Geçtiğimiz nisan ayının son gününde yayımlanan bir makalede,1 yazar tarafından "doğru değil" ve "hadis külliyatına sokuşturulmuş" diye nitelendirilip "yüce sevgili böyle bir söz söylemez" yargısıyla reddedilen "sahih" hadisin, bir cümle daha ilaveli şekli Mişkâtü'l-Mesâbih'in Fiten bölümü, Melâhim konusunda, birinci fasılda (Sıhah) 5414 numara ile yer almaktadır. Hz. Ebû Hüreyre'den rivayet olunan bu hadis-i şerif'te Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
"Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudî taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, "Ey müslüman, Ey Allah'ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür" der. Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır."2
Kaynakları Hadis-i şerif, "muttefakun aleyh" yani Buhârî(v. 256) ve Müslim'in (v. 261) Sahih'lerinde bulunan bir rivâyettir. Ayrıca Abdurrezzak b. Hemmam'ın (v. 211) el-Musannef'i,3 Ahmed b. Hanbel'in (v. 241) Müsned'i,4 Tirmizî'nin (v. 279) Câmi'i5, İbn Hıbbân'ın (v. 354) Sahih'i6, Taberâni'nin(v.360) el-Mu'cemü'l-evsat'ı7 gibi tasnif devri hadis kaynaklarında ya aynen ya da sonucu değiştirmeyen ve fakat hadisteki asıl mesajın anlaşılmasını kolaylaştırıcı biraz farklı ifadelerle yer almaktadır. Ayrıca pek tabiî olarak, bu kaynaklardan seçmelerle gerçekleştirilmiş olan el-Beğavî'nin (v. 516) Mesâbihü's-sünne'si,8 ve Şerhu's-sünne'si9, en-Nevevî'nin (v. 676) Riyâzü's-sâlihin'i,10 M. Ali Nasıf'ın, et-Tâcü'l-câmi'i11 gibi sonraki dönem ve çağdaş hadis kitaplarında da hadisimiz yerini almış bulunmaktadır.
Diyanet Yayınlarındaki Tercümeleri
Hadis, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tercüme ve şerh ettirilip resmen yayımlanan Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercümesi'nde12 Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhümâ'nın rivayeti olarak yer almış ve şöyle Türkçeleştirilmiştir:
"(İleride) Müslümanlar Yehûd ile harb edecek (ve onları tamamıyla kırıp mahvedecek). Hattâ onlardan bir Yehûdî, taş arkasına saklansa (da sağ kaldığı farz edilse) taş parçası da (dile gelecek) ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yehûdîdir, onu da öldür! diyecektir."
Mütercim Prof. Dr. Kâmil Miras merhum, daha sonra yukarıda mânasını verdiğimiz "Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır" cümlesi bulunmayan Ebû Hüreyre rivayetine atıfta bulunmakta, onun da anlamını özetlemekte ve başkaca bir açıklama yapmamaktadır.
Yine Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir başka resmi yayını olan Riyâzü's-sâlihin'de13 de eski başkanlardan rahmetli Hasan Hüsnü Erdem tarafından Ebû Hüreyre rivayeti, -Müslim'in rivayeti esas alınarak- şöyle tercüme edilmiş bulunmaktadır:
"Müslümanlarla Yahudiler arasında bir harb olmadıkca kıyamet kopmaz. (Bu harbte müslümanlar, yahudileri tamamiyle mahvedecek) Hatta Yahudilerden biri taş ve ağaç arkasında gizli kalsa bile (Allah'ın izniyle) o taş ve ağaç (dile gelerek): Ey müslüman! Arkamda saklanan yahudidir.Gel onu da öldür, diyecektir. Yalnız (Beyt-i Mahdis'de ma'ruf) Garkad denilen dikenli ağaç müstesnâdır. Çünkü o, şecere-i Yahuddur."
Çağrı/Teşvik Değil, Haber
Hadisin bazı rivayetlerinde, değerlendirmede dikkate alınması gerekli önemli ifadeler bulunmaktadır. Ahmed b. Hanbel'in Müsned'indeki üç rivâyette (II, 131, 133, 149), Buhârî'de (Menâkıp 25, babu alâmâti'n-nübüvve fi'l-İslâm) ve Müslim'de (Fiten 81) "tükâtilükümü'l-yehûdu fetüsellatûne aleyhim = Yehûdiler sizinle savaşacak. Siz onların üzerine gönderilecek, galip geleceksiniz" ifadesi; yine Müslim'de, (Fiten 80) " Taktetilüne entüm ve yehûd = Siz ve Yehûdiler savaşacaksınız" kayıtları bulunmaktadır.
