.:: KomploTeorileri ::. "Ne Zaman Kaybettik" Yazar Sayın Zahide Uçar

Zahide Uçar
Ne Zaman Kaybettik?
  Arkadaşıma Gönder   Yazdır
  Yorum Ekle   Yorumları Oku
03.08.2009

İlk Ergenekon tutuklamaları… Kimse oralı olmadı. Bir gazimizi aldılar önce… Güneydoğu’da terör ile mücadele ederken ayağından yaralanmış. Sonra Veli Küçük hedef tahtasına konuldu. Terör ile mücadelede önemli bir isim. Birçok kişi şüpheyle baktı, acaba dedi?


Biraz basiretiniz olsa amacı anlardınız. Yandaş medyanın soysuzlaşmış, devşirilmiş kalemleri bazı isimleri kalemlerine doladı. Hedef tahtasına oturtulan isimlere bakıyorsunuz, PKK ile mücadele etmiş, sözde Ermeni soykırımı yalanlarına karşı mücadele veren isimler.


Sırasıyla SOROS, yabancı istihbarat bağlantılı sivil çalışma gruplarının iç yüzünü deşifre eden aydınlar toplandı bir bir. Ergün Poyraz, Emin Gürses gibi…


 Kemal Kerinçsiz bizzat Başbakan tarafından hedef gösterildi. İçeri alınırken elinde ki dava dosyasına el kondu.


 Ne yaptı BARO Başkanı? Seslerini çıkarmadılar. Basın sessiz kaldı. Kerinçsiz onlara göre bir faşistti..(!)


Mustafa Balbay bile Vedat Yenerer için farklı sözler kullandı. Ne oldu? O hukuk sonunda herkese lazım oldu.


Türkiye’de bir hastalık var. “Benimle aynı siyasi görüşü paylaşmıyorsa canı çıksın.”


İşte bu nokta vatan düşmanlarının kullanabildiği bir güvenlik açığı oluşturuyor. Bu güvenlik açığından girip operasyon yapıyorlar, tarafgirlik gözlerimizi kör ediyor. Biz anlayana kadar da “atı alan Üsküdar’ı geçmiş” oluyor. Farklılıklarımız hakikati görmemize engel olmamalı.


Değerli okur, insanlar farklı görüşlerde olacak, bu bir zenginliktir. Görüşler milli oldukça, dışarının dümen suyuna girmedikçe bir sakınca yok. Niyet halis, amaç ülke çıkarları olunca mutlak bir ortak nokta buluruz.


AKP ile bir şey iyice su yüzüne çıktı. Dindar-atais, sağcı-solcu, liberal… Her görüşün milli ve gayri millisi var. Kıyıda köşede, her görüş ve inanç içinde çöreklenmiş kuş yumurtaları AKP’den cesaret alarak yumurtalarından çıktılar. Ortalıkta şimdilik uçup duruyorlar. Ülkeyi pazarlıyorlar.


Gün milli düşünen, vatanın bölünmez bütünlüğüne inanan herkesin bir olma zamanıdır.


Kurtuluş savaşı öncesi şartlar aynen, hatta fazlası ile mevcuttur!


Emperyalist Devletler Lozan’ın intikamını alıyor. PKK ve Ermeni diasporası üzerinden intikam alıyorlar.


"Emperyalist maşaları+Liboşlar+Şeyh Sait gibilerin tohumları" Türk devletine karşı tarihsel ihanet misyonlarını yerine getirmek için büyük bir iştah ile çalışıyorlar.

Türkiye’de Kürtler azınlık değil asli unsurdur. Lozan’da azınlık sayılan gayri Müslimlerdi. Hatta bu sebepten Türk soylu Hrıstiyanlar da karşılıklı mübadelede Yunanistan’a gönderilmişti.

ERGENEKON adı terör örgütü ile beraber anılıyor diyenlere demiştim ki;” bu ad bilerek seçildi. Bu Türk’ü Ergenekon’a, yani demir dağın ardına hapsetme operasyonudur!”


Onlar Türk’ü Anadolu’dan sürmek istiyor. Bilmiyorlar ki Kürdün varlığı Türkün varlığına muhtaçtır. Türk Milletine tanınmayan yaşam hakkı asla diğerine tanınmayacaktır.

İngiliz Kraliçesi Çanakkale’de batırdığımız gemileri ile aynı adı taşıyan gemiyle Çanakkale’yi geçerek niye geldiyse, ERGENEKON adı aynı mesaj için seçildi. Bunu artık anlayın..!!

Hukuk katliamı yapılarak yapılan tutuklamaları herkes seyretti! Taa ki İlhan Selçuk alınıncaya kadar. Şimdi geldiğimiz durum ne? Alman aydınının geldiği nokta ile aynı durum. Ne diyordu Alman aydını?


