Başkan Erdoğan : "Sosyal medya şirketlerinin baskısına boyun eğmeyeceğiz"

 


Başkan Erdoğan 'Sosyal medya şirketlerinin baskısına boyun eğmeyeceğiz. Cezalar kesilmeye başlanınca kuzuya döndüler.' dedi.

Başkan Erdoğan, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2019 Yılı Medya Oscar Ödülleri Töreni’nde konuştu.


Dijitalleşmeyle beraber hayatın her alanında olduğu gibi iletişimde de köklü değişiklikler yaşandığını söyleyen Erdoğan, insanlığın, merkezinde teknolojinin yer aldığı yeni bir hayat biçimine doğru yol aldığını dile getirdi. 


Bir önceki kuşağın hayal dahi edemediği pek çok imkana bugün teknoloji sayesinde saniyeler içerisinde ulaşabildiklerini ifade eden Erdoğan, "Ben buna adeta bir 'teknolojik faşizm' diyorum, böyle bir yapıyla karşı karşıyayız." diye konuştu. 

Dünyanın en ücra köşesinde meydana gelen herhangi bir gelişmeden anında haberdar olunduğunu, önceden saatler harcanan işlerin bugün saniyeler içinde yapılabildiğini anlatan Erdoğan, "Koronavirüs salgınıyla beraber dijitalleşmede yeni bir safhaya geçtik. Eve kapanma zorunluluğu teknolojinin günlük hayatımızdaki yerini hiç olmadığı kadar artırdı. İş dünyasından eğitime, ticaretten sağlığa hayatın rutin düzeninin kısmen devam ettirebilmesinde teknolojinin katkısını elbette inkar edemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.


NARKOTİK POLİSİ ANNE PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK


Farklı branşlardan milli sporcularımız, gazetecilerimiz ülkemizin dört bir yanında ailelerimiz ve evlatlarımızla bir araya geldik. Gençleri uyuşturucudan korumak amacıyla Narkotik Polisi Anne projesin hayata geçirdik. Bölücü örgüt askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin, din görevlimizin, en çok da Kürt kardeşimizin kanını dökerek varlığını sürdürmüştür.


ÇOCUKLARINI KURTARMAK IÇIN ÇIRPINAN ANALARIN ÖNÜNE HİÇBİR SET VURULAMAZ


En büyük acıyı çocuklarını örgüte kaptıran analara yaşatmıştır. Diyarbakır Anneleri, evlatlarına kavuşmak için açtıkları bayrakla hem korku duvarlarını yıktılar hem de terör örgütünün kanlı yüzünü ifşa ettiler. 500 gündür evlat nöbeti tutan bu cesur anneleri şahsım, eşim, milletim adına saygıyla selamlıyorum. Ciğerparesine sarılmak isteyen bir ana yüreğini hiçbir tehdit kurtaramaz. Çocuklarını kurtarmak için çırpınan anaların önüne hiçbir set vurulamaz.


"BU TOPRAKLARIN GELECEĞİNDE TERÖRE VE ŞİDDETE YER YOKTUR"


Kandil'deki terör balonları ve siyasetteki uzantılarının Diyarbakır Anneleri'nin evlat nöbetinden korkmalarının temel sebebi de budur. Türkiye şiddete, teröre, katil sürülerine karşı yürüttüğü mücadeleyi inşallah anaların da desteğiyle zafere taşıyacaktı, hiç endişeniz olmasın.


Bu toprakların geleceğinde teröre ve şiddete yer yoktur, olmayacaktır. Bu süreçte hepimizde, özellikle de siz değerli basın mensuplarına, sanatçılara büyük sorumluluklar düşüyor.


Terörle mücadele tüm toplumun görevidir. Ancak bu konuda ülke olarak yıllardır çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye'de bölücü terörün 40 yıldır bitirilememesinde bir dönem yapılan yanlışların yanı sıra kimi basın organlarının terörü masumlaştıran dilinin de payı bulunuyor. Kandil'deki teröristlerin reklam ajansına dönüşen kimi medya kuruluşları yaptıkları haberlerle bu masum eylemi itibarsız hale getirmeye çalıştılar.


Bölücü örgüte gönüllü avukatlığa soyunan sözde insan hakları dernekleri bu annelerin feryatlarına kör ve sağır kesildiler. İttifak ortaklarını küstürmemek için devleti suçlayan, destek vermek yerine analara desteğe giden bakanlarımızı eleştiren partiler oldu.


