ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama’nın Mısır’ı ziyaretinin birkaç gün öncesinde başlatılan bu kampanya dâhilinde cemaatin sitesinde ulaşılması istenen ilgili tüm makamların özel telefon ve faks numaraları ile adresleri yazıldı. Cemaatin şura meclisi üyesi ve liderlerinden Şeyh İsam Dirbale ise tüm Müslümanları bu kampanyaya katılmaya çağırdı.
Dr. Ömer Abdurrahman
Dirbale, batı tarafından "Kör İmam" olarak adlandırılan Ömer Abdurrahman’ın 93’teki saldırılar ile hiçbir bağlantısının olmamasına rağmen sadece bir iddiadan ötürü yıllardır zor şartlar altında hapiste tutulmasının insani bir davranış olmadığını söyledi. Abdurrahman’nın gördüğü işkencelerden dolayı sağlık durumunun iyi olmadığını belirten Dirbale, 93’teki Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanmasının tamamen Amerikan istihbarat birimi CIA’nın bir oyunu olduğunun ortaya çıktığını bildirdi. Dirbale, bu oyunun hedefinin Müslümanları terörist olarak göstermek ve Mısır zindanlarından alınıp ABD’ye sürgün edilen Abdurrahman’ı tutuklamaya yönelik bir komplo olduğunu ifade etti.
Cemaat, bütün Müslümanları imkânları çerçevesinde yeni Amerikan yönetimine, Şeyh Ömer’in salı verilmesinin zorunluluğunu hatırlatma ve Amerikan yetkililerle görme özürlü şeyhin sağlık durumunun kötü olduğu hakkında çaba sarf etmeleri hususunda ilgili mercilere adreslerinden ulaşmaya davet etti.
Cemaat internet adresi aracılığıyla Beyaz Saray’ın, Amerika Adalet Bakanlığı’nın, dışişleri bakanlığının özel faks ve telefon numaralarını, adreslerini, aynı şekilde Amerikan başkanlığı bürosunun özel e-mail adresini yaydı.
Konu üzerine Cemaati İslami şura meclisi üyesi ve tarihi liderlerinden Şeyh İsam Dirbale’ye sorular yönelttik;
-Acaba cemaat, davasını canlandırma adına çeşitli güçler toplamak için ve Amerikan yönetimini bu davanın herkesin gözettiği bir dava olduğuna ikna edip cevap vermesini sağlamak için fırsatı değerlendirmeye mi çalışıyor?
Bu vaktin seçimi tamamen kampanyanın bir parçası. Bu kampanya bundan sonrada Şeyh Ömer Abdurrahman salıverilinceye kadar devam edecek.
-İlk günde kampanyaya ilgisi nasıl oldu?
İnsanlar Şeyh Ömer’e büyük sempati duyuyor. Her görüşten ve guruptan insan bu kampanyaya destek vereceklerini ve elinden geleni yapacaklarını belirtti. Büyük katılım oldu kısa zamanda. Biz de herkesi hayatını İslam’a ve Müslümanlara hizmette harcamış esir Müslüman bir âlimi desteklemeye çağırıyoruz. O bu yolda büyük zorluklara maruz kaldı.
Sıkıntıya Yol Açmamak İçin Genel Çağrı Yapıyoruz
- İslamcıların Dr. Ömer’in davasına sempati duymaları, görüş farklılıkları olsa bile doğal bir durumdur. Ancak cemaat davasını; Vefd, El-Nasıri, et-Tecemmu, el-Gad ve diğerlerinden oluşan diğer muhalefet güçlerine; değişik partilere, sivil toplum örgütlerine ve insan hakları kuruluşlarına da sunarak bu güçleri görme özürlü şeyhin serbest bırakılması için toplamaya çalıştı mı?
Biz bu güçleri belli bir konum almalarını şart koşmaksızın ve onları zora sokmaksızın bu kampanyayı desteklemeye çağırıyoruz. Bu partiler ve sivil toplum örgütleri arasındaki olası yardımlaşma çemberinin ülkenin çıkarına olacağı inancıyla bu çağrının kendilerinde bir yankı bulacağını umut etmekle yetiniyoruz. Ayrıca herkes Şeyh Ömer’in ulusal konumu ve İslam davalarını sürekli desteklemesi nedeniyle bu genişlemeyi sürdürüyor.
Bu siyasi güçlere bu gibi meseleleri sunduğumuz bazı zamanlarda sıkıntı meydana geliyor. Çünkü onların da bizimkilerden çok farklı; kendilerine özel hesapları oluyor. Bu nedenle genel bir çağrı yöneltiyoruz. Bu güçlerin talebimize desteklerini görüyoruz. Sonunda barışçıl İslami akımlara destek veriyor ve olumlu bakıyorlar. Bu konuda hiçbir grup farklı görüş açısına sahip değil.
Kampanya İçin Emniyetten İzin Alınmayacak
Bilindiği gibi cemaatin liderleri ve üyeleri uzun yıllarını tutuklu olarak geçirdi. Bunlardan bazıları yönetimle silahlı çatışmaya girmekten vazgeçmelerinin ve meşhur şiddeti durdurma girişimlerinin ardından serbest bırakıldı. Öyle ki bu girişim cemaatten ve polisten yüzlercesinin ölmesine neden olan şiddetli çatışmalar sayfasının kapanmasına sebep olmuştu. Bu şahısların salınmasından sonra normalde cemaatin hareketlerinin özellikle de genel ve aleni tutumları güvenlik anlaşmaları ve koordinasyonu çerçevesinde olması gerekiyor.
Bu bağlamda kampanyayı başlatmadan önce emniyet çevrelerinden izin alınacak mı?
Emniyetten izin istemek veya koordine gibi durumlar söz konusu olmadı. Çünkü bu konu, tüm akımlar için izin verilen çerçevede kalmaktadır.
Neden herhangi bir Mısırlı resmi çevre Amerika’dan Şeyh Ömer’in serbest bırakılması için talepte bulunmadı?
Bu meseleyi tüm resmi kesimler ve yetkililer sormaktadır.
ABD'li İnsan Hakları Savunucusu avukat Lynne Stewart'ta Ömer Abdurrahman'ın serbest bırakılması için kampanyaya destek verdi.
Dirbale, Şeyh Abdurrahman’ın salınmasının bu tür ılımlı akımların desteklenmesi ve onaylanması adına önemli bir adım sayılacağını, hapiste kalmasının ise İslam ve Batı çatışması görüşünü benimseyen akımlara teşvik ve destek olacağını söyledi.
Kampanyaya destek olmak için tıklayın:
Ömer Abdurrahman Serbest Bırakılsın
Defne Bayrak / TİMETURK
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.