ŞEHİDİN BABASI
Oğlum… Candeniz’im burada yatıyor. Adım Hüseyin benim. Hiç iyi değilim. İlaç kullanıyorum.
Psikolojik tedavi görmelisin dediler. Yaşamak onların olsun.
Oğlumun ölümü beni çıldırttı. Üç yıl geçti. Kendime gelemedim.
Nefesim daralıyor. Ölecek gibi oluyorum bazen.
Yoruldum. Gücüm kalmadı benim.
Saçlarım dağınık, sakallarım uzun. Gömleğim kirli. Artık pantolonlarımı ütülemiyorum.
Çok içiyorum. Sigarayı artırdım.
Gazetelerden nefret ediyorum. Haber dinlemek istemiyorum.
Oğlum ölünce hayat anlamanı kaybetti. Hayat saçma. Paranın düzeni saçma.
Terör var dediler. Terörü durduracağız dediler. Oğlunu ver dediler. Oğlumu aldılar. Kim haklı, kim haksız? Güneydoğu kan içinde. Güneydoğuda askerlerimiz savaşıyor.
Benim dedelerim Çanakkale gazisi. Amcamın adı Abdullah. Çanakkale’de ölen dedelerimden birinin adı Abdullah’mış. Ailemiz gazilerle dolu.
Kardeşimin oğlu Hakan… Garip yeğenim. Hakanım… Onu da Şırnak’ta vurdular.
Candeniz’im gibi o da üniversite mezunuydu. İşsizdi. Öğretmen olacaktı. Yıllarca işe giremedi. KPSS’ye takıldı. KPSS’yi başımıza bela ettiler.
Doğu’da çok kan aktı. Çok ailenin canı yandı.
Mahallemizde de gazi aileleri var. Her taraf gazi dolu. Her taraf işsiz gençlerle dolu.
Oğlumu buraya gömdüler. Burası doğduğum köy… Dedemin, dedelerimin köyü.
Oğlumun mezarı başında açan çiçeklere bakıyorum. Çiçekleri geçen yaz diktim.
Candeniz’e mermerden bir mezar yaptılar. Diğer mezarlar memer değil. Çoğu taştan yapılmış. Taştan mezarların arasında oğlumun mezarı duruyor.
Hakan da köy mezarlığında yatıyor. Ona da mermer bir mezar yaptılar.
Oğullarımız ölüyor.
TV de PKK askerlerini gördüm. Otobüsün üstünde el sallıyorlardı. Zafer kazanmış gibiydiler.
Aydınlarımızı susturdular.
Türkiye’nin eli kolu bağlı… Köpekleri üzerimize saldılar. Taşları bağladılar.
Silivri’ye bir hapishane yaptılar. Aydınlarımızı hapse attılar.
Kedinin fare ile oynadığı gibi ordumuzla oynuyorlar.
Hâkimleri susturdular. Yargı sustu. Yargı dinleniyor. Herkesi dinliyorlar. Herkesi susturdular.
ABD, Türkiye’yi teslim aldı. Hükümet ABD’nin sözcüsü oldu.
Bizim kimsemiz yok. Bizler tutsağız.
PKK ya özgürlük diyorlar.
Türkiye’yi bölecekler. Türkiye’yi Yugoslavya’ya çevirecekler.
Herkese özgürlük diyorlar. Candeniz’im özgür değil, Candeniz’im ölü. Candeniz’im toprağa düştü. Oğlum ağlıyor. Oğlumun ölüsü ağlıyor.
Kulaklarımda ağlayan bir ses… Kulaklarımda oğlumun sesi… Ağlayan şehitlerin sesi.
Ne yapacağımı bilemiyorum… Kimse ne yapacağını bilmiyor.
Akşamları çok içiyorum. Camiye gidiyorum. Sürekli yalvarıyorum. Camidekiler surat asıyor. Laf atanlar oluyor. Camiye sarhoş gelemezsin diyorlar. Sarhoş değilim diyorum. İçtim ama sarhoş değilim. Ne dediğimi biliyorum. Allah kullarını ayırmaz. Allah herkesin Allah'ı. Allah içenlerin de Allah'ı. Allah herkesi duyar. Allah'ın kapısı herkes içindir.
Ben çok yalnızım Allah’ım diyorum. Bir oğlum vardı öldü.
Arabamı sattım. Oğlumun mutluluğu için her şeyi yaptım.
Candeniz”im mühendis oldu. İş aradı. İşsiz kaldı. KPSS sınavlarına girdi. Ne yaptıysa olmadı. Oğlum mutsuzdu. İş bulamayınca askere gitti. Candeniz’im yavrum… Acemi birliği İzmir’deydi. Oradan Mardin’e gitti. Teröristlerle çatıştı.