“En son beni tutuklamaya geldiler, ama artık bana yardım edecek kimse yoktu.”

Beni tanımayan bir hukukçuya rast geldiğimde Ergenekon tutuklamaları hakkında fikrini soruyorum, gülmeye başlıyorlar. Niye güldüklerini sorunca da tek kelime ile “kepazelik” diyorlar. Herhangi bir yerde rastladığım hukukçu bunlar. Görüşlerini bilmiyorum, onlar da benimkini bilmiyor.

Bugün YARSAV ve BARO’lar en baştaki algılama hatalarının cezasını çekiyor.


Hukuk bir gün herkese lazım olur. BARO ve YARSAV en başında bu yanlışların karşısında olmalıydı.


1.İddianamede neler vardı? Tanık ve sanık olmayan alakasız insanların telefon konuşmaları, adresleri ve telefon numaraları vardı. Bu iddianamenin yandaş basında çarşaf çarşaf yayınlanmasının amacı neydi? Sadece usul hatası mı? Kusura bakmayın ama bu kadar saf düşünemezsiniz. Bu isimler kasten yayınlandı. “Gözümüz üzerinizde, her an sizi de tutuklayabiliriz” mesajıydı bu. Aynı zamanda bir yerlere hedef göstermekti.

Bir davada delil varsa savcı ve hakimin değişmesi bir şey ifade eder mi? Etmez..! O zaman Ergenekon Savcı ve Hakimlerinin yerlerinin değiştirilmesi niye olay oldu? Bunlar atanmış değil de “tutulmuş” savcımı ki de bu kadar yaygara koparıldı(!)?


Bunlara T.C. Savcı ve Hakimi yerine neden Ergenekon Savcısı deniyor?


Şimdi ne diyorlar?


“Ergenekon olmasa KÜRT açılımını yapamazdık..(!)”


Bu cümlenin meali nedir?


Bunların Kürt açılımı dedikleri bölünmeyi yapabilmeleri için orduyu etkisiz, halkı tepkisiz kılmaları gerekiyordu.


Basın ele geçirilerek ilk önemli ayak gerçekleştirildi.


Ergenekon tutuklularına bir bakın..! AKP ve yandaşlarının gizli-kapaklı işlerini ortaya çıkaran kim varsa içeride. ABDullah Gül’ün ABD ile 11 maddelik gizli anlaşmasını deşifre eden Perinçek, gene Ali Babacan’ın 1 Milyar Dolar karşılığı Irak’a sınır ötesi harekat yapmama anlaşmasını deşifre eden Perinçek ve ekibi içeride. RTE, Abdullah Gül bağlantılarını kaleme alan Ergün Poyraz içeride. Rum-Pontus hayali güdenlerin çalışmalarını deşifre eden Emin Gürses içeride. AKP’nin ekonomi yalanını açık eden Sinan Aygün tutuklanıp bırakıldı. ATO’daki odasının banyosuna konan Glok tabanca ile de göz dağı verildi, Sinan Aygün sustu. RTE’nin ADB konsolosu ile yaptığı özel görüşme kasetini seyreden ve RTE’nin ABD savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz’e Ordu ile aramızı bulun diye yazdığı mektubu açık eden Hayrullah Mahmut Ergenekon sanığı ve işsiz… Barzani’nin Türkiye’de ki ticari ortaklığını yazan Güler Kömürcü sanık… Bebek katilini tutuklayan, sorgulayan komutan tututklu sanık... ABD'nin ORTADOĞU planlarına muhalif komutanlar sanık..(!)


Günlerdir “zaman” denen paçavra HSYK üyesi Ali Suat ERTOSUN aleyhine yayın yapıyor.


Şer cephesi el ele… Vatanseverlerin sesi duyulmuyor. Bu noktada Selahattin Ertürk’ün Tecelli kitabından birkaç cümleyi aktarmak farz oldu:


“Eşekler anırmaya başladığı zaman bülbüllerin sesini duyamazsınız.”


Ulus devlet diyen herkes niye tu, kaka? Çünkü “Sığır kurtlarını temizlemek isteyeni süser” miş.


Susturamadıkları, satın alamadıkları herkes Ergenekoncu diye neden suçlanıyor?


“Koyun sürüsü içinde kalmış küheylan, elbette anarşi unsuru olacaktır.”


Kimdir şantaj kasetleri ve iftiralarla susturulmak istenen insanlar? Onlar nasıl haykırıyor?


Gene S. ERTÜRK’ün kitabından bir cümle ile cevap verelim:


“Ey halk alnımda görüp leke sandığın karartı zulmün gölgesidir.”


 Z_eucar@yahoo.com.tr



www.internetajans.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.