Kimden: hikmet genc <hikmetgenc1@yahoo.com>
Tarih: 11 Ocak 2009 Pazar 17:59
Konu: [28681] EY ERGENEKON MEDYASI, DURMAK YOK SULANDIRMAYA DEVAM !
Kime: malcolm_x@googlegroups.com, pax-ottomana@googlegroups.com
EY ERGENEKON MEDYASI, DURMAK YOK SULANDIRMAYA DEVAM ! 11.01.2009 14:54
Duruşma başladıktan sonra, 'Ergenekon davası buraya kadardır, daha da ileri gidilemez' diyenler yanıldı...
Hamdolsun gidildi !...
Dokunulması mümkün olmayan bazı çok saygın(!) şahıslara dokunuldu, bazıları ise teğet(!) geçildi...
Davanın avukatı, Baykal, bu sefer ses tonunu biraz daha yükseltti ;
'Bu gidiş iyi bir gidiş değil...'
Yani, bu iş böyle giderse, operasyon çok derinlere inerse, en üst komuta kademesi deşifre olur da, 1 numaraya kadar ulaşılırsa, kısaca 'Türk Gladio'su Ergenekon Terör Örgütü tamamen çökertilirse, bu ülkede darbe dönemleri tarihe karışır..
Felâket !...
Dolayısıyla, CHP'yi iktidara taşıyacak tek şans olan 'ara rejim'i beklemek de hayal olur.
Evet, Baykal için 'bu gidiş, iyi bir gidiş değil'dir !...
Bu yüzden, 'adrese teslim' bir mesaj gönderiyor, çağrıda bulunuyor Baykal;
'Bu projeyi köşesine çekilip izleyenler için de iyi gidiş değildir.. Bu anlamda topluma alarm vermek istiyorum. Herkes durumu yeniden değerlendirmeli, üzerine düşeni yapıp yapmadığını kendine sormalı. Sessiz kalanlar sorumluluğun parçası haline gelir.. '
Ergenekon Davasını, operasyonları köşesine çekilip izleyenler kim ? Bu hukuk sürecini köşesinden izlememesi, davaya müdahele etmesi gereken sorumlu kişiler kimler olabilir ki bir hukuk devletinde ?
Baykal açıkça, daha da geç olmadan, askerin ve oligarşik bürokrasinin Ergenekon Davası'na müdahele etmesini istiyor. Müdahele edilmezse, darbe döneminin kapanması gibi bir felaketin sorumlusu olurlar diyor...
Neticede Ergenekon Terör Örgütü üyeleri, halkı hükümete karşı isyana teşvik etmek, kaos ortamı oluşturup darbeye zemin hazırlamak suçuyla yargılanıyorlar, değil mi ?
Öyleyse ve bu şartlar altında, Baykal'ın bu 'terör örgütü'nün avukatı olmasının yanısıra 'onursal üyesi' de olduğu söylenebilir mi !...
Tabi ya, belki de onun için 'gidiş, iyi bir gidiş değil'dir !...'
***
Son operasyon 'Ergenekon Medyası'nı da çok zor duruma düşürdü...
( Ergenekon Medyası.., Hilton Medyası.., ya da 'Babıali puştları', farkeden bir şey yok, hepsi aynı !...)
Halbuki başlangıçta her şey ne kadar güzeldi !..
İddianame çok uzun olmuştu. Oku oku bitmezdi.. Okumak kaç saat, kaç dakika, kaç saniye.. sürerdi ?..
Acaba yargıçlar hızlı okuma kursu mu alsalardı ?!.. Heh heh..
O da ne ?..
Duruşma başlamıştı, lakin sanıklar avukatlarıyla birlikte salona sığmamıştı...
İddianame destan gibiydi, dava büyüktü, ama salon küçücüktü !...
Ne kadar komikti; 'hi hi hiua, hihoohuaa.....'
