(anadoluhaber) Re: Fwd: :10068 - topbaş

YANLIŞI YANLIŞLIKLA DÜZELTMEK OLMAZ TEK ÇARE MİLLİ GÖRÜŞ TEK ÇARE SAADET PARTİSİ
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI PROFOSÖR DR NUMAN KURTULMUŞUN YEMİNİ --

Siyaseti namusum üzerine yapmaya milletim adına sizlerin huzurundasöz veriyorum.--

Ömrüm vefa ettiği sürece toplumun sağlık ve refahı için sonuna kadarçalışacağıma söz veriyorum.--


Sizlere yalan söyleyip sizleri kandırmayacağıma milletim adına sözveriyorum.--

Allah'tan başka kimseye kul olmayacağıma şerefim ve inancım üzerinesöz veriyorum...-- Seçim zamanı göklerdeki yıldızları vaat edip, yapamayacağım sözlervermeyeceğime milletim ve inancım adına söz veriyorum.--

Siyaseti bir çıkar amacı haline getirmeyeceğimi, Harun gibi gidip,Karun gibi gelmeyeceğime, Musa gibi gidip Musa gibi geleceğime Firavungibi gelmeyeceğime söz veriyorum.--

Boş kavgalarla bu milletin vaktini boşa harcamayacağıma, adaleti hiçbir zaman unutmayacağıma benliğim üzerine söz veriyorum.--

Güçsüz bırakılanlar adına sonuna kadar mücadele edeceğime sözveriyorum.--

Hükümetlerin yanlışa düşmemesi için iyi niyetli bir politikaizleyeceğimize, biz iktidara geldiğimizde iyi niyetli muhalefete kulakvereceğimize söz veriyorum."


Yanlışı Yanlışlarla Düzeltmeyin,Saadet Partisinde birleşin hakkınızı arayın. Ampulleri Söndürün Yıldızları Göreceksiniz

10.02.2009 tarihinde siliozerdim <siliozerdim@gmail.com> yazmış:

 

SSK'yı 8 Yılda Batırmış

8 yıl SSK başkanlığı yapan Kemal Kılıçdaroğlu, kar ederken aldığı SSK'yı 8 yılda iflasın eşiğine getirmiş...

05 Şubat 2009 / 12:45

SSK'yı 8 Yılda Batırmış

8 yıl SSK başkanlığı yapan Kemal Kılıçdaroğlu, kar ederken aldığı SSK'yı 8 yılda iflasın eşiğine getirmiş...

05 Şubat 2009 / 12:45

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, rakibi CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik söylediği 'SSK'yı nasıl iflasa sürüklediniz' sözleri iki rakibin karnesini gündeme getirdi.

ATV'nin haberine göre uzun yıllar SSK genel başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK karnesi oldukça kötü. Topbaş'ın Büyük Şehir karnesi ise iyi çıktı.

Kılıçdaroğlu genel başkanlığı döneminde SSK'yı iflasın eşiğine getirmiş. Kılıçdaroğlu, SSK'da görevi devralmadan bir yıl önce yani 1991'de SSK, Ziya Yalçın sayım döneminde kar etmiş. Kılıçdaroğlu 1992'de görevi devralmış ve 1999'a kadar tam 8 yıl genel müdürlük yapmış. Ve SSK her yıl yılda 2 bin 500'lere varan oranlarda zarar etmiş.

Kılıçdaroğlu SSK'yı neredeyse iflasa sürüklemiş. Zarar oranı ortalama yüzde 350 oranında seyretmiş.

Kılıçdaroğlu'nun kendi dönemindeki inanılmaz boyuttaki zararlara yaptığı yorum ise oldukça ilginç. Kılıçdaroğlu'na göre kamu kurumları zarar edebilir.
CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu: "Sosyal Güvenlik Kurumu kar zarar hesabı yapan bir kurum değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde de Sosyal Güvenlik Kurumları kar zarar hesabıyla gitmezler..." diyor.
(atv)
Stratejikboyut'un Notu: SSK'nın bu hale gelmesinde sadece başkanla birlikte o dönemin iktidarının da etkileri unutulmamalı....

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, rakibi CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik söylediği 'SSK'yı nasıl iflasa sürüklediniz' sözleri iki rakibin karnesini gündeme getirdi.

ATV'nin haberine göre uzun yıllar SSK genel başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK karnesi oldukça kötü. Topbaş'ın Büyük Şehir karnesi ise iyi çıktı.

Kılıçdaroğlu genel başkanlığı döneminde SSK'yı iflasın eşiğine getirmiş. Kılıçdaroğlu, SSK'da görevi devralmadan bir yıl önce yani 1991'de SSK, Ziya Yalçın sayım döneminde kar etmiş. Kılıçdaroğlu 1992'de görevi devralmış ve 1999'a kadar tam 8 yıl genel müdürlük yapmış. Ve SSK her yıl yılda 2 bin 500'lere varan oranlarda zarar etmiş.

