Mezhepsizlik Fitnesi
EHL-İ Sünnet Müslümanları arasında mezhepçilik kavgaları yoktur. Sünnîler dört hak mezhebe veya fıkıh ekolüne bağlıdır ama ...çilik yapmazlar, çekişmezler.
Dört hak mezhepten birine bağlanmak, onun fıkhını uygulamak fitne değildir ama mezhepsizlik fitnedir. Çünkü mezhepsizler, bütün Müslümanları kendileri gibi yapmak istiyor. İşte onların bu yoldaki propagandaları fitnedir, hem de büyük bir fitne...
Kimler mezhepsizlik propagandası yapıyor, Sünnî mezhepleri yıkmak istiyor?
1. Rafizîler yapıyor.
2. Vehhabîler yapıyor.
3. Telfik-i mezahib (Mezheplerin hükümlerinin karmakarışık uygulamasını isteyenler) yapıyor.
4. Fıkıhtan ve Şeriat hükümlerinden arındırılmış light, ılımlı, sulandırılmış, evcil, uysal bir İslâm çıkartmak isteyenler yapıyor.
5. Reformcular yapıyor.
6. İslâm’da radikal değişim isteyenler yapıyor.
7. Tarihselci Fazlurrahmancılar yapıyor.
Mezhepler ortadan kalkacak ki, Müslümanları bozuk fırkalara sokabilsinler...
Mezhep ve fıkıh olmasa doğru dürüst abdest alamayız, iki rekat namaz kılamayız.
Bazıları konuyu saptırıyor ve bize “Siz mezhebi Kur’ân’ın üzerine çıkartıyorsunuz, siz mezhebi put haline getirmişsiniz, siz müşriksiniz...” diye saldırıyor. Ne korkunç iftiralar...
Ehl-i Sünneti, dört hak mezhebi, fıkhı, Şeriat ahkamını ortadan kaldırdınız mı, sapıklıklar, bid’atler, dini yanlış yorumlamalar sökün etmeye başlar.
Zamanımızda, kesinlikle yasaklanmış olan mut’a nikahını, (geçici nikah) meşru gösterenler var.
Benim kesin olarak bildiğim şudur: Hanefi mezhebinde ince çorap üzerine mesh edilerek abdest alınmaz. Bunu yapanlar var.
Yine Hanefî mezhebinde midye, istiridye, yengeç, istakoz, karides, pavurya gibi deniz ürünlerini yemek tahrimen mekruhtur. Bunları da yiyenler var.
Mezhepsiz müctehidler Kitab’a, Sünnet’e, icmâ-i ümmete, dine, Şeriata, fıkha aykırı bir sürü sözde ictihadlar yumurtladılar. Ondört asırlık İslâm tarihinde hayızlı kadınların namaz kılmalarına, oruç tutmalarına, Kâbe’yi tavaf etmelerine asla cevaz verilmemişken onlar olur olur diyorlar. Nasıl oluyor? Onlar olur diyor, oluyor...
Zamanımızda mezhepsizlik en büyük fitnedir.
Selefiyiz diyorlar. Hayır Selef-i Sâlihîn’in (ilk çağlardaki sâlih, takvalı, doğru yolda olan örnek Müslümanlar) yolunda olanlar Sünnî Müslümanlardır.
Selefîyiz diyenler Selef’in yolundan gitmiyor, onlar İbn Teymiyye’nin ve Muhammed İbn Abdülvehhab’ın mezhebini veya fırkasını benimsemişlerdir.
Mezhepsizlik çok büyük bir fitnedir. Onlardan istirham ediyoruz, onlara kardeşçe yalvarıyoruz: Lütfen, merhameten, Allah rızası için bu yıkıcı, dağıtıcı, bölücü propagandaları yapmayınız.
Sünnîlikten, Hanefîlikten, Mâlikîlikten, Şâfiîlikten, Hanbelîlikten fitne doğmaz ama mezhepsizlikten doğuyor.
Onların bir kısmının siyaseti, stratejisi, taktiği bellidir. Önce Sünnî mezhepleri yıkacaklar, sonra açıkta kalan Müslümanları kendi bozuk fırkalarına sokacaklar.
Şiî kardeşlerimizden çok rica ediyoruz, Sünnî dünyasında Şiîlik propagandası, Ehl-i Sünnet düşmanlığı yapmasınlar.
