değildir. Var ve yok kelimeleri dahi onun kendisini anlatmakta kullandığı iki tecelli aynasıdır.İhlas suresindeBismillahirrahmanirrahimDeki o Allah tek dir (Ahad)Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmadığı halde her şeyin kendisine muhtaş olduğudur. (Samed)Doğmamış doğrulmamıştır. (lem yelid ve lem yüled)Her ne ki var ise hiçbir şey ona benzeyemez ve oda hiçbir şeye benzemez. (Ve len yekünlehu küfüven ahad.İnsan beyni bir PC gibi düalitik çalışır sıfır bir ak kara vs. O her şeyde tecelli eden ama hiçbir şeyin tam anlamı ile idrak edemeyeceği zattır Her yerde hazır ve nazırdır. Her şey onun isimlerinde tecelli eder. Bir ayetİlk odur son odur. Görünen odur, görünmeyen odur. Demektedir. Ne görüyorsan onun isimlerinden sadece Zahir=Görünen isminin sana gösterilen kadarını görüyorsun.Kuran bir ayetde Yıldızların yerlerine kasem ederimki bilseniz bu kasen ne büyük bir kasemdir diyor.Hep merak ederdim neden yıldızlar değilde yerlerine diyor diye. Daha otuz kırk senedir öğrendik gördüğümüz yıldızların aslında sadece eski zamanlardan birinedeki yerine bakıyormuşuz ve o yoldız yüz binlerce sene önce o noktayı çoktaaan terk etmiş ama o sıradaki ışığı bize anca gelmiş.Uzaydaki kara delikler beyaz cüceler var ve yok hepsi kuranda. Allah ile savaşa kalkışanlar. Onun Peygamberini alaya alanlar, Müslümanların onun doğumunu kutlayışına şaşıranlar şaşıp kalacakları sonsuz ve ölümsüz bir yaşama mahkum olduklarının farkında değiller.Bu davranışları Tüm hayat sermayeleri olan sonsuz yaşamdaki taleplerini ortaya koyup boş bir iddiaya zar atmaya benziyor. SelamlarA.D.Şimşek
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.