[anadoluhaber:35725] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:35719] Yaşar Nuri: Brüksel'in şefaatine sığınmak

Posted: 17 Oct 2009 10:41 AM PDT



Yaşar Nuri: Brüksel'in şefaatine sığınmak



 
'Mustafa Kemal Ankarası'nın şerrinden Haçlı Brüksel'in şefaatine sığınmak yeğdir'
>
>
> '''Mustafa Kemal Ankarası'nın şerrinden Haçlı Brüksel'in şefaatine
> sığınmak yeğdir'
>
>
> Kaç asırdan beridir, Müslüman kitlelerin büyük çoğunluğu, görünürde
> Allah'ın kulu, gerçekte ise efendilerinin kulu.
>
> Kaç asırdan beridir, Müslüman kitlelerin büyük çoğunluğu, görünürde
> Allah'ın kulu, gerçekte ise efendilerinin kulu. Bu ikinci kulluk
> 'müritlik' adı altında yürütülüyor.
>
> Ne demek mürit?
>
> İradesini efendisinin iradesine teslim eden kişi demek. Yani iradesi
> ve aklı felç edilmiş kişi, insan suretinde robot. Kur'an'ın deyimiyle
> abd-i memlûk, yani kendi iradesiyle köleleştirilmiş kişi.
>
> Peki, "Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım
> dileriz." (Fâtiha Suresi, 5) diyerek önünde secde ettiğimiz Allah'a
> kulluk nerede?
>
> Efendisinin müridi-robotu haline gelen, yani Allah dışında bir şeye
> veya kişiye teslim olan nasıl oluyor da Müslüman oluyor? Hem de
> birinci sınıf Müslüman...
>
> Müritten özgür bireye, yani maskeli şirkten tevhide geçmedikçe ölümsüz
> hiçbir şey üretemezsiniz. Demokrasiyi de kuramazsınız.
>
>
> Kula kulluğun; bir çuval kömüre, üç paket makarnaya oy verdiren
> zilleti, demokrasiyi bir tulûat oyununa çevirip pisletir. %24 oyla %70
> sandalye dağıtan bir çarpıklığı demokrasi diye yutturma zavallılığına
> yenik düşersiniz.
>
> Müritten insana geçmedikçe demokrasiye ulaşamazsınız; çünkü özgürlüğe
> ve 'yaratıcı ben'e ulaşamazsınız; insan suretinde robotlara
> ulaşırsınız
>
> . Bu robotlar sizin işlerinizi çok güzel görebilirler ama insan denen
> varlığın yaratacağı değerlere asla imza atamazlar.
>
> Yani kısa vadede kârlı çıkarsınız ama uzun vadede hüsrana uğrarsınız.
>
>
> YENİ KULLUK SİSTEMİ: ILIMLI İSLAM
>
> Türkiye'de, Atatürk aydınlığının eseri olan hukuk devletini ve
> demokrasiyi, Ilımlı İslam denen sömürge dini modeliyle yok etmek için
> kulluk sistemini yeniden getirmek istiyorlar. Bu sefer getirmek
> istedikleri, 'emperyalist Haçlıya kulluk' sistemi. Ilımlı İslam işte
> bu sistemin kutsal unvanı.
>
> AKP, bu sistemin getirilmesi için 'suyun başına oturtulmuşlar
> kadrosu.' Sürekli takıyye yapıyorlar, yani sürekli yalan söylüyorlar.
> Karşısındakiler ise dünyayı, özellikle Ortadoğu'yu okumaktan çok uzak
> hizip kavgacıları...
>
> Türkiye, dünya ölçeğinde siyaset üretecek yaratıcı siyasetçiye
> hasret...
>
> Batılı Makyaveller, Atatürk'e neden düşmanlar?
>
> Hani, Atatürk, Müslümanları Batı'ya teslim eden adamdı. Müslümanların
> gözünde onu yıkmak için böyle demişlerdi. Peki, niye karşı çıkıyorlar
> Müslümanları kendilerine 'teslim eden' adama?
>
> Çünkü o, bu halkı onlara teslim etmedi, teslim olmaktan kurtardı. Hem
> Haçlı'ya kölelikten hem de maskeli müşriklere müritlikten kurtardı.
>
> Korktukları işte bu.
>
> İslam, bizzat Kur'an'ın verdiği tanıma göre, 'Allah dışında hiçbir
> kişiye ve şeye teslim olmamaktır'.
>
> Kur'an'ın tanıttığı İslam bu. Atatürk'ün inanıp savunduğu ve hasretini
> çektiği İslam da bu. Aksini söyleyenler, kendilerini nasıl
> tanıtırlarsa tanıtsınlar, gerçekte ya gafil bedbahtlar veya hain
> iftiracılardır.
>
> Atatürk'e İslam adına saldıran aldatılmışların yaşatmak istedikleri
> sözde İslam'ın tanımı, Kur'an'ın verdiği tanımın tam tersi ve aynen
> şu:
>
> 'Allah dışında her şeye ve herkese teslim olmak.'
>
> Yani, kula kulluk.
>
> Ilımlı İslam'ın tanımı da bu. Küçük bir fark söz konusu edilebilir:
>
> Ilımlı İslam, Hıristiyan emperyalistlere kulluktur.
>
>
> SÖZÜN ÖZÜ
>
> İslam dünyası Allah'a değil, kula kul olmuş durumda. Bu kulluk,
> asırlardır içerideki 'Müslüman' isim ve resimli despotlara, sarıklı ve
> takkeli şeytan evliyasına kulluk şeklinde yürüyüp gitti. Bugün ise
> İslam dışı despotlara, istavrozlu şeytanlara kulluk noktasına geldi.
>
> Haçlılara kulluk, bugünün aldatılmış Müslümanı için âdeta kader. Öyle
> bir kader ki bu, aksini savunanlara ilk düşman olan, Müslümanın bizzat
> kendisi.
>
> Yahudi-Hıristiyan Batı'nın bu ülkedeki en yaman temsilcilerinin
> yanında, nerede görsem, 'en güçlü ve dirayetli İslamcı cemaat'
> öncülerinden biri var. Batılı kurmayların çanta taşıyıcıları hep
> onlar. 'Mustafa Kemal Ankarası'nın şerrinden Haçlı Brüksel'in
> şefaatine sığınmak yeğdir' şeklindeki soysuz sloganı üretenler de o
> zilletin çocukları.
>
> Bunlar Allah'ın günahkâr kulları değil. Keşke öyle olsalar!
>
> Bunlar, Ehli Salîb'in (Haçlıların) günahsız-sadık kulları.
>
> İslam'ın değerleri açısından bakarsanız bunlar Müslüman kitleleri
> Allah ile aldatan hainler.
>
> Allah'ın günahkâr kullarını insafsızca din dışı ilan etmeyi dindarlık
> diye satıp aldatılmış Müslümanların sırtından akıl almaz servetler
> yaptılar. O dönemi bitirdiler. Bir de baktık, Ehli Salîb'in sadık
> kulları oluvermişler. Çünkü ikbal ve çıkar o tarafa döndü. Müslümandan
> alacaklarını aldılar.
>
> Şimdi, Haçlı güç odaklarından sebeplenip yemleniyorlar. Gün o gün...
>
> Kahırlı bir 'ridde' (İslam imanından dönüş) berzahıdır bu. Ne geri ne
> ileri...
>
> Haçlılara sadakati bozdukları anda iplerinin çekileceğini biliyorlar.
>
> Allah'a kul olamadıkları için, kula kulluğa karşı çıkışın ıstırap
> faturasını ödemeye hazır yürekleri yok.
>
> Ridde yani irtidat ödlekleri bunlar...
>
> Sizin anlayacağınız, Müslümanın en büyük düşmanı, en kahırlı belası,
> 'Müslüman' kimlikli Haçlı yamakları.
>
> Kur'an, şöyle demektedir:
>
> "Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar" (Yunus, 100)
>
> Allah'ın bir kitle üzerine pislik atması başka nasıl olur? Gökten
> tezek veya kazurat yağacak değil ya!
>
> Kaynak:  Yaşar Nuri Öztürk

