CSIS'ın FETTULLAH GÜLEN TOPLANTISI ÜZERİNE

[afganisthan.jpg]
Washington'daki düşünce kuruluşlarından Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde (CSIS) düzenlenen "Gülen Hareketi" konulu toplantıda, Dinlerarası Diyalog Enstitüsü'nün Başkanı ve Gülen Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi Yüksel Alp Aslandoğan, toplumun her kesiminden insanların katıldığı bir hareketin ortadan kaldırılmasından bahsetmenin "anlamsız" olduğunu söyledi.

Son günlerde İRTİCA'ya (bundan kasıt 28 şubat döneminde İSLAM'dır) karşı Zaman v Taraf gazetelerince "KİRLİ TEZGAH"diye adlandırılan bir plan ortaya atılmış ve İrticaya karşı bir darbe planlandığı iddia edilmektedir.Bu plan çerçevesinde İRTİCA ile özdeşleştirilen Fettullah Gülen Hareketinin Amerika'da bulunan Dinlerarası Diyalog Ensitüsü başkanının da katıldığı bir toplantı yine uluslararası Yahudi ve ABD çıkarlarını korumak için kurulmuş CSIS isimli CFR'nin yan kuruluşunda yapıldı.

Yukarıda açıklanan ve Aslandoğan'nın açıkladığı Fettullah Gülen Hareketinin ortadan kaldırılması hadisesi gerçekten mühimdir.*Çünkü ,Devleti elinde tutan batıcı Kemalist ve laik çevrelerle devleti ele geçirme peşinde olan Gülen hareketinin adeta bir it dalaşı şeklinde devam eden mücadelesinin neticesinde bu sonuç ortaya çıkmıştır.Kaldı ki Darbe'ye ve darbecilere karşı Fettullah Gülen Hareketinin 28 şubatta müslümanların ezilmesine ve hapishanelere dıkılmasına ses çıkarmadığını hepimiz biliyoruz. Refah Partisi Hükümetinin devrilmesine bile ses çıkarmayanların DARBE'ye karşıyız açıklamasını yapması nekadar gerçekçi olabilir ki?)28 Şubat Darbesinin gerçek mağduru olan kişilerin hala daha cezaevlerinde olduğunu da not olarak ekleyelim!

Aslandoğan, "Gülen Hareketi"ni, "İslam inancı anlayışı içinde kök salan bir sivil toplum hareketi" olarak tanımladı. Alp Aslandoğan, inanca dayalı girişimin, eğitim fırsatları yaratma amacıyla başladığını ve bugün uluslararası bir fenomen haline gelerek birkaç milyon olduğu tahmin edilen üyeleri bulunduğunu söyledi. Aslandoğan, Gülen hareketinin belli bir merkezi yönetimi olmadığını da özellikle vurguladı.

("İslam inancı içerisinde kök salan bir sivil toplum hareketi" Fettullah Gülen hareketi için söylenemez.Fettullah gülen hareketi yapısı itibarı ile şu anda devleti ele geçirmeye çalışan bir konumu var. Daha önce ABD tarafından kullanıldıktan sonra bir kenara atılan batıcı laik ve kemalist çevreleri tasviye edip onun yerine yine ABD tarafından kullanılmak yada eskinin yerine getirilmek üzere seçilmiş özel yapılanmadır. Bu sebeb ile Fettulah Gülen Hareketini bir tarafın İRTİCA! ile karalayıp diğer tarafın ise İSLAM! adına yetkili kılma gayesi ile giriştiği bu mücadele de haklı kimsecikler yoktur. Yine yukarıda ki açıklama da olduğu gibi Gülen taraftarlarını da topyekün Türkiye gibi göstermek son derece yalnış ve hizipçi bir anlayışın tezahürüdür.Bizler bu yapılanmanın "islam inancı içinde kök salmayan" bir hareket olduğunu İslam'ın olmazsa olmazlarından olan ve ANADOLU insanının tarihinden gelen Cihadcı ve Fetihçi bir anlayışı reddetmesinden anlıyoruz.)

Aslandoğan, Fethullah Gülen'in 11 Eylül saldırılarını şiddetle kınayan bir dini lider olduğunu ve Suudi asıllı terörist Osama Bin Ladin'i "bir canavar" olarak nitelediğini de anlattı ve Gülen hareketinin "şiddetten uzak, inançlar arası diyaloğu destekleyen bir hareket olduğunu" söyledi.