Biz Sünnîler Ehl-i Beyt’i, Hz. Ali kerremallahu vecheh ve radiyallahu anh efendimizi, Hasan ve Hüseyin efendilerimizi, Hazret-i Fatıma annemizi, Peygamber soyundan gelmiş büyük imamları gerçekten, bütün kalbimizle seviyoruz, sayıyoruz. Onlar bizim başımızın tacıdır.
Şiîler, Hulefa-i Raşidîn’in ilk üçünü, Ashab-ı Kiram’ın bir kısmını sevmiyorlarsa, fitne çıkmaması için bu sevmemeyi yüreklerinde saklasınlar ve yıkıcı, üzücü, bölücü propagandalar yapmasınlar.
Tunus’lu yazar Et-Ticanî Sünnîlikten Şiîliğe geçmiş, “Nasıl Hidayete Erdim?” adında bir kitap yazmış. Ehl-i Sünnete saldırıyor. İranlı Şiî otoriteleri bu kitabı çeşitli dillere çevirtmiş, yüz binlerce bastırmış ve dağıtmış. Olacak şey midir bu? İslâm dünyasının bir ölüm kalım mücadelesi içinde bulunduğu bu devirde, iman kardeşliğine ve birliğe zarar verecek böyle bir şey yapılır mı? Şiîlikten Sünnîliğe geçen var, biz bu konuda propaganda yapıyor muyuz? Böyle bir propaganda mezhepçilik fitnesi olmaz mı?
Naylon müctehidlerin bozuk ictihadlarını kabul etsek ortada İslâm diye bir şey kalmaz. Baksanıza “Kur’an, Yahudi ve Hıristiyanları İslâm’a çağırmıyor” diyecek kadar zıvanadan çıktılar.
Dört hak mezhepten birine bağlanalım.
Bunların hepsi de Kur’ân’dan, Sünnet’ten hüküm çıkarmıştır.
Bugünkü naylon müctehidler, mezhep imamı büyük müctehidlerin ayaklarının altında toz bile olamazlar.
Zahid Kevserî ne demiş? “Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür” diye uyarmış.
Şam ulemasından Profesör Said Ramazan el-Bûtî’nin çok değerli kitabının adı şudur: “İslâm Şeriatini tehdit eden en tehlikeli bid’at mezhepsizliktir.”
İtikad ve fıkıhta ehl-i sünnet dairesi içinde bulunan bir mezhepli sapıtmaz, bid’ate ve küfre düşmez ama bir mezhepsiz için bu tehlike vardır.
Allah aşkına bu fitne yangınını söndürelim. Mezhepsizlik ve Sünnîlik Şiîlik konusundaki mezhepçilik propagandalarına son verelim.
O Belde
ARNAVUTLUK’ta veya Makedonya’da olabilir. Berat uygun mudur? Osmanlıdan kalma eski İslâm evleri bulunmalı. Cami olmalı, ezan okunmalı, namaz kılınmalı. Küçük bahçeli yarı ahşap yarı kargir bir ev. Hayat, yüklükler, şerbetlikler, eski ocak, gıcırdayan merdiven... Bahçesinde badem, erik, incir, dut ağacı. Dış cephenin bir kısmını sarmış mor salkım ve hanımeli. Kuyu... Duvarlar yüksek... Dış kapıdan giriyorsun, kapıyı kapatıyorsun, dünyadan uzak yapayalnızsın. Oh!..
Haftada bir gün pazar kuruluyor, civar köylerden ilaçsız hormonsuz sebzeler, meyveler, peynir... Hakikî bal... Bir kavanozu bana altı ay yeter.
Birkaç sandık eski kitap olmalı. İkindi çayını demlersin, kışın büyük odada, yazları bahçede... Çiçek açmış badem ağacının altında kitap mütalaası ne büyük keyiftir.
Oralarda tekkeler açıkmış. Haftada bir gün zikre gidersin. Tekkelerde lüzumsuz lâf edilmez.
Zaman zaman uçakla Türkiye’ye gidip gelebilirsin. Canın çekerse. Memleket memleket, vatan vatan da hali çok karışık, çok perişan...
Sakin sakin düşünebilirsin, üzülebilirsin, içinden gelirse bazen ağlayabilirsin.
Senin için yabancı bir ülke sayılmaz. Eski Rumeli-i Şahane’nin bir kısmı. Ayı kırpıp kırpıp bir sürü yıldız yapmışlar.
Oralarda eski Rumeli şairlerinin divanları okunur. Güzel bir gazel, düşündürücü bir rubai, bir mısra-ı berceste, levha yapılıp duvara asılması gereken bir beyit... Mutlaka bir Fuzulî divanı da bulunmalı. Fuzulî Berat’da da okunur, İstanbul’da, Bakü’de, Tebriz’de, Taşkent ve Buhara’da da. Fuzulî’nin okunmadığı, anlaşılmadığı yerde bizim medeniyetimiz yoktur.
