Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 'Ekonomik savaş niyetinde değiliz ama sessizde kalamayız. ABD’nin talepleri kabul edilemez. Brunson davası, hukuki bir davadır' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD ile devam eden Rahip Brunson gerilimi hakkında açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirten Kalın, "Ekonomik savaş niyetinde değiliz ama sessiz de kalamayız. ABD’nin talepleri kabul edilemez. Brunson davası, hukuki bir davadır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamaları şu şekilde:
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Rahip Brunson davası da hukuki bir davadır. Şahıs hakkında devam eden bir yargı süreci vardır. ABD’nin yargı sürecini yok sayarak bir takım taleplerde bulunması elbette kabul edilemez. ABD kendi ülkesinde yapamadığını bir başka ülkeden talep edemez.
Her fırsatta yargı bağımsızlığı konusunda Türkiye’ye ve başka ülkelere tavsiyelerde bulunan, hatta onları töhmet altında bulunduran ABD’nin devam eden bir yargı süreci hakkında keyfi yorum ve taleplerde bulunması dikkate değer bir durumdur.
Bir kişinin rahip yahut din adamı olması, tek başına suçsuz ve masum olması için yeterli bir karine değildir. Karar merci yargıdır ve ABD dahil herkes Türk yargısının vereceği karara saygı duymak zorundadır. Şu ana kadar olduğu gibi bu kural bundan sonra da geçerlidir.
Hakan Atilla haksız ceza aldı
Öte yandan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın, FETÖ’nün bir kumpası olarak görülen dava sonucunda haksız bir şekilde ceza aldığını herkes bilmektedir. Aynı şekilde Halkbank’a yönelik bir takım haksız ve mesnetsiz suçlamaların gündeme getirilmesi ve bu kamu bankamızın yıpratılmak istenmesi de kabul edilemez. Burada amacın İran yaptırımlarıyla ilgili hakikatlerin ortaya çıkartılmak olmadığı, tersine saygın kurum ve kişilerin itibarsızlaştırılması ve haksız cezalar kesilmek istendiği anlaşılmaktadır. Türkiye olarak bu süreçten son derece rahatsız olduğumuzu ifade ediyoruz.
Bolton’ın Türkiye’deki ekonomik durum ve Katar’ın yatırım kararıyla ilgili söyledikleri daha vahim bir durumu işaret etmektedir.
"Trump hedef alıyor"
Zira bu ifadeler, Trump yönetiminin bir NATO müttefikini ekonomik savaşın hedefi haline getirdiğinin itirafıdır. Fakat bu mesele Türkiye ile sınırlı değildir. Trump yönetimi bugüne kadar Meksika, Kanada, Küba, Çin, Rusya, İran, AB, Almanya ve diğer ülkelerle benzer çatışmalara girmiş ve ticaret, vergi ve yaptırım gibi unsurları küresel bir ticaret savaşı başlatmak için kullanmak niyetinde olduğunu göstermiştir. Oysa bu yaklaşım serbest piyasa kurallarına aykırı olduğu gibi vergi kararları Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına da aykırıdır. Bu yüzden Türkiye, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, İsviçre, Norveç, Kanada, Rusya, Meksika ve Avrupa Birliği çelik ve alüminyum ürünlerine ek vergi koyan ABD'yi Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne şikayet etti. Dolayısıyla ortada küresel bir sorun var. Türkiye ile ABD arasında yaşanan sorun, Trump yönetiminin dünya ile yaşadığı sorunların bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.
"Türkiye'nin savaş başlatma niyeti yok"
Türkiye’nin kimseyle ekonomik bir savaş başlatmak gibi bir niyeti yoktur. Fakat kendi ekonomisine ve yargısına yönelik saldırılara sessiz kalması beklenemez. Türkiye yasaklayıcı ve cezalandırıcı yaklaşımlara karşı dünyayla birlike hareket edecek ve ulusal çıkarlarına her zeminde sahip çıkacaktır.
