106. Sayı Çıktı!.. Tüm Bayilerde!
"dogruldu yerinden dimdik
sanlı akıncıyı karsılar gibi
gördü yüzlerini... gördü
hepsi tanıdık ve bildik
yırtıldı dünyayı karartan peçe
ve -biran- sandı bir an
dogan isyan agaran gece"
BARAN'dan Kâim ve Dâim -106-
"Zafer Dediğin
Savaşan İçin"
K. Mirzabeyoğlu böyle buyuruyor; Aydınlık Savaşçıları adlı eserinde…
Dünyanın en güçlü ve en savaşkan ordularından biri olan İsrail ordusunun Gazze'ye yaptığı saldırının neticesini, hadisenin siyasî derinliklerine girmeden, görünen kısmıyla HAMAS'ın zaferi olarak değerlendirebiliriz.
Yahudi-Hristiyan Batı emperyalizmiyle verilecek nihaî savaşa nisbetle Gazze savaşını bir muharebe olarak değerlendirirsek bu muharebenin galibinin HAMAS olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
"Yenilmez" varsayılan Yahudi ordusu bütün gücüyle 21 gün sürdürdüğü saldırıda HAMAS direnişini kıramamıştır.
Deccal Komitesi'nin silahlı gücü Lübnan'dan sonra Gazze'de de "madara" oldu.
HAMAS sabrın, direnişin ve zaferin "savaşan için" olduğunu bir kez daha bütün dünyaya gösterdi.
Bir kez daha anlaşıldı ki, "uluslar arası hukuk" denilen şey, Batı sömürgeciliğinin bir aracı, BM de, aslında Domuzlar Diktatoryası'dır.
"İnsan Hakları" masalının bizim (Müslümanların) ve bizim çocuklarımız için olmadığı iyice görüldü.
Uluslar arası hukuk başta olmak üzere, "İnsan Hakları" masalının, Birleşmiş Milletler'in (Domuzlar Diktatoryası), AB'nin ve demokratik nizamın Müslümanların lehine olmayıp, bizzat İslâm coğrafyasındaki milletlere ve "üçüncü dünya" ülkelerine karşı uygulanan sömürge ve soykırımın aracı olduğu artık gizlenmesi zor bir hakikattir.
Batı, Irak saldırısında olduğu gibi Gazze saldırısında da birleşti.
Amerika başta olmak üzere bütün Batılı ülkeler "hepimiz İsrail'iz" dediler.
İslâm coğrafyasındaki işbirlikçi rejimler de bu koroya katıldı.
BM (Domuzlar Diktatoryası)'nın bütün kararları ve uluslararası hukukun bütün hükümleri sadece İslâm milletinin aleyhine bir husus olduğunda geçerlilik kazanmakta!..
BM İsrail'e lütfen ve ağız ucuyla "saldırıları durdur" derken İsrailli yetkililer, "İsrail kendisiyle ilgili kararları kendisi verir" demekteydi. Müslümanların kendileriyle ilgili kararları kendilerinin verme arefesinde olduğumuz bugünlerde, BM'nin ve yahudinin müslümanların aleyhine olan durumlarda aldıkları bu tavır kesinlikle unutulmamalı.
Gücün, hukukun üstünde olduğu ve bunun uluslararası hukuk yalanıyla gizlendiği hakikati, bize şunu ihtar etmektedir:
İslâm milleti gerçek bir devlete mâlik olmadıktan sonra bu emperyalist güç, hukuk yalanıyla daha çok saldırı ve soykırımlar yapacaktır.
Gazze'nin İsrail tarafından pervasız bir şekilde yerle bir edilmesi ve Filistinlilere soykırım uygulanması, Irak'ın niçin işgal edildiğiyle beraber Müslümanların gerçek bir İslâm devletine sahip olması gereğini şuurlara ulaştırmıştır.
İsrail'in mecburen ilân ettiği ateşkes HAMAS'ın şahsında bütün İslâm milleti için mevziî bir başarıdır.
Bundan sonra yahudinin daha da azabileceğini hesap ederek, biz de nihaî savaşa hazırlık olarak mevzilerimizi güçlendirmeliyiz.
İsrail'in BM kararlarına karşı aldığı tavra "sinirlenen" Tayip Erdoğan "İsrail'i BM'nin kapısından bile sokmamak gerekir." dedi.