Gittiğin yerde hizmet edebilir misin? Belki...
İsteyenlere Türkçe öğretebilirsin...
Nasıl geçineceksin? Allah kerim...
Gülmeyeceksin, hüzünlü olacaksın hep...
Evde bir kedi besleyebilirsin. Kuşlara pencere kenarında yem verebilirsin. Ekmek kırıntılarını bahçede karıncalara ikram etmeyi unutma.
Kediler, kuşlar öleceklerini anlayınca sessiz, sedasız, kimsenin görmeyeceği bir yere çekilir, orada can verirmiş...
s.a. sayın şevket eygi, sizin yazılarınızı genellikle takdir ediyorum, şu mezhepler meselesine bir açıklık getirmek gerekiyor diye düşünüyorum, bu gün va halen amerikada yaşayan avrenesoğlu diye bilinen ,iskender ali isimli zatın ben ahirzamanda gelecek olan mehdiyim diye etrafına birtakım sorgulama yeteneyinden yoksun, bilgisiz saf insanları toplayarak açıkça mehdiliyini ilan etmesine siz ne dersiniz acaba?? bildiyiniz gibi ,mehdi hz, gelince dinden mezhepleri kaldıracak, bidatları temizleyecek ve tüm yer yüzü onun sağlığında gelecek olan isa as. ile huzura kısacası islama kavuşacak, vs.vs. bu zatın mehdiliyini siz onaylıyormusunuz ? ve bunca din büyükleri mevcut olmasına rağmen bu zatı neden kabul edip ona tabi olmuyorlar acaba ?? veya neden ,bu kişi yalancıdır diye ona karşı açıkça tavır almıyorlar acaba?? bu husus son derece önemli olmasına rağmen din adamları neden ilgisizler bu konuda , ? meselenin önemimi anlaşılamıyor ,yoksa insanlar dini önemsemez halemi geldiler acaba, vs.vs. merakımı mazur görün ama sizden bu konudaki görüşlerinizi açılamanızı rica ediyorum , benim gibi bu konuyu merak edenlerin az olmadığınıda tahmin ediyorum, sorumu cevaplarsanız merakımızı gidereceyinizden dolayı teşekkürlerimi sunarım inş. s.a.v.r.
YanıtlaSilNeden şeriat istiyorsun.
YanıtlaSilÜlkede namaz oruç, ibadet vs, vs yasak değil.
Sizin derdiniz ne...
Yanıtı şu oldu:
Karımı yıllardır boşayamıyorum. Kadın istemezse boşlanılmıyor. Oysa İslamiyet'te erkek egemendir. Üç kere boş dedim mi boşarım. Nafaka ödediğim için yeniden hayatımı kuramıyorum... Şimdi kanunlara göre tek kadınla evlenebiliyorum. Oysa islamiyet te birçok kadınla aynı anda evli olabileceğim gibi, anlık muta nikâhı ile canımın çektiği her kadınla birlikte olabilirim. Peki, kadınların kapanmasını neden istiyorsunuz. Çünkü İslamiyet nikâhlanmak koşulu ile çok eşliliğe izin vermektedir.Kadınlarımızı birilerinin görmesini ve ona istek duyarak birlikte olmasını istemeyiz.
Allah her kadını farklı yaratmıştır.
Kimi daha güzel kimi daha çirkindir.
O gün için beğenerek aldığım bir kadından zaman içinde bıkabilirim, sokakta gördüğüm daha güzel bir kadın nedeniyle, evdekileri beğenmeye bilirim, aklım onlarda kalır. Evimde huzursuzluk çıkar. Onun için kadınların kapanmasın istiyorum. Ayrıca para kazanan, sosyal hayatta olan kadınlar güçlü olmakta ve erkek onun üzerinde otorite kuramamaktadır. Bu da toplumda erkeğin egemenliğini engellemektedir. Hatta iş bulamamaktadır. Bu nedenle kadınlar evde oturmalı. Çocuk doğurmalı, çocuklarına bakmalı erkeğine itaat etmelidir.
Kadınların iş hayatından çekilmesinden sonra yerlerine yerleştirilecek erkeklerle, hem erkeğin ekonomik açıdan daha güçlü olması sağlanacak, hem de, kendine ekonomik açıdan bağımlı olan kadının tutumu nedeniyle, daha sözü geçen olacaktır. Bu düzen içinde görüldüğü üzere erkek egemen bir topluma geçiş olacaktır. Bu durumda da tüm ekonomik geçim, erkek üzerinden yönleneceğinden, kadınların mirastan % 50 pay almasına da gerek kalmayacaktır. Miras erkekler arasında bölünür, kadınlara da erkekler bakar.
