Ferit Kam şöyle diyor: "Tutulur sinekler, lakin yırtar geçer kuşlar. Örümcek ağına benzer bugünkü kanunlar." Bugünkü dünya kanunlarına sinekler gibi güçsüz olanlar tutulurlar. Güçlü olanlar bu kanunları deler geçer. Günümüzün örümcek ağları kuvvetli olanlara işlemez. Kuvvetli olanmanın reçetesi hepimizin malumudur: Peygamberimizin (s.a.v.) yolundan gitmek. Başka yollardan gidenler ise sinek olup örümcek ağına takılır kalırlar. Nuh oğlu Kenan'a gemiye binmesini söylendiğinde 'Beni sudan koruyacak bir dağa sığınırım' demişti. Ardından boğuldu... Allah'tan başkasına dayanmak... Böyle birşeye meyledenler kimlerin izini sürüp, hangi 'izm' lerden medet umabiliyorlar? Kur'an ve sünnetten ne de çok uzaklaştık... Örümcekler ne de çok sinek yakalıyorlar... Sinek olmayı nasıl da kabullenmeye hevesliymişiz? Sinekliği adam gibi adam olmaya nasıl da tercih etmişiz? Ya tercihimizi dünyevileşmeden yana yapmayı nasıl da içimize sindirebilmişiz? Şeytana, nefsimize, hevamıza, hevesimize nasılda tapar olmuşuz? Bizi yaratan ve sayısız nimetler veren Rabbimizi nasıl da hayatımızdan çıkarmaya kalkışmışız? Dünyevi önceliklerimiz bizi nasıl da yenebilmiş? Hak ve hakikatleri nasıl da çiğner olmuşuz, duyarsızlaşmış, kimliksiz, kişiliksiz, şahsiyetsiz ortada kalmışız. Kul olduğumuzun şuurunu nasıl da yitirmişiz? Ömrümüzü nasıl da dünyevi şeylere vermeye razı olmuşuz? Nasıl da bahaneler bulup bize ahireti hatırlatacak şeylere karşı uzak kalmaya çalışmışız? İnsanlığa yakışacak ne kalmış elimizde? Örümcek ağına benzer kanunları "sinek" gibi aşamamışız... Vahyin ışığını niçin karanlık dünyamıza tutamaz olmuşuz? Nelere aldanmışız? Haşr:19. "Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir." Ehlullah bu ayetin tefsirinde şöyle der: "Ey Müslümanlar, Allah'ı unutanlar gibi olmayın. Allah'ı unutanlardan olmayın. Allah'ı unutup Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın." Onlar Rabblerini unutmuşlar, Rabblerini unutarak bir hayat yaşamaya başlamışlar, Allah ta onlara kendilerini unutturuvermiştir. Kendilerini unutmuşlar adamlar, kendilerini düşünmez olmuşlar. Peki kendilerini düşünmez olmuşlar da neyi düşünür olmuşlar? Dünyayı, parayı, hayatı, arabayı, arabanın modelini, elbisenin güzelini, tesbihin oltusunu, evlerinin, dükkanlarının dizaynını düşünür olmuşlar… Arabalarının üzerinde meydana gelen küçücük bir çiziği düşünür olmuşlar da, kendi ruh dünyalarında, ailelerinin, çocuklarının ruh dünyalarında oluşan nerdeyse araba girecek büyüklükteki küfür ve şirk çiziklerini düşünmez olmuşlar. Evlerinin boyasını, cilasını düşünmüşler de, kendilerinin, çocuklarının Allah boyasıyla boyanmasını düşünmez olmuşlar. Çocuklarının boğazlarının doyurulmasını düşünmüşler de, kalplerinin, kafalarının Allah'ın istediği bilgi ve imanla doyurulmasını düşünmez olmuşlar. Markı, doları düşünmüşler de, Bakara'yı, Âl-i İmrân'ı hiç düşünmez olmuşlar. Dışlarını düşünmüşler de, içlerini, kalplerini düşünmez olmuşlar. Bedenlerinin ihtiyaçlarını düşünmüşler, kalplerinin ihtiyacını düşünmez olmuşlar. Her şeyi düşünüyor, ama kendilerini unutuyorlar. Kendi geleceklerini unutuyorlar. Halbuki insanın bu dünyadan âhirete gidecek tek şeyi kendisidir. Malı, mülkü, atı, arabası, dükkanı, tezgahı, evi, barkı, toprağı, tapusu, vatanı, ülkesi her şeyi burada kalacaktır. Yaptığımız, ektiğimiz, diktiğimiz, bina ettiğimiz her şey bu dünyada kalacaktır. Bunlardan sadece Allah için yaptıklarımızın kazancı bizimle birlikte öbür tarafa gidecektir. Eğer bu dünyada bizi bu dünyaya getiren, bizi yaratıp bu dünyada imtihana çeken Rabbimizi, Rabbimizin dinini, Rabbimizin kitabını, Rabbimizin elçisini, Rabbimizin bizden istediklerini unutarak bir hayat yaşarsak, İslâm'dan uzak bir dünya yaşayacak olursak o zaman kesinlikle bilelim ki biz kendi kendimizi unutacağız. Kendimizi ve hayatımızı dünyada kalacak, bizimle birlikte yarına intikal etmeyecek boş şeylerin peşinde bir ömür tüketerek eli boş olarak Rabbimizin huzuruna gideceğiz demektir. İşte görüyoruz, insanlar kendilerini, kendi geleceklerini unutuyorlar da nice boş şeylerin peşine takılıyorlar değil mi? Allah'ın kendisini hatırlatmak üzere, kendilerine, kendi kulluklarını, kendi kurtuluşlarını öğretmek üzere gönderdiği kitabını unutuyorlar da başka nice kitapların peşine düşüyorlar. Kur'an'ı unutuyorlar da nice gazetelerin, nice dergilerin, nice kitapların peşine takılıyorlar. Allah'ın kendilerine örnek, model olarak gönderdiği peygamberini bırakıyorlar da, nicelerinin arkasına düşüyorlar. Nicelerini kendilerine örnek biliyorlar. İşte kim böyle Allah'ı unutursa, Allah da ona kendisini unutturacaktır. Allah onu kendi haline bırakıverir de o insan dünyanın peşinde, dünyada kalacak şeylerin peşinde yuvarlanır gider Allah korusun. Tamamen küfrün, şirkin, isyanın ve günahların içinde boğulur gider. İşte bunlar fâsıklardır. Kalbi, düşüncesi, ameli, hayatı bozuk olanlardır bunlar." |
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.