>


 





--
  .




- Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmalarının Yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK          

NE  SAĞ, NE SOL,                
KEMALİZM  EN  GERÇEKÇİ  YOL,
NE  MUTLU  TÜRK'ÜM  DİYENE

[anadoluhaber:35721] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 17 Oct 2009 07:03 AM PDT

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Büyük hesaplaşma!

Posted: 17 Oct 2009 01:49 AM PDT

Büyük hesaplaşma!

UMUR TALU / HABERTÜRK

 

Başbakan Erdoğan’ın 7 yıl  gıkı çıkmamıştı.

Gık bir yana, ihale üstüne ihale; silah üstüne silah; tatbikat üstüne tatbikat; aradaki fevri çıkışların arkasında iş üstüne iş.

Hatta, Başbakan'ın hâlâ yatmasını hazmedemediği, hesabını sorduğu "Galataport" gibi Ofer günleri.

Delicesine savundukları "İsrail'e mayınlı arazi" kıyağı...

 


İsrail köpürüyor. Haklı. Tabii oradan bakınca. "One minute" bir laftı, ama bu eylem. "Savaş uçaklarını getirme" demek, bir gün bu karar değişse bile, şimdilik radikal tavır. Erdoğan ve AKP, "Bush yönetimi"nin gölgesi kalkınca alabildi bu tavrı. Yoksa ne İsrail Filistin'i, Gazze'yi yeni bombaladı, ne de İsrail savaş uçakları Türkiye'de bir tatbikata ilk kez katılacaktı.  7 yıl gık çıkmamıştı. Gık bir yana, ihale üstüne ihale; silah üstüne silah; tatbikat üstüne tatbikat; aradaki fevri çıkışların arkasında iş üstüne iş. Hatta, Başbakan'ın hâlâ yatmasını hazmedemediği, hesabını sorduğu "Galataport" gibi Ofer günleri. Delicesine savundukları "İsrail'e mayınlı arazi" kıyağı. Başbakan'ın, bu ihaleye karşı çıkanları neredeyse İsraillilerden önde, "Yahudi düşmanlığı, sermaye ırkçılığı" ile dahi suçlayabilmesi. N'oldu şimdi?