Keşke bir torunum olsaydı.
Oğlumun katili kim? Oğlumu PKK vurdu. Neden PKK’ya arka çıkıyorlar.
Kürtlerle ne sorunumuz var? Anneannem Kürt’tü... Türkçeyi az bilirdi. Ailemizde Ermeni gelin de var. Bizler insanız. Ermeni, Türk, Yunan hep aynıyız.
Ne zaman Türk-Kürt ayırımı yaptık? Yapanlar varsa Allah belalarını versin.
Atatürk’ümüz Kürtleri ayırmadı. Kimseyi ayırmadı. Hepimiz kardeşsiniz dedi. Atatürk düşmanları Türkiye’yi ele geçirdi.
Yalnızlığım yara gibi büyüyor. Kimsem kalmadı.
Karım yıllar önce öldü. İstanbul da yaşıyordu. Ayrıydık. Yıllar önce abisinin yanına gitti. Kendine yeni bir hayat kurdu. Evlendi. İş kadını oldu.
Ben oğlumla kaldım.
Babadan kalma bir arabam vardı sattım. Hayatımı posta dağıtarak kazandım. PTT’den emekliyim. Oğlumun ölümü hayatımı alt üst etti.
Kış geldi. Havalar soğudu. Akşamları televizyonun karşısına geçip oturuyorum. Üşüyünce yorganın altına giriyorum. Elektrikleri kapatıyorum. Suyu da kıstım. Emekli aylığı yetmiyor. Elektir, su pahalandı. Çeşmeden elimi yıkamaya yetecek kadar su akıtıyorum. Musluktan iplik gibi su akıtıyorum.
Şimdilik idare ediyorum. Banyo olacağım zaman kazanda su ısıtıyorum. Kimseye halimden şikâyet etmiyorum. Ne zaman aylığımın az olduğundan yakınsam, içen adama para mı dayanır, diyorlar. Başbakan haklı. Sigarayı bırakmalıyım. İçki içmemeliyim. Emekliye ve çalışana içki parası değil, çorba parası veriyorlar. Bense içiyorum. Maaşımdan yakınmaya hakkım yok.
Duvarda oğlumun resmi var. İndirmeye elim varmadı.
Bir de gelinim vardı. Sibel. Oğlumu seviyordu. Daha evlenmemişlerdi. İyi kızdı. Bana kahve yapıyordu. Hafta sonları bizde kalırdı. Ona, gelinim diyordum.
Candeniz’im işe girecekti. Candeniz’im kravat takacaktı.
“Baba” demişti bir gün, “jeoloji mühendislerinin kıymeti anlaşıldı. İşsiz kalmayacağım.” Depremin olduğu zamanlardı. Evler çürük yapılmıştı. Şehirler yıkılmıştı. Binlerce insan ölmüştü.
Depremden sonra da jeoloji mühendislerine iş vermediler. Oğlum işsiz kaldı.
İş bulsaydı beraber olacaktık. Daha geç gidecekti askere.
Düşündükçe kötü hissediyorum. Düşünmemem lazım.
Oğlumun dolabında Sibel eşyaları... Bir kazak, bir terlik… Oğlumun anılarına bakamıyorum. Sibel’in resmine bakamıyorum…
Bir yıl önce Sibel baş sağlığına geldi. Ağlıyordu. Sarılıp bana ağladı. Keşke evlenseydiniz yavrum diyemedim. Çocuklarınız olsaydı. Sibel’im gelinim olsaydı. Ne torunum, ne gelinim var şimdi.
Hava soğuyunca oğlumun kazaklarını giyiyorum. Alıştım… Önceleri giyemedim. İçim çok yandı. Kış gecesi çok üşüdüm. Sonra oğlum bana sarılıyormuş gibi geldi.
Sibel’i bir daha görmedim. Nerede, ne yapıyor? Kimseye soramadım. Belki evlenmiştir.
Ne yapayım ben Allahım.
Sabahları kuşlara ekmek ufalıyorum. Camiden çıkmak istemiyorum.
Kadir Hoca kızıyor. Çık artık diyor. Namaz vakti bitti, camiyi kapatacağım diyor.
Başımı dizine koyup uyumak istiyorum Allahım…
Pis sarhoş diyorlar bana. Yine sızdı diyorlar. Kolumdan tutup dışarı çıkarıyorlar.
Caminin önündeki ağaçların altında oturup bekliyorum. Üzerime kar yağsın istiyorum. Candeniz’im gelsin istiyorum. Geldin mi Can denizim diyorum. Beni eve götür oğlum diyorum.
Yazan: İsmail Cengiz Cengizhan
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.