Öcalan: AKP bir yıl sonra böyle olmayacak! İSTANBUL / Kürtlerin serhildanlarla çözüm talep ettiği bir sırada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a bir 10 günlük hücre cezası daha verildi. Öcalan, AKP'lilerin son beş yılda devletin yüzde 50'sini dışarıya sattıklarını belirterek, yaşanan son olaylara da dikkat çekti ve "Tarihe not düşüyorum, bir sene sonra AKP bu şekilde olmayacak. AKP bu şekilde bir-iki yıl içinde kendini bitirir" dedi. AKP'nin dinle alakası olmadığını da belirten Öcalan, AKP'nin din maskesi bölgede düşeceğini kaydederek, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı barış için adım atmaya çağırdı. DIŞARDAN HABER ALAMIYORUM Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatları ile olağan haftalık görüşmesini gerçekleştirdi. Edinilen bilgiye göre Öcalan, 30 gündür radyosunun verilmediğini belirterek, "Haber alamıyorum, on günlük hücre cezası da dün uygulanmaya başlandı. Radyo dinleyemiyorum halen. Gazeteler de çok geç veriliyor. Verilenler de bir kısmı kesilerek veriliyor. Gazetenin bazen her tarafını kesiyorlar, 4-5 sayfa yalnız kalıyor. Gazetenin gazete olma özelliği kalmıyor" dedi. "Haberleri sadece sınırlı bir şekilde sizden alabiliyorum" diyen Öcalan yazdığı yeni savunmasına ilişkin ise "Savunmamım diğer bölümlerine başlayacağım, şu ana kadar pek konsantre olamadım. Kürdistan bölümüne daha başlayamadım. Kitap sorunu devam ediyor, vermiyorlar. Dışarıdan haber alamıyorum, haberleri sadece sınırlı bir şekilde sizden alabiliyorum." şeklinde konuştu. Bingöl'de 33 askerin ölümüyle sonuçlanan olay hakkında son günlerde yaşanan tartışmalara da değinen Öcalan, şöyle devam etti: "Evet bu doğru. O hafta önemli gelişmeler olacaktı. Bu konu çok önemlidir. Doğru ben başta yanlış bilgilendirildim. Bu olay son derece önemlidir. Evet, o hafta çözüme ilişkin bazı gelişmeler olacaktı. Ben buraya getirilirken benim sorgumda bulunan üst düzey bir yetkili bana 33 askerin öldürülme olayını anlattı. Ben kendisine nasıl oldu dedim. Yetkili kişi eğer 33 asker öldürülmeseydi çözüme ilişkin bazı gelişmeler olacağını belirtti. Biz o dönem ateşkes ilan etmiştik, ancak önce Özal'ı öldü yada öldürüldü. Sonra da bu olay oldu. Şemdin'in bu işi kendi başına yaptığını sanmıyorum. O bu olayda kullanıldı ama farkında mıydı, değil miydi bilemiyorum. SUİKASTLAR SÜRECİ ETKİLEDİ Yeşil de vardı o dönemde. Ardından da bazı suikastler oldu. Mumcu olayı da oldu sonra. O dönem bir general de öldürüldü. Sanıyorum Bahtiyar Aydın'dı. O dönem toplam dört tane Komutan General düzeyinde öldürüldü. Bunların hepsinin ortaya çıkarılması lazım. On beş yılın heba olmasına kim sebebiyet verdi, bunların ortaya çıkarılması lazım. Eğer bunlar aydınlatılırsa çözüme katkısı olur. Ergenekon aydınlatılacaksa bunların hepsinin aydınlatılması lazım. Gerçek Ergenekon gizleniyor. Sahte Ergenekon ve gerçek Ergenekon var. Şu