T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:35532] DEMIREL-DEVRAN

DOĞRU YOL PARTİSİ
GENEL MERKEZİ
 

            Sayın Başbakan’ın, partisinin 3.Büyük Kongresinde yapmış olduğu konuşmasında “kendilerinden evvelki iktidarların Orta Asya ve Türk Cumhuriyetlerine hiçbir şeyin yapmadığı” imasında bulunması üzerine, Genel Başkan Çetin Özaçıkgöz’ün yapmış olduğu basın açıklaması :

 

“Sayın Başbakan 3 Ekim 2009 günü partisinin 3.Büyük Kongresinde yapmış olduğu konuşmasında, kendilerinden evvel Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’ne hiçbir şeyin yapılmadığı imasında bulunmuştur.

         Sayın Başbakan borç kapatmak için özelleştirme adı altında bizim yaptığımız eserleri satarken de hizmet ve yatırımlarımızı yok saydığı gibi şimdi de Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri için yaptıklarımızı yok saymaktadır. Demirel ve DYP iktidarlarında ; Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleriyle karşılıklı anlaşmalar ile üniversiteler kurulmuştur. Türkiye’de 10 bin Orta Asya’lı öğrenci öğrenim görmüştür. Türk Cumhuriyetlerine askeri eğitimler verilmiş, TÜBİTAK nezdinde konsorsiyum araştırmaları yapılmış, Türk Cumhuriyetlerini 1991 yılında ilk tanıyan Türkiye olmuş, karşılıklı serbest ticari anlaşmalar yapılmış ve TRT yayınlarının buralara ulaştırılması sağlanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın önderliğinde, bu ülkelerin din kurumlarının yeniden yapılandırılmasına maddi ve manevi desteklerde bulunulmuştur. Bu ülkelerde yaptırılan camiler, aramızdaki en önemli muhabbet köprülerdir. Aşkabad’taki Ertuğrul Gazi Camii, muhteşem bir anıt eserdir. Gagoğuz Yeri’ne su götürülmüş, Kırım Türkleri için 1000 konut yapılmış ve Ahıska Türkleri’nin bir bölümünün ülkemizde iskan edilmeleri sağlanmıştır. Orta Asya Cumhuriyetleri’ne teknik yardımda bulunmak üzere Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) kurulmuştur.

         Sayın Başbakan her zaman olduğu gibi geçmiş iktidarların hizmetlerini bir kalemde yine silmiştir.

         Kendisine, bizim iktidarlarımız döneminde yapılan  bu konudaki hzimet ve yatırımları ayrıntılı anlatan, Sayın Demirel’in DEVRAN adlı eserini okumasını tavsiye ediyorum.”

 

www.dyp.com.tr

 

EKİ     : DEVRAN İsimli kitabın ilgili bölümü.

 

 

            Gerçeklerin ortaya çıkması bakımından, Sayın Süleyman Demirel’in “Ahmet Yesevi Stratejik Araştırma Merkezi” için 6 Haziran 2005 tarihinde kaleme aldığı yazının bir bölümünü sunuyoruz.

            DEVRAN : (Sayfa 411-415)

 

            2005 İTİBARİYLE AVRASYA DEĞERLENDİRMEM

            Avrasya’daki bu Türkler ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ilk dönemlerini değerlendirirken bu konuşmamda belirttiğim hususları göz önüne almak gerekir. Bu konuşmadaki değerlendirmelere bazı ilaveler yaparak Avrasya’nın şartlarını özetlemek istiyorum.

·        Sovyetler Birliği döneminde bu ülkeler, Dünyanın diğer bölümlerinden suni şekilde izole edilmiş bir halede yaşıyorlardır.

·        Sovyetler Birliği’nin bu ülkelerdeki etnik çeşitliliğini geniş bir coğrafyaya dağıtma, küçük etnik grupları, büyük etnik gruplar içine yerleştirerek, küçükleri büyüklere karşı kollama politikaları uluslaşma sürecini engellemiştir.

·        Etnik ve siyasi sınırlar arasındaki farklılıklar nedeni ile komşularıyla ve kendi içlerinde toprak ve egemenlik ihtilafları gibi devasa sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır.Bu zorluklara karşı da yönetimler otoriter rejimlerini muhafaza etmek ve merkezi otoriteyi güçlendirmek zorunda kalmışlardır. Devletin tüm kurumlarının başkanların şahsında toplanması gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Bu durum, demokratikleşme, demokrasinin kurum ve kurullarını oluşturma süreçlerini uzatmıştır.

·        Sovyetler Birliği’nin bu ülkelerdeki doğal kaynakları stratejik bir meta olarak görmesi, sanayi, altyapı, enerji gibi tesisleri askeri amaçla olarak planlama, kurma ve işletmesi nedeniyle bu kaynaklar, halkın refah ve gelirine yansımamıştır. Bu durumun bir başka sonucu buralarda kurumsallaşmış bir ekonomik sistemin kurulamayışı ve girişimci ruhunun yeşerememesi olmuştur.

