T a r a f s ı z D e ğ i l i z

MADEN,TÜRKİYE'NİN ALTIN HARİTASI

TÜRKİYE'NİN ALTIN HARİTASI
Türkiye'de Altın madenlerinin varlığı konusunda araştırmalarını yıllardanberi sürdüren bazı Bilim adamlarımızın, yaptıkları çalışmalar ülkemizin yüzünü güldürecek sonuçlar verince, MTA'nın ve 1980'li yıllardan beriTürkiye'de araştırmalar yapan yabancı maden şirketlerinin verilerinibirleştirdik. Aylarca süren çalışmalarımız neticesinde, Türkiye'nin yok
denilen Altın madenlerini ve tespit edilen rezervlerinin zenginliğikarşısında şaşkınlığa düştük. Ekonomik darboğazdan çıkmak için şu anatılacak ilk adımın bu yatakların işletilerek ekonomiye kazandırılması bir çok insanımıza iş olanağı ve ülkemize de önemli döviz girdisi sağlayacaktır.Bu düşünceler doğrultusunda,Kuvayi Milliye Eylemcileri Türkiye'nin Altın Haritasını hazırladı.

1987 yılında İTÜ'deki Bilim Adamlarının hazırladığı bazı bölgelerdeki Altın yatakları ve rezerv durumlarının değerlendirildiği araştırma raporunu göre;Anadolu'da en büyük Altın rezervlerinin,Toros sıradağları içinde yer alan Bolkar dağı ile Erzurum'daki Narman-Karadağ cevher kompleksinde olduğu saptanmış. Topraklarımızda bulunan Altının çıkarılması, değerlendirilmesive zenginleştirilmesi için bir araştırma merkezinin kurulması da istenen bu raporu, 1988 – 1990 yılları arasında zamanın ilgili Başbakanı ve Bakanları ile Maden Dairesi Genel Müdürlüğü'ndeki yetkililere de sunulan bu rapordaözetle şu verilere ulaşılmış. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere sahne olan Anadolu'da pek çok Altın eser bulunduğunu, bunun da topraklarımızda bol Altın olduğunun göstergesi olarak algıladıklarını araştırmalara bu noktadanhareket ederek başladıklarını belirten bilim adamları;Türkiye'deki Altın yataklarını ''Plaser tipi cevherler , Serbest Altın içeren cevherler , Sülfürlü minerallere bağlı cevherler ve Refrakter cevherler'' diyesınıflandırmışlar.

Plaser tipi Altın cevherlerinin genellikle Manisa'nınSalihli ilçesi ile Hatay'ın Akıllı Çayı ve İstanbul'a çok yakın olan İğneada'nın kumlarında bulunduğu saptanmış. Bu tür Altın cevherlerininişlenmesinin kolay olduğu belirtilen raporda Hatay Kızıldağ'daki Altınınmobilize olarak Akıllı Çayı ve Asi Nehri'nin sularına karıştığı belirtilmiş.

Türkiye'de işlenmesi en kolay Altın cevherlerinin başında gelen Serbestcevherlerin Bolkar Dağında yer aldığına işaret edilen araştırmada ,Bolkarların Altınından Hititlerin de istifade ettiği görüşüne de yer verilerek, Bolkarlar'da 354 bin 800 tonluk bir cevher alanı içinde bulunanAltının tonda 9 gram gibi çok yüksek verimlilikte olduğunun altı çizilmiş.
Bu arada Bolkar rezervinin yaklaşık % 75'ini oluşturan Yeşelli Mağarası'ndan alınan numunelerin ise tonda 14.5 grama kadar yükselen zenginlikte olduğutespit edilmiş.

Araştırmalar sonucu Çanakkale'nin Madendağ , Kartaldağ yöresi , SerçelerTerziler sahaları arasında yapılan incelemelerde Kuvars damarları içinde de zengin Altın cevheri bulunurken, Bilecik- Söğüt arasında uzanan Krom cevherleri içinde de ''Sarsma masa teknolojisi '' ile Altın eldeedilebileceğine dikkat çekilmiş. Öte yandan Erzurum yöresinde Narman – Karadağ kompleksi içinde açılan galerilerde en verimli damarlara rastlanmış ve tonda 25 gram gibi dünya ölçülerine göre yüksek sayılabilecek Altıntenörü tespit edilmiş.