anki Ergenekon deşifre olmuş Ergenekondur. Gerçek Ergenekon ise gizleniyor, ona yeni bir şekil veriliyor. Ben bu nedenle Diyarbakır'da Vietnam tarzı sivil bir temsili yargılama yapılsın dedim. Irak'la ilgili yapıldı. Diyarbakır'da da yapılabilir. Veli Küçük PKK içindeki müttefiklerimiz diyor, Şemdin onları kastediyor. Bunlar birçok kirli işler yaptılar. Yine Sait Çürükkayalar, Cemil Işık vardı, Şırnak'ta gidip bir köyde bir katliam yaptı. Benim aklımın ucundan bile geçmezdi, bizden birinin gidip böyle bir işi yapacağı. Ben hemen bu olay devlet, derin devletin işidir diye açıklama yapmıştım. Sonra bana bu iş PKK adına yapıldı dediler. Ben şoke oldum, üç hafta uyuyamadım. Bunu niçin yaptılar, kimlerle yaptılar diye çok düşündüm. Bu işi bunların tek başına yapmaları, tek başına böyle karar vermeleri zor. Yine Şahin Baliç vardı, Kör Cemal, Süleyman onlar vardı, Cemil Işık. Bunların bir kısmı Almanya'da sıkı güvenlik altında yaşıyorlar. Bizim yerimize başka alternatif olarak gördükleri kişileri getirmeye çalışıyorlardı. Melik Fırat yine bunun için hazırlanıyordu." 2002'DE ECEVİT'İN TEMSİLCİSİ GELDİ "'97'de barış için elimden gelen her çabayı göstermeme rağmen, bazı kesimler ısrarla savaşı derinleştirmeye çalıştılar. Bunu anlamaya çalıştım, bu kesimlerin neden böyle davrandıklarını düşündüm" diyen Öcalan, şu görüşlere yer verdi: "Ama tabi benim için esas önemli tarih 2004'dir. 2004'deki olay ilginçtir. Osman onlara birileri adına bir söz verilmiş. Bazı açıklamalar yaptı. Ben onları dolaylı olarak takip etmeye çalışıyorum sınırlı bilgilerle. Bize biraz daha destek verilseydi biz dağı ele geçirebilirdik diyor. Yani bundan kastı, gerillayı tasfiye edebilirdik diyor. Botan-Nizamettin onlar PKK'yi böldüler. Bunu onlara yaptırdılar. Nizamettin onlar, biz komutanız, gerilla bize bağlı, biz ne dersek onlar da onu yaparlar diyorlardı. Yani PKK'yi tamamen ele geçirebileceklerini, düşünüyorlardı. Tabi bana bağlı, daha doğrusu bu davaya bağlı, çok dürüst, iyi niyetli gençler var. Yine yaşlı bir grup var, bunlar bana bağlılar. Nizamettin onlar bunları hesaplayamadılar. 2002'de de Ecevit'in temsilcisi geldi. Sorunu çözmek istediklerini söylüyorlardı. Ecevit hiç adım atmadı mı, attı. Ancak sonra ilişkiler birden kesildi. Bu adımlar niçin kesildi. Özellikle Türk kamuoyu bunu iyi bilsin, bu adımları kim kesti?" ERDOĞAN GERGİNLİK ÇIKARIYOR Öcalan, şöyle devam etti: "Türkiye'nin bölüneceği söylemi büyük bir yalandır. Böyle bir şey yok, olmaz da. Bunu bilinçli söylüyorlar. Taha Akyol makalesinde bölgede yapılacak seçimlerin ayrı bir siyasi coğrafya yaratmak isteyen DTP ile bölgeyi Türkiye'nin bütünlüğü içinde tutmak isteyen AKP arasında geçeceğini belirtiyormuş. Bu kesinlikle doğru değil. Ben devlet mekanizmasını iyi biliyorum. AKP bu ülkeyi beraberlik içinde tutmak istemiyor, bölgeyi Türkiye içinde tutmak istemiyor. AKP ülkenin