(anadoluhaber) ŞAHSIMA BİR KÖTÜLÜK YAPMADILAR Kİ, ÖYLEYSE AFFEDELİM // Neriman Kuzu



 

 Fri, 24 Apr 2009 10:20:27 +0000
k.neriman@yahoo.com.tr

ŞAHSIMA BİR KÖTÜLÜK YAPMADILAR Kİ, ÖYLEYSE AFFEDELİM
 
.6,5 yıldır Türkiye'nin altını oyanlar, Erdoğan'a yalakalık yapanlar ve onun yaptığı kötülüklere ortak olanlar, çan eğrisi tepeden inişe yönelince, anlaşılmaz bir biçimde dönekliğe başladılar. İşin çok acı tarafı bizim ulusalcıların, ülkesini sevenlerin, bu hainleri affetme yoluna gider görüntüler vermeleridir. Yandaş, hain medyanın, dincilerin, hain AKP milletvekillerinin, diğer yobazların, hain entelektüellerin, hain profesörlerin 6,5 yıldır, bilhassa son iki yıldır Türk Milletine cehennem hayatı yaşattıklarını ve Türkiye'nin altını oyduklarını unuttular izlenimini veren, af yoluna gider görünen programlar, söyleşiler, yazılar yazmaya başladılar. Köşe yazarları, TV programcıları konuşmaya başladı: "Bakın, Nazlı Ilıcak bile ne diyor, bakın Fehmi Koru, Fatih Altaylı, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Mehmet Altan, Abdüllatif Şener, Köksal Toptan, Mehmet Barlas ve son olarak da Haşim Kılıç. vb. vb. bile bakın ne diyor" Artık deseler ne olacak demeseler ne olacak. 7 yıldır yaptıkları onların nüfus cüzdanları oldu artık. Ama sizlerin onlardan örnek vermeniz, insanların kafasında, sanki, daha önceki hainlikleri unutuldu da, bugünlerde söyledikleri, yazdıkları onları aklama kanıtı olarak kullanıldığı izlenimini veriyor. Ağabeyler, başka hiç mi örnek yok da, örnekleri bu kafirlerin konuşmalarından veriyorsunuz? Hiç olmazsa önce bunların ne kadar alçak, namussuz, Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olduklarını söyleyin ve sonra da işte bu kafirler Erdoğan'nın kendilerini kurtaramayacağını anlayınca böyle konuşmaya başladılar deseniz daha yerinde olmaz mı? Onlar öyleydi ama şimdi değiştiler, cici oldular denilmeye gelmiyor mu bu örnekler. İşte biz Türk milletinin onlarca yıldır yaptığı en büyük hata. Affetme duygusu. Bu yüzden de başımıza gelmeyen felaket kalmadı. Örneğin, idam cezasını kaldırmakla çocuk katilini affettik. Cani, lüks otelde PKK teröristlerini yönetiyor, can almaya devam ediyor. Demokrat ABD, kendi eyaletlerinde idam cezasını kaldırmıyor. Ama Türkiye'de kaldırtıyor. Bunun izahı ve amacı apaçık değil mi? .. Almanya'da Baader-Meinhof Çetesi'nin üst yüzeyindeki (tırnak içinde) teröristler yakalandı. Bir gece yarısı hepsi hemen hemen aynı saatte öldürüldü. Demokrat Alman hükümeti sabahleyin aaaa! intihar etmişler dedi. Ne Almanya içinden, ne dış ülkelerden ve ne de insan hakları kuruluşlarından gık çıkmadı, hükümet cinayeti kapandı gitti. Aynı Alman hükümeti, ABD ile ayni ideoloji çerçevesinde, demokrasi ve insan hakları savunucusu kılığıyla, Türkiye'deki idam cezasının kaldırılması için hükümete yapmadığı basınç kalmadı, ve başardılar da. Gene aynı Almanya, Cezaevlerimizde, PKK teröristlerinin rahat yaşayıp yaşamadıklarını kontrol etmek için Türkiye'ye sık sık heyetler gönderdi. AKP hükümetinin ekmeğine yağ sürdü. Türkiye ne yaptı? Hep savunma yaptı. Bir babayiğit çıkıp, haklı olarak "biz de sizi kontrol