"Üzmez Olayında Komplo Şüpheleri"
Ali İhsan Karahasanoğlu'nun yazısı
Ali İhsan KARAHASANOĞLU / Vakit
Gelin de 'komplo'dan şüphelenmeyin!
Hüseyin Üzmez'in başına gelenler için, niçin "komplo olabilir" diyoruz? Dikkat edin, "0layın komplo olduğu kesinleşmiştir" demiyorum... "Komplo olabilir" diyorum...
Çünkü mahkûmiyet için nasıl ki mahkeme kararı istiyorsak, komplo olduğunu kesin olarak beyan etmemiz için de mahkeme kararı gerekir.
Ama siz gelin; şu aşağıda sıralayacaklarımı bilin de, "komplo"dan şüphelenmeyin!..
Bakın Üzmez olayında neler yaşanmış?
Birinci ilginçlik, telefon dinlemeye gerekçe alınan kadının etrafında dolaşan bazı kişiler, dosyadan adeta cımbızla çekilip çıkarılmış! Sonuçta dinlemeye alınan telefonlarda sabah akşam lüzumsuz sohbetlere takılan kişilerle ilgili, emniyetin şu an tek bir soruşturması, şu aşamada görünmüyor?
Niçin?
"İnegöl'de suç işleyen bir çete var" iddiası ile telefonlar dinleniyor.. Sonra günde 5-10 defa birbirlerini arayanlar kenara çekilip, piyangodan Üzmez çıkarılıyor! (Onlarla birlikte Üzmez de suçlu ama, niye yalnız Üzmez gözaltına alınıyor, demiyorum. Başkalarının merkezde olduğu bir olayda, Üzmez tutuklanıyorsa, burada bir saçmalık var diyorum.)
Bir başka ilginçlik.. Tutuklamaya gerekçe gösterilen olayın Mudanya'da yaşandığı belirtiliyor. Ama Bursa Emniyeti, olayı ısrarla kendisi soruşturuyor. İfadeleri Mudanya polisi değil, Bursa Emniyeti alıyor! Sonra savcılığa sevkederken, Mudanya devreye giriyor!
Hatta; burada da bir ilginçlik var, gözaltı emrini veren Mudanya savcısı, arama emrini veren de Mudanya savcısı.. Ama dosyayı yürüten Bursa savcısı imiş gibi, zanlıları önce Bursa savcısına götürülmüş olmalı ki, Bursa Savcılığı yetkisizlik kararı veriyor!
Bursa Savcılığı yetkisizlik kararı veriyor ama, aslında kendisine hitaben yazılmış bir fezleke de yok! Yani Bursa Savcılığı, kendi kendine, daha dosya kendisine gönderilmeden yetkisizlik kararı vermiş gibi görünüyor.. Niçin?
Dahası; Bursa yetkisiz ise, ifadeler niçin Bursa'da alınıyor?
Geliyoruz tutanaklara.. Tutanakların saatleri tamamen bir fecaat. Kimisinde gözaltının 21.30'da yapıldığı yazılı, kimisinde 19.20'de.. Kimisinde anne ile kız ve HüseyinÜzmez'in bir arada çay bahçesinde gözaltına alındıkları yazılı, kimisinde ise önce kız ve HüseyinÜzmez'in, annenin ise daha sonra gözaltına alındığı yazılı..
Dahası, gözaltına alınma işleminin yapıldığı çay bahçesinde çalışanlar, böyle bir gözaltı olayını doğrulamıyorlar!
Bitti mi?
Hayır..
Mağdur gösterilen kızın babası, savcıya müracaat edip, kızını Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan almak istiyor. Savcının ifadesi ilginç: "Şikâyetçi ol. Şikâyetçi olmazsan, sen de ceza alırsın!"
Bir savcı, böyle bir şeyi nasıl söyleyebilir?
Ortada bir suç varsa, baba şikâyetçi olsa da, olmasa da zaten takip edilecek. Ama babanın ifadesini yönlendirme isteği nereden kaynaklanıyor?
Bunun amacı ne?
Dahası var.. Üzmez'in avukatı; gazete ve televizyonların olayla ilgili yayınlarının, hazırlık soruşturması aşamasında yasaklanması talebinde bulunuyor. Küçük kızın koruma altına alınmasına karar veren mahkemenin ne karar vermesini beklersiniz?
"Ah, nasıl atlamışız bunu. Çocuğu koruma altına aldık. Ama yayınların önlenmesi kararı almamışız.İyi ki hatırlattınız. Bu arada küçük kızın resimleri yayınlandı bile. Ama en azından şu andan sonra bu yayınları önleyelim" deyip, talebin kabulüne karar vermesini beklersiniz değil mi?
Siz bekleyedurun, hakim talebi reddediyor.