Türkiye'nin İsrail'le aynı Venezulla devlet başkanı Chavez gibi, aynı Bolivya devlet başkanı Morales gibi ilişkileri kesmesi gerektiğini söyleyenlere de aynı Tayyip Erdoğan, "bekâra karı boşamak kolay gelir" diye cevap veriyordu.
21 günlük bu süre içinde, yahudiden aldığı cesaret madalyasını dahi geri iade etmeyen Tayyip Erdoğan'a sormak lazım:
İlişkileri kesmek bir tarafa sen İsrail'le mevcut yürürlükte olan en küçük ticarî bir anlaşmayı dahi askıya alamazken bir Yahudi-Hristiyan kuruluşu olan BM (Domuzlar Diktatoryası) niçin İsrail'i kapısından içeriye sokmasın?
Yahudiyi sahibi olduğu eve sokmamak kimin haddine!
Ayrıca kim kimin karısı onu anlayamadık!
Milletin gazını almak için çizilen sınırlar içinde izin verilen İsrail'i protesto gösterileri, gizli Amerikancılar, gizli İsrailciler tarafından Olmert'in yakın dostu Tayyip Erdoğan'ın "kâr hanesi"ne yazılmaya çalışılıyor.
Venezulla devlet başkanı Chavez ve Bolivya devlet başkanı Morales, müslüman olmadıkları hâlde anti-emperyalist bir duruş sergileyerek İsrail'le tüm ilişkileri keserken; bu da yetmiyormuş gibi kendi ülkelerinde yaşayan Yahudilere de "İsrail'i kınamanız gerek!" ihtarında bulunurken, bizimki "ne şiş yansın ne kebab" hesabıyla bir yağmur damlası bırakmadan habire gürledi.
Şunu açıkça ifade edelim ki, 21 günlük Gazze savaşında T. Erdoğan'ın bu gürlemeleri orta ve uzun vadede İsrail'in daha hunhar saldıracağını düşünürsek kendisi, partisi ve Batıcı rejim için oldukça tehlikeli gelişmelere gebe olarak geri dönecektir.
İsrail'i protesto eden katılımcıların hemen hemen hepsi aslında ne yapılması gerektiğini biliyorlardı;
-İsrail'le bütün anlaşmalar iptal edilmeli ve Yahudi diplomatlar Türkiye'den kapı dışarı edilerek çıfıtın varlığına Türkiye'de son verilmeli.
Saf kitle, Tayyip'in bu gürlemelerinden dolayı bir an için de olsa hükümetin İsrail'e karşı fiilî bir şey yapacağı ümidine kapıldı. Kitlenin bu ümidi de önümüzdeki yerel seçimleri düşünürsek AKP'nin politikasına harç oldu! Fakat eylem alanlarından ayrılan insanımızda öyle bir düşünce oluştu ki, T. Erdoğan bunu anlayamayacağı gibi danışmanları da ona anlatmazlar.
O da şu:
Yahudi tarafından dikkate alınıp onu "etkisizleştirmek" ve Yahudi karşısında zafer kazanmak istiyorsan, sana da bir HAMAS lazım.
GENEL YAYIN
Kuşatmadaydık...
eylem fotoğrafları için tıklayınız
3 haftayı bulan ve her günü diğerinden büyük bir kalabalığa ulaşan İstanbul-Levent'teki İsrail Terör Üssü – Hücre Evi Kuşatmasında, terör hücresinin dağıtılmasını isteyen binlerce kişi geçtiğimiz hafta da Levent'i doldurdu…
14 Ocak 2009 Çarşamba akşamı, tam da eylemin başladığı dakikalarda eylem alanının 100 metre yakınındaki Yahudi Bankasına yerleştirilen bir bomba büyük bir gürültüyle patladı. Patlamanın ardından kitle tekbir sesleriyle meydanı inletti! Eylemi "Devrimci Karargah" adlı örgüt üstlendi. Daha önce de AKP İl Başkanlığı'nı bombalamıştı…
BARAN Dergisi Yazıişleri Müdürü Kitleye Hitab Etti
İstanbul'daki Kuşatma eylemini son sayılarımızda kapaktan verdiğimiz Terör Örgütü İsrail'in Hücre Evi (Konsolosluğu) kuşatmasının 12. gününde, Levent'teki eylem alanında kürsüye çıkan BARAN Dergisi Yazıişleri Müdürü Aydın Alkan bir konuşma yaptı. Sayın Alkan'ın konuşmasının, eylemin mânâ ve önemine güç katan, eylemi İBDAcı şuurla damgalayan bir konuşma olduğunu söyleyebiliriz.
