4'ü aynı anda ABD'de ne yapar?


Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve Ulaştırma Bakanı'nın niçin aynı zamanda Amerika'da?

Atılgan Bayar / Akşam


Dört gazeteyi önüme serdim. Hürriyet, Milliyet, Vatan ve Habertürk'ün 1. sayfaları Başbakan'ı görmüyor.
Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve Ulaştırma Bakanı (yeni döndü) aynı anda Amerika'da...
Gazetelerin 1. sayfalarında bu gelişme ile ilgili bir haber veya yorum da yok.
Anlaşılan medya kronikleşmiş hatalarından birine, bir kez daha düşmek üzere.
Belediye seçimlerinde AK Parti'nin yaşadığı oy kaybı ve bunun ardından Başbakan'ın mayına basışını AK Parti yenilgisinin başlangıcı olarak algılıyor.
Başbakan'ı görmeyerek bu sürece katkıda bulunacağını zannediyor.
Seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra yazılan bazı yazıları hatırlıyorum.
AK Parti iktidarının çöküş sürecine girdiği düşünülüyordu.
Ama gerçeklik böyle mi?
Bugün...
Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve Ulaştırma Bakanı'nın Amerika'da ne yaptığını anlamadan ve bunu halka anlatmadan siyasi bir tahminde bulunmak ne kadar sağlıklı?
Türkiye'nin kendi katılmadığı görüşmelerde bile hukukunun savunulur hale gelmesi henüz medyanın ilgi alanına girmedi.
Ama bunun kamuoyuna yansıması iktidarın gücünü ne oranda etkileyecek bilemiyoruz.
Bir şey daha:
Tekrarlanan yerel seçimlerde, biliyorsunuz, aynı adaylarla seçime girilme şartı vardı ve AK Parti oylarını yükseltti.
Medya aklı, bunu arızi bir sonuç olarak mı okumak istiyor, yoksa seçmen, 'iktidarın burnunu yeteri kadar sürttüm, hedef burun sürtmekti, iktidardan düşürmek değil' mi diyor?
Böylece AK Parti, 'yenilmeden yenilmiş' olarak algılandı ve tekrar bir şans verilmesini 'hak etmiş' mi oldu?
Bulduğu ilk fırsatta, kendi arzularını gerçeklik sanma alışkanlığına dönen medya bunları sorgulamıyor.
Olağanüstü bir dönemde 1. sayfalarında Başbakan'ı görmüyor.
Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve Ulaştırma Bakanı'nın niçin aynı zamanda Amerika'da bulunduğunu anlamıyor ve anlatamıyor.
Oysa medya, ister muvafık, ister muarız, ister bağımsız olsun; gerçeği görmek ve göstermek zorunda.
Muhalefet edebilmek için de gerçekliğe muhtaç.
Bu seçilmiş körlüğün, medyanın bir kez daha ve daha şiddetli apışmasına neden olabileceğini kayda geçirmiş olalım.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.