Atatürk'ün yerine Obama

Media Cat dergisi Türkiye'yi ziyaret edecek olan Obama'yı kapağına taşıdı.Fakat Türkiye'yi ziyaret etmeden önce bizim Amerikancılarda harekete geçti .Atatürkçü olduklarını belirten dergi açıklaalarında ‘devrimci’ yenilikler ortaya koyarak ABD'nin ilk siyahi başkanı seçilen Barack Obama’ya ve yürüttüğü sıradışı iletişim kampanyasına da yoğun bir şekilde değindik dedi....

Ancak Obama için hazırlanan kapakta Atatürk'ün bir fotoğrafına gönderme yaptı. Mustafa Kemal Atatürk'ün kara tahtanın başına geçip yeni alfebeyi anlattığı resimde photoshop'ta Atatürk'ün yerine Obama geçti.



MEDİA CAT'TEN OBAMA KAPAĞI HAKKINDA AÇIKLAMA

Obama'yı konu ettiği kapağında Atatürk'ün bir fotoğrafından esinlenen MediaCat dergisi, farklı tartışmalara yol açabilecek kapak tasarımıyla ilgili bir açıklama yaptı.

İşte o açıklama;

MediaCat dergisi olarak Nisan 2009 sayımızda 'Öğreten Lider ve Seçmenleri' başlığı altında Türk siyasi liderlerinin seçmenlere karşı tutumlarını ve iletişim tarzlarını ele alan bir siyasal iletişim dosyası hazırladık. Bu dosyada son Amerikan başkanlık seçimlerinde siyasal iletişim konusunda ‘devrimci’ yenilikler ortaya koyarak ABD'nin ilk siyahi başkanı seçilen Barack Obama’ya ve yürüttüğü sıradışı iletişim kampanyasına da yoğun bir şekilde değindik.

Bu dosyamızı, bu yılki tüm kapaklarımızı yapan M.A.R.K.A. Ajans Başkanı Hulusi Derici, yaptığı görsel tasarımla kapağımıza taşıdı. Derici, bu tasarımda reklamcılıkta çok kullanılan yöntemlerden biri olan 'ikonlaşmış fotoğrafları değiştirerek kullanma' yöntemine başvurmuş.

Mustafa Kemal Atatürk nasıl liderliği ile Türk milletini ayağa kaldırarak ileriye taşıdıysa, Obama’nın da aynı şeyi Amerikalılar için yaptığını vurgulayan tasarım sanatçımız, yenilikçilik ve yol göstericilik bakımından Obama’nın da Atatürk’ün yolunu izlediğini bu kapakla anlatmak istiyor.

Bu nedenle Hulusi Derici tarafından hazırlanan bu kapağı yayımladık. Okurlarımıza saygıyla duyurulur.

1 yorum:

  1. Bu kez Obama "One Minute" dedi.
    Rasmussen'e kafa tutmak.
    Kahramanlık bizim kanımızda mı var,yoksa hamaset hayali mi oy topluyor.
    Ne malum belki de ROJ'u ver Genel sekreterliği al oyunu.
    Al gülüm ver gülüm.

    Beşer şaşara hatırlatmalar.

    Kısa adı ESA;Avrupa Uzay Ajansı (The European Space Agency)

    1975 yılında uzayın keşfi amacı ile kurulmuş.

    Tabii bizler o dönemde uzayı masal kitaplarından öğreniyorduk.Çünkü,eğitim sistemimizin hızla bozulmaya geçtiği dönemlerdi.

    Sağ-Sol çatışmalarından başkaca bir şeyin konuşulmadığı dönemler yani.
    Tabii ki uzay araştırmalarının maliyeti çok yüksektir.Bizim ekonomi buna yetmez.IMF desteği ile yaşayan ülkelere göre bir şey değil elbet.

    Dünyada ilk uzay çalışmaları,Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA ve Sovyetler'in Cape Canaveral Uzay Üssü,Baykonur Uzay Üssü faaliyetleri ile bazı noktalara gelmiştir.