Bu farklı ifadeler, bir taraftan hadisten anlaşılması gereken asıl anlamı açıklamakta bir yandan da bir hadîs-i şerîf'i değerlendirirken o hadise ait tüm rivayetlerin görülmesi gerektiğini, bilimsel bir gereklilik ve yöntem olarak ortaya koymaktadır
O halde Hz. Peygamber'in uygulamaları ve tarihî süreç içinde ehl-i kitaba ve özellikle de Yahûdilere yönelik İslam yönetimlerinin tavırları dikkate alınınca bu hadis-i şerîf, kesinlikle bir "soykırım çağrısı ve teşviki" değildir. Sadece, Yahudilerin sebep olacakları, müslümanların da mecbur kalacakları bir son hesaplaşmayı, bir büyük olayı haber vermektedir. Bu çerçevede hadis-i şerif, esasen Yahudilere bir uyarı niteliği taşımaktadır.
Yahudi vatandaşların kendi kitaplarındaki kimi haberleri "emir" telakakki etme alışkanlıkları, büyük bir ihtimalle bu hadis-i şerifteki haberi de "soykırım çağrısı ya da emri" olarak algılamalarına sebep olmuştur. Bu, onların sorunudur.
Kur'an-ı Kerîm'le Uyumu
Öte yandan hadis-i şerif, bize göre,14 Kur'ân-ı Kerîm ile de tam bir uyum içindedir.. Zira İsrâ Suresi'nin 4-8. âyetlerinde şöyle buyrulmaktadır:
"Biz, Kitap'ta İsrâiloğullarına; 'Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız' diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince, güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu yerine getirilmiş bir vaad idi. Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık). Belki rabbiniz size merhamet eder, fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık."15
Hadîs-i şerif'te Hz. Peygamber, Yahudilerin (âyette şart cümlesiyle ifade buyrulan) eski fesatçılıklarına bir kez daha döneceklerini, bunun sonucunda da bu defa müslümanlar vasıtasıyla ilâhî cezaya çarptırılacaklarını haber vermektedir.
"İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin!"16 âyetindeki en güzel yolla mücadele ilkesi, nasıl Hz. Peygamber zamanından beri özenle uygulanmış ve bu uygulama nasıl Kur'an-ı Kerîm'e uygun ise, hadisin verdiği haberin gerçekleşmesi de aynı şekilde "siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız" âyetinin kapsamı içindedir. Yani hadisin Kur'an-ı Kerim'e aykırılığı iddia edilemeyeceği gibi "metin tenkidi esasları"na göre de reddi yoluna gidilemeyeceği ortadadır. Bu durumda hadis-i şerif, ne sened ne de metin tenkidi yönünden "uydurma, yalan" sayılabilecek bir kusur taşımamaktadır. Esasen uydurma rivayetler ile ilgili hiçbir kitapta da bu hadise yönelik hiç bir iddia yer almamıştır.17
Hadisin Mesajı
Hadisin tüm rivayetlerindeki ifadeler dikkate alındığı zaman, "ortak anlam ve vurgu olarak" Yahudilerin zulüm ve fesat çıkarmakta çok aşırı davranacakları ve bu sebeple yeryüzünde onlara arka çıkacak herhangi bir milletin kalmayacağı anlaşılmaktadır. Hatta daha ötede onların yapıp ettiklerinden doğal çevre, taşlar, ağaçlar bile iyice rahatsız olacak ve onlar da Yahudilere karşı cephe alacak duruma gelecektir. Yahudiler, Filistin'de bol bulunan dikenli bir ağaç çeşidi olan garkad dışında sığınacak herhangi bir ağaç ya da taş bile bulamayacaklardır. Zulümleri sebebiyle onlara karşı böylesine küresel bir nefret oluşacaktır. İsrail'in, Filistin halkına karşı uygulamakta olduğu akıl almaz, sürekli, çok yönlü ve planlı zulüm ve yok etme politikası, kendilerini böyle bir küresel yalnızlığa doğru götürmekte olsa gerektir.