edeceğiz" diyemedi. Buna bizim hakkımız da var; çünkü Almanya cezaevlerinde hafif suçlardan yatan binlerce vatandaşımız var. (Onun için ben, idam cezasını tekrar getirecek, dokunulmazlığı kaldıracak bir partiye oyumu vereceğim)... Af konusunda, gene bir örnek: 1930' lardaki Yobaz Derviş Mehmetlerin çocuklarını, torunlarını affetmeseydik, gözden uzak tutmasaydık, bu gün bu belalar başıma gelmezdi. Bugünkü felaketlerin geleceğini babalarımız, dedelerimiz zamanın başbakanlarına bildirmişler. Dedemden duydum, hiçbir başbakan yapılan uyarıları ciddiye almamış. Almadıkları gibi aksine onlara OY uğruna yardım da etmişler. Buna, İmam Hatip Okullarını önemli örnek olarak gösterebilirim.. Her başbakan açık arttırma yaparcasına İmam Hatip Okulları açtırdı. Biri çıktı ben yüz tane açtıracağım, var mı arttıran. Diğeri geldi oyunuzu bana verin, ben 300 tane yaptıracağım, var mı arttıran. Vb. vb. Bu okullar imam yetiştirmeyi bıraktı, cumhuriyet düşmanları yetiştirmeye başladı. Sayıları Türkiye'nin imam ihtiyacının yüzlerce katına ulaştı. Çocuklarını bu okullara gönderen anne babaların çoğu iyi niyetli, ülkesini seven, Atatürk ilkelerine ve cumhuriyete bağlı, temiz insanlardı. Ama çocuklarının beyinlerinin yıkandığını hiç fark etmediler. Okullar hiçbir zaman ciddi olarak kontrol edilmedi ve tedrisat maksadını açtı, saptırıldı. Artık okullarda yobazların borusu ötüyordu. Bu gün bir ordu oldular. Bütün İmam Hatip okullarında, Yobaz Derviş Mehmetlerin torunları öne çıkarıldı. Kamu kuruluşlarının ve devletin en önemli makamlarına onlar getirildi.. Neresine bakarsanız bakın Yobaz Derviş Mehmedlerin torunları bu gün ülkenin en üst makamlarındalar. 1930'larda cumhuriyete karşı gelerek, irtica isterük, şeriat isterük sloganlarıyla, isyan çıkaran ve bu arada Kubilay'ın kafasını kesip bir sopaya tarak sokak sokak gezdirerek gösteren yobazlardan 40 tanesi yargılanarak idam edilmişti. İşte bugün, Erdoğanların yalakaları ve dinciler onun ve cumhuriyetimizin intikamını alıyorlar. 70 yıl kabuklarında saklandılar, Erdoğan'ın yardımı ve katkılarıyla kabuklarından çıkıp, Türkiye'yi her şeyiyle neredeyse teslim aldılar. Bu torunları bir kere daha affetmek, tarihin tekerrürüne yol açmaktır. Türkiye'nin bekasına yapılacak en büyük kötülüktür. Af sözcüğünü, aile içinde, insanlar arasında, komşu münasebetlerinde geçerli kılalım, ama Türkiye'ye ve Türk ulusuna zarar verenler için asla. Hz. Muhammet bile "devletin parasını yiyenlerin cenaze namazını kılmam" mealinde konuşmuş. Yani affetmek bir yana cenaze namazlarını bile kılmam demiş. Bunlar devletin, yetimin parasını yemekle kalmıyorlar, Türkiye'ye düşmanlık da yapıyorlar. Biz kim oluyoruz da, Hz. Muhammed'in bile affetmediği kafirleri affedeceğiz. ** Yabancı ülkelerde bile tescil edilmiş bir inanç var: "Türkler kısa zaman sonra her şeyi unutur" İçerdeki hainler de buna inanmışlar. O kadar inanmışlar ki, kısa bir zaman sonra yaptıkları hainlikler unutulacak, af edileceklerdir. Biz Türk Milleti olarak, bizim, çocuklarımızın, torunlarımızın, neslimizin bir daha böyle kara günler yaşamamaları için, 6,5 yıldır Türkiye'ye ve Türk Milletine hainlik yapanların