Diye bilirsiniz ki; anlaşmazlık olduğunda ne olacak. Kadını görevi ve yükümlülüğü özellikle erkeğine itaat etmektir. Bir kadın erkeğini boşayamaz. Erkek boşadığı takdirde de kadına, ya ana babası bakar yâda konu komşu yeniden ona bakacak bir erkek bulur verir. Yani alan razı satan razı... Böylesi bir imkân varken ben neden medeni kanunla falan uğraşayım.
Valla ne diyeyim...
Duyduklarım karşısında şaştım kaldım
Erkekleri anlayabilirim, ama kadınların neden bu konuda bu kadar hevesli olduğun anlamak hayli zor. Şimdi bakıyorsunuz. 1950 lerden beri aileler tarafından okutulmayan, okulla yollanmayan aşırı kökten dinciler, cahil bırakılan kadınlara, din kisvesi altında, altında başka nedenler yatan dayatmalarla, özendirilerek türban, bu gün bireysel hak ve özgürlükler kapsamından çıkmış, kitlesel harekete dönmüştür. Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini hazmedemeyen, içine sindiremeyen birileri, insanların dini duygularını kullanarak, din adına onları hükümete, devlete ve kanunlara karşı gelmeye zorlamaktadır.
Bunun için önce ordularını oluşturmaları gerekiyordu.
Bunu için hücreler edindiler, bu dış güçlerin işine de geldi ve kullanılmaya müsait bir veri oluşturdu.
Türkiye üzerinde, asırlardır bitmez tükenmez emelleri olanlara, çok iyi bir kulanım aracı oldu bu konu.
Dün Arabistan'da Arap milliyetçiliği tetiklenerek, desteklenerek, kışkırtılarak,
Osmanlıya karşı ayaklandıran, sonrada Arap ülkelerinin petrollerin el koyan güçler; Şimdi bu emellerini Türkiye'deki müsait akımlar üzerinde kullanmaktadırlar. Bu bazen Irkçılık, PKK ve Kürt akımları olmakta, bazen de Cumhuriyetin kuruluşunu içine sindiremeyen, bir anlamda mamaları kesilen tarikat zatiyi ve tekkeler olmaktadır. Şu anda Türkiye iki türlü terörle mücadele etmektedir. Bir yandan ırkçı, Kürtçülük akımları ile Türkiye'de ki rejimden ve yönetimden memnun olmayanlar.
Diğer yanda; Atatürk ilke ve inkılâplarını için sindiremeyen, hala padişahlık, hilafet ve şeriat devleti özlemiyle yanan, beslenen, dedelerin torunları. Bunlar ne istiyor. Türkiye topraklarında herkes istediğini yapmalıdır... Oysa yapılmak istenen... Bireysel hak ve özgürlükler kavramının arkasına sığınarak, Türkiye cumhuriyetine karşı ayaklanmak ve türbanı kullanarak ülkede rejim değişikliği yaratacak kitlesel bir ayaklanmayı başlatmak. Oysa hiçbir rejimde sonsuz bireysel özgürlükten bahsedilemez. Bir aile içinde bile o aileden kulları vardır, herkes her aklına eseni yapamaz. Kaldı ki devletler çok daha karmaşık ve kapsamlıdır.
Bir arada yaşamak zorunda bulunan farklı toplum fertleri, kendine düşen toleransı göstererek, ortamı yaşanır kılmak zorundadır. Yukarıda sözünü ettiğim bu iki mihrakı irdeleyecek olursak: Bu iki mihrak bir yandan karşıt gibi görünse de, aslında dayanışma içindedir. Bakalım geçmişe: DTP ülke birlik ve bütünlüğüne zarar veren faaliyetleri nedeniyle defalarca kapatılmış bir partinin yeni versiyonudur.
AKP de aynı yollardan geçmiştir.
O da DTP gibi defalarca kapatılmış bir parti tabanından gelmektedir.