Öte yandan, hadiste haber verilen Müslümanlarla Yahudiler arasındaki bu harbin, Hz. Îsâ'nın yeryüzüne inmesinden sonra meydana geleceği –konuyla ilgili rivayetlerdeki kimi ifadelerden- anlaşılmaktadır.18
Netice
Yahudi vatandaşlarımızın bu hadîs-i şerîfi "soykırım çağrısı" gibi algılayıp üzülmeleri yerine, hadiste haber verilen olayın sebebi olmama noktasında dikkatli ve uyanık davranmaya bakmaları herhalde daha isabetli bir tutum olacaktır. Bu hadîs-i şerîf'i birilerinin "doğru" kabul etmemesi ya da "Hz. Peygamber tarafından söylenmemiş" ilan etmesi, gerçeği değiştirmeye yetmez. Bu tür bireysel ve bilimsel dayanaktan yoksun beyanlardan rahatlama duymak, gerçek anlamda aldanmak demektir. Asıl sorumluluk, yeteri kadar araştırma yapmadan hadis-i şerif'e yalan ve uydurma nitelemesinde bulunanlara aittir.
Hadis-i şerîfin hadis ilmi nokta-i nazarından durumu ve mesajı bundan ibarettir. Yani hadis, bilgi ve belge niteliği açısından sağlamdır. Hatta İmam Buhârî'ye göre, bu ve benzeri haberler İslam'da nübüvvet/peygamberlik göstergelerindendir.19 Bundan sonra, bu nevi bilgi ve belgeleri kabul edip etmemek, kullanıp kullanmamak, birilerini üzmemek için hadisi reddedip etmemek ve tabiî tüm sorumluluğu yüklenip yüklenmemek şahısların bileceği bir iştir. Ne gazete sütunu ne de herhangi bir makam, böylesi bir bilgi ve belgeyi reddetmek için sebep olamaz, olmamalıdır. Hz. Ömer'in ifadesiyle söyleyecek olursak, "Biz, rab olarak Allah'tan, din olarak İslâm'dan, peygamber olarak Muhammed'den hoşnut ve râzıyız."20
Dipnotlar: 1) Bk. Hüseyin Hatemi, "Yazgı mı, Yalan mı?", Yeni Şafak, 30 Nisan 2006; 2) Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82. Ayrıca Müslim, Fiten 79-81. Rivayetler de aynı konudadır. 3) X1, 399; 4) Bk. II, 67, 131, 135, 149, 417, 530; 5) VIII, 183; Mubârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VI, 21; 6) XV, 217 (Şuayb Arnaud neşri, Beyrut, 1993) 7) IX, 74 (Thk. Tarık b. Avdullah, Kahire 1415); 8) III, 478 (H.N. 4172); 9) Bk. Şerhu's-sünne, XV, 37 10) S. 526 (Tahkik, Heyet, Daru'l-hayr neşri, 1990); 11) et-Tac, V, 335; 12) Bk. VII, 341-342; 13) H.H. Erdem, Riyazü's-salihin ve Tercemesi, III, 331, hadis no: 1852, Ankara, 1995, Onbeşinci baskı; 14) Baskı yeri ve tarihi belli olmayan el-Advâu'l-Kur'aniyye adlı eserin (hayatı hakkında bilgi bulunmayan) müellifi es-Seyyid Sâlih Ebubekr dışında bu son makaleye kadar hiçbir kimse hadisin Kur'an'a aykırı olduğunu iddia etmemiştir. Bu zât da hadisteki taşın konuşması kısmına kendince itiraz etmekte olayın aslına yönelik herhangi bir eleştiride bulunmamaktadır. (S. 202, 204) Bu sebeple hadis şarihleri bu nokta üzerinde durmamışlardır. Biz anılan makalede belki en ciddi red gerekçesi olarak "Kur'an'a aykırılık" iddiasını gördüğümüz için bu noktaya işaret etmek ihtiyacını duyduk, bu sebeple de "bize göre" kaydını koyduk.; 15) Bu meal, aralarında İstanbul müftisi sayın M. Çağrıcı'nın da yer aldığı M.Ü. İlahiyat Fakültesi hocalarından oluşan bir heyetin hazırladığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli adlı eserden aynen alınmıştı. 16) el-Ankebut (29), 46. 17) Genelde müşeddit bir münekkit olarak tanınan rahmetli Nâsıruddin el-Albânî de hadisin herhangi bir rivayeti için "uydurma" iddiasında bulunmamış, sadece Müsned'deki bir rivayet (II,67) için "isnadı zayıf" demiştir. 18) Aslında bu durum, hadis üzerinde polemiğe sebep olan kitapçıkta mütercim tarafından Said Havva'dan yapılan nakillerle yansıtılmış bulunmaktadır. 19) Bk. Buhârî, Menâkıp 25. 20) Buhârî, İlim 26, Mevâkît 11; Daavât 34; Fiten 15; İ'tisâm 3; Müslim, İman 56; Salât 13; Sıyâm, 195-196; Fedâil, 134, 136, 127.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.