Bakır sülfüre bağlı Altın içeren cevherlerin Rize – Çayeli , Ergani , Artvin , Yusufeli ve Esendere'de yaygın olduğu, Kastamonu Küre'de bakırlı pirit yatağında Altın olduğu saptanarak, Bakibaba , Aşıköy yataklarında da Dünya ortalaması olan tonda 2.5 gram Altın veren rezervlere rastlanmış.

Bu araştırma raporunun, Başbakan, Bakanlar ve yetkililer tarafından nasıl değerlendirildiğinin sonucunu hiç kimse bilmiyor!...

SIR GİBİ SAKLANAN RAPORLARI ELEGEÇİRDİK...
Öte yandan, 1989 yılında MTA Genel Müdürü olan, Prof. Dr. Orhan Baysal, kendi döneminde MTA'nın yabancı şirketlerle yaptığı ortak çalışmalar hakkında şu bilgileri açıklıyordu; Çanakkale-Yenice yöresinde MTA – Japon JICA altın baz metal arama projesi 1988 sonbaharında başlatılmıştır. Bu proje kapsamında Japon JICA 120.000 US $ makine teçhizat yardımında bulunmuş ve Japon uzmanlarla birlikte çalışmalar sürdürülmüştür. MTA-İtalyan
işbirliği ile Batı Anadolu'da altın ve nadir elementler aranmaktadır. Bu proje için İtalyan hükümetinden 4,7 milyar İtalyan Lireti hibe yardımsağlanmıştır.

Projenin esas amacı Ankara MTA'da 1000 kg/gün kapasiteli altın-gümüş izabepilot tesisinin kurulmasıdır. ( Bu tesisle ilgili bilgi sahibi olamadık ) MTA – Birleşmiş Milletler Altın Projesi çerçevesinde 1989 yılında başlatılan bu proje ile özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde düşük tenörlü altınyatakları aramakta ve gerekli laboratuar teçhizatı temin edilmektedir. Projeye BM'nin hibe olarak katkısı 296,703-US$, Türk Hükümeti'nin katkısı ise 993 milyon TL'dır.

Anglo-American firmasına İzmir-Karşıyaka'da altın arama sondaj hizmetleriverilmiştir. 1989 yılı İzmir-Arapdağ, Antakya-Kisecik, Kars-Kağızman, Çanakkale-Kartaldağ, Madendağ, Yenice, Ege Bölgesinde Bayındır, Ödemiş, Kula, Tire, Alaşehir, Salihli yörelerinde Doğu KaradenizBölgesi'nde Ordu, Giresun,Gümüşhane, Yusufeli ve Artvin yörelerinde yoğun altın etüt ve arama faaliyetleri programlanarak başlatılmış, bir kısmında önemli mesafeler
kaydedilerek olumlu sonuçlar alınmıştır.

