AKP DEMOKRASİ KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI HALİNE GELDİ!...
Av. Cemil CAN
Daha önce Anayasa Mahkemesi kararıyla laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği sabit olan AKP; 7 yıllık iktidarı sonunda demokrasi karşıtı eylemlerin odağı haline de gelmiştir…
Bu konuda pek çok kanıt olmakla beraber, en temel olanlardan bazıları şunlardır:
Organize Suçlar Şubesinin kurucusu ve ünlü müdürü Adil Serdar Saçan, Başbakan Erdoğan’ı 17 ayrı yolsuzluk dosyasından sorguladığı için kendisinden intikam alındığı düşüncesinde olduğunu İnsan Hakları Komisyonuna söyledi… Hakkındaki suçlamaların ne olduğunu bilememesi, söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu ortaya koyarken, davanın da gün geçtikçe inandırıcılığını yitirdiğini gösteriyor… ‘Ergenekon Davasının’ muhalif sesleri susturma mekanizmasına dönüştüğü iddiaları gün geçtikçe daha da inandırıcı hale gelmektedir…
Ülkemizin en büyük medya kuruluşu olan Doğan Gurubunun yerel seçimlerden hemen önce korkunç bir para cezası ile cezalandırılması, Deniz Feneri Davası ile ilgili olarak yaptıkları haberlerin Başbakan’ı kızdırması üzerine yapılan boykot çağrısının ikinci kez tekrarlanması iktidarın demokrasiye nasıl baktığını gösteriyor… Bu noktada aslında Doğan Gurubunun AKP’nin iktidara gelmesindeki en önemli etkenlerden biri olduğu gerçeğini de vurgulamak gerekiyor. Daha önce çağdaş demokrasi karşıtlığı ile sicilleri bozuk olan AKP kadrolarını kamu oyu önünde “değişme” sözcüğünden ürettikleri pek çok kavramla kutsayan da onlardı… İktidarı ele geçirdiklerinde, bununla yetinmeyip tüm Devleti ele geçirme hesabı içinde oldukları çok kısa sürede ortaya çıkan AKP’lilerin hiçbir şekilde değişmedikleri apaçık ortadadır. O gün AKP’yi destekleyen en büyük medya kuruluşunun bu gün onu eleştirmesini bir türlü içlerine sindirememişlerdir… Bu tutumun aynı zamanda AKP’nin demokrasiyi özümseyip benimsemediğini de göstermektedir… Başlangıçtan beri demokrasiyi amaç gibi değil, sadece bir araç gibi görmüş olmalarının bir sonucudur… Böylesine çağdışı bir anlayışın bu gün iktidarda olmasında Doğan Medya Gurubunun vebali de kuşkusuz çok büyüktür… Buna rağmen “yandaş medya” yanında yaşatılması da demokrasi açısından zorunludur…
Yerel seçimlerden önce “yardım” adı altında dağıtılan “seçim rüşvetleri” seçmeni etki altında bırakıp korkutarak, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirmesine engel olmaktadır. Bu ‘yardımlar’ seçimlerin eşit, gizli, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerine uygun olarak yapılamayacağı kuşkularını güçlendirmektedir… Yardım alıp da oyunu AKP’ye vermeme seçeneği, yok denecek kadar azdır… Seçmenin iktidar tarafından kontrol altına alınması hiç de zor bir iş değildir. Bu durumda, “oy serbestliği ve gizliliği” ilkesinin de ihlal edilmiş olacağı tartışmasızdır… Bu endişeler üzerine Yüksek Seçim Kurulunun vermiş olduğu kararı iktidar tanımayarak, bildiğini okumaya devam etmektedir… Aslında meydan okuduğu demokrasinin bizatihi kendisidir…
AKP iktidarının Anayasaya ve diğer hukuk kurallarına aykırı eylemleri nedeniyle yüksek mahkemelerin vermiş olduğu önceki kararları eleştirmek bahanesi ile yargı organlarına nasıl saldırdığı ve yıprattığı bütün canlılığı ile belleğimizdedir. En son Yüksek Seçim Kurulunun belediyelerle ilgili olarak vermiş olduğu karar üzerine söyledikleri yargıya müdahalenin tipik bir örneğidir.
