Yasin Börü'nün Şehadeti Nasıl Kutlanır ?

Cami bahçesinde bir yandan Müslüman dövüp bir yandan da “Adam dövüyorlar” diye bağıran Yahudi tıyniyeti bu topraklarda hüküm sürmeye devam ediyor.“Ötekileştirildik” diye bağırıp çağıranlar, sağa sola saldıranlar, yakıp yıkmayı bir “öteki” olarak kendilerinde meşrulaştırıyorlar ve zıplamadıkları yer kalmıyor.

 

 

Aslında adamlar inandıkları ‘şey’e saygılılar ve gereğini yapıyorlar. Kimse, onlara “niye yapıyorsun”diye soramaz nasıl olsa… Zaten adamın varoluş sebebi bunu yapmak! En ufak hâdiseyi bile kullanarak lehlerine çevirebiliyorlar; Sivas Olayları ve Başbağlar Katliamı gibi. Her iki olayda da 33 insan yaşamını yitirdi. 

Ama baktığımızda Sivas hâdisesi hâlâ gündemdeyken Başbağlar katliamı, sene-i devriyesinde bir iki sönük anma toplantısı dışında konuşulmuyor. Sivas Madımak hâdisesinin her yıldönümünde ise taşlar havada uçuşur, camlar pencereler aşağıya iner!

“Biz de mi öyle yapalım” diyecek olanlara, “Evet, biz de öyle yapalım!” demiyorum, burada sadece adamların olayları nasıl algıladığını, hâdiseleri vesile kılarak nasıl kargaşa çıkarttıklarını, müdahale karşısında da mazlum edebiyatı yapmalarına dikkat çekiyorum.

Yine tarihten bir örnek vereyim: 1996 senesinde İzmir DGM’de yargılanırken benimle aynı dönemdeManisalı çocuklar da yargılanıyordu. Bildiğiniz üzere ben ‘İslâmî’ bir davadan yargılanırken onlar ‘sol’bir davadan yargılanıyordu. Her birimiz çocuktuk ve hepimize yapılan haksızlıktı.

Birincisi: Çocuk olmamıza rağmen DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ’NDE YARGILANIYORDUK!

İkincisi: Her birimizin ifadeleri işkence altında alınmıştı

Manisalı çocuklar, sivil toplum kuruluşlarının ve milletvekillerinin desteğiyle oluşan kamuoyu neticesinde bir senelik çilenin ardından yuvalarına döndüler.

Ya biz; Halil Kantarcı, Umut Demir, Aydın Alkan ve daha ismini sayamayacağım 14-16 yaşında olan çocuklara ne oldu? Her birimiz, idamdan cezasından tutun da 30 seneye varan ağır hapis cezalarına çarptırıldık!

Ailelerimiz çok uğraştılar ama gittikleri bütün kapılar sanki haksızlığa uğramamışız da vebalıymışız gibi suratlarına kapandı.

Evet ‘ötekilerin’ sahip çıktıkları ufak sıyrıklarla kurtarılırken bakın ‘biz’ hâlâ cezalarla uğraşıyoruz!

Şimdi gelelim günümüze, bundan birkaç ay önce, yine haksızca öldürülen ‘Berkin Elvan’ meselemiz vardı. O da çocuktu ve katledildi.

Sonra bizim ‘ötekilerimiz’, her zaman izlemeye alışık olduğumuz filmi çevirmeye başladılar. Ailesini istismar ederek televizyon televizyon konuşturttular, bu vesileyle de karışık olan Türkiye’nin daha çok karışması için verdiler gazın kökünü; neticede sokak olayları, molotoflar, kurşunlar… Ve Ülkücü bir gencin katledilmesi; hani Burakcan’dan bahsedenimiz var mı?..

Son olarak 7 Ekim olaylarında ‘kızıl PKK’’nın şirretliği ve camilerimize saldırması, ortalığı ‘batılı’ kirli odaklardan aldıkları emirle savaş alanına çevirmeleri… Ve şehid ettikleri Müslümanlar.

Şehid olanlar arasında, kurban dağıtmaya giderken ailesinin gözünün önünde ‘kızıl PKK’ taraftarları tarafından linç edilmiş, defalarca bıçaklanmış, kafası ezilmiş ve naaşının dahi ateşe verildiği 16 yaşındaki Yasin Börü kardeşimiz de var…

‘Çocuklara’ çok hassas olan “öteki”ler niyeyse vahşetin ardından bu olayı görmezden geldiler.

Gözlerine gözlerine sokmamız neticesinde bir kaç program yaptılar ama yapmak için yaptılar. Sordukları sorular yine haince ve tuzak sorular.

Adamlar küfründe samimi. Diyorlar ki, ‘biz kendimizi biliriz, bize yapılan için kıyametleri koparırız, ülkenin imajı geleceği vs. konuları bizi ilgilendirmiyor. Ne kadar kaos o kadar iyi‘ edebiyatındalar. Dedik ya küfürlerinde samimiler diye, adamlar kendilerine göre haklılar!

 

Gelelim bizim mahalleye, yeterince Yasin Börü ve diğer katledilen kardeşlerimize destek verebildik mi?

Bir daha olmasın diye gündemin baş sıralarında tutabildik mi?

Yasin’in kafası yüzü paramparça edilmiş, mübarek naaşının yakıldığı fotoğrafları görünce yeterince ıstırabını çekebildik mi?

O fotoğrafı görünce, bu gürûhun yarın bizim çocuklarımıza da bunu yapabilirler diye muhasebesini yapabildik mi?

Bu soruları sizin vicdanlarınıza bırakıyorum…

Yasin Börü kardeşimiz için Türkiye’nin çeşitli yerlerinde toplantılar, gösteriler yapılacak. Bu etkiniliklere katılalım, Yasin için gittiğimiz bu gösteriler, toplantılar bizim geleceğimiz için olsun…

 

Ancak bu şuurla ve bu tavırla kazanırız!


 

Yakup  Köse/Furkan Haber

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.