Ermenilerin Milli İdeali “4T” Gerçekleşiyor!


Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve bir anlamda gündemi oluşturan konu, Türkiye Ermenistan ilişkileri ile ilgili gelişmelerdir. ABD yeni başkanı Barack H.Obama’nın Çankaya köşkünde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamında, “Ermenilerin soykırıma uğradığı hususundaki fikrim değişmedi” deyişi ve ağababa tavrıyla “Ermenistan sınır kapısını açın” emrini verdikten sonra, bizim malum zevatta bir telaş başladı!

24 Nisana “mutabakat antlaşması” yetiştirme telaşına düştüler. Ve olan oldu; aylardır Cenevre’de sürdürülen gizli-açık görüşmelerin taslak anlaşma metni parafe edildi, dışişleri web sayfasında askıya çıktı, her ne olduysa kısa bir süre sonra buharlaştı. Ardından 3-5 saatlik görüşmeden sonra ABD’ne mutlu haber uçurtuldu. Obama “soykırım” demeyecek diye derin bir rehavete kapıldık!

Yahu, ABD’nin zaten 42 eyaleti “soykırım” iddiasını kabul etmiş, genel kongrede kabul edilse ne olur, edilmese ne olur; Obama “soykırım” dese ne olur demese… Ancak, buradaki inceliği anlamaktan geciktiğimiz için ya da göbekten olan “sicimle” bağlılığımızı çözemediğimiz için, ABD’ye gereken cevap verilemiyor.

ABD de çok güzel rol yapıyor ve Ermeni konusunu “demoglesin kılıcı” gibi tepemizde sallayıp duruyor. Her sene 24 Nisan yaklaştığında alıyor bir telaş; “soykırım” denecek mi denmeyecek mi? diye!

A be akıllılar, farkında değil misiniz ki ABD akıllı insanlar tarafından idare ediliyor; bir taraftan Ermenilere “soykırım” diyeceğim diye oy alıyorlar, diğer taraftan da Türkiye’ye, keza “soykırım” diyeceğim diye tavizler koparıyor. Kafkaslarda, Orta Doğuda, enerji ve su kaynakları üzerinde etkin kontrol sağlamak için Türkiye’yi “taşeron ülke” olarak kullanıyor. “Soykırım” konusunu kullanarak sürekli tavizler için baskı altında tutuyor.

Görüldüğü üzere bundan böyle Ermenistan’la önümüzdeki dönemde daha çok cebelleşmeye hazır olmalıyız. Bu akşam itibarıyla Türkiye’nin iç ve dış politikasında önemli ölçüde değişimlerin olacağına hazırlıklı olmalıyız. İmzalanan anlaşma metni sözde gizli, fakat herkes biliyor neredeyse.

Türkiye bir yandan Azerbaycan’ı teskin etmeye çalışırken bir yandan da ABD’ye sıcak mesajlar göndererek oyalama politikası geliştiriyor. Varılan mutabakatın içeriği, Türkiye’nin karanlık bir “labirente” doğru sürüklendiğini gösteriyor. Endişeliyim!

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı tarafından yürütülen “düşmanla barışma” hamlesine, Ermenilerce hazırlanmış “kin ve nefret yüklü yol haritası” ile karşılık veriliyor.

Ey muhteremler, siz ne kadar yalvarırsanız yalvarın, Ermeni milli ideali olan “4T” yol alıp Anadolu’ya doğru ilerliyor! Türkiye’nin bu konuda bir istikrarı olmadığını çok iyi biliyorlar, Ermeniler.

Cumhurbaşkanı makamında oturan Abdullah Gül NATO zirvesinde yaptığı açıklamaları, bu ülkenin Başbakanı yalanlıyor, aksi yönden düzeltme yapılıyor. Ermenistan ve ağababalardan tepkiler gelince, “eksantrik” hareketler başlıyor, “…efendim konu yanlış anlaşılmış, münafıklar, kötü niyetliler konuyu saptırmış, mış.. mış.. mış.. Aslında Başbakan öyle değil de Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir uzlaşma olmadığı sürece sınırın açılmayacağı anlamında garanti verdiği, hatta buna kefil olduğu..” yönünde irade beyanı medyayla şırıngalaşıyor. İyi de, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, “Karabağ konusu hiç konuşulmadı” diyor!
Kim doğru söylemiyor?

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.