Soruşturmalarda Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun emredici hükümlerine uyulmaması, AKP iktidarının evrensel değerlere ve insan haklarına önem vermediğinin diğer örnekleridir… Yetkin hukukçular tarafından Demokratik hukuk sisteminden, baskıcı bir sisteme geçiş için Ceza Usul Kurallarının ihlalinin yeterli olacağı sıkça dile getirilmektedir… AKP iktidarı, Ceza Usul Kurallarının “masumların” korunması için konulduğu gerçeğini göz ardı edip, unutturmaya çalışmaktadır…
Çağdaş demokrasilerde, iktidarın hukuk dışına çıkarak keyfi davranmasını engellemek, denetim görevinin gereği gibi yerine getirilmesi ile mümkündür. Bu görev, başta yasama ve yargı organları olmak üzere, muhalefet ve özgür basın tarafından yerine getirilmektedir…
***
“Çoğulcu demokrasinin en büyük özelliği: toplumlarda değişik çıkarların ve görüşlerin varlığını ve yaşama hakkının tanımasıdır… Bir başka deyişle, farklı görüşlere karşı kusursuz bir saygı gösterilmesidir…
Demokraside, karar halkındır; halkın içinde de çoğunluğun… Böyle olması akla da uygundur. Fakat unutulmamalıdır ki: çoğunluğun kararı kadar önemli olan azınlığın haklarıdır. Çünkü bu günün azınlığı, yarının çoğunluğu olabilir…
Demokratik sistemde muhalefet iktidar kadar önemlidir ve gereklidir.
Muhalefet halka hasım, ona yabancı, böylece her ne bahasına olursa olsun sesi kısılması ve saf dışı bırakılması gereken bir unsur değildir. Muhalefet bir kamu görevidir. Muhalefet, çoğunluğu denetlemek ve uyarmak için ortaya çıkmıştır…
Ve bir gün çoğunluğun yerine geçebilir…
Bu bakımdan demokrasi görecelidir. Diğer bir deyişle, demokraside çoğunluktaki düşünce ile ona muhalif olanlar birbirine eşit değerdedir…
Demokraside bu düşünceler, aralarında hiçbir ayırım yapılmaksızın halkın tercihine sunulur…
Zenginliklerin belli ellerde birikmesi, çağdaş yayın tekniğinin de o ellerde olması sebebiyle, “kanaat yaratma” aslında belli bir azınlığın tekeline geçmiştir. O azınlık siyasi hayatın yürüyüşünü belirleyen en önemli unsurlardan biridir…
Siyası iktidar giderek kişiselleşmiştir… İktidarlar, çok defa tek bir kişi tarafından temsil edilir duruma gelmiştir. Gelişmeler liderleri büyütürken yurttaşları daha pasif hale getirmektedir. Ve bir ‘siyasetten arınma’ (depolitizasyon) olayına yol açmaktadır”…
***
Bu yazının birinci bölümündeki saptamalar, iktidara biraz muhalif olan yazarların hemen her gün yazdıklarının sınıflandırılmış bir tekrarı niteliğindedir… İkinci bölümdeki alıntı ise, Anayasa Hukuku Profesörü, Saygıdeğer Hocam Sayın Server Tanilli’nin Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencileri için 1974 yılında kaleme aldığı Anayasa Hukukuna Giriş adlı ders notlarındaki Batı Demokrasisi başlıklı bölümden özetlenerek alınmıştır. (Sayfa:19-20)
Gelinen bu noktada AKP iktidarının 7 yıllık iktidarı sonunda: demokrasi karşıtı eylemlerin odağı haline geldiğini söylemekte bir yanlışlık yoktur… O halde sözü daha fazla uzatmadan gelelim günün sorusuna:
Hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin bilmek zorunda olduğu yukarıdaki temel bilgilerin sınanacağı 29 Mart Yerel Seçimler Sınavında, AKP adaylarını bir üst sınıfa geçirecek misiniz?
02.03.2009
--Av. Cemil Can
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.