bir bölümünü ayırmaya çalışıyor. Erdoğan bu gerilimi bilerek tırmandırıyor. Bu, Erdoğan'ın kendi iradesi de değil. Dışarıdan böyle istendiği için gerilimi yaratıyor. Kararlar, ABD ve dış güçler tarafından AKP'ye uygulatılmaktadır. AKP'nin bunda bir rolü yoktur. Dışarıdan müdahale olduğu için, böyle olmasını istedikleri için, Başbakan gerginlik çıkarıyor. Bu şekilde Türkiye'yi daha çok kontrollerinde tutacaklar. Bu yolla Kıbrıs sorununu istedikleri gibi Türkiye'ye çözdürecekler. Ermeni meselesini istedikleri gibi çözdürecekler. Türkiye'yi istedikleri noktaya getirecekler. Çözüm olmazsa Kürtler de direnir, Güney'de ulus-devletin kurulması da Türkiye'nin 30-40 yıllık bir savaşın içine çekilmesi demektir." TARİHE NOT DÜŞÜYORUM, BİR YIL SONRA AKP BU ŞEKİLDE OLMAYACAK "AKP de artık düşüşe geçti. Artık böyle devam edemez. Tarihe not düşüyorum, bir sene sonra AKP bu şekilde olmayacak. AKP bu şekilde bir-iki yıl içinde kendini bitirir. Ama bu sorun ortada. AKP gelip gider ancak bu sorunun çözülmesi lazım. Eğer devlet bu işi çözmek istiyorsa, bu işin çözümü basittir. Bizim istediğimiz ne bütünlük ne de ayrılıktır; anlamlı demokratik adımlardır. Sorun Türkiye'nin demokratikleşmesidir. Demokrasi ekmek ve su gibi temel ihtiyaçtır. Anlamlı demokratikleşmeyi beraber gerçekleştirebiliriz. Gelin, demokratik adımlar üzerinde çalışalım. O zaman tek bir kurşun atılmaz. Ben durdururum. Benim burada imkanlarım da yok. Yarın ne olacak, bilemiyorum. Kontrolüm dışına çıkılırsa, ben de burada bir seyirci gibi kalır, olanları seyretmekle yetinirim. Çünkü burada imkanlarım çok kısıtlı. Herşey benim dışımda gerçekleşiyor." BEN KÜRTLERİN ÖZGÜR İRADESİYİM "Ben Kürtlerin özgür iradesini temsil ediyorum. Doğrudur, Kürtlerin özgür iradesini ben aldım, temsil ettim. Ama bu özgür iradeyi kimseye teslim etmedim. Ne ABD'ye ne Türkiye'ye ne İran'a ne de Suriye'ye. Suriye'de kalmama rağmen, Suriyeliler bilir, bir kez bile Kürtlerin iradesini Suriye'ye teslim etmedim. Onlar bunu çok iyi bilir. Ben Kürtlerin milliyetçi çizgiye kaymaması için büyük çaba harcadım. Burada da bu çabayı göstermeye devam ettim. Ben olmasam iş çığrından çıkar. Ben tarihin sorumluluğunu taşıyorum, halkıma karşı sorumluluklarım var. Özal sorunu çözmek istiyordu. Tasfiye edildi. Sayın Erbakan'la da üç defa mektuplaştım. Mektuplarına anında yanıt verdim. Erbakan sorunu çözmek istiyordu, O'nu da hemen tasfiye ettiler. Ecevit de temsilci gönderdi. O da iyi niyetliydi, sorunu çözmek istiyordu. Hatta Kıvrıkoğlu'nu temsilen de benimle görüşüldü. 2002 dönemi çok önemlidir. 