Bu hadise bir çok kez yazılıp çizilmiştir.Fettullah Gülen sadece 11 eylül saldırılarını değil aynı zamanda Filistinde ki,Irak ve Afganistan'da ki direnişleri ve özellikle ABD'ye ve işgale karşı saldırı düzenleyen ,vatanlarını savunan mücahitleri de redetmiştir.Bu yüzdende Bu hareketin yapı itibarı ile emperyalizmin başı konumunda ki ABD ile son derece gelişmiş ilişkileri çeşitli alanlarda dillendirilmiş aynı zamanda da kanıtlanmıştır. .İnançlararası diyalog (Dinlerarasıdiyalog) dediğiniz Hristiyanlık ve Yahudilik başta olmak üzere İslam ile karıştırarak yine islam'ın nas'larını redederek ortaya atılmış ABD projesinin Türkiye önderliğinde İslam Dünyasını terbiye etme girişiminin adı olduğu ve özellikle Ehl-i Sünnet hocaların ve alimlerinin şiddetle karşı çıkarak redettiği bir kavram olduğunu dillendirmeden edemeyeceğiz.Dinlerarası diyalog adeta İslam(bal) ile, tahrip edilmiş Hristiyalık ve yahudilik küfrünün (b.k) 'un karışımından oluşan ne idüğü belirsiz saçmalıktır.

-GÜLEN HAREKETİNİN SİYASETLE İLİŞKİSİ-

Oturumu yöneten CSIS Türkiye projesi direktörü Bülent Alirıza, Aslandoğan'ın, hareketin siyasi olmadığını söylemesine karşılık, siyasi bir etkisi bulunduğunu ve bu hareketi yok etmeye yönelik bir girişime ilişkin belgenin Türkiye'nin gündeminde bulunduğunu hatırlattı. Aslandoğan ise Gülen hareketi mensuplarının kişisel olarak, her Türk vatandaşı gibi siyasetle ilgilenebileceğini ancak herhangi bir siyasi partiye bağlılık göstermeyeceğini, bunun temel prensip olduğunu söyledi.

Siyasete katılımın, "konular ve değerler düzeyinde" bulunduğunu belirten Aslandoğan, "Bazen belli bir siyasi partiyle politikalar benzer olabilir. Ama bugün belli bir siyasi partiye yakın gibi görünmekle birlikte, yarın başka bir siyasi partiyle de yakın görünebilir" dedi. Aslandoğan, belli demokratik ilkeleri benimseyen herhangi bir partinin, hareketten destek görebileceğini vurguladı.

(Çelişkiye bakarmısınız! Fetullah Hareketi Siyasi değildir.Siyasi Partilerle ilişkisi yoktur deniliyor.Ama ardından Bazen belli bir siyasi parti ile politikalar benzer olabilir açıklamasını yapıyorlar.Gülen Hareketi yarın öbürgün Ak Parti yerine dün olduğu gibi NUR'lu Süleyman dedikleri adamın Doğru Yol'unuda desteklerler mi? Elbette ki desteklerler.Velhasıl anlatmaya çalıştığımız şey ABD imparatorluğuna en iyi hizmeti kim verirse...Biz ondanız!)En iyi hizmetkarlık yarışında kapışan iki amerikancı grup yani!

Gülen yapılanması tarafından Ak Parti'nin desteklenmesi hadisesi de oldukça ilginçtir. Velhasıl, AKP'nin şu anki pozisyonu da ABD tarafından kullanıldıktan sonra bir kenara atılan partiler gibi duruyor.Şu an CSIS isimli kuruluş tarafından düzenlenen bu toplantıdan aylar önce yine CSIS tarafından yapılan bir panelde "AKP SİLİNECEK" diye açıklama gelmiştir. Bilinen adı Amerikan Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi yani ‘Center For Strategic and İnternational Studies’. Gerçekte ise uluslararası Siyonist komplonun en önemli merkezlerinden olan bu kuruluşun ABD'yi özellikle davos'tan sonra AKP'ye karşı tavır almaya zorlamıştır. Yahudilerin kontrolünde olan bu kuruluş tarafından Gülen hareketine dair böyle bir açıklama yapılması gerçekten önemlidir.Kuruluşun En tanınmış isimlerinden biri ise stratejist olarak lanse edilen Brzezinski. Brzezinski de Yahudi. Bir zamanlar Ortadoğu’da Türkiye dahil bir çok ülkenin sınırlarının henüz netleşmediğini söylemişti

