[ Saadet! Şimdi! ] ZAMAN'IN PSİKOLOJİK HARBİN YAYIN ORGANI OLDUĞU KANITLANDI

ZAMAN'IN PSİKOLOJİK HARBİN YAYIN ORGANI OLDUĞU KANITLANDI

Zaman Gazetesi 25 Kasım 2008 tarihinde Mihri Belli ile yaptığı bir görüşmenin notlarını yayınladı. Gazete başlangıçta bir röportaj olarak düşündüğü haberin biçimini daha sonra değiştirmiş ve röportajın özetini yayınlamıştı. Gazetede yayınlanan röportaj oldukça yankı buldu.

 

Çünkü röportajı yayınlayan Zaman Gazetesi, Mihri Belli'nin ağzından özellikle Doğu Perinçek aleyhinde ifadeler aktardı. Gazetenin yazdığına göre Mihri belli, Doğu Perinçek için "darbeci, gladyo örgütü üyesi" ifadelerini kullandı.

 

Röportaja İşçi Partisi'nin yayın organı Teori dergisinden sert bir cevap geldi. Teori dergisi Ocak 2009 tarihli sayısında Arslan Kılıç imzalı yazıda, Belli 'Fethullah Gülen cemaatinin yayın organına Perinçek eleştirisi yaptığı için' eleştirildi.

 

Yeni Harman Dergisi'nin Ocak sayısında konu üzerine yapılan haber ile durum açıklığa kavuştu. Zaman, yaptığı röportajda Mihri Belli'ye Doğu Perinçek'i kötülemesi için sorular sormuş ancak Belli bunu yapmamıştı. Her ne kadar farklı düşünseler de cemaatin yayın organına Doğu Perinçek'i kötülemeyi doğru bulmayan Mihri Belli, Perinçek hakkındaki soruları soğuk bir dille yanıtladı. Bu cevaplardan memnun kalmayan Zaman Gazetesi ise röportajı yayınlamadı. Bunun yerine röportajı kötü bir şekilde parçalayarak Mihri Belli'nin hiç söylemediği sözleri ağzından aktardı.

 

Gazeteciliğe yakışmayan bu duruş gazete hakkında olumsuz yargılara neden oldu. Gazetenin tarafsız yayın yapmadığı kamuoyunda genel kabul görmesine rağmen, açık bir tahrifata girerek gerçek dışı haber yapması konuyu bilenler tarafından tepki ile karşılandı.

 

Odatv.com

 

İşte Zaman Gazetesi'nde yayınlanmayan röportajın aslı:

 

Zaman: Türkiye'de 'Ulusalcılık', 'Ordu gençlik el ele' ve '2.Kuvayi Milliyeciliğimiz' söylemlerinin fikir babası Perinçek'ten önce Dr. Hikmet Kıvılcımlı mıydı

M.Belli: '2. Kuvayi milliyeciliğimiz? Sözü Hikmet Kıvılcımlı'nındır. Ve o zamanki mücadelemizi kısmen tarif ettiği için itiraz etmedik. Türkiye'nin ABD uydusu durumunu kabul ediyorsan bu söz geçerlidir. Ama 'Ulusalcılık' sözü 'Milliyetçilik'in  yeni Türkçe'sidir ve 70'ler öncesinde kullanılan bir terim değildi. 'Ordu Gençlik El ele Milli Cephede' sloganı ise 27 Mayıs'a öykünen Halk Partisi'nin (CHP) sloganıydı 60'larda. Gençler arada sırada bu sloganı da attılar.

Zaman: Perinçek ve Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın arasında nasıl bir ilişki vardı? Bugünkü Perinçek geçmişteki Dr. Hikmet Kıvılcımlı'yla hangi yönlerden benzerlik gösteriyor? Açıklar mısınız? 

M.Belli: Perinçek'ler bizden ayrıldıktan sonra Kıvılcımlı ile ilişki kurmak istediler ama pek başarılı olamadılar. Sürmedi.. Birkaç ayı bile geçmez bu uğraşları. O gün bile benzerlik kuramadılar bugünkü hatları ise hiç benzemiyor.

 

Zaman: İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek'i Ulusalcılık  akımı içerisinde darbe yapma girişimi iddialarını değerlendirir misiniz?

