Radikal MEHMET ALİ KIŞLALI
Nefes filmi gündemde ve çeşitli yönden tartışılıyor.
Doğu’da, olayın geçtiği yıllarda, piyade komando olarak görev yapmış bir meslektaş değerlendirmesi şöyle.
”Film bir telsiz karakolunu korumaya giden timin ve başındaki komutanın hikâyesi. İyi oynanmış. Çekimler de çağdaş ve inandırıcı. Hikâye ilginç, ama senaryo, kurgudan çok belgesel gibi şekillendirildiği için biraz sıkıntılı.
(Bundan sonraya yazacaklarımı, filmi seyretmemiş olup da seyretmek isteyenler okumasın. Çünkü filmin sonuna değinmem gerekiyor.)
Film, her ne kadar ‘Kürt Açılımı’na ve Kürtçü filmlere bir antitez olarak sunulsa da, tam tersine, ulusalcı kesimi ‘Kürt Açılımı’na ısındırmaya soyunuyor. Konuda, doğal bir kahraman olan komutan hep yaptığı işi ve Türk ordusunun haklılığını sorguluyor. Uzun monologlarıyla, ordunun yanlış yaptığından, savaşın böyle kazanılmayacağından bahsederek günah çıkarıyor.
Sözde kötü karakter, PKK’lı ‘doktor’ lakaplı çetebaşı, baştan sona sadece sesi duyularak, özel bir kahraman konumuna sokuluyor. Sonunda da komutanı o öldürüyor.
Zaten filmin kurgusunda da sürekli komutanın sonunda öleceği, çünkü aslında ölmeyi hak ettiği ve kendisinin de içten içe bunu bildiği, bu hayatı kendisinin seçmediği ve yanlış yaptığı işleniyor. Bu yaklaşım, adına savaş denen mücadeleden savaşarak galip çıkılmayacağının itirafı oluyor.
Filme konu olan öykünün yazarı, aynı zamanda filmin yönetmeni ile beraber üç senaristinden birisi. Filmin geçtiği dönemlerde kendi iç sıkıntıları nedeniyle ordudan ayrılmış bir subay olması da önemli. Yazar, herhalde o dönemde sık sık düşündüğü gibi kendi başına sıkamadığı kurşunu, filmde PKK’lı çetebaşına sıktırarak, kendi yerine orduyu, PKK ile mücadeleyi suçluyor.
Film boyunca Atatürk heykeli, bayrak ve Atatürk resimlerine karşı özel hassasiyet gösterilmesi, PKK’lı çetebaşını, Atatürk’ün heykelini silen erin, komutanın akıllıca kurduğu tuzakla öldürmesi, komutandan daha sağlıklı gözüken ve gerçek Türk subayını temsil eden ikinci komutanın, sonunda karakola baskın yapanlardan hayatta kalan yaralı ve silahsız bir PKK’lıyı öldürmemesi, filmdeki askerlerin mükemmel yansıtılan insanlığı ve arkadaşlığı filmi ulusalcı kılmaktan ve kurtarmaktan çok, ulusalcıların gönlünü okşayan böylece filmi kabullenmelerini sağlayan, ancak filmin tamamında bilinç altına işlenen ‘Bu savaş yanlıştı, Türk ordusu hatalıydı ve savaş böyle kazanılamazdı’ mesajını maskeleyen bir görüntü olarak kalıyor.
Filmden çıktığınızda, hem güncel olayları izleyen bir gazeteci, hem de o dönemi öyle veya böyle yaşamış bir iç güvenlik asteğmeni olarak, aklınızda kalan imge, “Ulusalcılar, bu kazanılacak bir savaş değildi, Türk ordusu da hata yaptı, siz bu savaşı kazanmadınız, alın size sizi utandırmadan, gururunuzu kırmadan bu işin içinden şerefinizle sıyrılma fırsatı. Bu yaklaşımı kabul edin.
Ödün vererek bu problemi çözün” mesajı oluyor.
Filme gerçek hikaye üzerine kurulmuş havası verilmek istenmiş ama aslında tam bir kurgu haline dönüştürülmüş.
En önemlisi sonuç değiştirilmiş. Bu da olaylardan çıkarılacak dersin tam tersine dönüşmesine neden olmuş.
Bizim görev yaptığımızda aldığımız ve verdiğimiz ders “PKK’lılar bu dağlarda durdukça biz de duracağız. Ama PKK’lılar eninde sonunda ölecek, ölerek inecek, biz ise bu görevi sadece bayrağı arkadan gelenlere devredene kadar yapacağız. Adı üstünde; ordu bu dağlarda durdukça PKK başarılı olamamış olur. Çünkü ordu sadece burada durarak görevini yaparken, PKK’nın hedeflediği ülkeyi kurmasına bu şekilde ulaşmasını engeller” anlayışıydı.
Şimdi Kürt açılımı ile yapılmak istenen de bu direnci kırmak, orada durmanıza gerek yok mesajını vererek PKK’nın dağda ulaşamadığı hedeflerine masada ulaşmasını istemek. Film tamamen PKK’nın Kürt ayrımcılarının bu hedeflere ulaşmasına neden olacak ortamı, ulusalcı kesimin direncini, kendini küçültmeden kırmasına zemin hazırlayarak yardımcı oluyor.
***
Filmin askeri-teknik yönden irdelenmesi, başka bir yazıda ele alınmalı.
--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
http://dava-vatan.blogspot.com/
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.