Bu gün açıkça ülkeyi bölmek istediklerin ifade eden, PKK ya gerilla diyen bu odaklara karşı müdahale yapılmamaktadır. Neden çünkü: Bu odaklara karşı tepki koymak, AKP nin aynı akıbete uğramasına gerekçe olacaktır. Dokunulmazlıklar neden kalkmaz Çünkü iki parti içinde de sakıncalı kişiler vardır.Sonuç olarak; farklı yollardan ve amaçlardan oluşsa da, kesişen noktaları:
Türkiye cumhuriyetinin rejiminden şikâyetçi oldukları ve biri şeriat devleti, diğerinin ise bağımsız Türk devleti istemeleridir. Birinin silahı PKK, diğerinin silahı ise Türbanlı ordusudur Bu gün sergilenen, şu alanda bu alanda türban serbest olsun yaklaşımı, tümüyle bir aldatmacadır. Asıl istenen Türkiye cumhuriyetini yıkarak, yerine bir İslam devleti kurma özlemidir. Bunu biraz daha dürüst ve sanırım iyi strateji eğitimi almamış, yuları yeterince sıkılmamış, bazı kişiler itiraf etmektedir. Daha kanun çıkmadan, meydanlara dökülerek Şeriat isterik diye bağıranlar, gelecek günlerin habercisidir.
Görünen o dur ki Türkiye cumhuriyeti yıkılarak ABD nin istekleri doğrultusunda bir oluşum gerçekleşmedikçe, bu oyunlar devam edecektir. Sevgili türban aşığı Müslüman kardeşlerim. Bakınız gerekli mi, dinde var mı yok mu, bunu bile tartışmaya gerek görmüyorum, Çünkü: Bunun boş bir çaba olacağını, dini gerekçe olmasa bile, Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek adına, inanılmaz CIA stratejileri ile insanların beynini yıkamak pahasına kabul ettirileceğini biliyorum.
Türkiye cumhuriyetini PKK ile birlikte yıkıp parçalamanıza az kaldı...
Vatana millete hayırlı olsun.
Yalnız bu arada aranızda da anlaşın...
Hangi İslam gelecek ülkeye:
Fetullah Gülenin İslamiyet'i mi, ?
Nakşîbendilerin İslam'ı mı, ?
Irandaki İslam mı, ?
Malezya'daki İslam mı, ?
Arabistan'daki İslam mı ?
Libya'daki İslam mı ?
Irakta her gün insanların birbirinin boğazını kestiği İslam mı. ?
Yoksa ABD nin yarattığı yeni sürüm ilimli İslamı mı ?
Aranızda anlaşın.
Bu İslam'ın: Hz. Muhammed'in, Allahın ve Kuranın İslam'ı olmayacağı açıkta, hangisi olacak ona karar vermek gerek. sonuç itibariyle, Dün Osmanlıyı tehdit eden iç ve dış odaklı mihraklar, bu günde, Türkiye cumhuriyetini PKK ve Türban zadeler kanalıyla tehdit etmektedir... Bilerek yâda bilmeyerek maalesef bazı insanlarımız bu oyuna alet olmakta ve Türkiye devletine, kanunlarına karşı gelmektedir
PKK kadar ülkemize zarar vermektedir.
Bunu bir gün fark etiğinizde eminim her şey için çok geç olacaktır.
Duyumlarıma göre ABD yeni bir kuran ve İslam kitabı hazırlamış, her yerde dağıtıyormuş, Yeni kuracağınız İslam devletinde de mecburen kazanda ısıtılmış, ABD yapımı bu İslami kullanırsınız artık.
Vatana, millete hayırlı olsun.
Yukarıdaki yazınızı okuyunca anladımki siz islamdan gafil kapkara bir cahil ve bu kafayla tam bir münafık kadar islama zarar verebilecek kişilikte siniz, eğer islamı fıkıh kitaplarından öğrenmiş olsaydınız, bu cahalet dolu kafanızdaki yanlış anlamalarınızı asla doğru gibi açıklayamazdınız, size doğru bilgiler verebilecek kitapları okumanızı tavsiye ediyorum, şayet sahip olduğunuz bilgilerinizi bilerek kasten islam aleyhine çarpıtarakinsanları islamdan soğutmak için yapıyorsanız , sizi ALLAH ın cc. kahhar isminin tecellisine havale ediyorum, sizler elbette bunun hesabını vereceksiniz . selam müminlere olsun inş.
YanıtlaSilÖZGÜRKALEMŞOR adlı kişi pkk ile olan kişiler belli adı sol ve ateist olanlar pkk lı oluyor.....İslam topyekün kuşatıcıdır sizin gibi ayrımcı değil evvela bunu öğrenmelisin v bazı konularda kalem oynatabilmen için senin daha çooooook ekmek yemen gerek abilerin iyi ders vermemişler sana ....
YanıtlaSil