M.Belli: Onun bileceği bir iş. Darbeciliği yapan bunu ordu içinde yapar, basında değil. Basına darbeyi öven birisi darbeci diye, ciddiye alınamaz. Darbeye karşı güvence istiyorsan, o zaman 12 Eylülcüleri yargılayıp, Kenan Evren'i hapse tıkacaksın. Bak o zaman başkası cesaret edebiliyor mu? 

Zaman: Perinçek'in Ulusalcılık akımını doğru buluyor musunuz? Açıklar mısınız?

 M.Belli: Perinçek'in Türkiye solunun genelinde ve Kürt hareketinden uzak durmasını doğru bulmuyorum. Ayrıca 50 yıllık bağımlı devletin kurumlarına bu kadar bağlı unsurların bağımsızlıkçı olabileceğine de pek inanmıyorum. Bir de bağımsızlıkçılık iddiasındaysan, demin saydığım gerçek anti-emperyalist güçlerle ittifak yapmak yerine onları asıl düşman belliyorsan, bağımsızlıkçılığına hiç inanmam.

Zaman: İşçi Partisi'nin silahlı kuvvetleri darbeye kışkırtması yönündeki iddialara katılıyor musunuz? Açıklar mısınız? 

M.Belli: Yayınladığı yazılarda böyle şeyle yazmışsa bu iddia edilebilir. Ama açık açık bunu yapan adamın darbeciliği ciddiye alınmaz. Darbe gizli olur. Gizli yapmaya kalkışsa da bildiğimiz generaller Perinçek'i ciddiye almaz, ABD'den onay beklerler. 

Zaman: Sadece Çayan ve arkadaşları değil, Deniz Gezmiş de dahil, dönemin neredeyse tüm devrimci gurupları, ele geçirdiği Dev-Genç'i cuntacıların oluşturduğu Dev-Güç'ün emrine veren Perinçek'i 'işbirlikçi' ve 'sahte devrimci' olmakla suçladı. Perinçek, bazı devrimcilerin iddia ettiği gibi'sahte bir devrimci miydi? 

M.Belli: Ne Mahir Çayan ne Deniz Gezmiş ne de ben, Dev-Güç'ün kuruluşuna karşı olmadık. Devrimci Güçbirliği yanlış bir ittifak değildi. Doğu Perinçek Dev-Genç'i hiçbir zaman ele geçirmedi, çok kısa bir süre (1-2 ay) başkanı oldu. Biz onlara 'Kampus Maocusu' yani 'Tatlı su devrimcisi' diyorduk. Daha fazlasını değil. 

Zaman: Perinçek'in Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bazı üst düzey komutanları ile darbe yapmak için ilişkilerde bulunduğu iddialarını değerlendirir misiniz? Geçmişte Doğu Perinçek'in askerle olan yakınlığı nasıldı?

M.Belli: Geçmişte, Doğu'lar, bizden, askerlere yeterince yakın değiliz ve Deniz'lere kendilerinden daha yakınız diye ayrıldılar. 'İşçi sınıfının zayıf olduğu yerde küçük burjuvazi devrimde öncü olur diyorlardı.' Küçük Burjuvazi'den kastedilen küçük burjuva radikalizmi, yani asker-sivil aydın zümre idi. Biz de küçük burjuvazi önderliğindeki devrim sosyalizme varmaz, başka şey olur diyorduk. Ama öncülüğü de kimse pazarlık konusu yapamaz, kim en güçlü ise, kim en örgütlü ise o öncü olur ve hareket de ona göre nitelendirilir, diyorduk. Proletarya (İşçi sınıfı) devrimcilerinin öncülük için mücadele etmesi devrimi Sosyalizme vardırmak içindir, kariyerist amaçlarla değil.

 

Zaman: Perinçek'in başında bulunduğu İşçi Parti'nin darbe yapmak için faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Perinçek'in İşçi Partisi'nin siyasi hataları neler? 

M.Belli: Bu bence gülünç bir iddia, nitekim iki tanecik gen teğmeni tutukladılar. Acaba ordu ve  derin devlet içindeki bazı kişiler İşçi Partisi'ni kullanıyor olmasın?! Darbe günlüklerini yazan generali tutuklamayıp başka oyun oynanmasın? Doğu'ların sevaplarını, günahlarını uzun süredir izlemedim, o kadar önemli değil.

