Yeni dönemin parolası da 'Mavi Vatan'

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı deniz tatbikatı Mavi Vatan 2019 başladı. Doğu Akdeniz başta olmak üzere Ege ve Karadeniz'de hak ve menfaatlerin sonuna kadar korunacağının mesajının verildiği tatbikat, yeni dönemin de parolası niteliğinde.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve kapsamlı deniz tatbikatını aynı anda üç denizde 103 geminin katılımıyla eş zamanlı olarak gerçekleştiriyor. Tatbikatta milli deniz ve hava platformlarının yanında yazılım tabanlı sistemler de kritik görevler üstleniyor.

Savunma Bakanlığı, ilk defa üç denizde icra edilen tatbikata ilişkin, "Jenerik bir senaryoya istinaden Ana Ast Komutanlık Karargahları ve Harekat Merkezlerinin çalışma usüllerini test etmek, Görev Grubu seviyesinde mevcut harekat nevilerini denemek, diğer Kuvvet Komutanlıkları ile müşterek/birlikte çalışabilirlik usullerini ve karşılıklı destekleme imkan kabiliyetlerini denemek, katılacak unsurların harbe hazırlık seviyelerini yükseltmektir" açıklamasında bulundu.

Tatbikatta, Uzun Ufuk Sistemi ile tüm kıyıları kapsayacak şekilde denizler taranacak, tüm yabancı ticari gemiler ve savaş gemilerini kimliklendirilerekTanımlanmış Deniz Resmi oluşturulacak. GENESİS ise Deniz Kuvvetleri envanterinde bulunan platformlarda üstlenecek.

Tarihi bir heyecan

Akdeniz Üniversitesi İİBF, Uİ Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, yenisafak.com'a yaptığı değerlendirmede, Mavi Vatan-2019 tatbikatının Türkiye'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra kara üzerinde egemenlik mantığını bir kenara bıraktığı, Fatih Sultan Mehmet ve özellikle de Kanuni Sultan Süleyman dönemini anımsatan büyük bir tarihi heyecan olduğunu ifade etti. Söz konusu tatbikatın Türkiye'nin disiplinli, kabiliyet ve kudreti yüksek güçlü bir savunma kabiliyetine haiz ordusu bulunduğu ve savunma sanayisi ile değişen güçlü otoritesini gösteren önemli tatbikat olduğunu işaret etti.

"Bu tatbikat özde , , , , gibi alanlarda artık vizyon sahibi olduğunun net ifadesidir" diyen Gözügüzelli, "Tüm bu eylemler Türkiye'nin deniz yetki alanları üzerine Proxy devlet olan özelde Yunanistan ve GKRY genelde AB gibi ülkelere söz konusu ihtilaflar karşısında hukuken, özellikle de örf adet hukuku yönünden haklarını meşrulaştıran hamlelerdir" dedi.

"Esasen Türk hükümeti değişen uluslararası düzenin ve bölgede ilan edilmeyen savaşın bilincinde bulunduğunu, kara, hava, deniz alanlarında herhangi bir bölünmeye, gasp girişimine rıza göstermeyeceğini ortaya koymuştur" diyen Emete Gözügüzelli şu açıklamalarda bulundu:

"Bu bağlamda, Türkiye; bölgesel uyuşmazlıklarda Jeopolitik çıkarların korunmasındaki kararlılığını sergilemiştir. Türkiye, Jeostratejik anlamda Türk deniz yetki alanlarının ülke egemenliğinin bir parçası olduğunu, tartışmalı alanların bir oldu bittiye getirilmeyeceğini, mevcut konumunun farkındalığında bulunduğunu tüm uluslar arası topluma göstermiştir.

Türkiye dünyada yaygınlaşan Mavi enerji faaliyetlerinde kendi deniz alanlarında proaktif rolünü sürdürmekteki kararlığını göstermiştir.

Türkiye haklarını uluslararası alana hatırlatmıştır

Mavi Enerji çünkü jeoekonomik anlamda ilgili deniz alanlarında Türkiye'nin her türlü canlı cansız kaynaklar üzerinde hakları olduğunu, bu anlamda atılacak adımlarda kendi yetki alanları üzerinde uluslar arası hukuka uygun bir şekilde her türlü faaliyette bulunabileceğini bir anlamda deniz sınırlarını kıyısı en uzun olan ana kara ülkesi olarak uluslararası alana hatırlatmıştır.

Türkiye, Tatbikatla mevcut savunma sanayisinin yetkinliği, gelişmişliği ve bir devletin güç unsurlarını belirlemede Türkiye'yi diğer komşu devletlerden farklı kıldığı bir gösterge olmuştur."
NATO kurallarına uygun planlandı

Türkiye'nin kürsel bir aktör konumuna geldiğini ve uluslararası yönetişim alanlarında diğer devletlere insani yardım, barış koruma, terörle mücadele, denizlerde yasadışı göçle mücadele gibi askeri nitelikli operasyonlarda deniz,kara,hava alanlarında koruyucu güç olarak bulunabileceğini gösterdiğini ifade eden Gözügüzelli, "Türkiye'nin Cumhuriyet döneminden bu güne köklü bir gelişim göstererek, vizyon ve misyonunun kurulan yeni dünya düzeni içerisinde bulunabilme kapasitesinin sergilemiştir" dedi.

"Mavi diplomasi anlayışı ile kendi kıta sahanlığı yetki alanlarında NATO ile tatbikatlar yapabilmekte, uluslar arası korsanlığa karşı Kızıldeniz gibi sınırları aşan alanlarda operasyonlara katılabilmekte ve bir kürsel aktör olarak hareket edebilmektedir. Bu açıdan Türkiye gerek NATO içerisinde gerek uluslar arası alanda konum ve seviyesini ve özellikle prestijini artırmıştır.

"Türkiye'nin NATO kurallarına uygun uluslararası hukuka göre hareket eden bir devlet olduğunu gösterilmiştir" diyen Gözügüzelli, şu açıklamalarda bulundu:

"Türkiye'nin uluslar arası hukuktan kaynaklanan deniz, kara, hava sahaları üzerinde ülkesel egemenlik ve öngörülen kimi egemenlik yetkilerini kullanma kudret ve kabiliyetini sergilemesi ve bu anlamda deniz hukukunun da öngördüğü kendi egemenlik sahalarını koruma kararlılığını uluslararası topluma hatırlatmıştır.

Yeni Şafak

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.