***
1. Duruşma, 5. Duruşma, 25. Duruşma..... derken davayı sulandırma operasyonu tedricen hız kesti...
Zira sanıklar çapraz sorguda verdikleri ifadelerle 'dışarıdan sulandırma' harekatının önüne geçtiler !...
Örneğin Veli Küçük'ün Genelkurmay'daki görevi sırasında ajandasında tuttuğu şifreli notlarda şunlar yazıyordu;
"Turşular açığa çıkacak.. Turşular soğuk havaya çıkacak.. Asidi alınacak ve depoya girecek !.."
Savcı soruyor; 'Bunların manası ne ?.."
Veli Küçük'ün cevabı ; " Turşu Tarifi !.." ...
( Ajanda değil, mübarek 'yemek tarifi' kitabı !... Askerin asli görevini bırakıp, turşu tarifiyle uğraşması ne acı !...)
Diğer bir sanık, Vedat Yenerer'e, evinde bulunan top ve havan kovanları soruluyor.
Yenerer'in cevabı; "Çiçek saksısı olarak kullanıyorum !.."
( O da güzel.. Evinde 'roketatar' bulunsaydı, soba borusu olarak kullanıyorum diyecekti herhalde !... Lav silahı olsaydı, şömineyi yakmak için kullanırdı kesin !..)
Savcı bir başka sanığa soruyor; " Şemdinli Davası ile ilgili gizli istihbarat bilgileri poliste bile yok. Polise gelmeyen bilgi, size nasıl geliyor ?..'
Sanıktan Recep İvedik tadında bir cevap ;
" Bu sorunuza ben de katılıyorum.. Tabii niye bana geliyor ?!!!..."
***
Son operasyonda yine bazı emekli generaller, bürokratlar, akademisyenler gözaltına alındı...
Eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, yakalananlar arasındaydı...
Bazı muvazzaf askerlerin de operasyon kapsamında olması davada önemli bir aşamaydı...
Ama en flaş isim 367 Sabih'ti...
Koskoca eski Yargıtay Başsavcısı'ydı, gözaltına alınmamıştı, lakin evi aranmıştı... Bu bir taciz operasyonuydu !...
'Demokrasiye balans ayarı çekme uzmanları'ndan biri olan, koskoca eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç...
PKK'lılara 'Selam, başkaldıran Kürde..' diye hitap etmesine karşın acayip ulusalcı Kemalist olan o koskoca çılgın Türk, Prof. Yalçın Küçük...
Ve 'Ordu Göreve' pankartlı yürüyüşle akıllarda kalan koskoca eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz gözaltına alınmıştı...
Evet, bu gidiş, iyi bir gidiş değildi !...
Ergenekon Medyası hemen yeni bir sulandırma harekatına başlamalıydı...
Zira, bu davanın ucu, daha nereye kadar uzanırdı, belli değildi ?...
Danıştay saldırısı, Ergenekon davasıyla birleştirilmişti. Şimdi de yollar 'Susurluk'da kesişiyordu...
Artık mızrak çuvala sığmıyor, topraktan silah fışkırıyordu...
Bulunan yeni silahlar, cephaneliklerden sonra 'üç beş elbombasıyla darbe mi yapılırmış' demek dangalaklığın son kertesi olurdu...
Aslında ta başından beri 'eşşekler' gibi biliyorlardı; bu dava 'Türk Gladio'sunun tasfiye kararıydı...
Planlanan eylemler,harekat timi, cephanelikler, örgütün birim başkanları ve hatta 1 numaraya kadar ulaşılması neyse de..,
Ya Ergenekon'un 'Medya Ayağı' deşifre olursa ?!... O zaman ne halt edeceklerdi ?!...
***
Her operasyon sonrası olduğu gibi, 10. dalgadan sonra da şu malûm; 'koskoca bilmem ne..., ülkenin en önemli kademelerinde görev yapmış, saygın kişi..' serzenişi devam etti..
