[ANADOLU HABER] 30 Ekim kayseri barosundan ilk mesaj

"Bizdeki demokrasi hastalıklı ve defolu"

 

Kayseri'nin yeni Baro Başkanı Ali Aydın ilk mesajını Vakit aracılığıyla verdi. Son günlerin önemli hukuki konularını değerlendiren Aydın, "halka rağmen halk için" anlayışının mutlaka terk edilmesi gerektiğini belirtirken, Ergenekon dâvâsının da ülkemizin karanlık yüzü ile yüzleşmek anlamına geldiğini söyledi. İşte Kayseri yeni Baro Başkanının sorularımıza verdiği cevaplar:

 

Aslan Değirmenci'nin haberi

 

"DEMOKRASİMİZ DEFOLU VE HASTALIKLI"

— Türkiye'de demokrasinin tam manasıyla işlediğine inanıyor musunuz?

Bu soruya "evet" diyebilmeyi çok isterdim; fakat etrafınıza baktığınız zaman bazen umutsuzluğa düşebiliyorsunuz. Genel geçer demokrasi standartları ile ülkemizdeki uygulamaları karşılaştırdığımızda daha yapacak çok işimizin olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Bizdeki demokrasi, maalesef hastalıklı ve defolu bir demokrasi olup, temel haklar ve özgürlükler bakımından işin özünü ciddi anlamda zedeleyen müdahaleler ve uygulamalar söz konusu. Cumhuriyet ile demokrasinin arası açılıyor. Bu yüzden halka rağmen halk için anlayışı terk edilmelidir.

"ERGENEKON DÂVÂSI ÜLKENİN KARANLIK YÜZÜ İLE YÜZLEŞMEDİR"

— Ergenekon dâvâsı sizce ne anlama geliyor?

Ergenekon Dâvâsı ülkemizin karanlık yüzü ile yüzleşmemizdir. İllegal örgütlenmenin nerelere kadar vardırıldığının ve kayıplarımızın bir muhasebesinin yapılması fırsatıdır. Ülkemizin kendi gerçekleri ile bağdaşmayan birtakım konseptler için ne kadar büyük bedeller ödemek zorunda bırakıldığının ortaya çıkarılması bakımından önemli bir fırsattır. Ergenekon'un, bundan sonra bütün karanlık örgütlenmelerin önlenmesi bakımından da iyi bir kilometre taşı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım.

"AYM YETKİ GASPI YAPMIŞTIR"

— Başörtüsü ve AK Parti kapatılma dâvâsıyla ilgili gerekçeli kararlar açıklandı. Gerekçeli kararları nasıl değerlendirdiniz?

Başta Sayın Haşim Kılıç olmak üzere bu konuda söylenmesi gereken birçok şey zaten söylendi, söyleniyor. Anayasa Mahkemesi maalesef yetkisini aşmıştır. Aylardır aranarak bulunan gerekçeler de hukuk camiasını tatmin etmekten son derece uzaktır. Tartışma götürmez bir şekilde yasama erkine ve demokrasiye müdahale edilmiştir. Bu sıkıntının rehabilite edilmesi de maalesef mümkün görünmüyor. Yukarda yaptığım açıklamalar bu hususta da geçerlidir. Demokrasi kurumu ciddi şekilde yara almıştır. Anayasa Mahkemesi yetki gaspı yapmıştır.

"SIKINTIYA YOL AÇAN UYGULAMALAR DEĞİŞTİRİLMELİ"

— Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin yeniden düzenlenmesi gündemde… Bu konudaki düşünceleriniz neler?

Tabii ki sıkıntıya sebep olan uygulamalar varsa bu durum düzeltilmelidir. Ancak mevcut yaklaşım devam ettiği için Anayasa Mahkemesi ile ilgili yeni bir düzenleme için gerekli toplumsal mutabakatın bulunması da son derece zorlaşmıştır. Bu mutabakat bulunsa bile, gerekli kanunî süreci götürebilmek de bir hayli zor görünüyor.

"YARGI, MİLLETİN VE MECLİS'İN İRADESİNE TABİ OLMAYACAĞINI İLAN ETTİ"

— Sizce Türkiye de yargı bağımsız mı ve yargıçlar tarafsız davranabiliyor mu?

Ülkemizdeki yargı bağımsızlığı, demokrasi düzeyimiz ile kıyas kabul etmeyecek ölçüde vardır. Son olaylar çerçevesinde de değerlendirildiğinde de bağımsızlık bir yana, diğer erk alanlarına da müdahale edecek kadar bağımsız ve sorumsuz bir yaklaşımdan bile söz edilebiliriz. Son kararlarda da bir kere daha görüldüğü üzere yargı açık bir şekilde halkın ve Meclis'in iradesine tabi olmayacağını ilan dahi edebilmektedir. Tabii bu durum daha çok yüksek yargı için geçerli bir tanımlama olup ilk derece mahkemeleri bakımından problemler olsa da makul bir bağımsızlığın varlığı kabul edilmelidir.

"İNSAN HAKLARINDA İHLÂLLER DEVAM EDİYOR"

— Ülkemizde avukatların en ciddi sorunları neler?

Avukatların sorunlarının başında, görmeleri gereken saygınlığın gösterilmiyor olması geliyor. Yargılama bağlamında üvey evlat muamelesine tâbi tutulmak, kanunlar ve meslek ilkeleri doğrultusunda görev yapmak imkânından mahrum olmak demektir. Diğer problem bu mesele karşısında ufak kalmakta maalesef. Bütün bu problemlerin yanında avukatlar son derece de olumsuz bir imaja mahkûm edilmiş, yalnız bırakılmışlardır. Bunun dışında ülkede yaşayan herkesin karşılaştığı meselelerden de nasiplerini fazlaca almaktadırlar. Kamusal bir hizmet yürütmelerine rağmen kamusal bir korunma ve diğer imkânlardan mahrumdurlar; ama öncelikli mesele kanımca meslek onuruna uygun bir konumda olmadıklarıdır.

— Hukukçu gözüyle baktığınızda ülkemizde insan haklarına gereğince uyuluyor mu?

Ülkemizde insan hakları konusunda ciddi çalışmalar var ise de bütün bu çalışmaların yetersiz kaldığı, amaçlanan yerden daha çok uzaklarda olduğumuz Engin Çeber olayı ile bir kere daha ortaya çıkmış bulunuyor. Kanunî düzenlemeler ne kadar yerinde olursa olsun hayata yansımayan düzenlemelerin çok anlamı yoktur. İnsan Hakları alanında bütün kesimler ile birlikte toplumsal bir kavrayış ve yaşama anlayışına sahip olmak zorundayız.

 

ASLAN DEĞİRMENCİ- VAKİT


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.