Kılıçdaroğlu SSK'yı neredeyse iflasa sürüklemiş. Zarar oranı ortalama yüzde 350 oranında seyretmiş.

Kılıçdaroğlu'nun kendi dönemindeki inanılmaz boyuttaki zararlara yaptığı yorum ise oldukça ilginç. Kılıçdaroğlu'na göre kamu kurumları zarar edebilir.
CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu: "Sosyal Güvenlik Kurumu kar zarar hesabı yapan bir kurum değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde de Sosyal Güvenlik Kurumları kar zarar hesabıyla gitmezler..." diyor.
(atv)
Stratejikboyut'un Notu: SSK'nın bu hale gelmesinde sadece başkanla birlikte o dönemin iktidarının da etkileri unutulmamalı....




Kenan BUTAKIN / Vatan Haber Merkezi


Rumeli Hisarı'ndaki inşaatla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 48 saat içinde iki açıklama yapıldı. İlkinde malik olarak Emine Kocadağ gösterildi. Ancak VATAN tapu kayıtlarında 3'te 2 hissenin Topbaş'a ait olduğunu ortaya çıkardı. Bunun üzerine dün yapılan açıklamada yine hisse sahiplerine açıklık getirilmedi

CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal 4 Şubat'ta yaptığı basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve yakınları hakkında iddialarda bulundu. Soysal, Topbaş Ailesi'nin ve yakınlarının Rumeli Hisarı'nda kaçak inşaat yaptığını iddia etti. Boğaziçi ön görünümde olan bölgede onarım ruhsatı ile inşaat yapıldığını ve 45 metrekarelik inşaat alanının 150 metrekareye çıkarıldığını kamuoyuna duyurdu.

'Malik Emine Kocadağ' dendi

Soysal'ın bu iddialarının üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan 2 açıklama yapıldı. İlk açıklama CHP'li Soysal'ın basın toplantısı yaptığı gün, 4 Şubat 2008 tarihinde gece 20:40'ta geldi. Açıklamada, 'Malik Emine Kocadağ'ın müracaatı üzerine Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce onarım ruhsatı düzenlendiği, iskanlı olduğu belirtilerek, çalışmanın, onarım izni kapsamında, çelik yapı olan çardağın taşıyıcı çeliklerinin tamir ve bakımını kapsadığı' söylendi.

Hisselerin 3'te 2'si Topbaşlar'a ait

Ancak önceki gün VATAN, tapuya giderek hissedarları inceledi. Parselin üçte ikisinin Topbaş Kardeşler'e ait olduğunu ortaya çıkardı. Tapu kayıtlarına göre, 13 Ocak 1994 tarihinde 12 hisseli 518 metrekarelik arazi için tapu kaydı yapıldı. 12 hisseli parselin 4 hissesi Emine Kocadağ üzerine kayıtlı. Diğer 8 hisse ise Kadir, Mehmet, Ahmet ve Mustafa Topbaş adına. Her kardeşin hisse adedi ise 2... Yani 2 hisse bizzat kadir Topbaş adına kayıtlı. Ancak belediyeden yapılan ilk açıklamada bu bilgiler gizli tutuldu. Parselin sahipleri arasında Kadir Topbaş ve kardeşlerinin olduğuyla ilgili en ufak bir bilgi yer almadı.

Başkan'ın hisseleri yine açıklanmadı

Bu haberimizin üzerine dün saat 18:00'de İstanbul Belediyesi'nden bir açıklama daha geldi. Bu açıklamada, "Daha önce yapmış olduğumuz basın açıklamasında mülk sahiplerinden Emine Kocadağ adına düzenlenen onarım ruhsatı ile bu işlemin yapıldığını belirtmiştik. Bu açıklamamız aynı gazete tarafından sahipleri gizlenmiş iması ile çarptırılmıştır" dendi. Ancak hisse sahipleriyle ilgili yine tek bir açıklama yapılmadı. VATAN'ın ortaya çıkardığı ortaklık durumu son açıklamada da açık açık ifade edilmedi.

Güçlendirme mi onarım mı?

YapIlan son açıklamada dikkat çeken unsurlardan biri de onarımla ilgili. Yazılı açıklamada "1957 öncesi bir yapı olduğu için güçlendirme ve onarım yapılabilmektedir" ifadesi kullanılıyor. Bu cümlede 'güçlendirme' ifadesi dikkat çekiyor. Daha sonraki satırlarda ise "Maliklerden Emine Kocadağ'ın müracaatı üzerine Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından 'onarım ruhsatı' düzenlenmiştir" deniyor. Yani ruhsatın sadece 'onarım' amaçlı olduğu açıkça belirtiliyor. Açıklamanın en sonunda ise "İstenilmesi halinde Kurul Kararı alınmak kaydıyla güçlendirme ruhsatı da düzenlenebileceğini bir kez daha hatırlatırız" deniyor. Oysa kanun çok açık. Güçlendirme çalışması yapılabilmesi için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan izin alınması gerekiyor. Bu izin alınmadan güçlendirme yapıldığı, İBB'nin kendi açıklamalarında açıkça ifade ediliyor.