Lafa gelince demokrasi, çocuk ve kadın haklarını kimseye bırakmayanlar evlatları kaçırılmış annelere bir kez olsun sahip çıkmadılar. Ne Batılı medyadan, ne de Batılı insan hakları kuruluşlarından hiçbir dayanışma mesajı duymadık.


"500 GÜNDÜR 3 MAYMUNU OYNADILAR"


Ne Batılı medyadan, ne de Batılı insan hakları kuruluşlarından hiçbir dayanışma mesajı duymadık. Ülkemizdeki muhalefet partilerinden sözde insan hakları örgütlerine kadar birçok kesim tam 500 gündür bu meselede 3 maymunu oynadı.


Diyarbakır Anneleri sadece terör örgütünün karanlık yüzünü değil, bu riyakarlığı da ifşa ettiler. Ülkemizdeki ideolojik bağnazlığın ortaya çıkmasını onlar sağladı. Yurtdışındaki insanların bölücü örgütün bu coğrafyada açtığı derin yaraları öğrenmesi, anlaması önemlidir.


- "SOSYAL MEDYA ŞIRKETLERININ BASKILARINA BOYUN EĞMEYECEĞIZ"


Bir hususun altını tekrar çizmek istediğini belirten ve devletin görevinin vatandaşlarının özgürlüğünü korumak, güvenliğini, huzurunu, hak ve hukukunu temin etmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:


"Biz, genci yaşlısıyla 83 milyonun tamamına karşı sorumluyuz. Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz. İnsanların tacize uğradığı, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, linç edildiği, her türlü haklarının çiğnendiği bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız. Özgürlük kılıfı altında Türkiye'yi yalan haberin, iftiranın, hakaretin, tehdidin, provokasyonların kol gezdiği bir iklime terk etmeyeceğiz. İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Burada bir ofis kurma ama buradan reklamlarla her şeyiyle paraları al, topla ve Türkiye'yi adeta bir soygun cennetine çevir, yok böyle şey. Bak şimdi cezalar kesilmeye başlayınca onlar da kuzu olmaya başladılar. Ödeyeceksin, Batı'da nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin."


Erdoğan, bu amaçla bir taraftan kendi milli ve yerli alternatiflerini geliştirirken diğer taraftan da hukuki düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirdiklerine işaret etti. 


Vatandaşların can ve mal emniyetine gösterdikleri hassasiyetin aynısını verilerin korunmasına da gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalmalı" diyerek başlattıkları çalışmalarda önemli mesafe aldıklarına dikkati çekti.


- "İNŞALLAH YERLİSİNİ, MİLLİSİNİ BİZ DE KURACAĞIZ, ZAMAN YAKIN"


Geçen hafta yaşanan hadiselerden sonra bu çalışmaları daha da hızlandıracaklarını belirten Erdoğan, "Son dönemde bazı uluslararası şirketlerin de içinde yer aldığı skandallar bu konuda ne kadar dikkatli ve hassas olmamız gerektiğini göstermiştir. Veri mahremiyetine dair farkındalık yükseldikçe milli teknolojilere yönelim de artıyor. Yabancı uygulamaların kişisel veriler konusundaki çifte standartlarıyla 'Bip' gibi milli anlık mesajlaşma uygulamalarının kullanımı yaygınlaşıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda yerli ve milli altyapımızın gücünü arzu ettiğimiz seviyeye çıkartacağımıza inanıyorum. İnşallah yerlisini, millisini biz de kuracağız, zaman yakın." dedi.


Medyanın, toplum adına kamuoyu oluşturan bir kuvvetten ziyade kendisini siyasetin, yargının, yasamanın yerine koyan bir anlayışa sürüklenmesinin en büyük zararının yine medyaya olacağını vurgulayan Erdoğan, "Darbe dönemlerinde Türk medyasının nasıl kötü bir görüntüye sürüklendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Ayrıcalıklarını kaybedenler rahatsız olsalar da bugün daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu bir medya yapısına sahibiz. Halen eksikliklerimiz yok mu? Elbette var, bu eksiklikleri de gidermenin yollarını arıyoruz. Kaleminin ve mesleğinin hakkını verenlerin sayısı arttıkça inşallah Türk medyasındaki kötü hatıraların izleri de silinecektir." diye konuştu.


Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneğinin bu konuda önemli bir rol oynamaya devam edeceğine inandığını belirten Erdoğan, 2019 yılı Medya Oscarları'na layık görülen basın mensuplarını ve kuruluşları tebrik ederek, çalışmalarında başarı diledi. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.