Yaklaşık on bin kişilik bir kalabalığa hitab eden Alkan kitleyi;
"Selâm size Mücahid Kardeşlerim! Selâm size Gönüldaşlarım!" şeklinde selâmladı.
. Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
BARAN 106'den Başlıklar:
"Ergenekon Operasyonu"
Bir Grubun Diğer Grubu Tasfiyesi
Kâzım GÖKBAYRAK
Devlet aygıtını eline geçirenler ABD'yi de arkasına alarak veya ABD destekli olarak devlet içindeki bir yapılanmayı tasfiye ediyor. Zamanında derin devlette söz sahibi olan ve kirli işlerin ihale edildiği lider ve tetikçi yapılanma tasfiye edilirken, "demokrasi, temiz toplum, hukukun üstünlüğü, darbecileri tasfiye" gibi amaçlar taşınmadığını özellikle belirtmeliyim. Ergenekon sanıkları hakikaten ve açıkça kirli işlere bulaşmış kişiler olsa dahi, "Ergenekon operasyonunun" amacı yansıtıldığı gibi darbecilere, mafyacılara, faili meçhullere vs. mücadele değildir; böyle bir netice hasıl olsa da, asıl sâik bu değil…
"Ergenekon operasyonu"nda kavga, Amerikancı küresel kanatla, Amerikancı ulusalcı kanat arasındadır. Amerika, yeni planları gereği Türkiye'deki eski yapılanmasını tasfiye etmek istemektedir, AB'de buna destek vermektedir. Bu vesile ile, devlet içindeki ABD ve AB karşıtları da tasfiye edilmek istenmektedir.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
"Yargı Hep Böyle Hoyrattı
Siz Şimdi mi Farkettiniz?.."
Murad SALİH
Bu ülkede çok küçük bir "mutlu azınlık" dışında, herkes gibi ben de, kendi müşahade/gözlemlerine dayanarak, Birand'ın yazdıklarının doğru olduğunu görüyorum.
Üstelik de bugünlerde, sadece evlerinin mahkeme kararıyla arandığı, sadece gözaltına alındıkları veya sadece tutuklandıkları için "mağdur ve mazlum"u oynayan bazıları var ki, sanki içinde hiçbir hukukî yan ve yön bulunmayan 28 Şubat zorbalığını planlayıp uygulayanlar / yardım ve yatak edenler / alkışlayanlar / hukuku bu ülkenin insanları için gereksiz ve can sıkıcı bir unsur olarak görenler onlar değilmiş gibi, ağızlarından hak/hukuktan başka bir söz duyulmuyor...
"Misal" mi?
Al sana baştan başa bir hukuksuzluk örneği olan Mirzabeyoğlu davası...
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Röportaj:
Filistin Davasının Efsanevî Savaşçısı
Gönüldaş CARLOS:
Herkesin İsrail Karşısında Birlikte Saf Tutabileceği,
Çerçevesi Geniş Bir Direniş ve Protesto Plânı İzlenmeli!..
Takdim:
Yazarımız Efsanevî Savaşçı, anti-emperyalist mücadelede yol açıcı misyonu ve kılavuzluğuyla bugün verilen mücadelede yol gösterici ve başlıca
deniz fenerlerinden olan Gönüldaş Carlos'la yaptığımız telefon görüşmesinin, gündem ile ilgili olan bir kısmını yayınlıyoruz...
Bundan sonra yapacağımız bütün görüşmeleri de önümüzdeki sayılarda yayınlamaya devam edeceğiz...
***
Merhaba.
Merhaba.
Buyrunuz, sizi dinliyorum.
Sizinle bir yandan telefonda görüşürken, görüşmemizi de kayıt altına aldığımızı bilmenizi isteriz…
Elbette. Sizleri, malûmunuz olduğu üzere, bulunduğum cezaevinden bir süre önce yine aramıştım, orada görüşlerimi almak bakımından sizin bazı sorularınız ve benim de bu sorularınız üzerine bazı mütalaalarım sözkonusu olmuştu. Ancak şimdi ben, o vakit konuştuğumuz çerçevedeki meselelerden farklı bir vesileyle, öncelikle İstanbul'daki gönüldaşlarımla dayanışma içinde olduğumu göstermek için, şu ân, 17 Ocak 2009 Cumartesi günü öğleden sonra saat 5 itibariyle, bir telefon görüşmesi gerçekleştirmek istedim sizinle.
