Askerlik, peygamber ocağıdır. Türk olup askere gitmemek olur mu?
Türk olup askere gitmeyene adam denir mi? Askere gitmeyene kız da verilmez, adam da sayılmaz, anadoluda.
Ama teşkilatlar, çeteler, haksız kazanç sağlayıcı, vurguncu, rüşvetçi adam kayırmacılar adamlarını kayırmakta onlara haksız raporlar düzenlemekteler. Maddi durumu iyi olanların veya başka meşrep ve mezhepte olanların paralarıyla yaptıkları (pardon yapmadıkları) askerlikler de cabası. Adeta Osmanlıdan kalan bir miras gibi askerlik yapmamak, bedavadan yaşamak geleneğine sahip olanlar var. Bunlar ayrıca bu milleti de idare etmekte pek hevesliler. Halkı askerliğe ikna etme becerileri de cabası.
Sivil ve askeri bürokrasinin sağladığı menfaatlerden nemalanan bir kısım zevatın "askerliğe elverişsiz" veya "çürük raporu" aldıkları görüldü. Çürük raporu aldık diye Allah'a şükrettiklerini duyar gibiyim. Bu raporlarla kendini halktan üstün görme, elit olmanın da bir ifadesi, gibi duruyor. Vatanı başkalarının görme, kendine ait olmadığı hislerinin sonucu gibi.. Bu vatana ihanetin kılıflanmış mazereti gibi… Vatansever edebiyatlı soyguncu, dış güçlerin elinde oyuncak ruhlu ve korkak insanların ellerine geçirdikleri devlet memurluğundan aldıkları bürokratik güçle, çıkarlarından biri de bu raporlar gibi duruyor.
Genelde, çürük raporları alanların, derin ilişkilerle işli dışlı olduğunu da göz ardı edemeyiz. Askere gidememekten üzgün olan nice Anadolu genci tanırım. Bilirim ki askere çürük raporu almış diye kız vermezlermiş. Ama sağlamken askere çürüğe ayrılanlara, Allah muhakkak bir dert verir diye inanılır.
Yar-Sav bakanı Ö.Faruk Eminağaoğlu da, Hadep eski başkanı gibi… Askere önce "sağlam" ve "komando olur" diye rapor verilen yerden yine bir hafta içinde başka bir raporla çürüğe çıkartılmış kişidir. Bu kişinin geçenlerde İslam Dini hakkında sarf ettiği sözler malumunuzdur. Askerden kaçanların çoğunda İslam'a ve halkın inançlarına karşı bir kin ve öfke halinde olduklarını görüyoruz. Bunlar sanki bu raporların yüzü suyu hürmetine, bir işlevsellik katmışlar hayatlarına… Bu tür de insanların illegal ve uluslar arası çetelerle de bağlantılarının varlığından da bahsetmemiz mümkün gözüküyor.
Bunlar devlete sahip olma erklerini kendilerine verenlere vefa borcu da ödüyorlar olabilirler, onların istekleri saikiyle konuşuyor da olabilirler.
Ergenekon sürecinde eski etkili bir generalin konuşmaları basına yansıdı. Umarım okuyucularımın da haberi olmuştur. Sünnileri PKK ile savaşmaya sürmek gerektiğini, Atatürkçü veya laikte olsalar Sünnilere güvenilemeyeceğini dile getirmiştir. Bunlar sıradan insanların söyledikleri sözler değil. PKK kurşunlarına hedef olan ve şehitlerin hangi illerden daha fazla çıktığına da bakarsanız ki, halkımız bu işe müdriktir, bu sözlerin icraatını da anlarsınız. Hakikatle örtüşen sözler bunlar.
Ne diyor emekli (İsmi lazım değil) general, size nasılsınız denildi mi, "Allah'a şükür" deyin sizi dindar sansınlar. Askere, güney doğuya gitme veya çürük raporu al, Sonra Müslüman ayağına yatıp halkın inancına, vatanına kastet. O halkın vergileriyle, halk arasında inanç ve mezhep ayırımına git. Ve bunların kılına dokunulmasın. Bunların çoğu Osmanlı zamanında da ecdatları askere alınmayan gayri Müslimler güruhunu mu oluşturuyorlar? Çünkü çoğu paralı askerlik yapıyor yahut ta çürük raporları alıyorlar. Biz ayırımcılık yapmasak ta, birileri bu ayırımcılığı içtenselleştirmiş ve sistemselleştirmiş midir? Bu konu da meclisin bir araştırma yapması ve halka bu ayırımcılıkları duyurması gerekir.
