T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) Kurtulmuş:TSK peygamber ocağıdır

Kurtulmuş:TSK peygamber ocağıdır

Genel Başkanımız'ın Tercüman'a verdiği mülakatı bugün sonlandı. Kurtulmuş, beş gün süren yazı dizisinde önemli açıklamalar yaptı.

Ranta bulaşan siyaset bitmeye mahkumdur

Kamu görevine gelen birisinin yakın çevresinin ticaretini askıya alması lazım. Aksi siyaseti izleyenler kendi ayaklarını bağlar: "Ne varsa satalım diyorlar. Şimdi belediyelerin elindeki imkanlar ve şirketler kaldı IMF anlaşmasıyla da bunları satma hazırlığındalar. Buna Türkiye müsaade etmeyecek"

Harun gibi gelip Karun gibi gitmem'

İktisat Profesörü de olan Saadet Partisi Lideri Kurtulmuş, Türkiye'de lüks bir kesim yaratıldığını söyledi. Ranta bulaşan siyasetin bitmeye mahkum olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Ben Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim" dedi

Saadet Partisi'nin yeni Genel Başkanı Numan Kurtulmuş aynı zamanda bir iktisat profesörü... Milli Görüş bayrağını Necmettin Erbakan'dan alan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından defalarca AKP saflarına davet edilen bir isim. Başbakan Erdoğan'ın çağrılarına yanıt vermeyen Kurtulmuş, ne eski siyasetçilere benziyor, ne de günümüz siyasetçilerine. İktisat profesörü olma avantajını siyasette kullanan Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin kronikleşen sorunlarının başında gelen ekonomi üzerine çarpıcı analizler yaptı. Kurtulmuş, kredi kartı mağdurlarının durumundan IMF ile ilişkilere, çiftçinin durumundan işsizliğe kadar
pek çok konu hakkında açıklamalarda bulundu.

Başbakan'a 'kredi kartı' eleştirisi
Saadet Lideri Kurtulmuş, öncelikli olarak Başbakan Erdoğan'ın yerel seçimler öncesindeki "kredi kartı borcu olanları masum olarak görmüyorum" açıklamasını hatırlattı. Başbakan Erdoğan'a, "Sayın Başbakan, kredi kartı sorunu bu hale gelene kadar, kredi kartları peynir ekmek gibi dağıtılırken, siz bu ülkenin Başbakanı değil miydiniz?" diye seslenen Kurtulmuş, ekonomik kriz ile birlikte derinleşen kredi kartı sorununa değindi.

Kurtulmuş, şunları söyledi: "Sayın Başbakan yerel seçimler öncesinde Eskişehir'de yaptığı konuşmada şunu dedi; 'Kredi kartı mağduru falan kabul etmiyorum, bunlar dürüst şeyler falan değir. Bu lafı tüm Türkiye duydu. 'Dürüstlük yapmıyorlar' dedi, 'Madem aldın kredi kartını, öde borcunu' dedi. İyi de şu anda memlekette 2 milyon 300 bin vatandaşımız kredi kartı borcunu ödeyemediği için kara listedeki. Türkiye'de insanlarımız dünyanın belki de en yüksek kredi kartı faizini ödüyor. Yüzde 62 kredi kartı faizi ödüyor insanlarımız. Milletimiz kredi kartı borcunu ödeyemez hale gelmiş. Ay sonu kredi kartı borçlarınıza bakınız. Bunların birçoğu gıda sektörüne yapılan harcamalar. Yani milletimiz ekmeğini ve peynirini bile kredi kartı ile alır noktaya gelmiştir. Şu andaki kredi kartı borcunu ödeyemeyen insanların sayısı 3 sene öncesine göre yüzde bin 600 artmıştır, insanlar borçlu."