Her şeyden önce, Kumandan Mirzabeyoğlu'na ve hâlen cezaevinde bulunan yahut bulunmayan tüm Akıncı kardeşlerime selâmlarımı iletmek istiyorum.
Diğer yandan, Gazze'deki katliamla ilgili öfkemi bilhassa vurgulamak istiyorum..."
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Gönüldaşlarıma ve Kardeşlerime…
FİLİSTİN DİRENİŞİ
Salim Muhammed CARLOS (Çakal)
İnsanlığın düşmanı olan Siyonizm dünya genelinde operasyon yapmaktadır.
Özgür Filistin mücadelesi de dünya çapında olmalıdır…
Filistin'deki hainler, savaşçılara özlem duymuyor, onları desteklemiyor, cihada arzulu değil ve şehidler ile cezaevindeki militanların intikamını almaya gönüllü değiller.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Röportaj:
HAMAS'ın Resmî Sözcüsü
Dr. Sami Ebu ZUHRİ:
"Zaferi Hep Birlikte Yaşayacağız!"
HAMAS sözcüsü Sami Ebu Zuhri'ye ilk sorumuz, İslâm Âleminin ve Türkiye'nin Terörist İsrail'e gösterdiği tepki ve gösteriler oldu. Sayın Zuhrî, sorumuza şöyle cevapladı:
"Başta Türkiye olmak üzere, İslâm coğrafyasında müslümanların geniş duyarlılığını takdir ediyoruz. Yalnız bunun devamlı olması gerekiyor. İsrail'in halkımıza uyguladığı Terör 60 yılı bulan bir tarihi geçmişe sahip.
Biz yalnızca bugün değil, 60 yıldır her gün ve türlü şekillerde terörist İsrail'in saldırılarına maruz kalıyoruz. Bize uygulanan ambargo yalnızca bu günlerin konusu değil; 60 yıldır bu ambargo sürüyor."
Filistinlilerin Büyük Atabey Abdulhamid hakkında çok kuvvetli hafızası var. Filistinlideki bu hafıza, Türkiye'deki Batıcı rejimin tarihimizi ve İslâm âlemiyle tarihî bağlarımızı baltalayan sistematik engeller karşısında insanımızın da hafızasını yerine getiren bir dinamiktir. Sohbet esnasında her Filistinliden beklenen bir şekilde sözü Abdulhamid Han'a getiren Ebu Zuhrî, O'nu her vefat ve doğum yıldönümlerinde andıklarını, daima dua ettiklerini söyledi. Ve şunları ekledi:
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Röportaj:
28 Şubat'ta Tutuklanıp Uzun Süre Cezaevinde Kalan
Gazeteci Nurettin ŞİRİN:
Düşmanla Anladığı Dilden Konuşmak
En Güzel Cevaptır!
"Siyonizme karşı mücadele denilince doğal olarak akla Filistinliler gelir. Ama bundan daha önce Filistin davası Filistin direniş hareketlerinden de önce Osmanlı'nın davası, Osmanlı'nın çocuklarının ve varislerinin davasıdır. Niçin? Bu bir kavmiyetçilik değil. Çünkü Siyonistler Filistin'i ele geçirebilmek için önlerindeki en büyük engelin Osmanlı olduğunu ve Osmanlı duvarını yıkamadıktan sonra Filistin'i ele geçirip orada gayr-ı meşru bir Yahudi devleti kuramayacaklarını çok iyi bildikleri için önce Osmanlı engelini aradan kaldırmanın uluslararası ve bölgesel ihanet plânını icra ettiler. Bunun için de önlerinde bir çınar gibi, bir dağ gibi duran Sultan Abdulhamid engelini, yine emperyalizmin ve içimizdeki Siyonizm uşaklarının eliyle ortadan kaldırdılar.
**
Bugün meselâ Bolivya İsrail'le ilişkilerini kesti. Marksist Latin Amerika ülkesinden Hugo Chavez İsrail konsolosunu kovdu. Bakın İslâm ülkesi diye bildiğimiz Mısır, Ürdün, Türkiye, İsrail'le ilişkilerini birileri on, yirmi, elli yıldır sürdürürler ama Allah'a inanmayan Latin Amerika ülkeleri İsrail büyükelçisini kovar yada ilişkilerini keser. Bu "insanî" yöndür. Dolayısıyla onurlu, özgür, değerlerini yitirmemiş her insan Filistin davasında siyonizme karşı ayaktadır.
