T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Kin kusanlar ve milletin emanetine ihanet edenler

Nurullah AYDIN
3 Ekim 2009

Kin kusanlar, milletin emanetine ihanet edenler!

AKP kongresi yapıldı. RTE konuştu.. Milletten başka bir güç tanımadığını
üzerine basa basa ilan etti... Yargıya ve TSK'ya güya mesaj veriyor..

Peki ama TBMM mutlak yetki sahibi midir? Meclis çoğunluğu, devlet midir?

Demokrasi kuramlarında böyle bir anlayış ve yaklaşım yok.. Devlet
teorilerinde de böyle bir anlayış ve yaklaşım yok..

Kısaca cumhuriyet, demokrasi ve devlet kavramlarında böyle bir düşünce söz
konusu değil…

Anayasalarda da yok.. Anayasalar; halkın egemenliğinin organlar eliyle
kullanacağını yazar.. Meclisler de bu organlardan biridir. Devlet; yargı,
yasama ve yürütmeden meydana gelir.. Yasama yani meclis, tek ve mutlak
yetkili sahibi değildir.

Hukuk devleti; siyasi iktidarın, keyfi uygulamalarına karşı hukuk kuralları
ile denetlenebilirliğini ifade der. Aksi halde tek parti diktatörlüğü,
oligarşik yönetim olur.. Bunun için hukuk devleti kabul edilmiştir.
Demokrasi ise çoğunluğun mutlak otoritesi değildir. İktidar çoğunluğunun
hukuk içinde değişebilirliğini, azınlığın haklarının güvencesini yansıtır..

Bir dönemin yüzde 50 üzerinde oy alan iktidar partileri DP, AP, ANAP bugün
yoklar.. Çoğunluğu kazanan partiler de bugün halkın tercihi ile devre
dışıdır. Yani bugün çoğunlukla ta olunabilir ama yarın halk iradesi ile
iktidar dışında olabilirsiniz. Kalıcı olan devlet kurumlarıdır. Devletin
varlığı ve devamlılığı anayasal kurumların varlığı ve eşgüdümü ile sağlanır..

Bunları yok saymakla ne amaçlanıyor? İyi düşünmek gerekir. Bakalım görelim..

Şimdi siz böylesine duyarlılığın yüksek olduğu bir ortamda böyle açıklama
nasıl ve neden yapılıyor dersiniz?

Ülkede yüzyıllardı var olan toplumsal ortak doku parçalanmak için dinamit
üzerine dinamit konuyor..

Ne yazık ki, halkın oyu ile iktidara gelenler eliyle yapılıyor..

Milletin vergisiyle ödenen maaşla devletin kurumlarına, devletin ve milletin
birliğine her gün hakaret üzerine hakaret edenler daha ne zamana kadar kin
kusmaya devam edecek?

Peki bu ne zamana kadar böyle devam edecek dersiniz?

Oysa halkın geçimi konusu gündemde bile yok.. Tartışılmıyor.

Bakın; Sanayi yüzde 9.4 küçüldü
Aylık Sanayi Üretim 2009 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre
yüzde 9.4 azalarak 107.4'e geriledi. Mevsim ve Takvim Etkilerinden
Arındırılmış Endeks ise bir önceki aya göre yüzde 0.8'lik artışla 101.2
oldu. GSYH, son üç çeyrektir azalmaya devam ediyor.

IMF: Türkiye yüzde 6.5 küçülecek
İstanbul'da düzenlenen IMF-Dünya Bankası Yıllık toplantısı çerçevesinde
Dünya Ekonomik Görünümü raporu yayımlandı. Rapora göre Türkiye, bu yıl yüzde
6,5 oranında küçülürken, gelecek yıl ise yüzde 3,7 oranında büyüyecek, bu
yıl sonunu yüzde 6,2 enflasyonla tamamlayacak Türkiye'de, gelecek yılın
enflasyonunun ise yüzde 6,8 olacağı öngörüsünde bulunuluyor.

IMF, Türkiye'nin 0.60 olan kotasını yüzde 1'in üzerine çıkartılırken,
fondan çekebileceği kredi miktarı artacak, maliyeti ise azalacak. IMF'deki
kota artışı bu kurumda daha çok söz sahibi olmasına imkan tanırken, ayrıca
daha az maliyetle, daha çok kredi için esnek koşullar sağlıyor.

Türk-İş'in raporu: IMF'den bize dost olmaz
Türk-İş tarafından hazırlanan IMF-Dünya Bankası Kavşağında Türkiye-Sendikal
Yaklaşım isimli raporda, "IMF'den Türkiye'ye dost olmayacağı, önerilerinden
reçete çıkmayacağı"… "Türk-İş olarak IMF-Dünya Bankası patentli
politikaların terk edilmesi çağrımızı yineliyor ve siyasi tercihin bu yönde
oluşmasını talep ediyoruz" deniliyor.

TİSK ise ümitsiz: 2010 yılı daha da zor geçecek.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), yılın son çeyreğine
girilen bir dönemde açıklanan veriler ile birlikte Orta Vadeli Program ve
Mali Planı'nın da göz önüne alındığında Türkiye için 2010 yılının çok zor
geçeceği uyarısında bulunuyor.

TİSK Eylül Ayı Ekonomi Bülteninde, 2009 yılı ikinci çeyrek GSYH rakamları
ile Türkiye'nin 2008 son çeyreğinden, 2009'un ilk iki çeyreğine, üç çeyrek
üst üste küçülerek resesyona girdiğinin kesinleştiği ifade edilerek, krizin
Türkiye'yi ağır bir biçimde etkilediği belirtilen bültende, sanayi üretimi
ve kapasite kullanımının yılın üçüncü çeyreğinde de krizin etkisinin güçlü
bir şekilde devam ettiğini gösterdiği belirtiliyor.

Konuk cumhurbaşkanı gibi!
Tüm bunlar ülkede olmuyormuş gibi şüpheli olarak zirvede oturan kişi, TBMM
açılış konuşmasına Türk Devleti'nin cumhurbaşkanı değil de bir başka ülkenin
konuk cumhurbaşkanı gibi konuşuyor ve ısrarla ve inatla Türk Devleti, Türk
Milleti deyimlerini kullanmamaya özen gösteriyor.. Bölücülerin,
ayrılıkçıların, işbirlikçilerin, AB'cıların, ABD'cilerin ekmeğine yağ-bal
sürüyor. Oy verenler düşünsün mü diyeceğiz ?

Sorun herkesin sorunu!

Günün Sözü: Bugün sana zararı olmayan durumun yarın en büyük zararı sana
verebileceğini göz ardı etme.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.