MTA Doğu Karadeniz Bölge Müdürü ise, Doğu Karadeniz'de bulunan yaklaşık 37ton altının çıkarılmayı beklediğini ve milyarlarca dolarlık altının Çevre Bakanlığı ve çevrecilerin gösterdikleri tepkiler nedeniyle toprak altında kaldığını açıkladı. Trabzon Valisi Adil Yazar Başkanlığında düzenlenen İlKoordinasyon Kurul Toplantısı'nda konuşan MTA Bölge Müdürü Arif Sağlam, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin maden zengini olduğunu fakat bu madenlerin işletilemediğini ifade etti. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 2,1 milyon ton metalBakır, 2,2 milyon ton Çinko, 0.4 milyon ton Kurşun 2 milyon ton Gümüş bulunduğunu belirten MTA Bölge Müdürü bölgede ayrıca milyonlarca ton seramik ve inşaat sanayi hammaddesinin var olduğunu ayrıca,Gümüşhane Artvin veRize'de toplam 37 ton altın rezervinin MTA tarafından bulunduğunu söyleyen Arif Sağlam, Rize'deki altın rezervinin tespit edildiğini ancak henüz ihale edilmediğini belirterek Gümüşhane'deki Eurogold firması ile Artvin'dekiCominco firmalarının altın rezervlerini ihale edilmesine rağmen Çevre
Bakanlığı'nın onaylamaması nedeniyle işletmeye geçirilemediğini söyledi. Bu ara 22 Şubat 2002 tarihinde Anadolu Ajansı'nın geçtiği bir haberTürkiye'nin Altın madenleri bakımından ne kadar zengin olduğunu ortaya koydu;. A.A'nın haberine göre; Antalya'nın Boğaçayı Bölgesinde 259 dönümlük alanda '' Altın'' üretimi gerçekleştirmek üzere ruhsat alan Şengiller Ltd.Şirketi sahibi, Günal Şengiller'in Altın madeninin üretim için ''Mahalli Çevre Kurulu'' ndan olumlu rapor aldıklarını ve bölgede Siyanürsüz altın üretimine başlayacaklarını açıkladığını duyurdu.

Altın madeni sahibi Şengiller daha sonra yaptığı açıklamalarda şöylekonuştu; Dünya standartlarına göre ton başına altın oranı % 8 civarında. Bölgede bizim ve MTA Genel Müdürlüğü'nün yaptığı tespitler sonunda, Boğaçayı bölgesindeki altının % 20civarında olduğu ortaya çıktı. Bu da Antalya'daki Altın madeni yataklarının dünya standartlarının üstünde olduğunu gösteriyor. Şengiller, MTA tarafından gerçekleştirilen incelemeler sonucunda bölgeden alınan altın numunelerindenbirincisinde tonda 23.5 gram altın ve 38.2 gram gümüş, ikinci numunede ise % 21.7 gram / ton altın ve % 35.6 gram / ton gümüş tespit edildiğini belirtti.

SÖZDE BİLİMADAMLARI MİLLETE VE VATANA İHANET EDİYORLAR!..
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, MTA ve İTÜ Maden Fakültesi'nin namuslu kalmış, bazı değerli bilim adamları tarafından yapılan resmi araştırma ve incelemelerin ardından çok zengin rezerve sahip Altın madenleri tespitedilmiş ve bu tespitler belgeleriyle birlikte değişik raporlar halinde yetkili makamlara teslim edilmiş, Ancak bu raporların birçoğu anlaşılmaz
nedenlerden dolayı, ya sümen altı edilmiş, ya da ilgi ve alakagösterilmemiştir. Hatta bu araştırmaları yapan bilim adamları ile bağlıoldukları fakültelerin araştırma harcamaları kesilmiştir.Bu davranışlarkarşısında, amacı sadece aldığı maaşını hak ederek, devlete olan sorumluluğunu yerine getirmek olan bilim adamlarımızküstürülmüş ve emekli olup bir kenara çekilmek zorunda kalmışlardır. Son yıllarda Bergama da işletmeye alınmak istenen Ovacık

Altın madenleri'nin,sözde çevreciler yüzünden engellenmesi ve yapılan protestolar Türkmedyası'nın ilgisini Altın madenlerine yöneltince, Türkiye'de Altın madeni işletmek üzere izin almış olan bazı yabancı şirketlerile bunlarla ticari ilişki içinde bulunan çevreleri bir telaş almıştır. Türkiye'de bol miktarda altın var şeklinde çıkan haberleri yalanlamak peşine düşen bu gruplara bir de MTA ve Maden fakültelerindeki bazı hocalar dadestek olmuş. Türk kamuoyunu bilgilendirme adı altında basın toplantıları düzenlemeğe başlayan bu çevreler '' Türkiye'de fazla altın yoktur. Tüm Türkiye'de topu topu 250-300 ton altın vardır. Onu da çıkarmaya değmez ''şeklinde demeçler vermişlerdir. Daha önce yaptıkları yoğun araştırmalar sonucu Türkiye'nin Altın haritasını çıkaran ve bunun karşılığında ya emekli edilen ya da baskı altında tutulan Bilim Adamları da seslerini duyuramayınca meydan da 17 Ağustos depreminden sonra pıtrak gibi ortaya çıkan ve Televizyonlar başta olmak üzere çeşitli medya kuruluşlarında boygösterip,vatan kurtaran aslan pozuna bürünen sözde bilim adamlarına
kalmıştır.
Türkiye üzerinde yıllardır oyun oynayan bazı yabancı kuruluşlarınplanları yine tutmuş, Türk halkının yükselen morali kırılmış ve anahtarkonumundaki Ovacık altın işletmesi mahkeme kararıyla kapatılmıştır. Bu sözde bilim adamları da onların piyonluğuna şahsi menfaatleri karşılığında soyunmayı kabul edenler de , millete hıyanet etmektedirler..