93'ten daha önemlidir benim için. Bu dönemde ben de üzerime düşeni yaptım. Tek kurşun atılmadı, çatışmasızlık yaşandı. Ancak bir anda diyalog ortamı kesildi." AKP DIŞARIYA BAĞIMLI "Her zaman barış için üstüme düşeni yapmaya çalıştım. Ben sorunun hep demokratik yolla çözümünü savundum. Barış için hala umut var. Bu konuda üstüme düşeni yaparım. Gerçekten bilgim çok fazla, tecrübem çok fazla, 35-40 yıldır bu işin içindeyim. Kendimi çok yetiştirdim. Barış için etkili olabileceğime inanıyorum. Çözüm önerilerim uygulanır ve çözüm olmazsa, o zaman beni assınlar, öldürsünler, ölümden korkmuyorum. Çözüm gelişmezse Türkiye kaybeder. Bunu derken sadece Türkiye kaybeder, biz kazanırız demiyorum. Türkiye kaybederse, hepimiz kaybederiz diyorum. ABD'nin üzerinde çalıştığı, benim de tam anlayamadığım bir projesi var. Ben bunu anlamak, çözmek için çok çaba sarfediyorum. 30 yıldır uygulanan bir proje söz konusu. Bunun detaylarını tam bilemiyorum. AKP'liler ticaret, endüstri üretiminin %50'sini dışarıya sattılar. Son beş yılda devletin % 50'sini sattılar. %50'si satılan bir ülke bağımsız olabilir mi? M. Kemal böyle miydi? M. Kemal, kapitülasyonları kaldıran iradedir. Ekonomik olarak Türkiye'yi kendilerine bağladılar. Askeri de bağladılar. Sorunun çözümünde AKP'nin bir insiyatifi söz konusu değil, çünkü ipi başkasının elinde. Dışarıdan ne söyleniyorsa AKP onu yapmak zorunda." BAŞBAKAN ADIM ATSIN "Türkiye halen 30'lu yılların katı anlayışıyla yönetiliyor. M. Kemal, ne kadar eleştirsek de, kendi döneminde bilimi esas alırdı. Ancak o dönemde dünyada gerçekleşen iki bilimsel devrim Türkiye'ye aktarılmamıştı. O dönemde pozitivist anlayış hakimdi. Türkiye halen 30'lu yılların anlayışıyla hareket ediyor. Halk demokratik tepkisini ortaya koymaktadır. Bunu selamlıyorum. AKP'nin dinle alakası yok. AKP'nin din maskesi bölgede düşecektir. Buradan Sayın Başbakan'a tekrar bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Kürt sorununa demokratik çözüm için adım atabilir. Demokratik gelişmeler yaşanırsa ben de buradan elimden gelen tüm çabayı gösteririm. Daha önce de bu çabayı gösterdim. Yine bu çabayı sürdürürüm. Hepimizin ihtiyacı olan demokrasidir. Bu yola girilebilir. Tekrar ifade ediyorum; Başbakan, olumlu adım atarsa ben de elimden gelen çabayı gösteririm. Türkiye aydınları soumluluk alabilirler, Türkiye demokratikleşirse hepimiz kazanırız. Anlamlı bir barış gelişirse bu sorun çözülür. Herkes sorunun çözülmesi için katkıda bulunmalıdır." HALKI SELAMLIYORUM Öcalan, sözlerini şöyle tamamladı: "Cezaevinden gelen mektuplar var. Bunları anlamlı, derin buluyorum. Bu çalışmaları önemsiyorum. Daha da derinleşmelidirler. Gebze Cezaevi'nden, kadınlardan gelen mektuplar var. Hepsine selamlarımı iletiyorum. Erzurum, Buca, Kocaeli, Muş, Adıyaman, Siirt, Midyat, Antep, Bakırköy Cezaevindeki arkadaşların hepsine selamlarımı gönderiyorum. Çalışmalarına devam etsinler. Bana selam söyleyen herkese selamlarımı iletiyorum. Demokratik tepkisini ortaya koyan tüm halkımızı selamlıyorum." |
Yahoo! Türkiye açıldı!
İnternet üzerindeki en iyi içeriği Yahoo! Türkiye sizlere sunuyor!
http://yahoo.com.tr --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.