(anadoluhaber) Fwd: DALGALANDIM DA DURULDUM MU???



Umarım Nazım'mımızın mezarını buraya getirmeğe kalkmazlar,Aziz Nesin boşuna mı sakladı yattığı yeri.Hukukun sürünür hale getirildiği sevgili ülkemizde canlıları koruyamıyoruz, mezarlarında yatan insanaları  nasıl koruyacaklar?????sevgiler.Sili


ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
'İmar'daki Ergenekon
Ergenekon'un "10. dalga"-sıyla uyandığımız gün, Nâzım Hikmet'in vatandaşlığa kabul edilmesini kutlayacaktık... Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın "Yılmaz Güney için de gerekeni yaparız" sözü de medyada aynı gün yer aldı...
Demek ki bakanlarımız Nâzım Hikmet'e "iade-i itibar" imzalarını atarlarken, kimi imzalar da "yaşayan" saygın kişiliklerin "itibarlarını zedelercesine" tutuklanmaları için atılıyordu.
Bu "tarihsel" rastlantı karşısında, "ya Nâzım sağ olsaydı; onu da başından iterek ekip arabasına bindirirler miydi?" diye düşünen olmuş mudur bilemem.. ama Yılmaz Güney için "iyi ki yaşamıyor; yoksa o süslü tabancalarıyla kesin Ergenekoncuydu..." diyenler de "hayalci" sayılmazlar...
'Demokratik' darbeler
"Adalet"in suçluyla suçsuzu ayıracağı o güzel gün gelinceye kadar insan yine de merak ediyor; eğer bütün bunlar gerçekten ülkeyi ve demokrasiyi "darbe"lere karşı korumak içinse, aynı kararlılık neden "yaşam haklarımız"a indirilen "imar darbeleri"ne karşı da gösterilmiyor?
Amaç demokratik düzene karşı suç işlenmesini önlemekse, kent demokrasisini açıkça "yağma özgürlüğü"ne dönüştürenlere karşı neden kimsenin kılı kıpırdamıyor?
Asıl hedef "ulusun demok-ratik iktidarı"nı korumaksa; en değerli kamusal alanlarımızı, yani ulusal mal varlığımız olan topraklarımızı "yabancılara tapulayan"lara neden seyirci kalınıyor?
Söylendiği gibi "yıllardır dokunulmayanlara dokunulabileceği kanıtlanıyor"sa, yine yıllardır asla dokunulmayan "imar mafyası"na neden hâlâ dokunulmuyor? O kadar ki "Susurluk" kazasının bile Ege'deki bir arazinin "imar pazarlığı"ndan dönülürken gerçekleştiği söylenmişti; yani kim bilir hangi cennet kıyımız betonlaşacaktı... Ama ne o gün önemsendi ne de şimdi Ergenekoncular önemsiyor!..
'Organize' düzenlemeler
Bir yandan savcılar hükümete darbe niyetlerinin üzerine giderlerken, öte yandan ülke değerlerine "kalıcı darbe"ler indiren imar talanı yasaları da hız kesmiyor... "Kalıcı" diyorum çünkü yaşam kaynaklarımıza her darbe, kuşaktan kuşağa tahribatlar yaratıyor...
Özellikle son yıllardaki imarla ilgili yasaların hemen tümü, demokrasiye değil; "sömürgeci"liğe yarıyor; üstelik bu düzenlemeler, "organize" ve "örgütlü" siyasilerce yapılıyor...
Örneğin İznik Gölü kıyısında hukuka aykırı kurulan ABD'li Cargill fabrikası için yargının durdurma kararını geçersiz kılacak özel "kayırma" yasasının çıkartılması, demokratikleşmenin de baş düşmanı olan "dışa bağımlı"lığı körüklüyor.
Başta Haydarpaşa olmak üzere TCDD'nin tarihsel istasyonlarını pazarlayabilmek için, özelleştirme planlarında "imar kurallarının aranmayacağı"nı yasaya bağlamak, "demokrasinin de temel gerekçesi olan toplumsal yararı yok etmek" değil midir?
Belediyelerin Hazine arazilerindeki imar yetkileri TOKİ'ye devredilerek, kamu alanlarının toplumun "demokratik hak"kı olan sosyal ihtiyaçlar yerine rant projelerine ayrılması yasal güvenceye bağlandı.
12 Eylül'den miras "turizm merkezleri"ni ise "demokrasi" adına kaldırmaları gerekirken, daha da genişletmekle kalmadılar; aynı "merkezi talan planları"nı, bu kez de "kültür ve turizm bölgeleri" adıyla ülke ölçeğinde yaygınlaştırıyorlar...
Yağmalanan orman arazilerinin, işgalcilere tapu karşılığında pazarlanacağı 2B uygulaması için de buna engel olan anayasanın bir an önce "sivilleşme"si hazırlıkları son aşamasındaymış!
Ve bütün bunlara "bilim"sel ilkelerle karşı çıkan "uzman" ve "demokratik" meslek odalarını, "akademisyenlerin yönetmemesi" için YÖK'ten genelgeler yayımladılar... Yurt değerlerinin korunması yönünde davalar açan TMMOB'ye teşekkür etmek yerine, soruşturma başlattılar...