**
Resulullah'ın ve ashabının yolunda giden her bir müslümanın doğal olarak yolu Kudüs'ten geçer. Çünkü Resulullah'ın, Hulefa-i Raşidîn'in, İslâm ümmetinin önderlerinin yolu Kudüs'ten geçer. Yolu Kudüs'ten geçmeyen bir müslüman olamaz. Niye? Çünkü biz de onlara iktida ve ittiba ettiğimiz için bizim yolumuz da Kudüs'ten geçer. Dolayısıyla her müslüman Kudüs'ü kollamak ve korumak için hazır bir savaşçıdır.
**
Düşmanla anladığı dilden konuşmak en güzel cevaptır. En güzel çözüm yoludur. Ama –peşine hep ama demek durumunda kalıyoruz- zaman içerisinde Türkiyeli Müslümanları uyuttular ve uyuşturdular ki, emperyalist haçlı-siyonistlerin İslâm'a ve ümmete en küstahça en pervasızca saldırılar karşısında bile tepki vermeyen bir müslüman tipi ürettiler. Şimdi bir de bu gerçekliğin üzerine "reel politik" diye bir şey eklediler, "dünya gerçekleri" dediler. "Biz bu dünya gerçeklerini kabul etmek durumundayız" dediler. Ama sonuçta Allah öyle bir hâllerden hâller halketti ki, "reel politik"i zihinlerde ve vicdanlarda iflas ettirdi."
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Salih MİRZABEYOĞLU: İNSAN
----------
BETATRON -III-
Atomaltı Parçacıklar (subatomic particles)
Dr. Hakkı AÇIKALIN
Elemanter parçacıklar (Asal parçacıklar)
Bu parçacıkların iç yapıları ölçülemez Bunun bir nedeni başka parçacıklardan yapılmamış olmalarıdır. Bunlar Quantum Alan Theorisi'nin temel nesneleridir. Bunların birçok âilesi ve alt-âilesi mevcûddur. Elemanter parçacıklar spinlerine göre sınıflandırılırlar. Higgs bozonları hariç bütün parçacıklar Standard Model'e göre gözlemlenebilmiş durumdadırlar.
Fermionlar
Ünlü fizikçi Enrico Fermi'nin adına ithâfen. Fermionlar'ın yarı entegre spinlere sahibdirler ; 1/2. Fermion, parçacık fiziğinde, spin quantum sayısı buçuklu tamsayı (1/2, 3/2, ...) olan parçacıklardır. Fermionlar Fermi-Dirac istatistiğini takib ederler. Fermionlar, tamsayı spinli bozonlardan farqlı olarak, Pauli dışlama prensibine uyarlar. Her Fermion'un kendi karşıt parçacığı – Anti-Fermion – vardır. Fermionlar bütün maddelerin temel yapıtaşlarını oluştururlar, belki, benzeteceksek, amino asid hükmündedirler. Renk kuvveti yoluyla etkileşip etkileşmemelerine göre sınıflandırılırlar. Standard Model'de, 12 tip elemanter fermion vardır : 6 quark ve 6 lepton.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
SORUŞTURMA... SORUŞTURMA... SORUŞTURMA... SORUŞTURMA
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Kurucu Başkanı
Mehmed DOĞAN:
"İsrail ABD Tarafından
Arkalandıkça,
Hukukun Hükmü Olmaz!"
Savaşan taraflardan söz etmek elbette mümkün değil. Bir tarafta büyük bir askeri güç biriktirmiş olan, tepeden tırnağa mücehhez İsrail ordusu, diğer tarafta yetersiz hafif silahlara sahip bir halk. Devletler arasında bir çatışma değil, bir devletin bir halka uyguladığı sistemli soykırımdan bahsedebiliriz ancak.