Zaman: Bazı devrimciler Doğu Perinçek'e neden geçmişte 'Maocu Bozkurtlar' adını takmıştı?

M.Belli: Bu tamamen, 1975'ten sonra, Pekin-Moskova çekişmesinin jargonu, yurtdışı bürokrat 'TKP'nin kullandığı tüm sosyal emperyalizm teorisi taraftarlarına karşı kullandığı bir deyim; yani bunu Halkın Kurtuluşu (bugünkü EMEP); Halkın Birliği; Halkın Yolu ve TİKKO taraftarlarına karşı da kullanırlardı: Onlar da Sovyetçilere 'Sosyal Faşist' derlerdi.

Zaman: Türkiye Cumhuriyeti'nde Perinçek ve ekibi gibi siz de darbeye ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor musunuz?

M.Belli: Bugünkü dünyada darbe asla çözüm olamaz. Bağımlı bir kurumun halkı asla arkasına alsa da almasa da bağımsızlık getirmesi mümkün olmaz. Venezüella'daki eski darbeci subay (Chavez) bile seçimle iş başına geliyor artık ve ABD, ona karşı darbe yaptırmaya çalışıyor.

Zaman: Doğu Perinçek'in PKK ve bazı örgütlerle olan ilişkilerinden bahseder misiniz? 

M.Belli: Bilemem. Gazeteci olarak yaptığı yayınlardan başka bir şey olduğunu sanmıyorum.  

Zaman: Doğu Perinçek'le uzun süre yol arkadaşlığınız oldu. Bugün sizinle Doğu Perinçek'in ayrıldığı noktalar neler?

 M. Belli: Uzun süre demek yanlış olur. 1965'te  tanıdım. 1968'de ayrılıp Beyaz Aydınlık'ı kurdular. En fazla 3 yıl. Aradan da 40n yıl geçti. Ayrıldığımız noktalara gelince, emekçi halk sınıflarına güvensizliği ve başka müttefikler arama peşinde oluşu. Türkiye'nin devrimci hareketi bin parçaya bölünmüş de olsa sosyalist de olsa sosyalist sola uzak durma tutumları; Yurtseverlik ile Milliyetçiliği sosyalistlere yakışır düzeyde ayrıştıramamaları; Enternasyonalizmlerindeki eksikli yani Türkiye somutunda da Kürtlere ittifaktan yana olmamaları.

 

Zaman: Bugün Türkiye bir darbeyi kaldırabilir mi? Açıklar mısınız?

M.Belli: Kaldıramaz. Darbe asla çözüm değildir. Ancak devrim tüm bölge halklarının birlikte emperyalizmden bağımsızlığı için çözüm olur. Dedik ya, darbeye karşı güvence istiyorsan, o zaman 12 Eylülcüleri yargılayıp, Kenan Evren'i hapse tıkacaksın.

Zaman: Perinçek'in Atatürkçülük anlayışını açıklar mısınız? Doğu Perinçek'in kafasında nasıl bir Atatürk yatıyor?

M.Belli: Ona sorun.

Zaman: Perinçek'in Veli Küük ile olan samimiyetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Veli Küçük'ün Perinçek ile 1990'lı yıllardan bu tarafa tanıştıkları ve toplantılar düzenledikleri ortaya çıktı?

M.Belli: Sen esas Veli Küçük'ün kimlerle en çok samimi olduğuna bak. Dava iddianamesinde Veli Küçük'ün kimi MHP'li bakanlarla ilişkilerinden, telefonlarından söz yok. Bir iki yıl önce Veli Küçük'ün Bahçeli'ye karşı Ülkü Ocakları'nı kontrol ettiği bilinmiyor muydu? Kimleri hangi işlere yerleştirdiğinden söz yok. İddianamenin hangi amaçla bu gibi şeyleri gizlediğini ya da neyi hangi amaçla açıkladığını düşünmek ve kuşku ile yaklaşmak gerek.

Zaman: Kuvayi Milliye Dernekleri'nden çok sayıda kişi Ergenekon davasından yargılanıyor. Türkiye'de Kuvayi Milliye Dernekleri'nin birden çoğalmasını ve bunların İşçi Partisi tarafından desteklenmesini nasıl yorumluyorsunuz?

