Askeri asli görevine çekmek askere değil vatana sevginin gereğidir. Kendi görevinin dışında görevler ifasında bulunan asker asıl askerlik mesleğinden nasıl da uzaklaştığını hep beraber gördük ve görüyoruz.
Biz askeri vatanımızı sevdiğimiz ve askerimizin bizim için değeri olduğu içindir ki eleştirmekteyiz. Eleştirilecek durumda olması askeri değil, öncelikle bizleri üzer, yaralar.
Asker bir milletin evladıyız. Ama askerler bu milletin evladı değil gibi duruyorlar. Tabii ki kastımız yönetici mevkiinde olanlaradır. Askerlikten gayri her mevzuda giriftar olmak askerimizi bozdu, tahrip etti. Terör değil askeri asli görevinin dışında olmak öldürmektedir.
Siyasi demeçleri askerin değerini katlamaz, askeri bir kısım insanların oyuncağı haline getirir. Benim dayım senin dayını döverin malzemesi oluverir. Nitekim öyle de olmuştur.
Askerimizin iç istihbarat toplaması askeri konuların dışında bir milleti gayri kanuni yollarla fişlemesini gördük ve biliyoruz. Şimdi askerin tepe noktasındakiler de zamanında bu ortamın oluşmasında payları olmadığı söylenebilir mi? Batı çalışma grubu denen şey neden kuruldu. Neden bir astsubay kaymakamları valileri savcıları fişler oldu. Bunu üstleri onlardan istemedi mi?
Artık bu ETÖ davası ve içeriği gösteriyor ki bazı askerler yanlış yola girmişlerdir. Bunların girdiği yolların hepsi de dış güçlerin çıkarlarıyla örtüşmektedir. Vatan sevgisi edebiyat ve teferruat olduğu bellidir. Asıl olan vatan değil, kaosla ülkede tek iktidar olma gayretleridir.
Askerin iç kolluk kuvveti olarak kullanılması da askerin halkla karşı karşıya getirilmesi de çok yanlıştır. Askeri iç istihbarattan ve iç güvenlikten arındırmak gerekmektedir. Bu da yetmez, askerlik dışında her türlü işlerden, siyasetten de uzak kamaları gerekir. Başbakanla Genel Kurmay başkanının basına yansıyan konuşmalarının hiç de tasvip görmesi mümkün değil, çağdaş bir dünya da olası şeyler mi?
Askerlerin kökü dışarıda olan örgütlere üye olmaları da doğru değildir. Bir askerin başında ki kişilerin Atatürk’ümüzün de yasakladığı örgütlerde üye olmaları kuşkuyla karşılanmalı ve bunların derhal görevlerinden el çektirilmesi gerekir. Savcılıklarında bu konuda işlem yapma zarureti vardır.
ETÖ olayında derin mason bağlantılarını da göze almak zorundayız. Şayet bu ülkeyi seviyorsak bu Siyonist düşüncenin ürünü bu mason derneklerini ülkemizden halkımızın kalbi olan askeriyemizden söküp atmak zorundayız. Bu ülkede Atatürk’ümüzün adını ağzına alarak halkımızın değerlerine sövenlere bakın hepsinin bu örgütle şöyle veya bağı veya bağlantısı vardır.
Bu ülkede gerçekten Türk kültürünün maddi ve manevi değerlerine sahip hiçbir evladı askerde belirli yerlere gelmesinin engellenmesinde de kökü dışarıda olan örgütlerin ve yapılanmaların payını yadsıyamayız. Bunu sadece laikliğin yanlış yorumlanması olarak algılamak saflığına da düşmemeliyiz. Hiçbir Türk evladı dinli-dinsiz, dindar-dini dar evladı kendi milletinin maneviyatına karşı edepsizleşmez, kem söz etmez. Onda ki Türklük kanı buna engeldir.
Bu milletin özünde olmayanların bu milletin bağrında birer hançer gibi saplandığını görmek lazımdır. Yıllardır bu milletin bağrında ki bu hançerin artık sökülüp atılması gerekmektedir.
Atila İlhan’ın “gerçek bir tane Türk aydını yoktur” sözünü de burada kulaklarınıza küpe yapmanızı istirham ediyorum.Sizi aydınlatanların çoğu sizin istikballerinize dış bağlantılı kastı olanlardan çıkıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.