 

Dilediğiniz kadar sıralayabilirsiniz: 1. Kürt ve Ermeni "açılımları" ile hassaslaşan "milli" kamuoyu ile AKP'nin "Milli Görüş" tabanına, "milli" bir teselli! 2. Suriye ile iyi ilişkilerin sonucu ve İran'ın etkisi! 3. Tatbikatın yatmasını ayıp bulmalarına rağmen, ABD'nin göstereceği anlayıştan emin olunması. 4. Erdoğan'ın ABD'de Yahudi lobisiyle temasları sırasında, muhataplarının "Artık geçmişte kaldı" dediği "one minute süreci"nin henüz bitmediğinin kanıtlanması! 5. Gazze için gecikmiş vicdan! 6. Buraya da siz yazınız!

 

Bunların her biri veya hepsi birden doğru, geçerli olabilir. Ben size bir de benim "6'ncı madde"mi söyleyeyim: Hesaplaşma. Gazze'den ziyade, derinden bir iç hesaplaşma. Şimdi bu, "varsayım" tabii. Lakin, "varsayım"ı varsayalım: Hükümet, (daha ziyade Erdoğan diye okunur), kendisini "devirmek" istemiş yahut o kanaate vardığı birtakım kişi, kurum, ortam ve ilişkilerle hesaplaşıyor. Bunların en açığı elbette "Ergenekon" davası. Ayışığı, Sarıkız gibi askeri darbe tasarımları. Ve darbe ortamı hevesleri. İkincisi "birtakım büyük sermaye"; özel olarak "birtakım büyük medya". Üçüncüsü, yukarıdaki (bana göre) bir yandan da Alman bağlantıları olan her ikisiyle de ilişkide ve her ikisine teşvikçi gördüğü, "bir kısım Amerikalı, bir kısım İsrail devleti uzantısı Amerikalı, bir miktar da sağcı, şahin hükümetler elinde dolaşan İsrail devleti"...

 

O "bir kısım Amerikalı" zaten doğal bir sürecin içinde Bush yönetimiyle birlikte eridi; "benzer çizgide" başka İsrail ahbapları Obama yönetimi içinde bulunsa bile. Geriye, "İsrail'in kendisi" kaldı. Onları da mahkeme yargılayamayacağına yahut Maliye üstlerine gidemeyeceğine göre!..

 

Tabii ki bunlar teori. Pratik şu: Türkiye, İsrail'e ilk kez, (hakkıyla) açık askeri bir tavır aldı. Hükümet aldı, Genelkurmay ses etmedi, uydu, belki benimsedi. Hem de AKP'nin doğduğu yere "askeri" müdahale etmiş 28 Şubat'ın eseri olan çok sembolik bir İsrail "askeri" ortaklığına karşı. "Teori"ye gelince: Çıkış sorusu "Ne oldu da böyle oldu" ise de... Esas sorusu "Neden şimdi mümkün oldu"dur. Gazze esas mıdır, yoksa bahane midir diye düşünmek kaydıyla. Tabii, kimileri de, "Ergenekon Rusçu da ondan temizleniyor" tezlerini azıcık gözden geçirirse! Kimileri de, "kafadan Yahudi düşmanlığı"nı bırakıp "ABD neo-conları, İsrail sağı, İsrail derin devleti, Türkiye derinlikleri" bağlarını siyasi ve ideolojik kavramaya çaba gösterirse...

 

Pekâlâ, "hesaplaşma" teoriden ve varsayımdan ibaret kalmayabilir!

 




__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4516 (20091016) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[KomploTeorileri] Büyük hesaplaşma!

Posted: 17 Oct 2009 01:49 AM PDT

Büyük hesaplaşma!

UMUR TALU / HABERTÜRK

 

Başbakan Erdoğan’ın 7 yıl  gıkı çıkmamıştı.

Gık bir yana, ihale üstüne ihale; silah üstüne silah; tatbikat üstüne tatbikat; aradaki fevri çıkışların arkasında iş üstüne iş.

Hatta, Başbakan'ın hâlâ yatmasını hazmedemediği, hesabını sorduğu "Galataport" gibi Ofer günleri.

Delicesine savundukları "İsrail'e mayınlı arazi" kıyağı...

 


İsrail köpürüyor. Haklı. Tabii oradan bakınca. "One minute" bir laftı, ama bu eylem. "Savaş uçaklarını getirme" demek, bir gün bu karar değişse bile, şimdilik radikal tavır. Erdoğan ve AKP, "Bush yönetimi"nin gölgesi kalkınca alabildi bu tavrı. Yoksa ne İsrail Filistin'i, Gazze'yi yeni bombaladı, ne de İsrail savaş uçakları Türkiye'de bir tatbikata ilk kez katılacaktı.  7 yıl gık çıkmamıştı. Gık bir yana, ihale üstüne ihale; silah üstüne silah; tatbikat üstüne tatbikat; aradaki fevri çıkışların arkasında iş üstüne iş. Hatta, Başbakan'ın hâlâ yatmasını hazmedemediği, hesabını sorduğu "Galataport" gibi Ofer günleri. Delicesine savundukları "İsrail'e mayınlı arazi" kıyağı. Başbakan'ın, bu ihaleye karşı çıkanları neredeyse İsraillilerden önde, "Yahudi düşmanlığı, sermaye ırkçılığı" ile dahi suçlayabilmesi. N'oldu şimdi?

