ÖZGÜRLÜK NEREDE KALDI?

Türker Akın Sağlık/Nehir suları bulanık akmakta!
Bulanık su da ‘Balık Savcıları’ pusu atmış beklemektedir.
Kayıkçı kavgalarıyla ne dün tahlil ediliyor, ne de yarınlar düşünülüyor!
‘Nereden Buldun?’ Yasası çıkarılamadı.
‘Az zamanda genişleyen’ ve ‘Çok büyük kasaları dolduranlar’ karanlıkta.
Soramazsınız ki?
Öfkelenirler.
Bir garip açlıktan ekmek aşırsa yakasına yapışırsınız!
Dayısı ve filikası olmayanın yandığı, işsizlikten kapı aradığı bir ülkedeyiz.
Ülkenin tüm meseleleri bitmiş gibi, gündemde konuşulan ve tartışılan konu ‘Baron Aydın Doğan’ ve var güçleriyle patronlarına destek çıkan kalemleri.
Tabii ‘Ekmeğini yiyen kılıcını sallar’ demişler.
Patron-çalışan arasına kimse giremez.
Maaşlar dolar üzerinden.
Senelerdir ‘Medya 4.kuvvet’ demediler mi?
1.Güç darbeciler ve Cunta operatörleriydi.
2.Güç Rektörler.
3.Güç ‘Emekliler ve gecekonduda el bombası saklayan’ derin kuyu açanlar.
4.Güç medya.
5.Güç sendika ağaları(paraları bol).
6.Güç AB vakıflarına taşeronluk yapanlar.
7.Güç işverenlerin dernekleri.
8.Güç tetikçiler ve itirafçıların ağabeyleri.

Sıralamakla bitmez.
Gerçek budur.
Millet nerede?
Seçim günü sandığa gider, oyunu verir, evine ve kahvehanesine okey oynamaya koşar.
Bir kısmı TV sabah kuşağını takip ederek ağlar ve evlendirme programlarında eş arar.
Öğleden sonra at yarışlarını takip ederek hayallerindekine kavuşmayı murat eder.
Her hafta belli günlerde oynanan sayısal, On numara, loto, toto sırasında umut bekler.
Şansa kalmış yarınlar.
Çevik Bir düdük öttürse susarlar.
Kenan Evren zamanında öttürmüştü.
Sokakta kimse kalmadı.
Kenan Evren sayesinde masal dinleyenler, uydurma hadis saatinde TV ekranına kilitlenerek darbeciyi seyredenler vardı.
Netekimlerle dolu hikâye anlatırdı.
Diktatördü.
İdam cezalarını onaylamak için heyecanla dolma kalemini silerek nöbete kalırdı.
Hatta ‘:Bizim(Cuntanın) başına bir felaket(saldırı) geldiğinde durmayın ve cezaevlerinde ne kadar siyasal tutuklu varsa öldürün!’ talimatı vermiş bir diktatördü.
7 yaş altı çocuklar erkenden uyutulur ve diktatör TV ekranlarına çıkacağı saatte seyretmeleri anne ve babaları tarafından uygun görülmezdi.
O dönem ‘Alta yapma’ olayları ve vakaları sebebiyle doktorlar mesai saatlerini uzatmıştı.
Dr. Giyotin benzeri cellâtlar sabaha yakın şarap şişesiyle cezaevleri kapısında beklerdi.
Kara günler ve kâbuslu yıllardı yani!