Alirıza'nın, "Gülen hareketini ortadan kaldırmaya yönelik girişime ilişkin görüşünüz nedir?" sorusu üzerine Aslandoğan, "Gülen hareketinin yok edilmesinden bahsetmek anlamsız. Çünkü hareketin içindekiler, toplumun her kesiminden gelen Türk halkıdır" diye yanıtladı.

Toplumun her kesiminden gelen Türk Halkı olduğunu iddia ettiği Gülen taraftarlarının şu anda gerçekten 1-0 önde olduğunu dillendirebiliriz.Hatta 2-0 gibi eski amerikacılara karşı galibiyete gittiğinide dillendirebiliriz. Eski ABD'ci bu grubu tasviye edici Fetullah Gülen hareketi elbette ki toplumun her kesimi tarafından sempatik görülebilirdi.

Ama eskinin yerine gelen yeni Gülen Hareketi de ABD için,kullanıma açık tam da ABD'nin planları çerçevsinde Türkiye'ye yakışır (Türk halkı'nı her türlü kullanıma açıcı,) kuruluştur. .

Eskiden adı Kemalizm'di şimdi ise Fettullahizm oldu! Anadolu Ahalisini emperyalizmin yeni yüzü Obama'ya İslam dünyasına hazırlayıcı haberlerin kaynağının da özellikle bu yönde yayın yapan Gülen Hareketinin neşriyatlarında hepimiz görüyor ve ibretle izliyoruz. Bu hareketin Amerikancıları tasviye edip onun yerine yine Amerikanın desteklediği diyalogcu,ılımlı İslamcı bir iktidar kavgasında giriştiği hamleleri kesinlikle Türk halkı'nın tasvip ettiği hareketler olarak niteleyemeyiz.Türk Halkı'nın istediği şey kesinlikle Osmanlı gibi yedi düveli dize getiren emperyalizmi Anadolu'dan kovan iman gücünün şu anda iSLAM Topraklarını işgal etmiş ABD'ye karşıda kullanılmasıdır.

Bir katılımcının Gülen'in neden ABD'de yaşadığı yönündeki sorusuna karşılık Aslandoğan, sağlık ve siyasi sorunları neden olarak gösterdi. Gülen'in Türkiye'ye dönmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığını belirten Aslandoğan, buna karşın Gülen'in, stresten uzak durarak sağlığını korumak istediğini ve bazı siyasi partilerin, dönüşünü istismar etmesinden endişe ettiği için ABD'de kalmayı sürdürdüğünü söyledi.

Bir başka katılımcının, Gülen hareketinin neden askerlerle iyi ilişki içinde olmadığı sorusu üzerine Aslandoğan, ''sorunuzdaki yargıyı paylaşmıyorum. Orduda belli bireylerin Gülen hareketine ilişkin olumlu veya olumsuz görüşleri olabilir. Emekli olduktan sonra olumlu görüş belirtenleri biliyoruz'' dedi

Son gelişmelerde, Gülen'in, ordunun güvenilirliğini sarsacak girişimleri onaylamadığına dair bir açıklama yaptığını belirten Aslandoğan, kanunlara aykırı iş yapanlar varsa bunların adalet önüne çıkarılması gerektiğini de Gülen'in vurguladığını söyledi. Aslandoğan, Gülen'in, ''devleti ve orduyu destekleyen açıklamaları yüzünden'' zaman zaman eleştirildiğini de kaydetti.

Ergenekon taifesi gönderilip yerine Fethullah Gülen cemaati yerlestirilmektedir. Ama bu islami açıdan ve siyasi açıdan iler ki dönemlerde ergenekonun tasfiyesinden daha tehlikeli olacaktir. Velhasıl ABD'nin planları bir kaç aylık olarak tasarlamadığı malum.Bir asra yakın bir zamandır süren Anadolu halkını devşirme ve kuklalaştırma hareketine önayak olanların tasfiye edilip *İSLAM görünümlü ABD'ci yapılanmanın onun yerine getirilmesi kadar tehlikeli ne olabilir ki? İSLAM adına İSLAM'cıları terbiye etme hareketi yani...