    Şimdilerde başı çeken ESA(European Space Agency)Avrupa Uzay Ajansı çokuluslu yapılanmasıyla dikkat çekici konumdadır.

    Temelde ESA,ESRO (European Space Research Organization) ile ELDO’nun (European Organization for the Development and Construction of Space Vehicle Launchers) birleşmesiyle oluşmuştur.

    Çalışma sistemleri,prosedürü,vs....hakkında fazlaca bilgim yok.Bu konuda dileyenler bilgi bulabilir.

    ESA uzayı ilgilendiren bir çok alanda faal durumda.Yazımın konusu telekomünikasyon(uydu haberleşmesi,GPS,TV yayınları)alanıyla ilgili olacak.

    ESA,üye ülkelerin başkanlarından oluşan bir konsey tarafından yönetiliyor.Karar için yetki ellerinde.
    ESA faaliyetlerinde,teknoloji kapsamlı kararlar genelde Hollanda'da bulunan ESTEC,bilimsel ve teknolojik faaliyet alanında Hollanda'da bulunan ESTEC’e;uydular vasıtasıyla oluşan bilgi işlemeleri için ise İtalya’da bulunan ESRIN devreye giriyor.

    Bu tip olgular için ESA 3 temel kuruluşla çalışıyor.

    1-ESTEC (The European Space Research and Technology Center-Avrupa Uzay Araştırmaları ve Teknoloji Merkezi) Noordwijk, Hollanda
    2-ESOC (The European Space Operations Centre-Avrupa Uzay Operasyonları Merkezi) Darmstadt, Almanya
    3-ESRIN (The European Scientific and Research Institute-Avrupa Uzay Araştırmaları Enstitüsü) Frascati, İtalya.

    Ülkemizde ise TÜBİTAK uzay çalışmaları yürütülüyor.Yani Darwin'i tartışan,inançlı mı inançsız mı gibi konuların artık ilgi alanı olduğu bir TÜBİTAK.

    Görüldüğü gibi Jules Verne'in "Aya seyahat"(1865)adlı eserinden günümüze ne yollar kat etti insanoğlu.

    Peki bizi ilgilendiren kısmı nedir?

    Türkiye,uydudan haberleşme özelliğine sahip Avrupa ülkeleri arasında lider konuma gelecek iken neden darbe yemiştir?

    Şimdi bunları sırası ile hatırlayalım.


    Dönemin ana muhalefet partisi başkanı Süleyman Demirel Hürriyet'e konuşurken şöyle diyordu.

    "Elimde Koskotas dosyaları var".

    ABD’den Yunanistan'a giden Yorgo Koskotas denen zat,1980’li yıllarda Andreas Papandreu'nun garantörlüğü ile Girit Bankası'nı satın alır.(Dikkat Obama garantörlüğü ile değil)

    100 milyon Euro hortumlar,hortumun bir bölümü Başbakan Andreas Papandreu ve yakın çevresine gidince olay patlak verir.

    Koskotas Arjantin'de yakalanıp Yunanistan'a iade edildir ve 25 yıl hapis cezası alır.
    İşte meşhur Koskotas olayı özetle budur.

    Tıpkı bizde de bir çok yolsuzluk iddialarının sıkça gündeme gelmesi de hatırlanmaz.

    Biz yine de Türksat kısmını hatırlatalım.

    En ileri teknoloji söylemiyle Fransa'da üretilen,Türkiye'nin gözbebeği denilen TÜRKSAT uydusu,1994 yılında fırlatıldığı anda ("teknik bir arıza"gerekçe gösterilmişti) parçalanmıştı.
    Şimdi bunları neden hatırlatıyorum?
    Çünkü,sayın Türk heyeti Nato kozunu kullandığını iddia ediyorlar ya.İşte ondan.
    İş buraya kadar da gelmeyebilirdi.O nu anlatmaya çabalıyorum.
    Eğer ki ülke yönetmeyi,ufku geniş liderler yapmış olsaydı bu günlere dahi gelmeyecektik onu anlatmaya çalışıyorum.