M.Belli: Biz kontgerillanın mağduruyuz. Ergenekon'un da kontgerillanın küçük bir parçası olduğu, ama sadece atılan safra olduğu anlaşılıyor. Esas gövde görevde. Bu davanın gidişi Türkiye'de demokrasiden yana olanların ağzına bir parmak bal çalıp gerçek 'derin devlet terörü' örgütünü gizleyip faaliyetlerini meşrulaştırma gayreti gibi görünüyor bana. Ama bu davayı genişletip, en geniş sorumluları: yani bu Hrant Dink cinayetine karışan polis ya da subay kim varsa, 12 Eylül ve 12 Mart öncesi provokasyonları kim örgütlemişse, Güneydoğu'daki binlerce faili meçhul cinayetin emrini kim vermişse, bu davaya katmak, kullanılanları ve kullananları ortaya çıkaracak ekilde yargılatmak her demokratın görevi? Kuvvayı Milliye Derneği: ne Kurtuluş Savaşı'nda kurulan örgütlerin ne de Hikmet Kıvılcımlı'nın kullandığı adına yaraşmayacak şekilde, Gladio tipi bir örgütlenme gibi görünüyor. Yani yıllardır (en aşağı 35 yıldır) illegal olan bir yapının legal bir kolu gibi. Bütün bunu Doğu'nun küçücük partisine mal etmek hayal gücünü fazla zorlamak olur.

 

 

Zaman Gazetesi ise haberi şöyle verdi:

 

Doğu Perinçek, askere yakın olmadığımız için bizden ayrıldı

Türk solunun önde gelen isimlerinden Mihri Belli (93), 'derin devlet'in gün yüzüne çıkması için Güneydoğu'daki faili meçhul cinayetlerin araştırılması gerektiğini belirtiyor. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le yollarını ayırmasının sebebini ise şöyle özetliyor: "Perinçek, yeterince askere yakın olmadığımız için bizden ayrılmıştı."

 

Hayatının değişik dönemlerinde toplam 11 yılını cezaevlerinde geçiren Mihri Belli, yüzyılın davası Ergenekon'la ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Asıl örgütün hâlâ gizlendiğini ve kendilerinin de kontrgerilla mağduru olduğunu belirterek, Ergenekon'un kontrgerillanın küçük bir parçası olduğunu ifade ediyor: "Bu kontrgerillanın sadece atılan bir safrası olsa gerek. Esas gövde görevde. Bu davanın gidişi Türkiye'de demokrasiden yana olanların ağzına bir parmak bal çalmak gibi geliyor bana. Asıl örgüt hâlâ gizleniyor. Ama bu davayı genişletip, Hrant Dink cinayetine karışan polis ya da subay kim varsa, 12 Eylül ve 12 Mart öncesi provokasyonları kimler örgütlemişse, Güneydoğu'da binlerce faili meçhul cinayetin emrini kim vermişse, bu davaya katmak ve kullanılanlar ile kullananları ortaya çıkaracak şekilde yargılanmalarını sağlamak her demokratın görevi."

Mihri Belli, sayıları son 4 yılda katlanarak artan kuvayı milliye derneklerinin geçmişte Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştiren örgütlerle benzerliğinin olmadığını anlatıyor. Günümüzdeki Kuva-yı Milliye derneklerinin Gladio tipi bir örgütlenme gibi göründüğünü ifade ediyor: "Yani yıllardır illegal olan bir yapının legal bir kolu gibi. Fakat bütün bunu Doğu'nun (Perinçek) küçücük partisine mal etmek hayal gücünü fazla zorlamak olur. Ordu ve derin devletin içindeki bazı kişiler İşçi Partisi'ni kullanmış olabilir. Darbe günlükleri yazan o general tutuklanmaması başka bir oyunun işareti gibi."