"Katar'ı takdirle karşılıyoruz"
Son dönemde Türkiye’ye destek olmak için yapılan açıklamalar ülkemizin doğru yolda olduğunu göstermektedir. Dost ve kardeş ülke Katar’ın 15 milyar dolarlık yatırım kararı piyasalar üzerinde rahatlatıcı bir etki yapmıştır. Katar’ın bu tavrını takdirle karşılıyoruz. Türkiye-Katar ilişkileri her düzeyde bundan sonra da güçlenmeye devam edecektir.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD ile devam eden Rahip Brunson gerilimi hakkında açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirten Kalın, "Ekonomik savaş niyetinde değiliz ama sessiz de kalamayız. ABD’nin talepleri kabul edilemez. Brunson davası, hukuki bir davadır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamaları şu şekilde:
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Rahip Brunson davası da hukuki bir davadır. Şahıs hakkında devam eden bir yargı süreci vardır. ABD’nin yargı sürecini yok sayarak bir takım taleplerde bulunması elbette kabul edilemez. ABD kendi ülkesinde yapamadığını bir başka ülkeden talep edemez.
Her fırsatta yargı bağımsızlığı konusunda Türkiye’ye ve başka ülkelere tavsiyelerde bulunan, hatta onları töhmet altında bulunduran ABD’nin devam eden bir yargı süreci hakkında keyfi yorum ve taleplerde bulunması dikkate değer bir durumdur.
Bir kişinin rahip yahut din adamı olması, tek başına suçsuz ve masum olması için yeterli bir karine değildir. Karar merci yargıdır ve ABD dahil herkes Türk yargısının vereceği karara saygı duymak zorundadır. Şu ana kadar olduğu gibi bu kural bundan sonra da geçerlidir.
Hakan Atilla haksız ceza aldı
Öte yandan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın, FETÖ’nün bir kumpası olarak görülen dava sonucunda haksız bir şekilde ceza aldığını herkes bilmektedir. Aynı şekilde Halkbank’a yönelik bir takım haksız ve mesnetsiz suçlamaların gündeme getirilmesi ve bu kamu bankamızın yıpratılmak istenmesi de kabul edilemez. Burada amacın İran yaptırımlarıyla ilgili hakikatlerin ortaya çıkartılmak olmadığı, tersine saygın kurum ve kişilerin itibarsızlaştırılması ve haksız cezalar kesilmek istendiği anlaşılmaktadır. Türkiye olarak bu süreçten son derece rahatsız olduğumuzu ifade ediyoruz.
Bolton’ın Türkiye’deki ekonomik durum ve Katar’ın yatırım kararıyla ilgili söyledikleri daha vahim bir durumu işaret etmektedir.
"Trump hedef alıyor"
Zira bu ifadeler, Trump yönetiminin bir NATO müttefikini ekonomik savaşın hedefi haline getirdiğinin itirafıdır. Fakat bu mesele Türkiye ile sınırlı değildir. Trump yönetimi bugüne kadar Meksika, Kanada, Küba, Çin, Rusya, İran, AB, Almanya ve diğer ülkelerle benzer çatışmalara girmiş ve ticaret, vergi ve yaptırım gibi unsurları küresel bir ticaret savaşı başlatmak için kullanmak niyetinde olduğunu göstermiştir. Oysa bu yaklaşım serbest piyasa kurallarına aykırı olduğu gibi vergi kararları Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına da aykırıdır. Bu yüzden Türkiye, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, İsviçre, Norveç, Kanada, Rusya, Meksika ve Avrupa Birliği çelik ve alüminyum ürünlerine ek vergi koyan ABD'yi Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne şikayet etti. Dolayısıyla ortada küresel bir sorun var. Türkiye ile ABD arasında yaşanan sorun, Trump yönetiminin dünya ile yaşadığı sorunların bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.
"Türkiye'nin savaş başlatma niyeti yok"
Türkiye’nin kimseyle ekonomik bir savaş başlatmak gibi bir niyeti yoktur. Fakat kendi ekonomisine ve yargısına yönelik saldırılara sessiz kalması beklenemez. Türkiye yasaklayıcı ve cezalandırıcı yaklaşımlara karşı dünyayla birlike hareket edecek ve ulusal çıkarlarına her zeminde sahip çıkacaktır.
"Katar'ı takdirle karşılıyoruz"
Son dönemde Türkiye’ye destek olmak için yapılan açıklamalar ülkemizin doğru yolda olduğunu göstermektedir. Dost ve kardeş ülke Katar’ın 15 milyar dolarlık yatırım kararı piyasalar üzerinde rahatlatıcı bir etki yapmıştır. Katar’ın bu tavrını takdirle karşılıyoruz. Türkiye-Katar ilişkileri her düzeyde bundan sonra da güçlenmeye devam edecektir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.