Yeni yılın ilk toplu sosyal medya hareketi sosyal medyadaki bütün kötülüklerin kökeninin gelip dayandığı Facebook’tan çıktı. Yine. Mark Zuckerberg Kapitalizm Makinası şimdi de 10 sene önceki ilk profil fotomuzla bugünkünü yan yana koyacağımız bir dalga başlattı. Kimimiz eskiden ne kadar çirkin olduğumuzu görüyoruz böylece, kimimiz de geçen yıllara yanıyoruz.
Öte yandan bütün bu fotoğraflar da Facebook’un devasa bilgi bankasında toplanıyor. Google’ın yöneticilerinden Eric Schmidt’in dediği gibi İnternet’te “silme” tuşu yok; her adımımız bir yerlere kaydoluyor. Doğrusu 10 sene önceki profil fotoğraflarımız da zaten Facebook’ta kayıtlıydı.
İnternet’in gücüne kuşkuyla yaklaşanlar eskiden seve seve dahil olacakları bu sosyal medya dalgasından şimdi uzak duruyor. Haksız da değiller. Açıkçası, Zuck bugüne kadar kendisine teslim ettiğimiz verileri koruma konusunda hiç de hassas davranmadı. Cambridge Analytica skandalı daha soğumadan yakın zamanda yine milyonlarca kullanıcının bilgilerinin üçüncü parti app’lerin eline geçtiği bilgisi ortaya çıktı. Avrupa Birliği bastırmasa ve veri koruma kanunlarını sıkı sıkıya korumakta kararlı olmasa bu skandalların üzeri kapatılacaktı.
Öte yandan bütün bu fotoğraflar da Facebook’un devasa bilgi bankasında toplanıyor. Google’ın yöneticilerinden Eric Schmidt’in dediği gibi İnternet’te “silme” tuşu yok; her adımımız bir yerlere kaydoluyor. Doğrusu 10 sene önceki profil fotoğraflarımız da zaten Facebook’ta kayıtlıydı.
İnternet’in gücüne kuşkuyla yaklaşanlar eskiden seve seve dahil olacakları bu sosyal medya dalgasından şimdi uzak duruyor. Haksız da değiller. Açıkçası, Zuck bugüne kadar kendisine teslim ettiğimiz verileri koruma konusunda hiç de hassas davranmadı. Cambridge Analytica skandalı daha soğumadan yakın zamanda yine milyonlarca kullanıcının bilgilerinin üçüncü parti app’lerin eline geçtiği bilgisi ortaya çıktı. Avrupa Birliği bastırmasa ve veri koruma kanunlarını sıkı sıkıya korumakta kararlı olmasa bu skandalların üzeri kapatılacaktı.
SAVAŞI KAYBETTİK
10 sene önceki fotoğraflarımız Facebook’un (ya da başka bir İnternet devinin) ne işine yarayacak?
Teorilerden biri Facebook’un yüz tanıma teknolojisini geliştirmesine yardımcı olacağı bu verilerin. Ancak Facebook ve başka firmalar bu konuda zaten yeteri kadar kendilerini geliştirdiler. Yıllar içinde sosyal medya platformlarına yüklediğimiz fotoğraflarda kimin kim olduğunu bizden daha önce tanıyacak kadar kendini eğitti algoritma. Yüzümüzün nasıl yaşlandığını bilecek kadar ilerledi çünkü tanıma kapasitesi.
Daha ilk kurulduğunda Facebook’un arşivinde 15 milyara yakın fotoğraf vardı, zamanla daha fazla yükleyerek bu bilgi bankasının daha da gelişmesine yardımcı olduk. Bu şirketler yüzlerimizi, arkadaşlarımızı, fotoğraflardan yola çıkarak da birçok alışkanlığımızı artık tanıyor.
Ne giydiğimiz, ne yediğimiz, neler tükettiğimiz teker teker taranıyor ve karşımıza ilan olarak çıkıyor sonradan. Amazon gibi firmalar dileyene elindeki bilgi bankasından fotoğraf kareleri satıyor, bu konuda hizmet veriyor.
Aslında teknoloji bu kadar gelişmişken ve halihazırda fotoğraflar Facebook’un elindeyken sistemin yeni yüklemelere ihtiyacı bile yok. Ama fazladan zarar gelmez bu şirketler için.
Bu durum insanın teknoloji karşısında ne kadar çaresizleştiğini, 15 yıldır bu savaşı geri dönüşü olmayacak şekilde kaybettiğimizi gösteriyor.
Yenilgi kaçınılmazsa 10 sene önceki fotoğrafları paylaşmanın da bir zararı yok bir açıdan bakıldığında. İnternet’teki bütün “challenge”lar gibi bu amaçsız ve gelip geçici bir rüzgar. Ama toplamda bütün video’larımız, paylaşımlarımız, yorumlarımız ve beğenilerimiz gibi bu fotoğrafların da bir yerlerde kayıt altına alındığını hatırlamamız şart. İleride daha da genişleyen bu bilgi bankasının ne gibi zararlar doğurabileceğini kestirmemiz ise epey güç.Teorilerden biri Facebook’un yüz tanıma teknolojisini geliştirmesine yardımcı olacağı bu verilerin. Ancak Facebook ve başka firmalar bu konuda zaten yeteri kadar kendilerini geliştirdiler. Yıllar içinde sosyal medya platformlarına yüklediğimiz fotoğraflarda kimin kim olduğunu bizden daha önce tanıyacak kadar kendini eğitti algoritma. Yüzümüzün nasıl yaşlandığını bilecek kadar ilerledi çünkü tanıma kapasitesi.
Daha ilk kurulduğunda Facebook’un arşivinde 15 milyara yakın fotoğraf vardı, zamanla daha fazla yükleyerek bu bilgi bankasının daha da gelişmesine yardımcı olduk. Bu şirketler yüzlerimizi, arkadaşlarımızı, fotoğraflardan yola çıkarak da birçok alışkanlığımızı artık tanıyor.
Ne giydiğimiz, ne yediğimiz, neler tükettiğimiz teker teker taranıyor ve karşımıza ilan olarak çıkıyor sonradan. Amazon gibi firmalar dileyene elindeki bilgi bankasından fotoğraf kareleri satıyor, bu konuda hizmet veriyor.
Aslında teknoloji bu kadar gelişmişken ve halihazırda fotoğraflar Facebook’un elindeyken sistemin yeni yüklemelere ihtiyacı bile yok. Ama fazladan zarar gelmez bu şirketler için.
Bu durum insanın teknoloji karşısında ne kadar çaresizleştiğini, 15 yıldır bu savaşı geri dönüşü olmayacak şekilde kaybettiğimizi gösteriyor.
yazının kaynağı
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.