 

Dilediğiniz kadar sıralayabilirsiniz: 1. Kürt ve Ermeni "açılımları" ile hassaslaşan "milli" kamuoyu ile AKP'nin "Milli Görüş" tabanına, "milli" bir teselli! 2. Suriye ile iyi ilişkilerin sonucu ve İran'ın etkisi! 3. Tatbikatın yatmasını ayıp bulmalarına rağmen, ABD'nin göstereceği anlayıştan emin olunması. 4. Erdoğan'ın ABD'de Yahudi lobisiyle temasları sırasında, muhataplarının "Artık geçmişte kaldı" dediği "one minute süreci"nin henüz bitmediğinin kanıtlanması! 5. Gazze için gecikmiş vicdan! 6. Buraya da siz yazınız!

 

Bunların her biri veya hepsi birden doğru, geçerli olabilir. Ben size bir de benim "6'ncı madde"mi söyleyeyim: Hesaplaşma. Gazze'den ziyade, derinden bir iç hesaplaşma. Şimdi bu, "varsayım" tabii. Lakin, "varsayım"ı varsayalım: Hükümet, (daha ziyade Erdoğan diye okunur), kendisini "devirmek" istemiş yahut o kanaate vardığı birtakım kişi, kurum, ortam ve ilişkilerle hesaplaşıyor. Bunların en açığı elbette "Ergenekon" davası. Ayışığı, Sarıkız gibi askeri darbe tasarımları. Ve darbe ortamı hevesleri. İkincisi "birtakım büyük sermaye"; özel olarak "birtakım büyük medya". Üçüncüsü, yukarıdaki (bana göre) bir yandan da Alman bağlantıları olan her ikisiyle de ilişkide ve her ikisine teşvikçi gördüğü, "bir kısım Amerikalı, bir kısım İsrail devleti uzantısı Amerikalı, bir miktar da sağcı, şahin hükümetler elinde dolaşan İsrail devleti"...

 

O "bir kısım Amerikalı" zaten doğal bir sürecin içinde Bush yönetimiyle birlikte eridi; "benzer çizgide" başka İsrail ahbapları Obama yönetimi içinde bulunsa bile. Geriye, "İsrail'in kendisi" kaldı. Onları da mahkeme yargılayamayacağına yahut Maliye üstlerine gidemeyeceğine göre!..

 

Tabii ki bunlar teori. Pratik şu: Türkiye, İsrail'e ilk kez, (hakkıyla) açık askeri bir tavır aldı. Hükümet aldı, Genelkurmay ses etmedi, uydu, belki benimsedi. Hem de AKP'nin doğduğu yere "askeri" müdahale etmiş 28 Şubat'ın eseri olan çok sembolik bir İsrail "askeri" ortaklığına karşı. "Teori"ye gelince: Çıkış sorusu "Ne oldu da böyle oldu" ise de... Esas sorusu "Neden şimdi mümkün oldu"dur. Gazze esas mıdır, yoksa bahane midir diye düşünmek kaydıyla. Tabii, kimileri de, "Ergenekon Rusçu da ondan temizleniyor" tezlerini azıcık gözden geçirirse! Kimileri de, "kafadan Yahudi düşmanlığı"nı bırakıp "ABD neo-conları, İsrail sağı, İsrail derin devleti, Türkiye derinlikleri" bağlarını siyasi ve ideolojik kavramaya çaba gösterirse...

 

Pekâlâ, "hesaplaşma" teoriden ve varsayımdan ibaret kalmayabilir!

 




__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4516 (20091016) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[anadoluhaber:35710] Doğan Medyası'nın 'Ayrılık' Acısı

Posted: 17 Oct 2009 12:52 AM PDT

Doğan Medyası'nın 'Ayrılık' acısı TRT'nin Ayrılık dizisindeki görüntüler, İsrail basınından sonra, daha büyük tepkiyi Doğan gurubu gazetelerinden gördü. [Devamını Oku...]

--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35716] Milli Görüş 40.Yılını Kutluyor!

Posted: 17 Oct 2009 12:51 AM PDT

Milli Görüş 40.Yılını Kutluyor!Türkiye siyasi tarihinde müstesna bir yer tutan Milli Görüş hareketi kırkıncı yaşını Konya'da düzenleyeceği etkinliklerle kutluyor. İşte detaylar: [Devamını Oku...]
 
 

--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

İSRAİLLE KAVGANIN ARDINDA BASKIN SEÇİM Mİ VAR?

