AZERBAYCAN YÖNETİMİ PKK'YI NEDEN TERÖRİST KABUL ETMİYOR Öyle konular vardır ki bütün açıklığına rağmen anlamamakta direnenleri anlamakta güçlük çekersiniz. Aslında her şey açık ve nettir. Konu hakkında zaten oluşmuş bir kanaat vardır ve meselenin ne olduğu kesinlik ölçüsünde belirginlik kazanmıştır. Bütün bunlar ortada iken meseleyi görmemekte, dile getirmemekte, kabul etmemekte ısrar edenleri anlamakta zorlanırsınız. Üstelik dostluk adına, kardeşlik adına hareket ettiğinizi sık sık dile getirdiğiniz bir ülkenin böylesine karışık tutumunu sorduklarında açıklamakta sıkıntı yaşarsınız. Konunun ve tarafların kimler olduğunu çok merak ettiğinizi tahmin ettiğim için hemen söylüyorum. Azerbaycan ve PKK terör örgütünden bahsediyorum. Yıllardır Türkiye'de kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmaksızın suçsuz ve savunmasız yüzlerce insanı öldüren PKK terör örgütünün nasıl bir organizasyon olduğunu herhalde uzun uzadıya açıklamak, anlatmak gereksizdir. Zira PKK örgütü, kanlı eylemleri ile bölgede yarattığı huzursuzluk nedeniyle birçok ülke tarafından terörist örgüt olarak kabul edilmiştir. Tüm bunlara rağmen Azerbaycan gibi Türkiye'nin kardeş cumhuriyetlerden birisi olarak kabul ettiği bir ülkenin, üstelik topraklarında tıpkı Türkiye'ye olduğu gibi hain emeller doğrultusunda faaliyetler yürütmesi söz konusu iken PKK gibi bir organizasyonu "terör örgütü" olarak tanımamasını nasıl açıklayabilirsiniz. Ortak tarih, kültür ve kader birliğinden hareketle Türkiye-Azerbaycan kardeşliği gerçekliğinden bahseden ve bu doğrultuda ilişkilerin her düzeyde geliştirilmesi gerektiğini dile getiren birisi olarak size "Neden Azerbaycan'ın PKK'yi bir terör örgütü olarak kabul etmediği" sorulduğundan bunu nasıl açıklayabilir/anlatabilirsiniz? Devlet başkanı tarafından "Biz tek millet, iki devletiz" tespiti yapılan bir ülkenin böylesine çelişkili tutumunu nasıl yorumlarsınız? Evet bu tür derin bir çelişki olduğu sürece sorular da uzayıp gidecektir. Azerbaycan'ın bu tarihi hatayı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Kasım 2007 içerisinde Azerbaycan a yaptığı resmi ziyaret sırasında düzeltmesi bekleniyordu. Ancak beklenen olmadı ve Milli Mecliste bu yönde bırakın bir kararı, oylama bile yapılmadığı görüldü. Derin çelişkiyi daha da derinleştiren, hatta meselenin farklı yorumlanmasına bile yol açan durum ise; PKK'nın terör örgütü olarak tanınmasının gerekliği konusunda bilgisi bulunan ve statüsü/konumu nedeniyle Azerbaycan yönetimini bu konuda sert eleştiren Azeri aydınların sözkonusu gayretlerine rağmen hatalı uygulamanın sürdürülüyor olmasıdır. Son olarak Azerbaycan Ümid Partisi Başkanı ve Milletvekili İgbal Agazade mecliste yaptığı konuşmasında; iki ülke Cumhurbaşkanları arasında imzalanan anlaşmada PKK nın terör örgütü olarak tanındığını gösteren hiç bir ifadenin yer almadığını, Azerbaycan ın PKK yı terör örgütü olarak tanımamasının nedeninin anlaşılamadığını, PKK nın sadece Türkiye için değil, Azerbaycan içinde de ciddi tehlike olduğunu, hiç bir gücün veya PKK nın lobiciliği ile meşgul olan insanların Azerbaycan ın PKK yı terör örgütü olarak tanımasına engel olamayacağını dile getirmiştir. İ..Agazade'nin konuşmasına yine Milletvekili Cemil HASANLI tarafından destek verilmiştir. Canımız Azerbaycan Partisi Teşkilat Komitesi Başkanı Ramiz Tagiyev, PKK'nın Nahçıvan üzerinde yaratmaya başladığı tehlikenin farkındadır ve burada oluşturulmak istenen "Kızıl Kürdistan" konusunda halkını bilgilendirmektedir. Azerbaycan Halk Partisi eski Başkanı ve bağımsız milletvekili Penah HÜSEYİNOV da defalarca konuyu meclise taşımıştır. Azerbaycan'da gerçek anlamda aydın ve ülkesini seven insanların bulunduğunu biliyoruz ve bu konuda çalışmalarından bahsedilecek daha çok kişinin olduğunu tahmin ediyoruz. Anlam veremediğimiz husus bütün bunlara rağmen Azerbaycan yönetimince hala PKK'nin bir terör örgütü olarak tanınması konusundaki direniştir. Azerbaycan yönetiminin bu tavrını; * Bakü'de PKK nın propagandasını yapan Diplomat Gazetesi sahibi Tahir SÜLEYMANOV mu belirlemektedir? * Yoksa Nerimanov Semti nde faaliyet gösteren Kürt Teali Cemiyeti mi bu derece etkili midir? * Gence ve Sumgayt şehirlerinde Ocak 2008 ayı itibarıyla çalışmalarını hızlandıran PKK terör örgütünün faaliyetleri Azerbaycan yönetimine böylesine etkili baskı mı uygulamaktadır? * Milli Meclis teki müzakereler sırasında, Kürt asıllı milletvekili Ziyafet Esgerov un başını çektiği grubun "PKK ile ilgili hususların AZERBAYCAN ı ilgilendirmediği" şeklinde görüşleri Azerbaycan yönetiminin dış politikasını mı oluşturmaktadır? Bütün bu sorular ve daha niceleri hem Azerbaycan halkından, hem de Türkiye Türklerinden cevap beklemektedir. Eğer bu soruları cevaplayamazsanız konuya ilişkin yorumlara mahkum olursunuz. Bakın sizlere basit bir örnek vereyim. Azerbaycan Vatandaş Dayanışması Partisi Genel Başkanı Sabir Rüstemhanlı nın kardeşi Şahbaz Rüstemhanlı ya ait olan matbaaya, Azerbaycan Maliye Bakanlığı görevlilerince Ocak 2008 ayı içerisinde bir baskın gerçekleştirilmiştir. Her ne sebeple olursa olsun gerçekleştirilen baskının; matbaada terör örgütü PKK yanlısı yayınlanan Diplomat gazetesinin basımına izin verilmediği için örgüt yanlısı Azerbaycan hükümet yetkililerinin yönlendirmesiyle yapıldığı konuşulmakta/ileri sürülmektedir. PKK gibi kanlı bir terör örgütü, bütün bu gelişmelere rağmen Azerbaycan yönetimince tanınmadığı sürece ülkesini seven ve geleceğini düşünen Azeri halkı yönetimi sürekli sorgulayacaktır. Ayrıca bu talihsiz olay, kim ne söylerse söylesin Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Anasayfaya Dönmek için Tıklayınız. Editör : Erdoğan ILGAZ eilgaz@globalyorum.com |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.