BELEDİYE SAHİBİ ES GEÇTİ, FOTOĞRAFLARA TAKTI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada VATAN'da yer alan fotoğrafların hileli olarak verildiği iddia edildi: "Biri eski, diğeri yeni olmak üzere iki ayrı fotoğrafa yer vererek, yasal onarımın, kaçak bir inşai faaliyet olduğunu iddia etmektedir. Gazete, eski halini gösteren fotoğrafı, binanın ikinci katından itibaren kontura alarak sayfalarına yerleştirmekte ve okuyucuda tek katlı bina intibaı uyandırmaya çalışmaktadır." Ancak bu fotoğraflar VATAN'ın çektiği kareler değil. Bu kareler CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın yaptığı basın toplantısında basın mensuplarına dağıtıldı. Bu fotoğraflar üzerinde en ufak bir oynama yapılmadan, orijinal haliyle yayınlandı.


'ÇARDAK' ÖNE GENİŞLEDİ BİNANIN BOYU YÜKSELDİ

Ayrıca bu fotoğraflardaki detayları incelediğimizde dikkatli gözlerden kaçmayacak başka bir durum ortaya çıkıyor. Öncelikle inşaatın öne doğru genişlediği çok açık ortada. Eski halinde 'Çelik çardak' denen bölüm daha geride. 'Yenilenen çelik çardak' ise öne taşmış durumda. Ayrıca sağ taraftaki binanın eskisine göre daha yüksek olduğu da anlaşılıyor. Eski fotoğrafta arkadaki binanın penceresi görünürken, son çekilen fotoğrafta bu pencere görülmüyor. Çünkü binanın yeni hali eski haline oranla çok daha yüksek. Fotoğrafın tam orta bölümündeki çatı karşılaştırıldığında ise yeni halinde çatının uzatıldığı da anlaşılıyor. Oysa onarım izni, bu tür işlemlerin yapılması için yeterli değil. Bütün bu tartışmalara ve ruhsat ile ilgili soru işaretlerine rağmen Rumeli Hisarı'ndaki çalışmalar son hızıyla devam ediyor.

ESKİ ORTAK SABRİ TINAZ: Bize bir tek çivi çaktırmadılar

TopbaŞ ve yakınlarına ait olan ve onarım izniyle yükselen binaya eskiden bir çivi bile çaktırılmadığı ortaya çıktı. Adı 'Monako' olmasına rağmen yıllarca Ali Baba'nın yeri olarak bilenen çay bahçesinin 3 ortağı vardı: Ali Gökboğa, abisi Celal Gökboğa ve Sabri Tınaz. Bu üçlüden sadece Sabri Tınaz bugün hayatta ve 83 yaşında... Ali Gökboğa geçtiğimiz Ağustos ayında vefat etti. Abi Celal Gökboğa ise yıllar önce hayata gözlerini yumdu.

VATAN'a konuşan Sabri Tınaz, kendi zamanlarında çay bahçesinde onarım yapılmasına izin vermediklerini söyledi: "Ali'nin en büyük hayallerinden biri çay bahçesine camekan yapmaktı. Çünkü insanların oturduğu yer hep açıktı ve kışın burasını işletmek zor oluyordu. Kötü hava şartları işi etkiliyordu. Kışın hiç iş yapamıyorduk. Hep zarar ediyorduk. Bu yüzden camekan yaptırmak istedi ama belediye kesinlikle izin vermedi. Hatta temel atmadan, prefabrik yapı yapalım dedik ama belediye çivi bile çakmamıza izin vermedi."

Camekan yapamadık

Ali Gökboğa geçen Ağustos ayında hayatını kaybetti. Eşi Şükran Gökboğa, kocasının üzüntüden öldüğünü düşünüyor: "1994 yılında çay bahçesini kapayıp Adana'ya yerleştik. 2008 Ağustos'ta ise Ali Bey hayatını kaybetti. Çay bahçesinin bulunduğu yer SİT alanıydı. Eşim Ali oraya birçok şey yapmak istemişti ancak buna hiç izin vermediler. Hatta kışın para kazanamıyorduk. Çünkü açık olduğu için iş yapamıyordu. Bu yüzden üstü kapalı ba sit bir yer yapmak istedi ama izin alamadı. Bunun üzerine hisselerimizi Sütiş'e devrettik. Biz ayrılmak zorunda kaldık. Ali çok üzüldü ayrıldığımıza. Daha sonra hastalandı ve aramızdan ayrıldı."


 



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.