Posted: 16 Oct 2009 02:31 PM PDT

İSRAİLLE KAVGANIN ARDINDA BASKIN SEÇİM Mİ VAR?

Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan, köşesinde, AK Parti’nin son dönemde İsraille yürüttüğü kavganın baskın seçim hazırlığına işaret ettiğini yazdı. Tezkan yakın zamanda Suriye sınırının İsrail’li şirketlere verilmesini savunan AK Parti’yi eleştirerek gel-gitli politikayı seçime bağladı.

İşte Tezkan’ın o yazısı:

Ne olduğunu, neden olduğunu kimse anlamadı..
İsrail ile yine kriz çıktı..
Öyle ‘one minute’ gibi değil.. Daha ağır, daha derin..
Konya’da İsrail’in katılımıyla uluslararası tatbikat yapılacaktı.. İsrail’i çağırmadık..
Yine ne oldu dediler..
Başbakan ‘halkım istemedi’ dedi..
Meselenin özü şu:
Gazze’yi vuran uçakların Konya’da ne işi var!

*
Gelelim işin anlaşılmayan yanına.. Hani ‘one minute’ krizi bitmişti.. Başbakan ABD’de Yahudi lobisi tarafından ağırlanınca hükümet yanlısı gazeteler sevinç başlığını patlatmıştı..

‘One minute’ aşıldı..
1-0 edasında..
O günden bugüne ne oldu?
Daha doğrusu mayınlı arazileri İsrailli firmaya vermek için didinen.. Karşı çıkanları ‘Yahudi düşmanlığı’ ile suçlayan Erdoğan değil miydi?

Yandaş medyanın bazı yazarları bile alçak sesle de olsa karşı çıkmıştı..

Muhalefet direnmeyip de yasa çıksa, mayınlı araziler 40 yıllığına İsrail’e verilse ne olacaktı?
İsrail firması, aleti edevatıyla, mühendisi teknisyeniyle, uzmanı, operatörüyle sınıra yerleşecekti..
Koskoca Suriye sınırı serbest Konya yasak mı olacaktı?
Anlaşılır bir durum değil..

*

Bu sebeple dönüp dolaşıp soruyoruz..
Ne oldu? Neler oluyor?

Zamanlamaya bakar mısınız.. Sizi Konya’ya sokmayız dediğimiz günlerde TRT’de öyle bir dizi başlıyor ki aman Allah..
İsrail askerleri gözünü kırpmadan Filistinli bebeleri vuruyor..


Bunlar yaşanmadı değil.. Hepsi oldu.. İsrail askerlerinin, dövdüğü, kolunu bacağını kırdığı, işkence ettiği, vurduğu, öldürdüğü masumların dramını belki yüz kez haber bültenlerinde izledik..

Mesele bu değil..
Mesele böyle bir dizinin çekilip devlet televizyonunda yayınlanmasına karar verilmesi..

Diplomatik kavgaya zemin yaratılması..

*
‘One minute’ ile başlayan krizin ikinci dalgası da geldi.. Başbakan bilerek, isteyerek, zamanını ayarlayarak kavgayı başlattı..
Neden acaba?
Ya Suriye ve Irak’la başlatılan ‘tek devlet tek bakanlar kurulu’ anlayışıyla Yeni Osmanlıcılık ruhu şahlandı..
Bağdat da bizim, Şam da..

Ya da Erdoğan seçimi çok öne çekiyor.. Erken değil, baskın seçim hazırlığında.. Çünkü bu kavga Erdoğan’a çok prim yaptırır..

Üçüncü bir şık daha var:
İkisi de..
Hem yeni Osmanlıcılık, hem baskın seçim..

 




__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4515 (20091016) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[KomploTeorileri] İSRAİLLE KAVGANIN ARDINDA BASKIN SEÇİM Mİ VAR?

Posted: 16 Oct 2009 02:31 PM PDT

İSRAİLLE KAVGANIN ARDINDA BASKIN SEÇİM Mİ VAR?

Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan, köşesinde, AK Parti’nin son dönemde İsraille yürüttüğü kavganın baskın seçim hazırlığına işaret ettiğini yazdı. Tezkan yakın zamanda Suriye sınırının İsrail’li şirketlere verilmesini savunan AK Parti’yi eleştirerek gel-gitli politikayı seçime bağladı.

İşte Tezkan’ın o yazısı:

Ne olduğunu, neden olduğunu kimse anlamadı..
İsrail ile yine kriz çıktı..
Öyle ‘one minute’ gibi değil.. Daha ağır, daha derin..
Konya’da İsrail’in katılımıyla uluslararası tatbikat yapılacaktı.. İsrail’i çağırmadık..
Yine ne oldu dediler..
Başbakan ‘halkım istemedi’ dedi..
Meselenin özü şu:
Gazze’yi vuran uçakların Konya’da ne işi var!

*
Gelelim işin anlaşılmayan yanına.. Hani ‘one minute’ krizi bitmişti.. Başbakan ABD’de Yahudi lobisi tarafından ağırlanınca hükümet yanlısı gazeteler sevinç başlığını patlatmıştı..