·        Moskova tarafından yapılan ve uygulanan bir dış politikaya alışmış bu ülkelerin kısa bir zamanda kendi kurumlarını oluşturarak kendi politikalarını uygulamaları, sorumluluklarının farkına varmaları ve gereğini yapmaları güçtür.

 

Türkiye’nin bu ülkelerle olan ilişkilerine ve bu bölgedeki faaliyetlerine “Adriyatik’ten-Çin Seddi’ne söylemiyle, hamasete dayanan, gerekçe olmayan ve liderlerle kişisel yakınlık kurarak” gerçekleştirdiği şeklindeki görüşlerin bu gerçeklerin ışığında değerlendirilmesi, objektif bir yaklaşımın sağlanmasına ve geleceğin doğru belirlenmesine yardımcı olacaktır. 

 

AVRASYA İÇİN NE YAPILMIŞTIR

·        Türkiye, bağımsızlıklarını ilan eden başta kardeş ülkeler Azerbeycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan olmak üzere, bütün yeni Cumhuriyetleri aynı anda tanımıştır.Tacikistan ve Moğolistan’ı da Avrasya’nın bir parçası sayan Türkiye, Avrasya’daki diğer Cumhuriyetler gibi önemseyerek, bu ülkelerle ilişkilerini ve işbirliğini daha da yukarı çıkarmaya özel önem atfetmiştir.

·        Bağımsızlarını ilan eden Moldova ve Ukrayna’yı ilk tanıyan ve diplomatik ilişki kuran Türkiye bu devletlerde yaşayan Türk toplumlarının kimliklerini ve toplumsal varlıklarını koruyarak, eşit haklara sahip, hür ve mutlu vatandaşlar olarak yaşamalarına büyük önem vermiştir.

·        Bu ülkelerin yöneticileri ilk ziyaretlerini Türkiye’ye yapmışlar, bu ülkelere ilk üst düzey ziyaretlerde Türkiye’den yapılmıştır.

·        Bu ülkelerin BM, AGİT gibi dünya ölçekli, KEİ, ECO gibi bölgesel ölçekli teşkilatların üyesi olmasına öncülük yapılmıştır. Avrasya’daki bütün ülkelerin AGİT’in şemsiyesi altına alınmış olması, dünya ile entegrasyonlarını, uluslar arası koruma altına girmelerini ve Rusya ile daha dengeli ilişkiler içinde olabilmelerini sağlamıştır.

·        Türkiye bu ülkelere, ilk yıllardaki sıkıntılarını aşabilmeleri için acil gıda ve insani yardımda bulunmuştur.

·        Düzenlenen “Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri” ile, dayanışmanın güçlendirilmesi, fikir alışverişi ve işbirliklerinin çok taraflı bir çerçeveye oturması sağlanmıştır.

·        1991-2000 yılları arasında, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bölgeye 24 ziyarette bulunulmuş, bu ülkelerden devlet başkanları düzeyinde 19 ziyaret gerçekleşmiştir.

·        Türkiye’den bu ülkelere 300 civarında üst düzey ziyaret gerçekleştirilmiştir.

·        Hazar Havzası’ndaki doğalgaz ve petrol kaynaklarının Türkiye üzerinden Dünya pazarlarına ulaştırılması için sarfedilen yoğun çabalar sonucunda Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ile ilgili anlaşma 18 Kasım 1999 tarihinde İstanbul’da imzalanmıştır. Ekonomik getirisinin yanı sıra, sosyal ve siyasi anlamı da olan bu projenin, hayata geçerek, petrolün pompalanmaya başlanmış olmasından büyük sevinç duymaktayım.

·        Bu coğrafyadaki mevcut enerji kaynaklarının yerüstüne çıkarılması konusunda faal rol oynanmıştır. TPAO, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki yataklarının işletilme hakkını alan uluslar arası petrol konsorsiyumunun kurucu üyesidir. Kazakistan’da petrol arama ve çıkarma faaliyetleri yürütülmektedir.

·        Türkiye, bölgede “eksen ülke” konumuna getirilmiştir. Türkiye’nin bu özelliği, bölge ülkeleri ile gerçekleştirdiği siyasi, iktisadi, kültürel, askeri ilişkilerden ve imzalanan 450 civarındaki ikili ve çok taraflı anlaşmalardan kaynaklanmaktadır.

·        Türkiye, bu bölgelerdeki devletlerle iş yapmaya müsait ortamları yaratabilme, müsait finans kurumları yaratabilme amacıyla anlaşmalar yapmıştır. Bu anlaşmaların içerisinde bilhassa iş imkanları bakımından yatırımları teşvik ve koruma anlaşmaları ile çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmaları çok önemlidir. Bu anlaşmaları, serbest ticaret anlaşmaları takip etmiştir.

·        Türkiye, tüm zorluk ve sınırlamalara rağmen, bu ülkelere Eximbank kredileri açmış; bu krediler Türk İşadamlarının, Türk Müteahhitlerinin oralara gitmesini sağladığı gibi, oralarda yeni bir dünya açılmasına vesile olmuştur.