Niçin biliyor musunuz? Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın: "Belirtildiği şekilde yayın yapıldığına dair delil yok!"
Hakkari'deki çoban bile olayı duydu, gazete ve televizyonlardan olayın en ince ayrıntısına kadar yalan/doğru birçok konuyu dinledi, ama hakim yayınlardan haberi olmadığı için, avukattan delil istiyor!
Hakim, re'sen alması gereken bir kararı almıyor, talep edildiğinde de; sanki alacak-verecek davasında kendisinden bir karar vermesi isteniyormuş gibi, "Delil sunsana" diyerek ret kararı veriyor!
Bakıyorsunuz gazete ve televizyonlarda yayınlanan haberlere. Hemen hepsi, dosyada savcının altını çizdiği konular. Yani savcıya önemli görünen her şey basının elinde. Savcının önemli görmediği konulardan ise basının hiç haberi yok.. Burada durup düşünüyorum, "Acaba?"
Bir husus daha..
Gözaltına alınma saati, 18.00-19.00 gibi görünüyor. Resmi kayıtlara ise 19.20 olarak geçmiş. Peki kanuni zorunluluk olan, yakınlarına derhal bilgi verilmesi ne zaman gerçekleşiyor?
Haber verilen kişinin verdiği bilgiye göre 02.30'da, dosyadaki belgelere göre ise 22.50'de. Dahası var, savcılıkta kanun gereği zorunlu avukat bulunduruluyor ama, aynı suçtan karakolda ifade alınırken, avukat çağırılmıyor!
Daha onlarca sorunlu konu!
Şimdi siz gelin de, "Bu olay komplo olabilir" demeyin!
--
-------------- Bu İleti Hakkında Bilgi ------------
Bu iletinin taciz olduğunu düşünüyorsanız, aşağıdaki adresi kullanarak Google Gruplar çalışanlarını uyarabilirsiniz. Bu okuyucuya saygımın gereğidir.
http://groups.google.com.tr/groups/abuse?url=http%3A%2F%2Fgroups.google.com.tr%2Fgroups%2Fprofile%3Fenc_user%3DO6-otxYAAAB44mLrU7A9ToPSmo6Y7_Gbo4cocwWvDVg2RHsu8f1bCg%26&_done=%2Fgroups%2Fprofile%3Fenc_user%3DO6-otxYAAAB44mLrU7A9ToPSmo6Y7_Gbo4cocwWvDVg2RHsu8f1bCg%26&
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Ali İhsan Karahasanoğlu'nun yazısı
Ali İhsan KARAHASANOĞLU / Vakit
Gelin de 'komplo'dan şüphelenmeyin!
Hüseyin Üzmez'in başına gelenler için, niçin "komplo olabilir" diyoruz? Dikkat edin, "0layın komplo olduğu kesinleşmiştir" demiyorum... "Komplo olabilir" diyorum...
Çünkü mahkûmiyet için nasıl ki mahkeme kararı istiyorsak, komplo olduğunu kesin olarak beyan etmemiz için de mahkeme kararı gerekir.
Ama siz gelin; şu aşağıda sıralayacaklarımı bilin de, "komplo"dan şüphelenmeyin!..
Bakın Üzmez olayında neler yaşanmış?
Birinci ilginçlik, telefon dinlemeye gerekçe alınan kadının etrafında dolaşan bazı kişiler, dosyadan adeta cımbızla çekilip çıkarılmış! Sonuçta dinlemeye alınan telefonlarda sabah akşam lüzumsuz sohbetlere takılan kişilerle ilgili, emniyetin şu an tek bir soruşturması, şu aşamada görünmüyor?
Niçin?
"İnegöl'de suç işleyen bir çete var" iddiası ile telefonlar dinleniyor.. Sonra günde 5-10 defa birbirlerini arayanlar kenara çekilip, piyangodan Üzmez çıkarılıyor! (Onlarla birlikte Üzmez de suçlu ama, niye yalnız Üzmez gözaltına alınıyor, demiyorum. Başkalarının merkezde olduğu bir olayda, Üzmez tutuklanıyorsa, burada bir saçmalık var diyorum.)
Bir başka ilginçlik.. Tutuklamaya gerekçe gösterilen olayın Mudanya'da yaşandığı belirtiliyor. Ama Bursa Emniyeti, olayı ısrarla kendisi soruşturuyor. İfadeleri Mudanya polisi değil, Bursa Emniyeti alıyor! Sonra savcılığa sevkederken, Mudanya devreye giriyor!
Hatta; burada da bir ilginçlik var, gözaltı emrini veren Mudanya savcısı, arama emrini veren de Mudanya savcısı.. Ama dosyayı yürüten Bursa savcısı imiş gibi, zanlıları önce Bursa savcısına götürülmüş olmalı ki, Bursa Savcılığı yetkisizlik kararı veriyor!