‘One minute’ aşıldı..
1-0 edasında..
O günden bugüne ne oldu?
Daha doğrusu mayınlı arazileri İsrailli firmaya vermek için didinen.. Karşı çıkanları ‘Yahudi düşmanlığı’ ile suçlayan Erdoğan değil miydi?

Yandaş medyanın bazı yazarları bile alçak sesle de olsa karşı çıkmıştı..

Muhalefet direnmeyip de yasa çıksa, mayınlı araziler 40 yıllığına İsrail’e verilse ne olacaktı?
İsrail firması, aleti edevatıyla, mühendisi teknisyeniyle, uzmanı, operatörüyle sınıra yerleşecekti..
Koskoca Suriye sınırı serbest Konya yasak mı olacaktı?
Anlaşılır bir durum değil..

*

Bu sebeple dönüp dolaşıp soruyoruz..
Ne oldu? Neler oluyor?

Zamanlamaya bakar mısınız.. Sizi Konya’ya sokmayız dediğimiz günlerde TRT’de öyle bir dizi başlıyor ki aman Allah..
İsrail askerleri gözünü kırpmadan Filistinli bebeleri vuruyor..


Bunlar yaşanmadı değil.. Hepsi oldu.. İsrail askerlerinin, dövdüğü, kolunu bacağını kırdığı, işkence ettiği, vurduğu, öldürdüğü masumların dramını belki yüz kez haber bültenlerinde izledik..

Mesele bu değil..
Mesele böyle bir dizinin çekilip devlet televizyonunda yayınlanmasına karar verilmesi..

Diplomatik kavgaya zemin yaratılması..

*
‘One minute’ ile başlayan krizin ikinci dalgası da geldi.. Başbakan bilerek, isteyerek, zamanını ayarlayarak kavgayı başlattı..
Neden acaba?
Ya Suriye ve Irak’la başlatılan ‘tek devlet tek bakanlar kurulu’ anlayışıyla Yeni Osmanlıcılık ruhu şahlandı..
Bağdat da bizim, Şam da..

Ya da Erdoğan seçimi çok öne çekiyor.. Erken değil, baskın seçim hazırlığında.. Çünkü bu kavga Erdoğan’a çok prim yaptırır..

Üçüncü bir şık daha var:
İkisi de..
Hem yeni Osmanlıcılık, hem baskın seçim..

 




__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4515 (20091016) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[anadoluhaber:35712] KAMUOYUNA DUYURU; Gayya’nın akıbeti!

Posted: 16 Oct 2009 10:42 AM PDT

KAMUOYUNA DUYURU; Gayya'nın akıbeti!

 

Milli Kurtuluş Platformu Genel Başkanı, Araştırmacı-Yazar Eren Erdem'in danışmanlarından;

 

Bir süre önce hazırlanıp, çağımızın sorunlarına yönelik ciddi bir panzehir niteliği taşıyan içeriği ile yayınevine teslim edilen, ve yayınevinden( Gündüz Kitabevi Yayınları - Ankara http://www.gunduzkitabevi.com.tr/ ) ''7 Eylül 2009'' tarihinde çıkacağı teminatını alan GAYYA adlı kitap, basılmamıştır.

 

Kitap, daha çıkmadan ciddi tepkiler çekmiş, bazı odaklarca; eleştiri yağmuruna tutulmuştur.

 

Yayınevi ise, verdiği sözleri yerine getirmeyerek, bu odakların memnuniyetine katkı sağlamış, bu önemli çalışmaya ''boyama kitabı'' muamelesi yaparak, ülkenin geleceğine katkı sağlayacak bu aydınlanma adımını adeta yerin dibine sokmuştur.

 

Bu çalışma, ''Din adına uydurulan hurafelerin, emperyalizm ile ilişkisini'' deşifre eden, aynı zamanda; Amerikan Emperyalizminin reel politikalarından olan ''Ilımlı İslam'' oyununu bozan bir panzehirdir.

 

Bu çalışmaya ilk eleştiriler; hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeyen ''Yayınevi'' tarafından yapılmıştır.

 

Yapılan sözleşmeye bağlı kalınmayarak, ciddiyetsiz bir tavır ile; bu kitap adeta baltalanmış, yazar ise yalancı konumuna düşürülmüştür.

 

Biz, bu kitabın basılmasını istiyoruz. Çünkü, yayınevinin talep ettiği ücret meblağını kendilerine ödeyerek üzerimizdeki tüm yükümlülükleri yerine getirmiş bulunduk.

 

Daha önce ''Ulusal Kanal''da, Dinci-Dindar ayrımına dikkat çekerek, Dinciliğin; Batı Emperyalizminin politikası olduğunu, dindarlığın ise antiemperyalist bir duruş olduğunu ifade eden Eren Erdem'in öncülüğünü ettiği ''Milli Kurtuluş Platformu''nun, Küresel Siyasete bakış açısını izale eden bu çalışma, ciddi bir kitle tarafından beklenmektedir.