Çirkinliklerin, ayırımcılıkların, faili meçhullerin ve bölücü faaliyetlerin Ergenekon sürecinde açığa çıkması güzeldi. Bunların Amerikan ve İsrail marifetinde, böyle yaşandığını zaten biliyorduk. Sonuçta dava da, onların adının anılmaması ilginçtir. Vatansever (!) ihanetin, belgelerle ortaya çıkması bundan sonrası için de atılacak adımları düşünmek gerekiyor. Takip etmek gerekiyor. Bunu da halk adına yetkiyi elinde tutan meclisin yapması gerekmez mi?
Allah'a Şükür deyip, kendilerini halkı kandırma mevkiinde görenler, bugün bunu başka versiyonla yapıyorlar. Bunu halkımız biliyor ve görüyor. Doğuda kadınlarla tokalaşılmaması, Cuma namazlarına ve cenazelere katılınılması istenirken, batıda bunları yapanların soruşturma ve kovuşturulmaya tabi tutulması, çirkin muameleyi gözler önüne sermektedir. Bu ülke bir gün bu ikilikli uygulamalardan da kurtulacaktır. Tarihte ki şanlı ve şerefli yerini alacaktır. Dış güçler ve onların sistemleşmiş yöneticileri halkın uyanışını engelleyemeyecektirler.
Sağlam ve sağlıklı olup ta, "Askerliğe Elverişsiz"iz diyememeli birileri
Türk olup askere gitmeyene adam denir mi? Askere gitmeyene kız da verilmez, adam da sayılmaz, anadoluda.
Ama teşkilatlar, çeteler, haksız kazanç sağlayıcı, vurguncu, rüşvetçi adam kayırmacılar adamlarını kayırmakta onlara haksız raporlar düzenlemekteler. Maddi durumu iyi olanların veya başka meşrep ve mezhepte olanların paralarıyla yaptıkları (pardon yapmadıkları) askerlikler de cabası. Adeta Osmanlıdan kalan bir miras gibi askerlik yapmamak, bedavadan yaşamak geleneğine sahip olanlar var. Bunlar ayrıca bu milleti de idare etmekte pek hevesliler. Halkı askerliğe ikna etme becerileri de cabası.
Sivil ve askeri bürokrasinin sağladığı menfaatlerden nemalanan bir kısım zevatın "askerliğe elverişsiz" veya "çürük raporu" aldıkları görüldü. Çürük raporu aldık diye Allah'a şükrettiklerini duyar gibiyim. Bu raporlarla kendini halktan üstün görme, elit olmanın da bir ifadesi, gibi duruyor. Vatanı başkalarının görme, kendine ait olmadığı hislerinin sonucu gibi.. Bu vatana ihanetin kılıflanmış mazereti gibi… Vatansever edebiyatlı soyguncu, dış güçlerin elinde oyuncak ruhlu ve korkak insanların ellerine geçirdikleri devlet memurluğundan aldıkları bürokratik güçle, çıkarlarından biri de bu raporlar gibi duruyor.
Genelde, çürük raporları alanların, derin ilişkilerle işli dışlı olduğunu da göz ardı edemeyiz. Askere gidememekten üzgün olan nice Anadolu genci tanırım. Bilirim ki askere çürük raporu almış diye kız vermezlermiş. Ama sağlamken askere çürüğe ayrılanlara, Allah muhakkak bir dert verir diye inanılır.
Yar-Sav bakanı Ö.Faruk Eminağaoğlu da, Hadep eski başkanı gibi… Askere önce "sağlam" ve "komando olur" diye rapor verilen yerden yine bir hafta içinde başka bir raporla çürüğe çıkartılmış kişidir. Bu kişinin geçenlerde İslam Dini hakkında sarf ettiği sözler malumunuzdur. Askerden kaçanların çoğunda İslam'a ve halkın inançlarına karşı bir kin ve öfke halinde olduklarını görüyoruz. Bunlar sanki bu raporların yüzü suyu hürmetine, bir işlevsellik katmışlar hayatlarına… Bu tür de insanların illegal ve uluslar arası çetelerle de bağlantılarının varlığından da bahsetmemiz mümkün gözüküyor.