**
Milletlerarası hukuk çok su kaldırır. Tarih boyunca böyle olmuştur, günümüzde de böyledir. İsrail ABD tarafından arkalandıkça, hukukun hükmü olmaz.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
ISRAEL
Sorular-Cevaplar
Hawari KESAR
Kendisini gündemden hiç düşürmemeyi başaran İsrael, son katli'âmıyla bir kere daha dünyânın gündemine geldi. Dünyâ bir tarafa Türkiye'de bütün yazar çizer takımı hemen kalemlerine sarıldılar ve zavallılıklarımız yine yeniden sergilendi. Hoşgörücü yazar Ali Bulaç kendi şeyhini âdetâ yalanlarcasına İsrael'in barış istemediğini (ve hiçbir zaman da istemeyeceğini) yazarken onun hâlet-i ruhiyesini nasıl okumalıydı meselâ? Kızmıyorum, sâdece ihtiyârladığını ve aklî melekelerinin çok zaiflediğini söylemekle yetiniyorum. Arkasına dönüp bakamayacak kadar yaşlanmış bu adam. Meslekte biz buna Senil Demans yani ihtiyarlığa bağlı bunama diyoruz. Bence Presenil Demens denmeli; İhtiyarlık öncesi Bunaklık mânâsına. Ertuğrul da İsrael'i sözde eleştirirken HAMAS'ı suçlamayı merkeze almış. Hasan Cemal, Filistin'de katıldığı bir toplantıda HAMAS'ı temsîl eden bir bayanın kendisini nasıl susturduğunu ve ağzını açmaya utandığını imâ yollu anlatıyor. Hepsine değinmiyorum.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Başbakan Tayyip Erdoğan'dan
Kontrolsüz Sözler
Fazıl DUYGUN
Tayyip Erdoğan, daha düne kadar, İşgalci İsrail'in başbakanı katil Ehud Olmert'in en iyi dostum dediği bir adam, ABD'deki yahudi lobilerinden(2006) ilk, "Yahudi olmayan birine verilen cesaret ödülünü" almış bir kişi. İsrail ve Batı'yla bu derece içli dışlı olan, daha doğrusu çevresindeki imansız İslâmcı-liberal çapulcu takımı tarafından bu derece İsrail-AB-D bağımlısı hâline getirilen Başbakan Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'de giriştiği işgal ve katliam operasyonunda, işbirlikçi çevresi tarafından kendisine biçilen bu rolün dışına çıkıp, Filistin için çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmaya başlayınca, Batı'nın, İsrail'in ve çevresindeki liberal çapulcu ve imansız İslâmcı hainlerin gerçek yüzünü bir kez daha mı gördü ki, Batı'ya ve İsrail'e salvolar yağdırmaya başladı. İsrail'i sözünde durmayan, ikiyüzlü bir devlet ilan eden ve hattâ BM'den atılmasını bile isteyecek kadar ileri giden Erdoğan, Avrupa'daki son konuşmasında, Batı'nın "Müslüman-Hrıstiyan" ayrımına gittiğini de söyledi. Batı, Gürcistan'ın yardımına koşarken, Gazze'yi görmezden geldi diyen Erdoğan, "madem demokrasi diyorsunuz, o zaman Hamas'a katlanacaksınız, yok öyle çifte standart" diyerek, Batı'nın İslâm dünyasında niçin müslümanların gerçek temsilcilerini "demokrasi yoluyla iktidara gelmesine izin verilmediğini sorgulamış oldu". Bu da bize, Sayın Salih Mirzabeyoğlu'nun, "Batı yönünden, kendi aralarındaki(kendilerini de yıkıma götüren) umumî hesaplaşma yerine işi birbirine tesir eden dişliler üzerinde eriterek asgariye indiren demokratik rejim, Batı dışında kalan İslâm ülkeleri ve 3. dünya ülkeleri için çukulatayla kaplanmış bir zehirdir"(Salih Mirzabeyoğlu - Başyücelik Devleti, shf; 98-99) sözünün bir itirafı oluyor.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Filistin-Gazze Halkıyla Dayanışma
Subcommandante MARCOS
İki gün önce, şiddeti tartışırken, Amerikalı yetkili Rice kendi sistemlerinin doğasından gelen şiddete dayanarak, Gazze olaylarına işaret etti ve suçu Filistinlilerin üzerine yıktı. Yeryüzündeki tüm akarsuların akış yönü bile değişebilir, ama bugün herkes tek bir nağmeyi fısıldıyor.
Buradan uzak olmayan, hatta çok yakın, Gazze adında bir yer Ortadoğu - Filistin topraklarında ve tepeden tırnağa silahlanmış bir ordu ölüm vadisinde ilerliyor…
Haber ajanslarının geçtiği fotoğraflara bakarak, Gazze'nin "hassas" noktalarının tümü bombalanmış durumda, sivillerin evleri, askeri nitelik taşımayan binalar, okullar, hastaneler…bizler bu harabeye dönüşen noktalarda ne bir sığınak görüyoruz ne de her hangi bir askeri garnizon, askeri havaalanı vs...
Bu bilgilere göre birileri bizim cehaletimizi af buyurusun ama ya saldırı uçaklarınızın hedeflemesi tümden berbat ya da aslında bu hedeflerden hiç birisi Gazze'de mevcut değil!