'Güdecek koyun bırakmadılar'

AKP hükümetinin uyguladığı ekonomi politikalarını eleştiren Numan Kurtulmuş, Türk tarımının ise bitme noktasına geldiğini söyledi. "Saadet Partisi'ni yeniden iktidara getirmek için çalışıyoruz" diyen Kurtulmuş, hükümetin IMF'nin tarım politikalarını uygulayarak, çiftçiyi bitme noktasına getirdiğini iddia etti. Kurtulmuş, "Tatlandırıcıyı ithal eden bir ülke haline geldik. Çiftçimiz perişan halde. Şimdi hayvancılık para etmiyor. Yerel seçim çalışmaları için kilometrelerce yol gittik. Üç tane koyun sürüsü gördük. Sayın Başbakan ise meydanlarda koyun gütmekten bahsetti. Doğru da bu milletin güdecek koyunlarını da bırakmadılar" eleştirisinde bulundu.
Saadet Partisi'nin IMF'ye karşı olduğunu her platformda dile getirdiklerini hatırlatan Kurtulmuş, IMF ile ilişkiler konusunda şunları söyledi: "Başbakan seçim öncesinde 'IMF'ye ümüğümüzü sıktırmayacağız' diyordu. Seçimler bitti, şimdi IMF ile anlaşma aşamasına gelindiği haberleri geliyor. Ne oldu bu sürede? IMF mi sizin ümüğünüzü sıkmaktan vazgeçti, yoksa siz mi ümüğünüzün sıkışmasına alıştınız. IMF'nin programı, bilmediğimiz program değil. İşsizliğin ortaya çıkmasının nedeni IMF programıdır.

Sayın Başbakan'a sesleniyorum, 'kendinize dönün, aslınıza, milletinize, Milli Görüş'e dönün'. Milli Görüş hükümeti zamanında ne türlü hizmetlerin yapıldığını herkes biliyor. O zamanlarda insanlara kömür, pirinç, eşya dağıtılıyor muydu? O zamanlar iş, aş veriliyordu. Fabrikalar açılıyordu. Şimdi bu beyler geldiler, yeni bir şarkı söylüyorlar. Ne yapalım diyorlar, ne alalım diyorlar. Ne varsa satalım diyorlar. Şimdi belediyelerin elindeki imkanlar ve şirketler kaldı. IMF anlaşmasıyla da bunları satma hazırlığındalar. Buna Türkiye müsaade etmeyecek."

Küresel medeniyet krizi
Milli Görüş'ün önderi Necmettin Erbakan, Batı karşıtı, AB'ye 'Hıristiyan kulübü' diyen, piyasa ekonomisi yerine 'adil düzen'i benimseyen fikirlere sahipti, iktisat profesörü olan Numan Kurtulmuş'un ise doktora tezi ve "Sanayi ötesi Ekonomilerindeki Dönüşüm ve Küreselleşme Süreçleri" isimli kitabıyla, piyasaların globalleşmesi ve rekabetin küreselleşmesi adına çarpıcı analizler yapıyor.

Acaba Kurtulmuş ile Erbakan'ın ekonomi politikaları arasında nasıl bir fark var? Kurtulmuş, bu soruya şu yanıtı verdi:

"Bunlar benim tamamen akademik çalışmalarım. Sanayi döneminin ekonomik yapılanmayı nasıl değiştirdiği, özellikle işçi-işveren ilişkilerini nasıl etkilediğini gösteren tezlerdi. Türkiye'de, 'Sanayi ötesi Dönüşüm' lafını da herhalde ilk kez 1992 yılında ben kullandım. O gün doktora çalışmalarımızı da yaparken dünyanın bugün geleceği noktayı öngörüyorduk. Bu küresel medeniyet krizi dediğimiz krize dünyanın sürüklenebileceğim görüyorduk, ne yazık ki bunlar da oldu. Onu politik analiz olarak almamak lazım. Tabi ki içinde sosyal politika var, uluslararası politikayla ilgili kısımlar da var ama sonuçta akademik bir çalışmaydı, siyasi bir çalışma değildi."