 

Bu hareket, bu platforma saygısızlık, ve hakaret konumundadır…

 

Türkiye'nin Bağımsızlığı için mücadele veren aydınların bu denli basit muamelelere tabi tutulması, kabul edilebilir; anlaşılır bir durum değildir. Özellikle de, bu tip çalışmaların; basit ihtirasların oyuncağı gibi muamele görmesi ise, hiç anlaşılır bir durum olamaz.

 

Bu nedenle, yayınevinin vicdani muhakemesini yapıp, üzerindeki bütün yükümlülükleri yerine getirmesini temenni ediyoruz.

 

Hali hazırda, bu çalışmanın baltalanması halinde, ''Ankara Mahkelemeri''nin müdahalesi için gerekli çalışmaları yapacağımızı ifade etmek isteriz.

 

Kamuoyuna Duyurulur

 

 

Milli Kurtuluş Platformu Danışma Heyeti;

Ezgi Günay

Osman Yıldız

Leyla Ormancı

 

 

http://www.bagimsizyorum.com/Default.asp?mxz=haber&hid=351



MSN Spaces ile web günlüğünüze doğrudan e-posta gönderin. Fıkraları, fotoğrafları ve daha fazlasını karşıya yükleyin. Ücretsiz! Ücretsiz!

[anadoluhaber:35693] BİR AZERİNİN ÇIĞLIĞI...

Posted: 16 Oct 2009 05:14 AM PDT

BİR AZERİNİN ÇIĞLIĞI

Türkiye ile Ermenistan arasında dostluk anlaşması imzalanırken bir dostumuzun mail adresine düşen bir Azeri kardeşimizin çığlığı duymanızı isteriz. Zaur Aliyev Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'a öyle bir seslendi ki... İşte o mail...

 Tıklayın : http://www.altsayfa.com/siyaset/dunya-siyaseti/552-bir-azerinin-cigligi




[anadoluhaber:35722] WG: Yedi yılda ne mi degisti?

Posted: 17 Oct 2009 04:55 AM PDT



---

 
 

 


 
 
 
 YORUMSUZ

 

Bu Pazar, iktidarda olan AKP'nin son 7 yıllık bilançosunu başlıklar halinde aktarmak istiyoruz: 
-AKP öncesinde PKK enterne edilmiş bitik bir terör örgütü idi.
-AKP ile  PKK uluslar arasılaştırılarak  adeta özgürlük mücadelesinin sembolü oldu.

Bir millet yaratıldı

-AKP öncesinde Öcalan kanlı katil imajında idi.
-AKP ile Apo, Mandela  görüntüsüne sokuldu.
-AKP iktidara gelmeden yani 7 yıl önce PKK terörü sıfır noktada idi.
-AKP iktidarı ile PKK terörü eski kanlı günlerine geri döndü.
-AKP öncesinde toplumda zerre  Kürt-Türk ayrışması yoktu.
-AKP ile ilk kez bu tür ayrışmalar ve cepheleşmeler görüldü.
-AKP öncesinde etnik televizyon yayını yoktu.
-AKP ile Kürtçe Televizyon kurulup Kürtleri milletleştirme ve bütünleştirme yolunda büyük bir adım atıldı.
-AKP öncesinde devletin kurumları arasında ahenk vardı.
-AKP ile devletin kurumları birbi rinin kuyusunu kazar oldu.
-AKP öncesinde poliste kadrolaşma yoktu.
-AKP ile poliste guruplaşmalar zirveye çıktı.
-AKP öncesinde yürütme, yargıya müdahaleyi aklından bile geçirmezdi.
-AKP ile yürütme yargıyı baskı altına almaya başladı.

Başçavuştan Başbakana!
-AKP öncesinde Türkiye homojen bir görüntüdeydi ve hiç kimsenin aklına etnik kimliği gelmezdi.
-AKP ile insanlar etnik kimliğini hatırlar  oldu.
-AKP öncesinde Türkiye'nin milli bir dış politikası ve kırmızı çizgileri vardı.
-AKP ile kırmızı çizgiler bir bir paspas yapıldı.
-AKP öncesinde Barzani ve Talabani ile başçavuşlar muhatap olurdu.
-AKP ile muhataplık konumu Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa yükseltildi.
-AKP öncesinde Türkiye canı istediğince K.Irak'a gidip PKK inlerini dağıtırdı.
-AKP ile K.Irak'a girmek artık Peşmerge ve ABD'nin iznine bağlandı.
-AKP öncesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin imajı zirvedeydi.
-AKP ile Ordumuz un başına çuval geçirildi ve hiçbir karşılık verilmedi.
-AKP öncesinde Türk Başbakan Ecevit Irak'ın işgaline karşı çıkmıştı.
-AKP ile Irak işgali ve öldürülen 1.5 milyon Müslümanın katli alkışlandı.
-AKP öncesinde Kıbrıs milli dava, Rauf Denktaş kahramandı.
-AKP ile Kıbrıs yük görüldü, Denktaş kenara atıldı.
-AKP öncesinde Türkiye Türk Dünyası ile ilgiliydi.
-AKP ile bu ilgi Arap dünyasına döndü.