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Ergenekon Davası Tutuklusu Behiç GÜRCİHAN'ın 13 Temmuz 2006 Tarihli Makalesi:
Zulmün Seyircisi Değil Bizzat Ortağıyım Ben!
Behiç GÜRCİHAN - İKTİBAS
Riyakarlığın dibine vurmuşuz...
Filistin için bir mesaj atıp; 5 milyon yollayarak olsa olsa kendi sırat köprümüzü finanse eder...
Doğru düzgün işletemediğimize inandırıldığımız noktada Ofer'e ihale ederiz biz...
Damla ile Filistin'e, kepçe ile İsrail'e verirken;
bir düğünde sıktığımız kurşun kadar puşta sıkmayız biz.
Açığa çıkan İmansızlığımızı,
Açığa çıkan Şahsiyetsizliğimizi,
Açığa çıkan apışımızı kapatmaya çalışırız pankartlarla, mitinglerle...
İmansızlığımızı İmam'larla örteriz; bizim için özel yetiştirilen İmam'larla.
Öldüğünü kabul etmeyen hayalet bir ulusa dönüşmüşüz.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Hazır mısınız?
Serdar AKİNAN - İKTİBAS
Gazze'den gelen görüntülerle uykuya daldım. İnsanlığımın yağmalandığı o sahnelerle...
Evlatlarım kurşuna dizildi.
Düşen bir fosfor bombası oturma odamda ailemin yarısını aldı götürdü.
Ben-i İsrail kıyameti istedi.
Vermemek elde mi?
Gelin ve alın...
Hadi paylaşalım o kıyameti...
Kardeşlerim, insanlık bir a'raf'ın arifesinde... Farkında mısınız?
'Barikat bir sanat eseridir!' diye haykırmak nereden aklıma düştü?
Zihnime ve vicdanıma kakılı bir direniş çığlığı tüm vücudumu sarıyor.
Sözün bittiği gün yakın.
Farkında mıyız?
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
BARAN Orta Asya Temsilcisi Abdibâkâ Dilmurat YVASEV KIRGIZİSTAN'dan Bildiriyor:
ABD-Rusya Propaganda Savaşları
Abdibâkî Dilmurad YVASEV - BARAN Orta Asya
15 Aralık 2008...
Kırgız Parlamento heyeti ABD askerî üssünü ziyaret etmişti. Askerî üssün Komutanı Albay Christrofer Bens misafirlerine şöyle dedi: "Kırgız ekonomisi her yıl bizim askerî üstten 80 milyon dolar kâr (fayda) ediyor. Bunun dışında daha 37 milyon dolar Bişkek Havaalanına yatırım yapacağız.
Aynı gün (15 Aralık 2008) internette "Özgür Basın"da "sözde" Kırgız Başkanı'nın röportajı çıktı. Sözde Başkan Bakiyev ABD askerî üssünü kapatacağını söylemiş.
18 Aralık, Kırgız Cumhurbaşkanlığı'ndan Sayın Nurbek Şakirov, o röportajı yalanladı.
22 Aralık Rus saygılı bir gazete "Nezav Semaya Gazetesi" o röportajı tekrar yayınladı.
20 Aralık ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Son Makormik tekrar o röportajı yayınladı.
13 Ocak 2009… Akşama doğru beni sırayla aradılar sevgili gönüldaşlarım. Hasan Kapar, Aydın Alkan, Fazıl Duygun flaş haberden bahsettiler: "ABD üssü Bişkek'te kapatılıyormuş!"
Ben hemen "TAZA DİN" Lideri olan Albay Suyunaliyev'i aradım. Suyunaliyev bir saat sonra beni aradı ve şunu anlattı:
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Avrasyacılık ve Büyük Orta Asya Projesi
Tuncay AKSOY
Amerika ve İsrail' merkezli projelerde hep klasik olan bir şey vardır... O da işgâl edeceği yerlerin planları ve bu planlarına taktıkları isimlerin bir takım toplantılarda dillendirilmesinden ibaret neo-con'luk güdüsünün tezahürleri olan söylemlerdir. Bu projeleri daha önceleri hafif yoğunluklu savaş dediğimiz silaha değil de ekonomik güce dayalı psikolojik yıldırma ve korkutma yöntemleri ile sağlayan Amerikan "İmparatorluğu", 11 Eylül hadisesinden sonra bu yöntemi değiştirerek silaha sarılmış ve projelerini uygulamak için Büyük Doğu Coğrafyasını işgâle girişmiştir. Mesela ABD şu ânda çökmüş olan Büyük Ortadoğu Projesi bitmeden Asya'da da Büyük Orta Asya Projesi'ni uygulamaya koymuştur.