Dindarlara 'lüks yaşam' uyarısı
Son yıllarda şaşalı yaşamdan zevk alan, lüks yaşamayı seven bir kesim yaratıldı. Her iktidar gibi AKP iktidarı da kendi zenginlerini yarattı. Bu durum, Saadet Lideri Kurtulmuş'ta da rahatsızlık yaratıyor olsa gerek ki AKP'lilere şu uyarılarda bulundu: "Ne yazık ki Türkiye'deki iktidarların çoğu etraflarında zengin yandaş sınıfı oluşturuyor. AKP iktidarı döneminde bu daha belirgin olmaya başladı. Bunu sade vatandaş olarak değerlendiriyorum. Dindarlık vasıflan öne çıkan vatandaşlar, kamu kaynaklarından beslenmeseler dahi yaşantılarına dikkat etmeliler. Müslümanlık iddiasında olanlar iki şeye çok dikkat etmeli:
Parayı nereden kazandılar, parayı nasıl harcadılar. Bu kadar insanın fakirlik çektiği ortamda şaşaalı, lüks içinde yaşanması doğru değil." AKP iktidarı döneminde devletin zirvesinde yer alan isimlerin çocuklarının ticari ilişkilerinin gündeme gelmesi Numan Kurtulmuş'un tepkisini çekiyor. "Kamu görevine gelen birisinin yakın çevresindekiler ticaret yapıyorsa, o görev devam ederken yakın çevresinin ticaretini askıya alması lazım" diyen Kurtulmuş, kendisiyle ilgili de bir söz verdi. Kurtulmuş, "Kendim için söylüyorum ki; Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğime söz Yeriyorum. Ranta bulaşan siyaset biter. Bu siyaseti izleyenler kendi ayaklarını bağlar" dedi.

Kriz gittikçe derinleşiyor
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Türkiye'de işini kaybeden adam hemen yoksullaşacak. Kimsenin kıyıda köşede birikmiş parası yok. İnsanlarımız yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. 20 milyon insanımız yoksulluk sınırında yaşıyor. Bu kriz dolayısıyla ortaya konan tedbirler, eksik tedbirlerdir. Türkiye'nin önemli tesisleri satıldı. Türkiye'nin önemli ve büyük fabrikaları kapatılıyor, işçi çıkarılıyor. Milyonlarca vatandaşımız işsiz kaldı. Tüketici kredileri ödenemiyor. Vatandaşımız çok ciddi boyutlarda ekonomik sıkın çekiyor. İşsizlik artıyor. IMF Türkiye'ye yanlış politikalar dayatıyor. Türkiye, içinde bulunduğu bu sıkıntılı günleri, bu darboğazı atlatacaktır. Ama bunun için Türkiye'nin biran önce dışa dönük politikalardan kurtulması gerekiyor. Dışarısı hapşırdığı zaman Türkiye verem olacak bir noktaya getirildi'.' Numan Kurtulmuş, krizin sadece ekonomik değil, çok kapsamlı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Biz başından itibaren bu krizi sadece ekonomik kriz olarak görmedik. Bu sadece bir mali kriz, finansal kriz, ya da siyasal bir kriz de değildir" açıklamasını yaptı.

Erbakan ile nasıl tanıştı
Saadet Lideri Numan Kurtulmuş, Milli Görüş'ün teorisyeni Necmettin Erbakan ile tanışma sürecini anlattı: "Bağımsızlar Hareketi'yle ilgili bir toplantıydı. 9 yaşlarındaydım. Çok etkileyiciydi. Sayın Erbakan herkesi ayağa kaldırdı, çok kalabalık değildi. 'Zafer inananlarındır ve zafer yakındır' demişti. Çocuk yaşımda hayret etmiştim ve etkilenmiştim. Çok başlangıç olan bir aşamada, kalabalıklar etrafında yokken zafer düşünde olması beni etkilemişti. Siyasetin en önemli özelliği iddia ve irade sahibi olmaktır. Buna sahip olmayan bir siyaset yürümez'.

Kurtulmuş, Anadolu'yu dolaşmayı çok seviyor. Bir Şanlıurfa ziyaretinde yöresel kıyafetle görülüyor.

Karabağ çözülsün, sınır öyle açılsın
Saadet Lideri Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bütün komşularıyla iyi İlişkiler içinde olmasından ve sınır ticaretinin geliştirmesinden yana olduklarını belirtti ve "Ermenistan sınırının açılabilmesi için, büyük bir haksızlığın giderilmesi gerekiyor. Karabağ çözülsün, sınır öyle açılsın" dedi.

