KAFANIZ BASMIYOR
- İçinde bulunduğumuz çağa genel olarak ne ad verilmektedir ?
- İletişim çağı.
- Bu ismin verilmesinin nedeni nedir ?
- Haber iletme ve haber alma özgürlüğünün tanınmış olması.
- Peki, ülkemizde bu genel kural geçerli midir.
- Haber alma’dan kasıt eğer “telekulak” ise “Evet”. Yani haber alma özgürlüğü, telekulak yolu ile bol bol kullanılmaktadır. Madem ki “haber alma özgürlüğü” vardır. O halde bu özgürlük rahat rahat kullanılarak vatandaşın telefonları, mektupları, email’leri dinlenebilmelidir ve dinlenmektedir.
- Nasıl yani, pek anlamadım ?
- Yani haber alma özgürlüğünün doğal sonucu “telekulak” tır.
- Vatandaşın dinlenmesi bir özgürlük müdür ?
- Hem bir özgürlüktür, hem de bir görevdir.
- Nasıl bir görevdir ?
- Hem vatandaş “dinlenmiyor” diye şikayet edeceksiniz, hem de vatandaş “dinlendiği” zaman şikayet edeceksiniz. Siz özgürlükçüler de ne yaptığınızın, ne istediğinizin farkında değilsiniz. “Vatandaşın sesine kulak verilmiyor, vatandaş dinlenmiyor” diye şikayet ediyorsunuz, vatandaş dinlendiği zaman da şikayet ediyorsunuz. Vatandaşın dinlenmesi bir görevdir.
- Pek anlamadım. Kafam karıştı. Telekulak vatandaşın dinlenmesi midir ?
- Tabii, başka nasıl dinlenecek. Sesinin, nefesinin her şeyinin dinlenmesidir. Gidip kapısına kulağımızı dayayacak halimiz yok ya elbetteki çağa uygun davranılacak. Çağın olanaklarından yararlanılacak. Çağdaş olunacak.
- Bu suretle çağdaş mı oluyorsunuz ?
- Başka nasıl çağdaş olunur. Papatya falı mı açalım, yoksa kahve falına mı bakalım. Çağın teknik olanakları kullanılarak çağdaş olunur.
- Peki “haber verme özgürlüğü” nedir ?
- Haber verme özgürlüğü “ihbar mektupları” dır.
- Sakın buna da hem bir hak hem de bir görevdir demeyin ?
- Elbette, ihbar mektupları ile hem haberleşme özgürlüğü kullanılmaktadır, hem de vatandaşlık hak ve görevleri yerine getirilmektedir. Madem ki haberleşme bir hak ve özgürlüktür, vatandaş ihbar mektupları ile haber ileterek “hak ve özgürlüklerini” kullanmış olmaktadır. Aynı zamanda; işlenen veya işlenmesi ihtimali olan veya işlenmesini istediği suçları ihbar ederek, vatandaşlık “görevini” yerine getirmektedir.
- Peki, bu hak ve görevlerini nasıl kullanmaktadır ?aber verme özgürlüğü “ihbaRHhh
- “Islak imza” yöntemi ile kullanmaktadır. Bunlar “kuru kuruya” yenilecek şeyler değildir. Elbetteki ıslatarak yenilip yutulacaktır.
- Yani ıslak imza da bunların bir aracı mıdır ?
- İnsaf yani, başka ne yapsın ? İmza atmayıp da parmak mı bassın ? İmza attığı zaman “ıslak” diyorsunuz, parmak bassa “cahil” diyeceksiniz. Anlaşılan bu işlere sizin “kafanız basmıyor.”
- ............
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.