Bugün ABD'den sonra Rusya ve büyük çapta Dünya ekonomik liderliğine doğru sürüklenen Çin'in arka bahçesi ve yahut sömürgeleri durumuna getirilmiş irili ufaklı birçok devletin yaşadığı Asya kıtası kaosun içerisindedir. Bu kaos yukarıda da belirttiğimiz bu üç büyük devletin emperyal hayalleri yüzünden gerçekleşiyor.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
Bediüzzaman Said Nursî
Batı ve Batıcılığı Reddetmiş, Bunlarla
Diyalog Geliştirilen İşbirlikçileri Lanetlenmiştir!
Sezai KIRLANGIÇ
Niçin ve nasıl? Her mevzuun can alıcı cevaplarına sual teşkil edecek esas ve yapıp-etmeleri bir kavle, niyete bağlayacak usuller zincirini oluşturacak baş sual… Niçin ve nasıl yaşadın? Niçin ve nasıl iman edilir? Niçin ve nasıl, iman edilenle yaşanılır? Mü'min'in mesuliyeti ve bir gününü bir başka gününe eş geçirmeme şuurluluğu ve hareketi bu manada bedahet halinde. Sebebi; her dem yenilenen taze aşk ve heyecan ile İman mevzuuna bağlılık… 'İman olsa tezahürü olur' hikmetinin tedaileri ise bu bağlılığın dereceleri… Bir darbı mesel misali, dudaklarda arzuya dönmüş; 'Son nefeste iman sahibi olmak', bu yenilenmenin, eldeki mevcudu muhafaza etmenin ve onu hep diri tutmanın kelimelere dökülmüş halidir. Bediüzzaman bu cepheden bakıldığında yaşadığı bütün hayatı boyunca 'iman' mevzuu üzerine aksiyon ve fikir geliştirmiş ve manasının ispatçısı halinde yaşayarak şahsında örnekleştirmiştir.
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
PANORAMA Türkiye:
- Devrimci Karargah: 'Siyonist Bankasıydı Vurduk!'
- Urfa'da AKP İl Başkanlığı İşgal Edildi!
- Çıfıt Çıfıtlığını Gösterdi
- Gürüz: Amerikancıyım!
- F Tipi Disiplin AİHM'ye Çarptı!
- Böylesi Bakkal Dükkânında Bile Olmaz!
- "Alo155, İmdat!" Dediler Dayak Yediler!
İMAN - İSLÂM:
- Yahudi Nadiroğulları İle Yapılan Savaş
- "Allah'ın Eli Bağlıdır" Diyen Lânetli Yahudi
- İmân Etmeyen Lânetli Yahudi
Kültür - Sanat:
Müjdelerin Müjdesi:
SALİH MİRZABEYOĞLU
"SUDA BOĞULAN BALIK"
Gülçin ŞENEL
«Mümkün müdür, icatlara, ilerlemelere rağmen, kültüre, dine, felsefeye rağmen hayatın sathında-yüzeyinde kalınsın? Mümkün müdür, bilinmesi yine de bir kazanç olan bu satıh bile, yaz tatillerinde salon mobilyaları gibi, aklın alamayacağı kadar yavan bir kılıfla kaplansın?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, bütün dünya tarihi yanlış anlaşılmış olsun? Mümkün müdür, ölen yabancıdan söz edeceği yerde, çevresine üşüşen kalabalığı anlatır gibi, hep yığınların lafı edildiği için, geçmiş yanlış anlaşılmış olsun?
Evet mümkündür.» (Salih Mirzabeyoğlu, Müjdelerin Müjdesi-Mim Mim'in Hikâyesi-, İBDA Yay., İstanbul, s. 95)
Rilke'nin işaret ettiği "mümkünler"in gerçekliğini yaşarken biz, hayatın sathında kalmışlığı, bu satıhta kalmışlığı işaretlerken bile yavan kılıfları aşamayışı, bu aşamayışı dert etmemeyi öğrendik.
Biz ki, müslümandık; İslâm'la müşerreftik… Tatlı suda yaşamayı bilmezdik, akvaryum balığı olduk… Belki biraz debelendik ama boğulmayı bile beceremedik!..
Devamı BARAN Dergisi 106. Sayıda...
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.