bir dükkanda siz açarsınız. Beğenen müşterilerde sizin dükkana gelir diyor.
"PARTİ" NASIL KURULUR?
Serdar Ant
"Aydınlık Gelecek" grubuna İzzet Uludağ isminde bir avukat bir mesaj göndermiş. Mesajda genel bir Türkiye değerlendirmesinden sonra, "Büyük Millet Partisi"nin kurulması için çağrı yapılıyor. Bilmem ki, bu davete icabet edecek birileri olacak mı? Benim dikkatimi bu çağrı değil de, bu çağrıya verilen yanıtlardan biri çekti. Ali Serdar Bolat, şöyle yanıtlıyor çağrıyı:
"Benim şu ana kadar edindiğim bilgi ve deneyimlere göre, parti inşası böyle çağrılarla olmaz. Parti kuracak olan irade, kurmay kadroyu bir araya getirir. Bu kadro bir program hazırlar. Hazırlanan bu program ve partinin kadrosu ilan edilir. Hem kadro, hem de program hemen hemen eşit önemdedir. Programı benimseyen dışarıda kalmış kişiler de kısa sürede kadroya katılır. "
İşte Türkiye'de siyaset tam da bu nedenle ölüdür! Ülkemiz, işte bu nedenle bir "siyasi partiler mezarlığı" haline gelmiştir. Ali Serdar Bolat, İzzet Uludağ isimli kişinin çağrısını eleştirirken haklı… İlanla, çağrıyla parti kurulmaz! Ne var ki, kendi yaklaşımının da bu çağrıyı şekillendiren zihniyetten bir farkı var mı?
Diyor ki "Parti kuracak olan irade, kurmay kadroyu bir araya getirir. Bu kadro bir program hazırlar. Hazırlanan bu program ve partinin kadrosu ilan edilir."
Nedir o "irade"? Halk mı, belli bir sınıf mı, belli bir zümre mi?
Meçhul!
Dahası o "kurmay kadro" nasıl tespit ediliyor? Kim onu "kurmay" olarak atıyor? Yetkiyi kimden alıyor? Yoksa "kurmaylığı" kendinden menkul mü?
Sonuçta işte kendini "kurmay" olarak adlandıran ve çoğunlukla topluma tepeden bakan bir avuç muhteris, oturup bir program hazırlıyor ve sözde "parti" kuruyor. Sonra da o programı benimseyip kendisine "askerlik" yapacak, her söyleneni sorgusuz sualsiz uygulayacak parti kadrolarını aramaya başlıyor! Bu maya tutarsa parti kurulmuş oluyor!
Şimdi böyle bir yapıda ne yaratıcılık olur, ne katılımcılık, ne üretkenlik… Bu kafa yapısı hiçbir zaman halkla bütünleşemez, hatta halka ulaşamaz bile. Türkiye'de türlü iddialarla ortaya çıkan partilerin en temel açmazı da budur. "Parti" adı verilen bu tarikatlar aslında üye değil, mürit aramaktadır! Programı değil, kutsal kitabı vardır. Parti üyesi olan müritler, o programda ne yazdığını bile bilmezler. "Program" olarak oluşturulan metnin ne anlama geldiğini ortaya koyduğunuzda da apışıp kalırlar, kafaları karmakarışık olur! Çünkü ne o programın oluşturulması sırasında görüşleri sorulmuştur, ne de daha sonra o konuda özgürce konuşup değerlendirme yapma imkânları vardır. Ne yapılacağına, ne tür politikalar uygulanacağına parti şeyhi ve yakın çevresi karar verir, buna boyun eğmek de partinin "çelik disiplini" gibi fiyakalı laflarla yutturulmaya çalışılır üyelere. Bu tür siyasal tarikatlar kendi içlerinde demokratik olmadıkları için toplumu da demokratikleştiremezler en nihayetinde.
Süreç, o sözde kurmayın iradesi ile şekillendiği için, kurmay ölmeden o liderlik koltuğunu da terk etmez. Seçim yenilgisi, siyasal skandal vs. nafile… İnsan, hiç malını mülkünü bırakıp gider mi?
Bugün Türkiye'nin ihtiyacı bu tipte yeni partiler kurarak var olan hurdalığa yeni katkılar yapmak değildir. Bu yapıyı değiştirebilmektir. Partileri, lider mülkü olmaktan, "tek adam partisi" olmaktan kurtarmaktır.
Somut birkaç soru soralım. Örneğin bugün CHP'de "ikinci adam" kimdir? Diyelim ki, Baykal Hakkın rahmetine kavuştu, parti kimin Genel Başkanlığı altında toplanır? Aynı şeyi, MHP, DSP, İP için de söylemek mümkündür. Çünkü bu partilerin hiçbirinde "ikinci adam" bırakılmamıştır! Bu tek adam egemenliğini devam ettirebilmek için bir "ikinci adam"ın var olmasının gerekliliği değildir kastettiğim. Şu andaki yapıda egemen olan lider (yani şeyh!), kendisinden başkasına, bir alternatife kesinlikle tahammül edemez. Her şeyi o ve onun seçtiği yakın çevresi belirler. Programı, tüzüğü, politikaları, stratejiyi, taktiği, her şeyi… Partililerden de uyması, itaat etmesi beklenir. Uyan iyi partilidir, uymayan da "hain"!
Bu kısır ve baskıcı zihniyetin doğal sonucu da parti sayısının sürekli artmasıdır. Zira parti içi muhalefet, nefes alacak kanal bulamayınca, dışarıya akar ve yeni bir örgütlenmeye gider. Ne var ki, o da tek adam zihniyetinin egemen olduğu siyaset okulunda yetiştiğinden, yeni parti de bu anlayışta şekillenir. Bu süreç siyasal parçalanmışlık ve birbirine benzer yapıların oluşturduğu bir "partiler mezarlığı" yaratır. Türkiye'deki siyasal partiler mevzuatı da bu sakat yapının yaşamasına ve kendini yeniden üretmesine elverişlidir. Türkiye'nin hali, bugün budur işte…
Ülkede kaç siyasal parti olduğunu bilen var mı? Kaç "sol" parti olduğunu ya da? Bir önceki seçimde, diyelim ki CHP'ye oy verenlerden bir kısmının, bir sonraki seçimde MHP'ye kayması işte bu nedenle hiç şaşırtıcı değildir. Ya da CHP'nin merkez sağdan transferlerle çıkmazına çözün aramaya çalışması… Yahut falanca partinin her seçimde yerinde saymasına rağmen, parti içi ilişkilerde yaprak kımıldamamasının nedeni budur.
Milletin siyasetten uzak durmasının bir nedeni de bu değil mi? Siyaseti, bir tür "esnaflık" haline getiren bu "kifayetsiz muhterislerin" varlığı ve tahakkümü çürüme ve siyasal yozlaşmanın önemli nedenlerinden biridir.
1.11.2008
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.