ve binlerce insanımızı şehit eden PKK teröristlerinin af edilmesine şiddetle ve şiddetle karşı koymalıyız... Bu güne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerine çamur atıp, yıpratmak için her türlü hainliği yapan Fatih Altaylılar ile Nazlı Ilıcaklar değişmeye, dönekliğe başladılar bile. Duymuşsunuzdur, İlker Başbuğ konuşmak için kürsüye gelince bazıları ayağa kalkmış. Bu ayağa kalkanlar arasında Nazlı Ilıcak'ın da bulunabileceğini aklı hayalinizden geçirebilir miydiniz; evet o da ayağa kalkmış. Bu haberi, Rıza Zelyut ağabeyimizin yazısından öğrendim, kendisi ayağa kalkmamış. Daha Başbuğ konuşmamış ki fikirlerini benimsediği için ayakta alkışlasın. Nezaket ve saygıdandır demeyin sakın. Bu komşu ziyareti değil ki bayanlar da ayağa kalksın. Sonra, daha konuşma yapılmamış, bütün salondakiler ayağa kalkmamış ki. Yıllarca ve her fırsatta Türk Silahlı Kuvvetlerine olmadık saldırılar yapacaksın. Onların başı salona girince ayağa kalkacaksın. Bu döneklikten ya da korkudan başka bir şey olamaz. İşte bu hain kadını affedeceksin. Erdoğan ile Gül, baskılar altında "Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan sınırını açmayacağız" derlerse, oldu olacak hemen onları da affedelim. Sevsinler seni!.. ** Şimdiye dek gıkı çıkmayan, Erdoğan'a kulluk kölelik yapan, Türkiye'nin bu günkü duruma gelmesinde büyük hainlikleri olan, daha önce de döneklik yaparak partisinden ayrılıp AKP'ye Kültür Bakanı olan Ertuğrul Günay da, işlerin ters dönmeye başladığını görünce, Ergenekon aleyhine beyanatlar vermeye başladı. Adam gibi adam, yaşasın bakan! Affedelim bu vatan kahramanını! Bugüne dek AKP'nin politikalarını destekleyen Yargıtay onursal başkanı Sami Selçuk da dönekler kafilesine dahil oldu. Ergenekon, A'dan Z'ye kadar siyasidir demeye başladı. Mehmet Şahin gibi, adam gibi adam, yaşasın Sami Selçuk! Seninle millet gurur duyuyor... Hainler listesinin baş mimarlarından Mehmet Altan "Ergenekon'un arkasında ABD ve NATO var demeye başladı. Günaydın. Yaşasın Altanlar! Babanıza olduğu gibi size ödüller vereceğiz! Böyle Türk düşmanı evlatlar yetiştirdiği için de, babanıza teşekkürler edeceğiz. Bu gün de Ahmet Haşim Kılıç "hükümete sınırsız güç uyarısı" yaptı ve akan suları durdurdu, kendisine af yolunu da böylece açtı... "YETTİ ARTIK" diyenler dalga dalga yayılınca, canını kurtarmak için daha çok sayıda hain dönek kafirler, yalakalar, gazete ve televizyonlar göreceğiz. Gene göreceğiz ki, demokrasi adı altında, masa başındakiler de bunların affedilmesi için programlar yapıp, köşelerinde duygusal yazılar yazacaklardır. Acıyı çeken, kandırılan, yoksullaştırılan, ülke bekasının tehlikeye girdiğini görüp sabahlara kadar uyuyamayan Türk Milletidir, masa başında karar verenler değil. Türk halkı "yetti artık" dedikten sonra, her kes yaptıklarının hesabını kanun karşısında vermeli ve adalet yerini bulmalıdır. Bugüne dek her türlü AF, daima Türkiye'nin aleyhine işlemiştir. Bülent hanımın adıyla bir af çıkarıldı. Cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar, PKK militanları iki üç katına çıktı. Anayasa Mahkemesi AKP'yi af edip kapatmadı, iki yıldır Türkiye'yi