    Bu uydu parçalanmasaydı ve yörüngeye otursaydı Avrupa Uzay Ajans'ın da söz sahibi bir konuma gelmiş olacaktık.
    Bu tip maniplasyonlara da gerek kalmayacak idi.

    Teknik hata olamaz mı?
    Elbet ki olur.
    Lakin iş başka.....

    Şimdi geçmişe bir yolculuk yapalım.Hiç satır aralarına dokunmadan.

    2 OCAK 1992
    Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu yaptığı açıklamada,TÜRKSAT ihalesinden sonra PTT'nin Star-1 yayınları konusundaki uygulamaları hakkında da inceleme başlatıldığını açıklıyor.

    6 OCAK 1992
    Demirel, Karayolları,Türksat, Emlak Bankası ihaleleri ile eski Devlet Bakanı Mustafa Taşar döneminde yapılan pul alımı ve göçmen evleriyle ilgili 5 dosyanın yargı organlarına sevk edileceğini ve devletin yıpratılmasının önleneceğini açıklıyor.

    9 OCAK 1992
    Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz gazetecilere yaptığı açıklamada,"Toplu Konut Fonu'nun,Özal ailesinin Merkez Bankası gibi çalıştığını" ve "Koskotas olayı benzerinin çıkabileceğini" söylüyor.

    27 OCAK 1992
    Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu,TÜRKSAT dosyası ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyerek,Türksat ihalesi soruşturmasının Bakanlık müfettişlerince tamamlandığını belirterek,önemli yosuzluk iddialarını içeren "TÜRKSAT ihalesi" dosyasfnın,PTT eski Genel Müdürü Emin Başer ile yardımcısı Osman Gözüm hakkında,yolsuzlukları önleme yasası çerçevesinde soruşturma ve dava açılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiğini açıklıyor.

    1 ŞUBAT 1992
    Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü,yaptıkları açıklamalarda,Cumhurbaşkanı Özal'ın TÜRKSAT'ta yolsuzluk yapılmadığı,PKK terörden vazgeçtiği takdirde af çıkartacağı ve HEP kökenli SHP milletvekillerinin PKK'ya destek olmadıklarını beyan etmeleri gerektiği şeklindeki açıklamalarını eleştiriyorlar.

    4 ŞUBAT 1992
    SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç,Türksat ihalesiyle ilgili iddialar hakkında Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi veriyor.

    13 ŞUBAT 1992
    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,TÜRKSAT uydu ihalesinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle,eski PTT Genel Müdürü ve yardımcısı hakkında,görevlerini kötüye kullanmaktan dava açılmasına karar veriyor.

    MUSTAFA TAŞAR'ın Nisan 1995 tarihinde bir konuşamsında geçen cümlelere göz atalım.

    (Şimdi bakınız,138 dosya. 138 dosyanın içerisinde,demir çelik var,138 dosyanın içerisinde çimento var. TÜGSAŞ var,daha birçok TÜRKSAT var.Salık Bakanlığına ait bazı bürokratların davaları var ve hepsinden önemlisi ve gözden kaçırılanı,bu 138 dosya denilen dosyanın içerisinde,Anavatan Partisinin İktidarının Başbakanlarından Sayın Yıldırım Akbulut'un,sayın Mesut Yılmaz'ın,o tarihlerde açmış oldukları soruşturmalar ve idari davların dosyaları var.Hepsi içinde,o 138’in içinde her şey var.Şimdi,bu 138'in içinde her şey var da,bir tek şey yok;o nedir,mahkum olan bir tek kişi yok.Varsa, çıksınlar söylesinler.)