Millet dertten ve sıkıntıdan hiç kurtulamadı.
Yıllarca CHP zulmünü çekti.
Milli Şef İsmet Efendi ve parti heyeti her yerde despottu.
Dediği dedik, öttürdüğü düdüktü.
Pembeden köşkü vardı.
Milleti sürü, kendilerini efendi gördüler.
Demokrasi korktukları ve uzak durdukları sistemdi.
Millet seçemez ve vereceği oyun nereye gideceğini hesap edemezdi.
Böyle düşünüyor ve inanıyorlardı.
Kendileri bilir ve yandaşları her tarafta kadrolaşırdı.
Bir anda Hitler isimli despot belirdi.
Hitler her tarafa saldırıyor ve işgalleriyle Faşizmi egemen kılmak için putlaşan canavar halinde dostlar aradı.
CHP hemen dost oluverince yaş günü kutlaması için Almanya’ya heyet göndermiş be Hitler’i kutsamışlardı.
İdeolojik beraberlik.
Cumhuriyet Gazetesi Nazileri destekliyordu.
Savaş bitti.
Tesiri bizim diyara da etki yaptı.
Çok partili sistem için bastıran ABD rüzgârlarıyla CHP’ne muhalefet yolu açılmıştı.
Kavgalar ve dükkân yağmalayanların sokak kavgalarıyla beraber 3.güç devreye girdi ve darbe!
Demokrasi rafa kalktı.
Parlamento oluşursa, parlamentodan çıkacak yasaları denetleyecek kurumlarda 27/Mayıs darbecileri tarafından oluşturuldu.
Sonrası malum!
Partiler kapatılacak ve aksak demokrasiyle müttefiklerle dostluk kuranlar geleceklerdi.
Senelerce 27/Mayıs bayram olarak kutlandı.
Darbeleri bayramlaştıran tek ülkeydik.
Darbeleri Bayramlaştırırsanız arkası gelir.
Netekim geldi.
Netekim!
12/Mart ve 12/Eylül…
Kavga neydi?
Post kavgası.
CHP kadrolarını koruma darbeleri.


1982 anayasası referanduma sunulmadan evvel YÖK oluşturuldu ve referanduma giden yolda belirleyici oldu.
Rektörler darbecilerin eleğinden geçerek geldi.
Tek tip insan modeli uygulamasıyla!
DGM oluşturuldu.
‘Fikir suçu’ diye konuşanı, yazanı içeri tıkan DGM hızlı çalıştı.
Gazetecileri, yazarları içeri tıkan 12/Eylül darbecileri elbette işi sağlama alacaklar ve kendilerini ileride yargılama yoluna sürükleyecek olanlara karşı 15.maddeyle zırhlandılar.
12/Eylül döneminde yapılan işkencelerin ve darbenin yargılanması mümkün olmadı.
Özgürlük masaldı.
Bu masala inandınız!

YÖK zaptiye gibi çalıştı.
Başörtüsüyle Üniversite kapısına giden öğrencilere kırmızı kart gösterdiler.
Hatta disipline verdiler ve okuldan attılar.
CHP bu konuda da yasakların yılmaz savunucusu olarak devreye girmekte gecikmedi.
Özgürlüklerin önünde duran bekçi olarak suretini gösterecekti.
Millet her seçimde CHP’ne kırmızı kart gösterdi ve iktidar yolunu tıkadı.
CHP 60 yıldır muhalefet sofrasında.
Yasakların delinmesi durumunda terzi olarak göreve koşmaktadır.
Yama yapacak.
Yama tutmuyor.
Acemi terzi gibiler.
Olmadı derhal AYM başvuruyorlar.
Parlamento da güçleri yok.
Millet destek vermemiş.
Emekli Sabih Bey imdatlarına yetişmeye çalışıyor.
367 rakamıyla.
Böyle bir kararla göğüslerini kısa sürede olsa kabartarak geziyorlar.
Geçici.
367 rakamı da deliniyor.
Ardından özgür eğitimin yolunu açan yasa 411 vekil desteğiyle parlamentodan çıkıyor.
CHP bu konuda da muhalif!
İtiraz edecek.
411 milletvekilinin gücüyle çıkan yasa iptal ediliyor.
Özgürlükler bir başka bahara kaldı diyerek sevinenler kim oluyor?
CHP,DSP,Ümraniye tertipçileri….
Bu barajlar aşılmadıkça özgürlükler zor!
Özgürlük türküleri dinlemeye devam!
Hatta ‘:Manda yuva yapmış söğüt dalına’ türküsünü yıllarca dinleyenler oldu.
Manasını bilmeden.
Saçmalığını anlamadan…

1 yorum:

  1. Düzeltme!
    ________________________

    Bulşanık su da 'Balık Avcıları' pusuda beklemektedir.şeklinde 2. paragraf düzeltilmiştir.

    Türker Akın sağlık

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.