cehenneme çevirdiler. Bu hain kafirler yapacaklarını yaptılar, şu günlerde bile yapmaya devam ediyorlar. Türkiye topraklarında bir domates fidanı bile dikmeyen, Türkiye'ye bir domates kadar yardımı olmayan Erdoğan, bugün çıkmış hala "yola devam" diyor. Türkiye bakanları, millet vekilleri yetmedi, Azerbaycan kadın milletlerine bile hükmedebileceğini sanıp, onlara da bağırdı çağırdı. Bu da yetmedi, şu son günlerde bile hainliğini sürdürdü. KKTC'de Kıbrıs ve Türkiye yanlısı UBP partisi seçimi kazanınca, artık Kıbrıs'ı ver kurtul diyemeyeceğini anlayınca ödü patladı ve UBP'yi seçimi kazandığından ötürü tebrik edeceği yerde, DEMOKRATLIĞINI kullandı ve alelacele Kıbrıs halkını tehdit etti. Ve Mehmet Şahin'in yerel seçim öncesi söylediklerini, Erdoğan Kıbrıs halkına söyledi. Açıkça utanmadan Kıbrıs Halkına "Siz UBP'yi seçtiniz size ne nohut ne kömür vereceğim, size dünyayı konyayı göstereceğim" dedi. Allah aşkına bunları yapan böyle biri nasıl affedilir?. Be adam sen kimsin, necisin, nereden çıkıp geldin de Türkiye'ye bela oldun? Bu derecede ülkesine düşman olan zalim, bir hasta adam dünya tarihinde görülmemiştir. Ben Erdoğan deyince Gül de demek istiyorum, lütfen böyle anlaşılsın. Bence her ikisini birleştirseler bir vatandaş olamaz... Türkiye çok zaman ve kan kaybetti; Ülkemiz büyük tehlikelere gebe, neredeyse elden gidiyor. Atatürk'ün hitabesini rehber edinip, birleşerek, korkmadan savaşmalıyız. İletişim medyası Erdoğanların tekelinde olduğundan, her vatandaşın konu komşusuna, arkadaşlarına, dostuna düşmanına, Türkiye'de olup bitenleri, Türkiye'de ne dolaplar döndürüldüğünü, düşmanlarımızı dostlarımızı, iyi bir lisanla anlatmamız bir vatan görevidir. Aksi halde, yalnız yazıp çizerek havanda su dövmüş oluruz. Bu, kurtuluşumuz için yapmak zorunda olduğumuz önemli faktörlerdendir... Aziz Nesin, halkın yüzde altmışı aptal demiş. 2002 seçimlerine kadar bu oran yüzde 34.29 a düştü. 2007'ye kadar Erdoğanlar, salakları azaltacakları yerde, bütün güçleriyle ve gene din üzerinden bu oranı çoğaltmak için bütün çirkin imkanlarını kullandı. Böylece salaklaştırdıkları insan oranını 46,5% te kadar yükseltmeyi başardılar. 2009 yerel seçimlerine kadar, sizlerin, diğer Ergenekon'dan cezaevlerinde bulunan ulusalcı kahramanların, ulusalcı 4 gazete ve 4 televizyonun, başta CHP, muhalif partilerin çalışmalarıyla oran 30% lere geriledi. Demek ki, hiç kimseden çare beklemeden çalışarak Türk ulusunu ve Türkiye'yi, düşmanlardan kurtarabilirmişiz.. Hatta salaklaştırılanları sıfırlara indirebiliriz. Yeterki ülkesini seven insanlar birlik beraberlik ve azimle korkmadan, yılmadan, aldanmadan çalışsın. **Yukarıda da ifade ettiğim gibi, salaklaştırılan vatandaşlarımızın en çok bulunduğu kesimlere ağırlık verip onlara olan biteni, Erdoğanların neler yaptıklarını bire bir anlatmamız en büyük görevlerimizdendir. Onların ve yandaşlarının neden affedilemeyeceğini, kanun karşısında muhakkak hesap vereceklerini, hakkettikleri ağır cezaları alacaklarını da söylemeliyiz ki artık Erdoğanların yalanlarına inanan hiç kimse kalmasın.
 
Neriman Kuzu



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.