Bunlar devlete sahip olma erklerini kendilerine verenlere vefa borcu da ödüyorlar olabilirler, onların istekleri saikiyle konuşuyor da olabilirler.
Ergenekon sürecinde eski etkili bir generalin konuşmaları basına yansıdı. Umarım okuyucularımın da haberi olmuştur. Sünnileri PKK ile savaşmaya sürmek gerektiğini, Atatürkçü veya laikte olsalar Sünnilere güvenilemeyeceğini dile getirmiştir. Bunlar sıradan insanların söyledikleri sözler değil. PKK kurşunlarına hedef olan ve şehitlerin hangi illerden daha fazla çıktığına da bakarsanız ki, halkımız bu işe müdriktir, bu sözlerin icraatını da anlarsınız. Hakikatle örtüşen sözler bunlar.
Ne diyor emekli (İsmi lazım değil) general, size nasılsınız denildi mi, "Allah'a şükür" deyin sizi dindar sansınlar. Askere, güney doğuya gitme veya çürük raporu al, Sonra Müslüman ayağına yatıp halkın inancına, vatanına kastet. O halkın vergileriyle, halk arasında inanç ve mezhep ayırımına git. Ve bunların kılına dokunulmasın. Bunların çoğu Osmanlı zamanında da ecdatları askere alınmayan gayri Müslimler güruhunu mu oluşturuyorlar? Çünkü çoğu paralı askerlik yapıyor yahut ta çürük raporları alıyorlar. Biz ayırımcılık yapmasak ta, birileri bu ayırımcılığı içtenselleştirmiş ve sistemselleştirmiş midir? Bu konu da meclisin bir araştırma yapması ve halka bu ayırımcılıkları duyurması gerekir.
Çirkinliklerin, ayırımcılıkların, faili meçhullerin ve bölücü faaliyetlerin Ergenekon sürecinde açığa çıkması güzeldi. Bunların Amerikan ve İsrail marifetinde, böyle yaşandığını zaten biliyorduk. Sonuçta dava da, onların adının anılmaması ilginçtir. Vatansever (!) ihanetin, belgelerle ortaya çıkması bundan sonrası için de atılacak adımları düşünmek gerekiyor. Takip etmek gerekiyor. Bunu da halk adına yetkiyi elinde tutan meclisin yapması gerekmez mi?
Allah'a Şükür deyip, kendilerini halkı kandırma mevkiinde görenler, bugün bunu başka versiyonla yapıyorlar. Bunu halkımız biliyor ve görüyor. Doğuda kadınlarla tokalaşılmaması, Cuma namazlarına ve cenazelere katılınılması istenirken, batıda bunları yapanların soruşturma ve kovuşturulmaya tabi tutulması, çirkin muameleyi gözler önüne sermektedir. Bu ülke bir gün bu ikilikli uygulamalardan da kurtulacaktır. Tarihte ki şanlı ve şerefli yerini alacaktır. Dış güçler ve onların sistemleşmiş yöneticileri halkın uyanışını engelleyemeyecektirler.
Sağlam ve sağlıklı olup ta, "Askerliğe Elverişsiz"iz diyememeli birileri
mukemmmel bir yaziii tessskurler
YanıtlaSilbunu yazan sn basbakanımızın oglunu unutmus olmalı...ılave edın...
YanıtlaSilaskerlik yapalım vergi ödeyelim peki ne için ???şu an ki bebeklere çocuklara tecavüz edenlere ,yetim hakkı yiyenlere,canince adam öldürenlere ,CEZA VERMEYEN SİSTEMİN DEVAMI İÇİNMİ????NEY İÇİN BANA BİRİLERİ ANLATSIN???
YanıtlaSilgüzel kardeşim bi kere senin türk kelimesiyle başlaman başlıbaşına ırkçılığı kusuyorsun.peşinden de hakktan ve hukuktan sözetmen le çelişiyor ilk önce bu çelişkiden kurtul! isimsiz kardeşim sen askerliğini o caniler için yapmıyorsun.dinin vatan ve milletin için yapıyorsun saydığın vahşetleri şiddetle kınar ve karşıyım. bütün insanlığın huzuru için ilk etapta elele omuz omuza kardeşçe ırk mezhep meşrep ayrımı yapmadan bu gidişata dur dememiz lazım.selam ve dua ile
YanıtlaSil