Deniz Gezmiş'in tarafını tuttuk

Geçmişte Türk solunu birleştirmek için çok büyük gayret gösterdiğini belirten Belli ile Perinçek'in yolları bu birleşme sürecinde kesişmiş. Fakat Perinçek'in askere yakın siyaseti benimsemesi kısa sürede yolların yeniden ayrılmasına neden olmuş: "Perinçek bizden askere 'yeteri kadar ve eleştiri yapmaksızın' yakın olmadığımız için ayrıldı. Deniz Gezmiş ile Doğu Perinçek arasındaki çekişmede biz Deniz'in tarafını tuttuk. Perinçek işçi sınıfının zayıf olduğu yerde asker-sivil aydın zümre öncü rol oynamalı düşüncesinde idi. Bugünkü dünyada darbeler asla çözüm değil. Ordu, halkı arkasına alsa da almasa da asla bağımsızlık getirmesi mümkün olamaz. Türkiye'nin olası bir darbeyi kaldırması da mümkün değil. Darbecilik yapacak kişi, bunu ordu içinde yapacaktır. Perinçek'in yayınladığı yazılarla darbe kışkırtıcılığı yaptığı iddia ediliyorsa bu olabilir."

Eski Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu'nun, 12 Eylül ihtilalini gerçekleştiren Kenan Evren ve kuvvet komutanları hakkında iddianame hazırlaması ve ardından Kayasu'nun görevinden alınması çok konuşuldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran ve burada haklı bulunan Kayasu'yu destekleyen açıklamalar yapan Belli, Türkiye'nin 12 Eylül'ü yapan darbecilerle yüzleşmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye'de darbeye karşı güvence isteniyorsa önce 12 Eylül darbesini planlayanların yargılanması gerektiğini savunan Mihri Belli, "Bak o zaman başka kimse darbeye teşebbüs edebiliyor mu?" diye konuşarak demokratik olmayan bu hareketlerin ülkeye büyük zararlar verdiğine değiniyor.

Ergenekon sanıklarından Mehmet Zekeriya Öztürk, Danıştay saldırısıyla ilgili alınan ifadesinde Belli'nin beyanlarını doğrular nitelikte açıklamalarda bulunmuştu. İddianamede yer alan bilgilere göre Öztürk, Perinçek ve lider grubunun 2003'ten itibaren TSK'nın yanında gözükmesinin gerçek sebebinin mevcut siyasi yapının dağıtılarak Meclis'te kendilerine birkaç sandalye edinmek olduğunu anlatıyordu. Öztürk, 2003 yılından itibaren İP'nin bir askerî darbeyi dört gözle beklediğini aktarıyordu.

Evimin penceresinden Yassıada'yı seyrediyorum

Mihri Belli, Marksist düşünce ile 1936 senesinde eğitim için gittiği Amerika'da tanıştı. 1940'ta döndüğü Türkiye'de Türkiye Komünist Partisi ile ilişkiye girdi. 1960'lı yıllarda yazdığı yazılar nedeniyle iki kez tutuklandı, aylarca hapis yattı. 12 Mart muhtırasının ardından yakalanmamak için yurtdışına kaçtı. 1974 Af Yasası'ndan sonra arkadaşlarıyla birlikte 1975'te Türkiye Emekçi Partisi'ni kurdu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, 1981 sonlarına doğru yurtdışına çıktı. Bir süre Ortadoğu'da kaldı. 'Faşizme Karşı Birleşik Cephe'nin kuruluşuna katıldı. Kürt hareketini yakından izledi. 1992'de Türkiye'ye döndü. 1996'da ÖDP, 2002'de de SDP kurucusu oldu. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde DEHAP'tan İstanbul birinci bölgeden aday oldu. 29 Aralık 2007 tarihinde SDP'den istifa etti. Ömrünün yaklaşık 11 yılını cezaevlerinde geçirdi. 18 yıl sürgün hayatı yaşadı. Belli, bugün 93 yaşında. Aktif siyasetten yaşının bir hayli ilerlemesi nedeniyle uzak kalan Belli, Kadıköy'de 14 katlı bir binanın en üst katında bulunan evinden Yassıada'yı seyrederken 27 Mayıs'ı hatırladığını anlatıyor

 

19 Ocak 2009

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı "Saadet! Şimdi" grubuna üye olduğunuz için aldınız...

Bu gruba posta göndermek için : saadet_simdi@googlegroups.com
adresine mail atabilirsiniz...

Daha fazla seçenek için,

web adresimizi ziyaret edebilirsiniz...
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.