Bizim bu saptamamıza bir örnek vermek gerekirse; Yüksek Mühendis Burhan Oğuz imzalı "Tarihin akışı içinde Türkiye" başlıklı açıklamaya göz atacak olursak. Türkiye'de petrol yok, olan da çok derinde, rantabl değil, kandırmacası dillerde dolanıyor.

Meğer sınırımızdan 50 metre ötedeki petrol üst tabakalarda imiş sınırı geçer geçmez derine kaçıyormuş! Satılmış birçok ağızdan,MTA'cıların bazılarından ve Maden Fakültelerinin bazı hocalarından kaynaklanıyor bu aldatmaca. İnsan o zamansoruyor: Madem ki yok, neden bu denli uzman Amerikalısı, İngilizi, Hollandalısı bunca para döküp sondaj üstüne sondaj yapmaya devamediyor?...Biz yanıtını verelim;Onlar rezervleri saptayıp kapatıyorlar, zamanı geldiğinde tam egemen olarak açmak üzere!...
*********
YORUMLAR:
BU SORULARA CEVAP VERECEK BİR YİĞİT VARMI?
Daha önce düzenledikleri çeşitli düzmece raporlarla Türkiye'yi yer altımadenleri bakımından dünyanın en fakir ülkesi gösteren yabancı şirketler neden son 10 yılda Türkiye'nin yer altı madenlerine aşırı derecede ilgi göstermeye başladılar ?