Ve şu anki değerlendirmesini yaptığımız 'CSIS'isimli kuruluşun asıl amacı büyük Yahudi Krallığı kurmak olan İllimunati'nin bir kolu olmasıdır. ve CIA kontrolü altında çalışmaktadır. Öyle ki bir araştırmacının söylediği gibi "CSIS için çalışan bilim adamları, stratejistler ve araştırmacılar bile bunu bilemeyebilir"Böyle bir Kuruluşta F.GÜLEN propogandası yapılması, olayın ciddi açılımlara gebe olduğunu göstermiyor mu?)

Not:*koyu olarak yazılmış bölümler sitemize aittir.

İlerleyen zamanlarda Baran Dergisi'nde yazan Oğuz Gürses'in bu hadiseye dair yazdığı yazının İnşaallah tamamını sizlere aktarabiliriz ki, şu anda son paragrafta yer alan kısmını size aktarmak istiyorum.

Merhum Üstad Necip Fazıl, 27 Mayıs darbesi için “Yoğurttan hükûmete kartondan hançer” demişti ya...

O günden bugüne, ne hükûmetler cephesinde, ne de darbeciler cephesinde değişen bir şey yok... Hükümetler hep yoğurttan, darbeciler hep kartondan... Birinden biri değişse “belki kurtulur gemi” ama...

her daim hatırlanması gerekli olan Hz.Ali(ra)'nın sözü ile yazıya son noktayı koyalım

"HAKİKATİN HATIRI DOST'UN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"

2 yorum:

  1. İrtica ve Fetullah Gülen kesinlikle yan yana gelmeyecek şeyler. F.G ne zaman Müslümanları temsil makammına geçmiş ki "irtica" diyince Fetullah gelsin akla. Öyle gösterilmek istenmesi başka öyle olması başka. Evet şunu diyebiliriz öyle gösterilmek isteniyor.

    Neden öyle gösterilmek isteniyor sorusunu cevabı Fetullah harekitine kabaca bakıldığı zaman anlaşılacak bir husustur. AB-D Emperyalizmine hiç bir zaman karşı olmamış hatta onların kucağından inmemiş Fetullah portresi bizi karşılıyor hemen.

    İrtica eylem planı isimli bir belgeden söz ediliyor. Bu hamlenin Fetullah'ın bir hamlesi olmadığını kim söyleyebilir. Kimdir bu Fetullah Gülen neden kendi yurdunda değilde Emperyalizmin merkezinde ikamet eder. Oradaki kirli ilişkileri nelerdir.

    Daha düne kadar Cemaatin yaydığı gözleri ile namaz kılan imanlı ve Fetullah'a bağlı o Generaller Albaylar nerede. Düzmece olan bir şeydi, Emperyalizm yüzünü değiştiriyor bunu en iyi Obama Bush farkı ile görüyoruz. Dikkat edenler bilirler ABD filmlerinde dünya bir kötülüğe sürüklenecekse ancak siyahi bir aktör ABD Başkanı olabilirdi, o derece siyahlardan nefret eden onları her şeyleri ile köleleştiren bir anlayış ne olduda siyah derili birini ülkelerinin başına geçirdi. Bu radikal değişikliğin sebebi nedir.

    Haliyle insanın aklına şu soruda gelebiliyor, Türkiye'de neden Fetullah'a yol veriliyor, eski kadrolara ne olduda sümük mendili gibi bir kenara atıldılar. Fetullah bir projedir...

    Şunuda rahatlıkla söyleyebiliriz ki Fetullah bu yapmış olduğu belge sahtekarlığı ile çök kötü şapa oturmuş vaziyette...

    YanıtlaSil
  2. Fettullah Gülen cemaati Türkiyenin tamamını mı oluşturuyomuş? Bu ne bağnazlık böyle.Kesinlikle katılıyorum bu adamlar abd'ye gönüllü çalışan ve ABD'*nin İslamı için çalışan ılımlı Amerikan İslamını yayan kimselerdir.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.