Bursa Savcılığı yetkisizlik kararı veriyor ama, aslında kendisine hitaben yazılmış bir fezleke de yok! Yani Bursa Savcılığı, kendi kendine, daha dosya kendisine gönderilmeden yetkisizlik kararı vermiş gibi görünüyor.. Niçin?
Dahası; Bursa yetkisiz ise, ifadeler niçin Bursa'da alınıyor?
Geliyoruz tutanaklara.. Tutanakların saatleri tamamen bir fecaat. Kimisinde gözaltının 21.30'da yapıldığı yazılı, kimisinde 19.20'de.. Kimisinde anne ile kız ve HüseyinÜzmez'in bir arada çay bahçesinde gözaltına alındıkları yazılı, kimisinde ise önce kız ve HüseyinÜzmez'in, annenin ise daha sonra gözaltına alındığı yazılı..
Dahası, gözaltına alınma işleminin yapıldığı çay bahçesinde çalışanlar, böyle bir gözaltı olayını doğrulamıyorlar!
Bitti mi?
Hayır..
Mağdur gösterilen kızın babası, savcıya müracaat edip, kızını Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan almak istiyor. Savcının ifadesi ilginç: "Şikâyetçi ol. Şikâyetçi olmazsan, sen de ceza alırsın!"
Bir savcı, böyle bir şeyi nasıl söyleyebilir?
Ortada bir suç varsa, baba şikâyetçi olsa da, olmasa da zaten takip edilecek. Ama babanın ifadesini yönlendirme isteği nereden kaynaklanıyor?
Bunun amacı ne?
Dahası var.. Üzmez'in avukatı; gazete ve televizyonların olayla ilgili yayınlarının, hazırlık soruşturması aşamasında yasaklanması talebinde bulunuyor. Küçük kızın koruma altına alınmasına karar veren mahkemenin ne karar vermesini beklersiniz?
"Ah, nasıl atlamışız bunu. Çocuğu koruma altına aldık. Ama yayınların önlenmesi kararı almamışız.İyi ki hatırlattınız. Bu arada küçük kızın resimleri yayınlandı bile. Ama en azından şu andan sonra bu yayınları önleyelim" deyip, talebin kabulüne karar vermesini beklersiniz değil mi?
Siz bekleyedurun, hakim talebi reddediyor.
Niçin biliyor musunuz? Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın: "Belirtildiği şekilde yayın yapıldığına dair delil yok!"
Hakkari'deki çoban bile olayı duydu, gazete ve televizyonlardan olayın en ince ayrıntısına kadar yalan/doğru birçok konuyu dinledi, ama hakim yayınlardan haberi olmadığı için, avukattan delil istiyor!
Hakim, re'sen alması gereken bir kararı almıyor, talep edildiğinde de; sanki alacak-verecek davasında kendisinden bir karar vermesi isteniyormuş gibi, "Delil sunsana" diyerek ret kararı veriyor!
Bakıyorsunuz gazete ve televizyonlarda yayınlanan haberlere. Hemen hepsi, dosyada savcının altını çizdiği konular. Yani savcıya önemli görünen her şey basının elinde. Savcının önemli görmediği konulardan ise basının hiç haberi yok.. Burada durup düşünüyorum, "Acaba?"
Bir husus daha..
Gözaltına alınma saati, 18.00-19.00 gibi görünüyor. Resmi kayıtlara ise 19.20 olarak geçmiş. Peki kanuni zorunluluk olan, yakınlarına derhal bilgi verilmesi ne zaman gerçekleşiyor?
Haber verilen kişinin verdiği bilgiye göre 02.30'da, dosyadaki belgelere göre ise 22.50'de. Dahası var, savcılıkta kanun gereği zorunlu avukat bulunduruluyor ama, aynı suçtan karakolda ifade alınırken, avukat çağırılmıyor!
Daha onlarca sorunlu konu!
Şimdi siz gelin de, "Bu olay komplo olabilir" demeyin!
--
-------------- Bu İleti Hakkında Bilgi ------------
Bu iletinin taciz olduğunu düşünüyorsanız, aşağıdaki adresi kullanarak Google Gruplar çalışanlarını uyarabilirsiniz. Bu okuyucuya saygımın gereğidir.
http://groups.google.com.tr/groups/abuse?url=http%3A%2F%2Fgroups.google.com.tr%2Fgroups%2Fprofile%3Fenc_user%3DO6-otxYAAAB44mLrU7A9ToPSmo6Y7_Gbo4cocwWvDVg2RHsu8f1bCg%26&_done=%2Fgroups%2Fprofile%3Fenc_user%3DO6-otxYAAAB44mLrU7A9ToPSmo6Y7_Gbo4cocwWvDVg2RHsu8f1bCg%26&
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.