Türkiye son zamanlarda neden çok büyük iki ekonomik kriz yaşadı?.Türkiye yer altı zenginlikleri bakımından dünyanın en önde gelen ülkelerinden. Ancak altın çıkaramayan tek ülkeyiz, Tıpkı Bor madeninde olduğu gibi...Halen ülkemizde madenlerin %15'i işletilmekte olup, %7-8verim alınmaktadır. Ancak Atatürk döneminde teknoloji olmadığı halde, bu madenlerden %10-12 verimalınmıştır. Hala, stratejik öneme haiz olan ve ekonomik alanda kullanılan bu madenler, yabancı şirketlerin iştahını kabartırken, ülkemizcedeğerlendirilememesi şaşılacak bir durumdur.
-------
Türkiye'de maalesef bilimadamı tarifi esnetilerek amip şekline sokulmuştur. Ben yıllardır kimya endüstrisinin içinde olarak 20 yıl üniversite (halen devam ediyorum) 24 yıl endüstrinin altı ile piyasa üstü kademelerinde bulunmuş olarak rahatlıkla söyleyebilirim, kimse gücenmesin, herkes kendini bilir ve yarası olan zaten gocunur. Prof takımı çoğunlukla megaloman olup bilgi evreninin sonsuzluğunda kendini koyar. Aynı statüde olan arkadaşlarıyla bile anlaşmanın ötesinde konuşmaya başlarken önce ''HAYIR'' ile başlar sonra daha evvel söylenenleri tekrarlar ya da planlı olarak gerçeğin zıttını iddia edebilir. Planlı davrananlar hain, içgüdüsel ama mesnetsiz davrananlar ebleh, bazıları karşısındakini tasdik etme zorunluğu karşısında kendisini rahatsız hisseder, reddeder sonrada başka bir yerde veya biraz sonra laf salatasıyla doldurup yeni bir fikir veya yorummuş gibi tekrarlar.
Kesinlikle yanlışım çok az !!!! Neden mi? Başıma çok geldi. Kendisinin neden daha önce düşünemediği kompleksi ile hep karşı çıkarlar. Zenginler kulubüne giremeyen firmaları batırmak için nasıl kör saldırılar yapılıyorsa profesörler kulübüne girmemişlere öyle kavga eder gibi saldırırlar.....
Yiğidi öldürelim ama hakkını da verelim. Mutlaka benim tanıdığım ve tanımadığım gerçekten bilim adamlarıda var. Yalnız onlar ya bastırılırlar, yani projeleri desteklenmez, parasal kısıntıya maruz kalırlar, uygun yerlere gelmeleri istenmez veya engellenir ve hatta bazen açık olarak ''Daha büyümedin '' derler. Sanki kendileri çok büyümüşlerdir. Bu yüzden sorumlu yerleri arkadaşlarını engellemek için manevra yaparken kendi mensup oldukları guruplara da kaybettirir. Sonra da kazananı benim adamımdı deyip tebrik ederler.....
Çuvaldızı batırma zamanı gelmiş ve geçmektedir.... Kabahat samur kürk olsa giyen olurmu ?
Bu guruplar bizdendir diyerek himmete muhtaç kişileri oraya yerleştirirler, sonrada olayları bilimsel ve en uygun diye gösterirler. Etrafta botokslular gibi güleryüzle (!) dolaşırlar... Belki içlerinde bazı insanlar vicdan azabı duysalar bile o yaygın ve etkin yanlışıyla davranışlarını düzeltemezler. Söyleyenle dinleyen arif olsun !!!!!!:-)))))) Selamlar.
----------
Güclü Türkiye, Türkiye ,güclü olmak istiyorsa,gücünü bilimden alacak.Pers imparatorlugu,saray kavgaları battı,Bizans ,Emeviler ,Endülüs,Roma hep aynı sekilde battı.Türkiye hala saray kavgaları ,devletin hazinesini paylasma kavgası icinde.Bizim silahımız bilim ,teknoloji ve Finans olmalı.
-----------
Sinan kardeşimizin yazdıklarını destekleyen bir konuyu ilave etmek istiyorum;Akçakoca da yeni bulunmuş gibi sunumu yapılan doğal gaz gerçekte 1975-6 lı yıllarda bulundu ve günlerce gökyüzünde yakıldı.Bu görüntülerin benim gibi bütün Akçakocalılar tanığıdır. O zaman ekonomik olmadığı gerekçesiyle kapatılan kuyular bugün çok zengin yataklar olarak önümüze getiriliyor.Hatta daha da önemlisi 2 000 metre altı derinlikteki petrol olasılığı daha doğrusu varlığı, sanırım güzide meclisimizin çıkaracağı petrol yasası ile birlikte gerçek sahib-ler-ini bulacak ve yeni petrol bulundu sunumlarını da güzide medyamız ballandırrak yapacaktır diye düşünüyorum. Saygılarımla...
---------
Not:Yorum kaynakları için bakınız.
Kaynak:
http://ahmetdursun374.blogcu.com/2082805/

Bu gelen duyuruları kapatmak isterseniz, profilinizden bunu kolayca yapabilirsiniz.

Bu link'i takip ederek duyurunun tamamını görebilirsiniz:

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=350.0



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."

*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

1 yorum:

  1. Fethullah Hoca’dan Erdoğan’a İsrail Freni!...

    Fethullah Gülen Cemaati, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı İsrail’e yönelik eleştirilerini kamuoyu önünde yapmaması ve daha dikkatli olması için uyardı.

    Zaman Gazetesi’nin Washington Temsilciliğini yapan ve Fethullah Hoca’nın ABD’den sesi olarak algılanan Ali H. Aslan, bugün Todays Zaman’da ilginç bir makaleye imza attı.

    http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=9130.0

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.