    Türksat’a ilişkin ihale şartnamesi için merak edenler bakabilir.
    http://www.turksat.com.tr/ihale0212/sartname.pdf
    ------
    Türksat hakkındaki bazı şaibeler için bakınız..
    http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=21974
    http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=21975
    ---
    Türksat 3A uydusu Samanyolu'na mı giriyor?
    http://www.tempo24.com.tr/content/newsdetail.aspx?newscode=30221&cat=27
    -----------
    Türksat 2A uydusunun işletmesini yapan Eurasiasat S.A.M`ın Genel Müdürü İlhami Aygün'ün,yolsuzluğa izin verdiği iddia edildi.
    http://www.tumgazeteler.com/?a=76927
    -----------
    Cemaat şimdi de Türksat'ta!
    http://www.haber3.com/news_detail.php?id=456957
    ---------
    Şimdi dönelim konuya.
    ABD'nin New York Times gazetesi "Bay Obama ve Türkiye" başlıklı başmakale yayınlıyor.
    Makale de,"Obama'nın,Sarkozy ve diğerlerini,Türkiye’nin,bir İslam demokrasisinin birliğe kabul edilmesinin herkesin yararına (!) olacağı konusunda ikna etmesi gerekiyor.
    Bunun yanı sıra,Ankara'yı da,gereken reformların Türkiye'nin demokrasisini (!) güçlendireceği ve daha fazla istikrar ile büyüme getireceği konusunda ikna etmesi gerekiyor"diyor.

    Peki Cumhurbaşkanı Gül ne diyor?
    "İkna olmasaydık haklarımızı kullanırdık"

    Şimdi ikna olan kim acaba?
    Türkiye hangi konuda ikna oldu ki?
    ROJ TV'nin kapatılması konusunda mı?

    Peki Gül daha evvel ne demişti?
    Abdullah Gül,Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında Türkiye’nin Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği görevine gelmesi önünde veto kullanmayacağını açıkladı.

    Ya başbakan Erdoğan ne diyor du?
    NTV televizyonunda katıldığı canlı yayında Anders Fogh Rasmussen ile bir telefon görüşmesi yaptığını söylemiş ve devam etmişti.
    "Sayın Rasmussen karikatür kriziyle ilgili o zaman Müslüman ülkelerin büyükelçileriyle buluşmanızı önermiştim.
    Ama bu konuda olumlu adım atmadınız?
    Roj TV konusunu Kopenhag'a yaptığım ziyaret sırasında gündeme getirdim.
    Bizlere o zaman Danimarka yasalarını gündeme getirdiniz.Bizim elimizde sağlam belgeler vardı.
    Biz Roj TV ile ilgili gerekli bilgileri sizlere göndermemize rağmen hala 4 yıl oldu bunu sonuçlandırmadınız.
    Ben sizin NATO Genel Sekreterliğinizi halkıma anlatamam. Sizin bu konuda yıpranmanızı istemiyorum."

    Bu ne anlama geliyordu acaba?
    Sayın Erdoğan,Rasmussen'in Genel Sekreter olması hakkında Gül'ün aksine Türkiye'nin tavrını belirlemiş olmuyor mu?
    Yoksa bizim anlayışımızda bir sakatlık mı var da haberimiz yok?

    Yukarıda anlattığım gibi eğer ki zamanında bu varyasyonlar(yolsuzluklar da ki) olmasaydı Türkiye ne Obama'nın van minut demesine ne de Obama'nın garantörlüğüne ihtiyaç duymayacak idi.

    Böylece yolsuzluk ekonomisi Türk milletini bir kez daha hamilerinin eline oyuncak olmaya zorlamıştır.

    Yolsuzluk ekonomisi bitmeden hiç bir şey düzelemez.
    Daha çok oval ofislerde tokat yeriz,daha çok hamiler ararız.

    Al gülüm ver gülüm....
    Hadi bakalım garantör Obama,daha ne tokatlara hazırlanıyorsun görelim.
    Hele bir 75 milyon olalım biz o zaman size göstereceğiz değil mi?
    Eh bütün bunlar ışığında hala Obama'ya van minut(One Minute) demişmiyiz dersiniz?
    Yoksa hamimiz(garantör) Obama "hop de bakim" dedi de biz mi yanlış anladık?
    Saygı ile...

    05 Nisan 2009
    Ahmet Dursun
    Kaynak.
    http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=5414.0

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.