Defaatle söyledik;
1960 darbesini yapan, Başbakan Adnan Menderes ile iki bakanını darağacına gönderen Ahmet Onbaşı ile Mehmet Çavuş muydu ?...
500 bin'dan fazla kişinin gözaltına alındığı, 7000 kişinin idam cezasının istendiği, 124 kişinin Askeri Yargıtay tarafından idam cezasının onaylandığı, 47 kişinin idam edildiği, sorgulama sırasında, işkence yüzünden yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği,1980 darbesinin mimarı Kenan Evren, Genelkurmay Başkanı değil miydi ?
Netekim(!) o darbeci paşa, Cumhurbaşkanlığı makamını 7 sene işgal etmedi mi ?
O makama oturunca ( daha doğrusu kendi kendini oturtunca), koskoca, saygın birisi mi oldu ?!...
***
Bir de şu saygın kişilerin 'baskınla gözaltına' alınma meselesi var...
'Neden sabahın erken saatlerinde evlere baskın yapılıyor' hak, hukuk diyorlar..
Hani yerleri yurtları belli olan, telefonla bir arasanız ellerindeki cephane ve gizli belgelerle en yakın karakola gelecek kadar dürüst ve saygın kişiler bunlar ya !...
Sakarya'daki evinde cephanelik çıkan firardaki Yarbay Mustafa Dönmez için ne diyeceksiniz peki ?
Polis telefonla irtibata geçiyor. Yarbay 'size dönecem !' diyor ama kendisinden bir daha haber alınamıyor..
Hani dönecekti ?...
Daha çok beklersiniz...
İsminden belli.., Mustafa, 'Dönmez' !!!...
***
Çakma demokrat Ertuğrul Özkök, sulandırmaya iç çamaşırlardan başladı...
Polis, Kemal Gürüz'ün evinde iç çamaşırları bile didik didik aramış...
Özkök bu bir 'don davasıdır' diyor ve isyan ediyor ; ' Var mı öyle kamuoyunu ikna edici hiç bir açıklama yapmadan insanları evinden alıp götürmek, iç çamaşırlarını, özel hayatları didiklemek...
Tabi canım..
Eğer terör örgütüne yapılan bir operasyon kapsamında, bir evde gizli bir belge aranıyorsa, 'çamaşır odasına' değil, yalnızca 'çalışma odasına' bakılır...
Bilgisayarda ve etrafındaki dolaplarda her şey yerli yerinde mevcuttur !...
Dolapların, rafların üzerinde tek tek yazar zaten; Gizli belgeler..., Şemalar.., Eylem Planları, Krokiler, Bombaya gider..., diye.
"Yatak odasına girilmez.., Şüphelinin donuna bakılmaz !..."
Öyle mi ?
Peki o zaman 'makat'ında uyuşturucu taşıyan kuryenin hakkı yenmiş olmuyor mu ?!...
Polis böyle bir durumda, 'pardon, malı münasip olmayan bir yere koymuşsunuz, müdahele edemeyiz, buyrun geçin' diyor mu ?!...
***
Kazdıkça, 'derin'e indikçe, lağım kokuları daha da güçlü bir şekilde etrafa yayılıyor..
Çok 'derin'lerde yıllarca birikmiş lağım suları bunlar...
Bu saatten sonra lağım sularını, kaynak suyu diye yutturmak da zor...
Damıtsan da, sulandırsan da kokusu kalır !...
Ama ne olursa olsun, vazgeçmek yok...
Zaman, sulandırma zamanıdır...
Durmak yok, sulandırmaya devam !!!...
.... Hikmet Genc |
--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
(www.vtunnel.com adresinden girebilirsiniz. Yasak yok.)
Bu Sitede Yer Almayan İletiler Bana Ait Değildir.
-------------------------------------------------------------------------
Şimşekleri üstüne en çok "oyunları bozanlar" çeker!
Zulüm, kısmak istediği sesi nârâ yapar!
Ve bazı ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur...
Malcolm X onlardandı.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.