TSK, bu ülkenin koruyucusu
29 Mart seçimlerinin ardından yeni döneme giren Saadet Partisi'nin Genel Başkanı Kurtulmuş: Hiçbir siyasi parti, Türkiye'nin vatan savunmasının merkezi olan TSK'yı yıpratarak, onlar üzerinden negatif bir siyaset geliştirerek kendi siyasetinin önünü açamaz

Saadet Partisi Lideri Kurtulmuştan önemli değerlendirme

Saadet Partisi, 29 Martın ardından hızla yeni döneme hazırlanmaya başladı. Halktan aldığı iktidara hazır ol' mesajının ardından partinin yol haritası belirlenmeye başladı. Saadet Partisi'nin, seçim kampanyasında ortaya koyduğu üslupla, siyasal gücüyle, farkıyla, yeni liderliğiyle millet tarafından onaylandığını belirten Numan Kurtulmuş, "Lafımızı asla eğip bükmeyeceğiz. Kimsenin önünde eğilmeyeceğiz" diyerek AKP hükümetinin dış politikadaki yanlışlıklarına vurgu yaptı. Türkiye'nin yeni bir siyasal denkleme hazırlandığını kaydeden Kurtulmuş, Türkiye-Ermeni ilişkileri, Davos krizi, Rasmussen olayı ve Obama'nın ziyareti üzerine görüşlerini aktardı. "Biz hayatımız pahasına bir siyasi mücadele veriyoruz. Bu mücadele de yeniden büyük muktedir güçlü Türkiye'nin kuruluşuna kadar, yeni ve adil bir dünya kuruluna kadar devam edecektir" diyen Kurtulmuş, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:

Önce Karabağ sonra sınır
Öncelikli olarak son günlerin gündem maddesi Ermenistan sınırının açılması konusuna değinen Numan Kurtulmuş, prensip olarak Türkiye'nin bütün komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması, sınır geçişinin olması ve sınır ticaretinin geliştirmesinden yana olduklarını kaydetti. Kurtulmuş bu konuda şöyle konuştu: "Ermenistan sınırının açılabilmesi için, bir büyük haksızlığın giderilmesinde herhalde en büyük söz hakkı Türkiye'ye düşüyor. 1915 katliamını tanıyın diyenlerin ağzından bir kere Hocalı Katliamını duymadık. Bundan bahsetmiyorlar. Şu anda fiili olarak devam eden Dağlık Karabağ işgali var. Azerbaycan'ın malı, toprağı olan Karabağ, Ermenistan işgali altındadır. Türkiye, Ermenistan sınırını açabilir. Ama önce, Türkiye'nin Dağlık Karabağ'daki işgalin sona ermesi için siyasi kararlılık ortaya koyması lazım. Yani biz yeni bir takım müttefikler kazanacağız diye, yeni bir takım müttefikler bizimle iyi geçinecekler diye bizim ezeli dostlarımız ve kardeşlerimiz olan Azeri halkının, en önemli problemini göz ardı etmeye hakkımız yoktur. Biz öncelikle Azerbaycan'ın işgal altındaki toprağı Dağlık Karabağ'ın özgürleştirip ondan sonra da bütün komşularıyla oluduğu gibi Ermenistan ile de sorunların çözülmesinden yanayız.

TSK, peygamber ocağıdır

"Bugün 28 Şubat sürecinin içerisine dahil olanların bir kısmı bile, oh ne iyi yaptık demiyorlar" diyen Numan Kurtulmuş, o günün mimarlarının bile bugün pişman olduklarını dile getirdi. 28 Şubat'ın Türkiye demokrasisine, Türkiye'nin genel gidişatına olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Kurtulmuş, TSK'ya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'deki Anayasal sistemin bir parçası. Bizim karşı olduğumuz mesele TSK'nın Türkiye'deki demokratik işleyişe müdahale etmesidir. TSK, bu toprakların korunması için var olan ve bunun için de en güçlü şekilde olmasını istediğimiz, siyasetçiler olarak bunun için çaba sarf etmemiz gereken, sanayiden tutun da, ordusunun modernize edilmesine kadar bir çok alanda fikir üretmek zorunda olduğumuz bir kurumumuzdur. Kaldı ki Sayın Başbuğ'un, bizim yıllardır söylediğimiz gibi burası Peygamber ocağıdır...

 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.