Bugün başka ülkelerin sermayesi bölgeye gelmiştir. Türk işadamı, artık sadece Türkiye’den kaynak bulup o ülkelerde iş yapma durumunda değildir. Kaynağı nereden buluyorsa oradan alan uluslar arası işadamı konumuna gelmiştir. 

·        Türkiye bölgede önemli bir ekonomik ve ticari varlığa sahiptir. Bölgede irili ufaklı binin üzerinde Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Türkiye, büyüme ve kalkınmasını hızlandırdığı zaman, bölgedeki ekonomik ağırlığını daha da arttıracaktır. Türk işadamlarının bu bölgelerdeki faaliyetleri, girişimcilik ve rekabetçilik kültürünün yaratılmasına da katkıda bulunmaktadırlar.

·        1992 yılında imzalanan bir anlaşma ile Kazakistan’ın Türkistan şehrinde Türk-Kazak Uluslar arası Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi kurulmuştur. Kırgızistan ile 1995 yılında imzalanan bir anlaşmayla da Türk-Kırgız Manas Üniversitesi kurulmuştur. Bu üniversiteler, oradaki en önemli gücümüz ve varlığımızdır.

·        Türkiye, buralardan getirdiği binlerce öğrenciye eğitim vermiştir. Bu, çok önemli bir köprüdür. TÜBİTAK, bu ülkelerdeki karşıtlarıyla gerçekleştirdiği projelere mali ve bilimsel destek sağlamıştır. Oradan gelen binlerce eğitim görevlisi, TÜBİTAK ve üniversitelerimiz bünyesinde, eğitim ve bilim hayatımıza katkılarda bulunmaktadır.

·        Bu ülkelerin bir çok subayı, Türk Askeri Akademilerinde eğitilmekte veya kendi ülkelerinde bu eğitim verilmektedir.

·        Türkiye’den hareketle bu ülkelerde ulaşılamayan köşe kalmamıştır. Türkiye, uydu, teknik altyapı ve yer istasyonları ve TRT yayınları ile bu ülkelerin dünya ile iletişiminde aracı rol oynamıştır.

·        Diyanet İşleri Başkanları aracılığı ile bu ülkelerin din kurumlarının yeniden yapılandırılmasına maddi ve manevi desteklerde bulunulmuştur. Bu ülkelerde yaptırılan camiler, aramızdaki en önemli muhabbet köprülerdir. Aşkabad’taki Ertuğrul Gazi Camii, muhteşem bir anıt eserdir.

·        Orta Asya Cumhuriyetleri’ne tekbik yardımda bulunmak üzere Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) kurulmuştur. TİKA, bir çok alanda faaliyetlerini sürdürmekte ve çeşitli projelere destek sağlamaktadır.

·        Türkiye, uzun yılların meydana getirdiği kopuklukların giderilmesi ve ortak kültür mirasının değerlendirilmesinde öncülük etmiştir. Bu amaçla kurulan Türksoy’un faaliyetleri aktif olarak desteklenmiştir.

·        Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının mirasçısı olan Türkiye, kazanımları ve başarılarıyla Türk varlığının en güçlü istinatgahı ve ümit kapısı olduğu bilinciyle hareket ederek, Osmanlı Coğrafyasında imparatorluktan baki olarak cepler halinde dostluk ve dayanışma köprüleri kurmuştur. Bu amaçla, Gagoğuz Yeri’ne su götürülmesi, Kırım Türkleri için 1000 konut yapılması ve Ahıska Türkleri’nin bir bölümünün ülkemizde iskan edilmeleri projelerini hayata geçirmiştir.

·        Milli sınırlarımız dışında şehit düşen Türk askerinin yattığı mezarlıkların birer anıt mezar haline getirilmesi, ilgili dost ülkelerin de katkılarıyla bir plan çerçevesinde yürütülmüştür.

·        Ortak tarihimizin kahramanlarının ve mütefekkirlerinin bu ülkelerdeki türbeleri, ortak kültür hazinelerimiz, Türkiye’nin maddi desteği ile onarılmıştır. Kazakistan’ın Türkistan Şehrindeki Hoca Ahmet Yesevi Türbesi ile Moğolistan’daki Orhun Kitabeleri, Macaristan’daki Gülbaba Türbesi, Dobruca’daki Babadağ Camii, yeniden ortaya çıkardığımız kültür abidelerimiz, bin yıllara malolmuş değerlerimizin ve hoşgörü anlayışımızın nişaneleridir.

İlişkilerimizin sıfır noktasında olduğu dönemle bugünkü durum karşılaştırıldığı zaman ortaya çıkan sonuç, memnun edicidir, umut vericidir. Bundan sonra yapılması gerekenler için gerekli zemin, yeterli imkan ve şartlar yaratılmıştır.

 

DEVRAN. Abc Medya Ajansı.

ISBN : 975-9079-04-6


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.