214'den 521 milyar dolara!
-AKP öncesinde ülke borcu 214 milyar dolardı.
-AKP ile ülke borcu 521 milyor dolara yükseldi.
-AKP öncesinde işsiz sayısı 1 milyon 100 bindi.
-AKP ile işsiz sayısı resmi olarak 3 milyon 700 bine fırladı.
-AKP öncesinde ihracatın yüzde 52'si ithalata dayanıyordu.
-AKP ile ihracatın yüzde 81'i ithalata endekslendi.
-AKP öncesinde cari açık fazla verirdi.
-AKP ile cari açık problemi depreşti.
-AKP öncesinde ülkeye her yıl milyarca dolarlık yatırımlar yapılıyordu.
-AKP ile 7 yılda onca borçlanmaya rağmen duble yol dışında neredeyse hiç bir şey yapılmadı.
-AKP öncesinde Türk Telekom devletin yani milletindi.
-AKP ile Türk Telekom birkaç yıllık kârı karşılığı Arap-Ermeni konsorsiyumuna satıldı.

Armatör ve kuyumcu!
-AKP öncesinde Tüpraş ve onlarca liman  ve devasa devlet işletmesi devletin yani milletindi.
-AKP ile bütün bunlar da bir bir elden çıkarıldı.
-AKP öncesinde Türkiye'de iktidar medyası diye bir yapı oluşmamıştı.
-AKP ile  güçlü bir iktidar medyası oluşturulup kurumlaştırıldı.
-AKP öncesinde Sabah Dinç Bilgin'le Turgay Ciner'indi.
-AKP ile bu gazete devlet kredisi ile damadın başında olduğu bir şirkete verildi.
-AKP öncesinde Star Gazetesi Cem Uzan'ındı.
-AKP ile bu gazete yine yandaş bir işadamına satıldı.
-AKP öncesinde TRT özerkti.
-AKP ile TRT parti yayın organı gibi oldu.
-AKP öncesinde Burak Erdoğan'ın gemisi yoktu.
-AKP döneminde a rmatör oldu..
-AKP öncesinde Bilal Erdoğan pırlanta  dükkanı açmamıştı.
-AKP döneminde Bilal kuyumculuğa soyundu.

Muhasebeci ve
600 milyon dolar!
-AKP öncesinde Kemal Unakıtan Topbaşlar'da muhasebecilik yapardı.
-AKP ile Unakıtan'ın çocukları 600 milyon dolarlık enerji yatırımına girişti.
-AKP öncesinde İstanbul'da imar tadilatlarında bir ölçü ve sınır vardı.
-AKP ile binlerce imar değişikliği ile eski İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın ifadesi ile onlarca milyar dolarlık rant yaratılıp birilerine aktarıldı.
-AKP öncesinde emekli enflasyon oranı kadar artış alırdı.
-AKP ile emekli ilk kez enflasyonun üçte biri kadar bile zam alamadı.
-AKP öncesinde memur da enflasyonun altında artış almazdı.
-AKP ile memur, emekliler misali sürünür hale düştü.
-AKP öncesinde fuhuş için vesika talep eden kadın sayısı geriye gidiyordu.
-AKP ile geçinmek için fuhuş a vesika talep edenler 8 misli arttı.
-AKP öncesinde hırsızlık münferit bir hadiseydi.
-AKP ile hırsızlık sektör oldu.
Devam edeceğim de yerim bitti...


     

3025 defa okundu





--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35720] 17.Ekim Kafkasya Bölgesinden Haber Özetleri

Posted: 17 Oct 2009 02:47 AM PDT

İnguşetya,Sunzha Bölgesi Ordzhonikidzevsky'de Yoğun Çatışmalar
Shamilonline'nin İmarat Kavkaz İnguşetya sektörü haber kaynaklarından aldığı bilgilere göre, İnguşetya'nın Sunzha bölgesi Ordzhonikidzevsky köyü yerleşim biriminde kafirlerin Özel Kuvvetleri (GRU Spetnaz-FSB) ve yerel işbirlikçilerin mürted güvenlik kuvvetleri  dün (16.Ekim-Cuma) öğleden sonra yerel saat ile 15:00 sıraları Kirov sokakta bir eve ve köyün merkezindeki camiye operasyon düzenledi.
 
haberin devamı... www.shamilonline.org
 
****
Çeçenya, Achkhoi-Martan ve Samashki Eteklerinde Çatışmalar

FSB nin Çeçenya sözcüsünün işbirlikçilerin yerel medyasına yaptığı açıklamada,"14-15 Ekim tarihlerinde, Çeçenya'nın Achkhoi-Martan ve Samashki eteklerinde 10-15 kişiden oluştuğu tahmin edilen Mücahidlerin mobil gruplarına karşı bir operasyon başlatıldı, operasyona, mürtedlerin İnguşetya sektöründen takviye birlikler getirildi ve sık ormanlık alan topçu birlikleri tarafından yoğun şekilde bombalandı."

 
haberin devamı... www.shamilonline.org
 
****
 
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.