Şimdi söyler misiniz bir ülkeye başka nasıl darbe indirilir?
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Yer Gök Ergenekon
Samimiyetle söyleyeyim, ben bu Ergenekon işinden bıktım. Haber kanallarında bu konuda konuşmadık kimse kalmadı. Eski milletvekilleri, tedavülden kalkmış parti başkanları, her şeyi çok bilen gazeteciler hababam konuşuyorlar. Kimsenin de yeni bir şey söylediği yok! Televizyondaki tartışmaların daha samimisi bizim kahvede yapılıyor.
Hemen herkes Ortadoğu'da arabuluculuk işine kalkışan, İsrail tarafından sınırda bekletilen Başbakan'ın, karizmayı fena halde çizdirdiğinden söz ediyor. İnsanlar akşamüstü kahveyi terk ederken birbiriyle vedalaşıyor, yarın kimin ne olacağı belli olmaz diye. Öte yandan Ankara'yı delik deşik eden kazıların yapılmasına neden olan krokinin varlığı, bir Susurluk suçlusunun bunca zaman geçmesine rağmen bu belgeyi neden imha etmediği en önemli soru! Üstelik kazı yerlerinde bir tuhaflık var. Düşünün AKP merkez binasının tam karşısı kazı yeri. Ayıp oluyor, casus filmlerinde bile böyle bir şey olmaz! Belge saklanmaz, yazılan ya da çizilen ezberlenir ve en geç beş saniye içinde imha edilir.
Bu arada Bekir Coşkun'un cuma günkü yazısı kesilip kahveye asıldı bile. Bekir Coşkun'un izniyle bu yazıyı sizlerle de paylaşmak isterim. İçimiz çok karardı biraz gülelim.
"Örgütün neresine bakmalı?..
ERGENEKON terör örgütünün
nicelik ve niteliklerine bakıyorum da, biraz değişik sanki.
Bir; yeryüzünün en geveze terör örgütü bu... Telefon konuşmaları 2200 sayfa tutuyor.
İki; yeryüzünün en olgun terör örgütü aynı zamanda... Tümü emekli...
Üç; yeryüzünün en gizemli terör örgütü ayrıca... Çoğu birbirini tanımıyor, ki sorgulamada tanışıp, birbirlerini yazlığa davet etmeleri bu yüzden...
Dört; yeryüzünün en eğitimli terör örgütü de... Bir YÖK daha kuracak kadar profesör, Doğu illerinden birisinde üniversite kuracak kadar akademisyen, üç siyaset-sanat-kültür dergisi yayımlayacak kadar yazar ve düşünür, Pakistan ordusunu yönetecek kadar general, bir koalisyon kuracak kadar siyasi parti genel başkanı var içinde...
Beş; yeryüzünün en değişik silahlarına sahip bir terör örgütü... Çeşitli silah ve bombalar yanında; kalem tabanca, içi boş (muhtemelen taş niyetine kafaya vurmak için) el bombası, havalı lunapark tüfeği, sustalı bıçak, kama, balta, baston, şemsiye sapı...
Altı; bir yeryüzünün en esrarengiz terör örgütü... Tabanı olsun, altyapısı olsun belli değil... Bir de başı (ona 'bir numara' diyorlar) belli değil... Bu nedenle ortasını yakaladılar...
Biliyorsunuzdur; Anayasa Mahkemesi bu hükümetin 'irticai faaliyetlerin merkezi' olduğuna karar vermişti.
Ergenekon davası iddianamesinde ise, örgütün Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni 'ıskata' (düşürmeye, aşağı almaya, oradan indirmeye) kalktığı belirtiliyor.
Yani; yargının üst tarafı, AKP Hükümeti'nin irticai faaliyetlerin merkezi olduğunu söylüyor...
Yargının alt tarafı ise; bir araya gelip o AKP Hükümeti'ni oradan indirmek gerektiğini düşünenlerin 'terörist' olduğunu düşünüyor...
Yok eğer siz de Anayasa Mahkemesi kararına bakıp AKP'nin indirilmesi gerektiğini düşünüyorsanız...
O zaman yedi; yeryüzünde sizi en çok şaşırtacak terör örgütüdür bu aynı zamanda...
Çünkü içinde siz de varsınız..."
Bekir Coşkun'un yazısı burada bitiyor ama benim size söylemek istediğim bir şey var. Bazıları "oh nihayet Susurluk'a kadar geldik" diye seviniyor, ben hiç sevinemiyorum, Mehmet Ağar'a, Çiller'e kadar gidilmezse bu iş çözülmez. Bu da bana çok zor görünüyor. Mehmet Ağar'ı, yaka paça arabaya bindirip sorguya götürmeye kim cesaret edecek? Tabii bir de Marmaris'te güneşlenen Kenan Evren var.
--
KALAN

Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş birşey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.

Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.


Özdemir ASAF


 
 
.



http://www.haberzonguldak2.com/

videoParts/allVideos.jsp?userId=2472932&mode=4




--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.